Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/508 E. 2021/1299 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/508 Esas
KARAR NO: 2021/1299
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- müvekkili arasında akdedilen sözleşmeler neticesinde anılan şirketin davacının —— markasının yetkili bayii olarak faaliyet gösterdiğini, bu sözleşmelere istinaden davalı — dava dışı şirketin borçlarına —- tarihinde müteselsil kefalet sözleşmesi ile kefalet limiti —- olmak üzere kefil olduğunu, —— arasında imzalanan sözleşmeye istinaden, müvekkili tarafından bayiliğini yapmış olduğu markalara ilişkin ürünlerin —- teslim edildiğini, ürün bedellerinin ödenmesine ilişkin hak ve yükümlülüklerin yine bu sözleşmeler ile düzenlendiğini, müvekkilinin vereceği ürünler nedeniyle oluşabilecek borç için kefil talep ettiğini ve davalı yanın da müteselsil kefil olduğunu, dava dışı şirketin cari hesap borcunun —– ulaştığını, müvekkilinin tüm taleplerine rağmen ödeme yapılmadığını, —–İhtarnamesinin bu davada davalı konumundaki —- dahil olmak üzere borçtan sorumluluğu olan kişilere bildirildiğini, ödeme yapılmaması üzerine —–takip başlattıklarını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile dava Dışı —- arasında bayilik sözleşmesi olduğunu, davacı şirketin —- sayılı dosyası ile —- dosyalarında takip başlattığını, takiplerin halen devam ettiğini, alacaklının teminat mektuplarını paraya çevirerek bir kısım borç ödemesi aldığını, kişisel sorumluluk ilkesi gereğince, kefilin sınırsız sorumlu olduğunun düşünülemeyeceğini, asıl borçlu hakkındaki takipler sonuçsuz kalmadan kefile takip yapıldığını, kefalet sözleşmesinde eş rızasının alınmadığını, rızanın yazılı şekilde alınması gerektiğini, kanun hükmü gereği kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesi, kefilin sorumlu olacağı miktarın kefalet tarihinin ve müteselsil kefalet söz konusu ise bu sıfatla veya bu anlama gelecek herhangi bir ifadenin kefilin kendi el yazısı ile belirtmesinin şart olduğunu, kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —-takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatına ilişkin bulunmaktadır.
İcra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine —- tarihli Kefalet sözleşmesine kefalet limiti — üzerinden takip yapıldığı, davalı takip borçlusunun —- tarihli —-imza ve borcun kendisine ait olmadığı belirtilerek borca ve imzaya itiraz edilmiştir.
Mahkemece davacı şirket ile dava dışı —- üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacıya ait defterler incelendiği, —- senesi yevmiye ve kebir defterleri e-defter yöntemi ile tutulmuş olup, envanter defterinin noter tasdikleri de yerine getiril olduğu, —- firmasının, muhtelif cari hareket dökümleri ve banka ekstreleri inceleme günü —- tarafından dosyaya sunulduğu, değerlendirme bölümünde izah edildiği üzere, dosyaya sunulmuş olan belgelerden, davacının ticari defter ve muavin defter kayıtlarına göre davalıdan —-alacaklı olduğunu, davacı kayıtlarına işlenen senet ödemelerine ilişkin parçalı kayıtların, senet tutarlarına uyacak şekilde bir bütün halinde dosyaya sunulması, senetlerin karşılaştırılması için önem arz ettiği, şu haliyle davalının vermiş olduğu hangi senedin davacı kayıtlarından mahsup edilerek karşılıksız olarak ayrılmış olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığı, davacının — tarihli icra takibinde —- oranında ticari reeskont faiz talep ettiği, bunun avans faiz oranına tekabül etmekte olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir
Mahkemenin —– tarihli ara kararı uyarınca; davalı vekilinin bilirkişi raporunda belirtilen senetlerin ödemelerine ilişkin kayıtların senet tutarlarına uyacak şekilde liste halinde dosyaya sunmasına, akabinde dosyanın bilirkişiye verilerek dava dışı —- ticari defter ve kayıtları ve celp edilen—formları incelenmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir. — tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Davalıya ait ticari defterler sunulmadığından dolayı incelenemediği, davacının davalıya kesmiş olduğu faturalar toplam tutarı —-davalının yapmış olduğu ödemeler ve karşı faturalar listesi toplam tutarı — tenzil edildiğinde ve davalının — formlarına dahil ettiği —- tutar eklendiğinde: davacının davalıdan — alacağı kaldığı, davacının işbu davadaki talebi —- olup, yukarıda tespit edilen tutarı kapsadığı, şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Davalının takip dayanağı — tarihli —- imzaya da