Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/40 E. 2021/1400 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/40 Esas
KARAR NO: 2021/1400 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ———- çapında bir tür benin üzerinde ——– alması üzerine —- başvurduğunu, — bölümünde incelemeler yapıldığı, bu benin operasyonla çıkarılması gerektiği belirtilerek hastanede—- yönlendirildiğini, — —- çıkarılması gerektiğini, çıkarılacak parçanın yerinde kalacak boşluğun etrafındaki deri dokusunun gerilerek birleştirilmesi yolu ile kapatılabileceğini, tek bir müdahale ile en fazla —-gerçekleştirilecek küçük bir işlem olduğunu, çok kısa ve kendisince çok kolay bir şekilde konuyu problemsiz ve ihtilafsız yaşam düzenini aksatmadan çözeceğini, bu konunun önemsiz ve kendisinin çok tecrübeli olduğunu ifade ettiğini, ancak ameliyatın—-sürdüğünü ve ameliyattan sonra aylar süren sağlık sorunları —- geçirdiğini, akabinde nekahet dönemini zorluklarla geçirdiğini, bu arada —– yaşadığını belirterek diğer müvekkillerininde bu sorunlardan etkilendiklerini açıklayarak müvekkili —-meydana gelen beden ve ruh tamlığının ihlali ve kalıcı izler, ailede meydana gelen yıkıntı, üzüntü ve tahribatlar sebebiyle —- manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılardan —– Dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan davada müvekkiline atfedilecek hiçbir kusur ve ihmal bulunmadığını, müvekkilinin hekim olarak hastasının yararına ve iradesine uygun özenli bir tedavi yaptığını, davacının operasyon öncesi bilgilendirildikten ve tıbbi uygulamalar için bilgilendirilmiş onam formu düzenlenerek onayı alındıktan sonra ameliyatın gerçekleştirildiğini, ameliyatın——- olmadığını, yapılan işlemde bir hatalı eylem, eksiklik ve yanlışlık olmadığını, istenen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı—– Dilekçesinde; husumet ve iş bölümü itirazında bulunarak davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğunu, müvekkili şirkette gerçekleştirilen ameliyat işleminin branşlarında ihtisas yapmış —-saygın ve mesleğinde güvenilir hekimleri tarafından yapıldığını, davacının —- öncesinde bilgilendirildiğini ve buna ilişkin onam formu imzalatıldığını, —sonrasında hastanın takip edildiğini, ancak hastanın kendi isteği ile kontrole gelmediğini, yapılan işlemde bir hata ve eksiklik bulunmadığını, —–yönetiminin doğru yapıldığını, maddi ve manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacılardan — müdahale sonucu geçirdiği ameliyat ve bilahare geçirdiği ameliyatlar sonucu ruhsal ve bedensel acı ve sıkıntıları ile diğer davacıların uğradıklarını belirttikleri manevi elem ve ızdırap nedeniyle davacılar tarafından davalılar aleyhine açılmış maddi – manevi tazminat davasından ibarettir.
Dosya — esasında açılmış, bu Mahkemenin —-sayılı kararı ile iş bölümü itirazını yerinde bulunularak dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkemenin —–sayılı kararla mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince mahkemenin görevsizlik kararının temyizi üzerine ——sayılı kararla, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, davacılardan —- davalı hastanede diğer davalı tarafından gerçekleştirilen kafatasındaki —- ameliyat ile ilgili tüm operasyonlar ve akabindeki tedavi süreci ve bunun sonrasında —- geçirdiği ameliyatlara ilişkin hastane dosyaları getirtilmiş, taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiş, dava dışı —— yapılan tedavilere ilişkin sigorta şirketince yapılan belgeler, dava dışı sigorta şirketinden celp edilmiştir.
Davacı —— getirtilen hastane dosyası ile bilahare —- getirtilen hastane dosyası — gönderilerek, bu davacının davaya konu kafatasındaki—- dolayı —- davalı doktor tarafından yapılan —- geçen süreç içerisinde oluşan —sonrası —- ameliyatlarla ve sonunda gerçekleşen iyileşme ile sonuçlanan davalı — yaptığı operasyonda davalı doktora atfı kabil kusur bulunup bulunmadığı tespiti için dosya adli tıp kurumuna gönderilmiş, davacı — kurumda yapılan muayenesi sonucunda —- Davalı hekime atfı kabil kusuru bulunmadığı” rapor edilmiştir.
