Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/513 E. 2020/1090 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/513 Esas
KARAR NO : 2020/1090

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ——— sözleşmesi adı altında 1 yıl — sözleşmesi imzalandığını, davalıya müvekkili tarafından —-bedelli toplam 15,000 TL tutarında 2 adet çek verildiğini, davalı şirketin müvekkiline gönderdiği tanıtım ürünlerini okullarda ilgili öğretmenlere ulaştırdığını ve karşılığında hiçbir talep gelmediğini ve satışın gerçekleşmediğini, sözleşme gereği sözleşme birim —-tarihine kadar hiçbir sipariş almadığını, 28.04.2018 tarihinde sözleşmenin bittiğini ve yeni bir sözleşme yapılmadığını, yukarıda belirtilen çek bedelleri ——tarafından tahsil edildiğini, davalı … iş bu çek bedelleri olan toplam 15.000 TL müvekkiline iade edeceğini bildirmesine rağmen iade etmediğini, müvekkili tarafından Bilecik —-. Noterliğinin —– yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini iade talep ettiğini ve davalı firmanın hiçbir ödeme yapmadığını, arabulucu bürosuna başvurduklarını belirterek, yukarıda açıklanan nedenler ile davalının müvekkiline verdiği—— adet çek bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği tarihten itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın ——uzun süredir —— alanında faaliyet gösteren köklü bir kuruluş olduğunu, müvekkili firmanın, —– gerçekleştirdiği eserlerin, dağıtım ve satışını gerçekleştirmek üzere de ülkemiz genelinde başkaca —- — müvekkili firmanın, davacı tarafla —— akdettiğini ve davacı tarafa,— ilçelerinde müvekkil firmaya ait geniş ürün yelpazesinin satım ve dağıtım bayiliği verildiğini, davacı, bayilik sözleşmesi ile bu doğrultuda taahhütte de bulunduğunu işbu sözleşme tüm kapsamıyla dosya içeriğinde mevcut olduğunu, davacı —- yakın —gönderildiğini bu numunelerin de zaten orijinal birinci el kitaplar olduğunu ayrıca yüzlerce çeşidi barındıran bir ürün listesi de gönderildiğini, dolayısıyla davacı tarafın, bayilik sözleşmesi gereğince seçtiği ürünlerin siparişini vererek dağıtım ve satımını gerçekleştirmek durumunda olduğu halde, bu yönde herhangi bir siparişte bulunmadığını, sıklıkla gerçekleştirilen telefon görüşmelerine rağmen siparişte bulunacaklarını biraz daha beklenilmesini, haber vereceklerini beyan ederek müvekkili firmayı oyaladığını, bayilik sözleşmesinin gereğini ifa etmeyen ve yüzlerce kitap çeşidine sahip müvekkili firmanın neredeyse her ihtiyacı karşılayacak yayınları sipariş etmeyen davacının, bu konuda ileri sürebileceği kabul edilebilir başkaca bir ———- bulunmadığını, davacıya gönderilen listelerde de 5 TL den 200 TL ye kadar kitap fiyatları mevcut olduğunu, davacının şuan iade istediği, buna karşın sözleşmede çok net olarak taahhüt ettiği 15.000 TL bedelin tüm bu nedenlerle taban bir bedel olduğunu ve çok düşük olduğunu, davacının bu bedeli açıkça taahhüt ettiğinden iade isteyemeyeceği gibi hatta bu taahhüdün çok daha üzerine, —– olduğundan rahatça da çıkabilecekken bunu yapmamış oluşunun ancak ve ancak sözleşmeye aykırı hareket edildiğiyle açıklanabileceğini, sözleşme kapsamında taahhüt bedeli, cezai şart bedeli, gönderilen numune kitapların bedeli ve ayrıca bölgesel satış gelirinden müvekkili firmanın mahrum bırakılmasından kaynaklı zararı, davacı taralın davaya konu ettiği alacak bedelinin çok üstünde olduğunu, sözleşmenin tarihi ——– davanın ikame tarihi — olduğunu, davacı sözleşmenin bitim tarihi olan —- müvekkili firmaya ihtarname göndererek ödediği parayı iade talep etmekte olduğunu, bu davranışın ne hukukla ne de basiretli bir tacirin yapması gerekenlerle bağdaşmamasının çok açık olduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği davacı ve davalı arasında akdedelen bayilik sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalı yana verilen çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle açılan istirdat davasıdır.
Taraf vekillerinin mahkememize sunmuş oldukları 21/12/2020 tarihli dilekçe ile davacının davadan feragat ettiğini, feragat nedeniyle taraf vekillerinin birbirlerinden karşılıklı yargılama masrafı ve vekalet ücreti istemediklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 256,17-TL harcın mahsubu ile artan 201,77-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.