itirazı bulunduğundan davalının bilirkişi incelemesine esas olmak üzere imzasının bulunduğu belge asılları bildirilen yerlerden istenmiş ve dosya grafoloji alanında uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; —– arasında düzenlenmiş —–matbu ibaresi altına atılmış müteselsil kefil imzasının, mukayese imzalarını atmış olan davalı —-eli mahsulü olduğu, şeklinde mütalaada bulunulmuştur. Bilirkişi tarafından — olarak belirtilmiş ise de rapor içeriğinden — incelendiği, maddi hata sonucu tarihin — olarak belirtildiği görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf ile dava dışı —- tarihli —– bulunmakta olup anılan sözleşme ile dava dışı şirket davacı şirketin bayiliğini üstlenmiştir. Sözleşmede, ödemelerin şekil ve şartlarının — tarafından belirlenerek bayiye bildirileceği, bayinin bildirilen ödeme şekli ve zamanına uygun hareket edeceği, bayinin —- tarafından gönderilecek hesap özetlerini inceleyerek görüşlerini bildireceği, aksi halde — tarafından hazırlanan hesap özeti sonuçlarını aynen kabul etmiş sayılacağı, mutabakat metinlerinde ihtilaf halinde — muhasebe kayıtlarının esas alınacağı, — ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil teşkil edeceği, kararlaştırılmıştır.
Dava dışı şirketin borçlarını teminen davalı tarafça — tarihli — verildiği, sözleşmede kefil olunan tutarın üst limitinin — olduğu, kefil olunan tutarın, sözleşme tarihinin ve müteselsil kefil olunduğu ibarelerin el yazısı ile doldurulduğu, kefalete eş rızasının yazılı olarak alındığı, kefalet sözleşmesinin TBK’nun 583. vd. maddelerindeki aranan şartları taşıdığı ve geçerli olduğu, yukarıda belirtilen bilirkişi raporu ile anılan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu belirlenmekle davalının imzaya itirazının da yerinde bulunmadığı görülmüştür.
Yukarıda da belirtildiği üzere davacı şirketin bayiliğini yapan dava dışı —- davacı şirket arasında çıkacak ihtilaflarda davacı şirketin ticari defterlerinin münhasır delil kabul edileceği, taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılmıştır. Mahkemece davacı şirket ile dava dışı şirketin ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ancak dava dışı şirketin ticari defterleri bilirkişi incelemesine sunulmadığından incelenememiş, buna karşın dava dışı şirket yetkilisince cari hesap özeti ve banka dekontları sunulmuştur.
Dava dışı ——- senesi—- ilgili ——bildirilmiştir. Bilirkişi tespiti ile; davacının davalıdan — alacaklı olduğu belirlenmiştir. Dava dışı şirketin ticari defterleri sunulmadığından bu şirket yetkilisinin sunduğu cari hesap dökümü ve banka dekontları üzerinden inceleme yapılması ile yetinilmiş olup davacının, dava dışı şirketten bilirkişi tarafından belirlenen bu tutarın üzerinde alacağı olup olmadığı belirlenememiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf mal teslimini ispatlamaktadır. Bu durumda davalı taraf borcun ödendiğini ispatlamak yükümlüğü altındadır.
Davacı şirket ile dava dışı şirketin taraf olduğu ——– görülen davada Mahkemece en son alınan bilirkişi raporunda her iki tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle davacı alacağının ——olduğu belirlenmiştir.
Belirtilen sebeplerle davalı tarafça kefil olunan şirketin davacıya olan borcunun takip konusu tutarın çok üstünde olduğu görülerek davalının icra takibi ile istenen tutardan sorumlu olduğu değerlendirilerek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle takibin devamına karar verilmiştir.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması ve davalının da müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzalaması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren talep gibi reeskont avans faizi işletilmesi gerekmektedir.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davanın kabul edilen tutarının % 20 oranında — icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı vekilinin celse harçlarının davalıya yükletilmesi talebinin, davalının takibe yönelik itirazı harca ve imzaya yönelik bulunduğundan reddine,
4- Alınması gerekli 10.246,50- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.811,63-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.434,87-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40- TL. başvurma harcı, 1.811,63- TL peşin harcın toplamı olan 1.856,03 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.361,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 18.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2021