Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/466 E. 2021/50 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/466 Esas
KARAR NO : 2021/50
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2016
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde müteveffanın sevk ve idaresinde bulunan — plaka sayılı aracı ile — —- takiben —- doğru seyir halinde iken—– geldiğinde yolun sağında —bölümünde dava dışı sürücü —- yönetiminde ve park halinde bulunan —- plaka sayılı araca arkadan çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini kaza neticesinde müvekkili davacının desteği —— vefat ettiğini, müvekkilinin işbu kaza ile tek başına kaldığını bunun yanı sıra hayatını idame ettirmek için tek dayanağı ve tek geçim kaynağı olan eşini kaybettiğini yakınların, eşin dostun yardımı ile geçimini sağladığını ancak bu destek ve yardımların bir yere kadar yapılabildiğini müvekkilinin geçimini sağlamak amacı ile canla başla mücadele ettiğini ancak hem acısı hem de imkansızlıklar içinde sıkıntı çektiğini dava konusu trafik kazasına karışan —– plaka sayılı aracın kaza tespit tutanağında herhangi bir poliçesinin bulunmadığının tespit edildiğini ancak açılan dava neticesinde araçta plaka değişikliğinin yapıldığını bu nedenle davalının ——- müvekkilinin zararlarını tazmin ile sorumlu olduğunu davalının —— ödeme yaptığını ancak müvekkilinin maruz kaldığı destekten yoksun kalma nedeniyle uğradığı zararları karşılamaktan uzak, fahiş miktarda eksik ve yetersiz olduğunu belirterek şimdilik —– maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, her türlü yargılama harç ve gideriyle vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava hakkının olmadığını zira söz konusu kaza nedeniyle davacıların davadan önce müvekkili şirkete yaptığı müracaat üzerine uzman aktüer hesap bilirkişisinden alınan rapora göre davacıların isteyebileceği tazminat miktarının belirlendiğini ve müteveffanın eşine —- tarihinde toplam——- tazminat ödemesi yapıldığını yapılan bu ödeme sonucunda davacıların zararının tazmin edildiğini başkaca bir zararın kalmadığını yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle zararını karşılayıp karşılamadığının tartışılmasının gerektiğini ödeme günü yapılan hesap ile dava dosyasında yapılacak hesap için hesap tarihi itibariyle esas alınacak verilerin değişmiş olacağını geçen her sürenin sigortacının aleyhine işleyeceğini davacılar lehine haksız zenginleşmeye neden olacağını bu nedenle davacıların hak ettiği tazminatın o günkü şartlara yani ödemeye esas hesaplamanın yapıldığı tarih itibariyle yapılmasını buna göre bakiye tazminatın fahiş derecede farklı olması halinde ibranın iptalinin gerekeceğini murisin mütefarik kusurunun söz konusu olduğunu bu oranda tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davacılara yapılan ödeme sebebiyle davanın reddine, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: —— yetkisizlik dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşıldı.
Dava trafik kazası nedeniyle davalı sigortadan destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkin davadır. Davalı — —— yargı çevremiz içerisinde olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu, davanın sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle mahkememizin görevli mahkeme olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası —- yılında meydana gelmiştir. Kaza tespit tutanağı, —– plakalı aracın kaza tarihindeki trafikları, poliçe, hasar dosyası, sigorta tarafından yapılan kısmi ödeme belgesi, —– dosya sureti, —— tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına dair yazı cevabı, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağı, Müteveffa —– Tüm belgeler dosya içerisine alınmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın ortaya konulması ve nitelendirilmesi için davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı, vefat eden —- desteğini yitirdiğini ileri süren eşi, davalı ise, kaza yapan aracın —- Davalının sorumluluğunun nitelendirilmesi için ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereğince işletenin sorumluluğu ve destekten yoksun kalma zararının değerlendirilmesi gerekmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——–
Destekten yoksun kalma tazminatı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan —– —— düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine ——- dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir. ——– Başka bir deyişle destek tazminatı Ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamını desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik bir tazminat türüdür.
Somut olayda müteveffa %100 kusurlu olsa dahi, davacı üçüncü kişi konumunda olduğu için kusursuz olduğu ve maddi tazminata hak kazandığı, davacının müteveffanın eşi olduğu, müteveffanın çiftçi olduğu, davacının çalışmadığı, müteveffanın davacı eşine desteğinin belirlendiği, hesaplama yapılırken —- benimsenen —- kullanıldığı, davacıya her ne kadar bir kısım ödeme yapılmış ise de; yapılan ödemenin yetersiz olduğu, —- tarihli bilirkişi raporunda davacının bakiye tazminat miktarının —- olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar daha önce dosyada rapor alınmış ve davacı her ne kadar bedel artırım dilekçesi ile talebini —— yükseltmiş ise de; mahkememizce alınan son raporun daha önce alınan her iki rapor arasındaki çelişkiyi giderdiği, yasaya ve içtihatlara uygun hesaplama yapıldığı anlaşıldığından —- tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; —- destekten yoksun kalma tazminatının—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 3.043,54-TL harçtan davacının yatırmış olduğu 29,20 TL peşin harç ile 194,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 2.820,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 194,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 252,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.883,70-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%74,69 Kabul %25,31 Ret) 2.153,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 6.592,13-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/01/2021