Davacı taraf itirazı üzerine —-davalı hekime atfı kabil bir kusur olmadığı” yönünde mütalaada bulunulmuştur.
Mahkemenin — sayılı kararı ile; davacıların açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi üzerine, davacılar vekilince karar temyiz edilmiştir.—-sayılı kararı ile; Dava, davalı —– hatalı olmasından dolayı tekrar tekrar ameliyat olunmak zorunda kalındığı ve kalıcı ize neden olunduğu iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir. Mahkemece, davalı doktora kusur atfetmeyen, dosya içerisinde bulunan —- raporu ve itiraz üzerine alınan aynı görüşü benimseyen —- raporlarına dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamı incelendiğinde, davalı doktorun işlemi basite alması, oluşabilecek riskleri gözardı ederek, gerekli tüm hazırlıkları yapmadan operasyona girişmesi nedeniyle operasyonun kötüye gittiği iddiasının aydınlatılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, davaya konu olayda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir —-, aralarında dava konusu hususta uzman, ——- kişilik bilirkişi kurulundan, yapılan işlemlerin —– açısından yeterliliği ve uygunluğu hususunda, davacı iddialarını aydınlatacak şekilde, davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, —— denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiş olup, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Davalı tarafların karar düzeltme istemi aynı dairece reddedilerek dosya yeniden görülmek üzere Mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemenin —-tarihli ara kararı ile —- kararına uyulmasına karar verilmiş, —-alanında uzman bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek — tarihli Bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; “Hastaya uygulanan ameliyat tekniği saçlı —- tercih edilecek yöntemlerden biri olduğu, Hastanın ameliyat öncesinde bilgilendirildiği, ameliyat sonrasında —– yönetiminin doğru olduğu, tıbbın genel kurallarına uygun hareket edildiği, hekimin hastasına gerekli özeni gösterdiği, hastanın kendi isteği ile tedavinin devamı için başka bir hekime başvurduğu, sonrasında yapılan ameliyatların da bilime uygun olduğu, bu nedenle hastanın tedavisinden sorumlu hekimler ve hastaneye atfı kabil bir kusur bulunmadığı, yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece davacılar vekilinin itirazları da dikkate alınarak —-kararında belirtilen hususlar da gözönüne alınarak akademisyen bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, dosya genel cerrahi, plastik cerrahi ve dermatoloji alanında uzman akademisyen bilirkişi heyetine verilerek rapor alınmıştır. Alınan bilirkişi raporunda özetle; Hastanın —– nedeniyle opere edilmesi tıbbi açıdan doğru olduğu, öncesinde gerekli aydınlatılmış onam formunun alınması, hastanın oluşabilecek komplikasyonlar ve uygulanabilecek alternatif yöntemler konusunda aydınlatılmasının tıbbi açıdan doğru ve yeterli olduğu, ameliyatın başlangıcında ve devamında uygulanan tekniklerin tıbbi ve bilimsel teamüle uygun olduğu, sonrasında gelişen doku nekrozunun öngörülebilecek bir durum olmadığı, dolayısıyla devamındaki ——– olduğu, burada da ilgili hekimin —- uygun sıklıkta yaptığı ve bunları da kaydettiği görüldüğünden yaklaşımında hata olmadığı, dolayısıyla bu vakada ilgili hekim —–işlemlerinde ilme ve fenne aykırılık olmadığı, —— gerekleri doğrultusunda tedaviyi yürüttüğü, şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi heyeti raporu birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece en son alınan bilirkişi raporu olaya ve denetime uygun bulunmakla Mahkemece de hükme esas alınmıştır. Dava konusu ihtilaf tıbbi kötü uygulama olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. ——gerekçesinde ise, davalı —– işlemi basite alması, oluşabilecek riskleri gözardı ederek, gerekli tüm hazırlıkları yapmadan operasyona girişmesi nedeniyle operasyonun kötüye gittiği iddiasının aydınlatılmadığı hususuna değinilmiştir.
— de benimsediği üzere, hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet akdi mahiyetinde olup, —- maddeleri uyarınca, vekil vekâlet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle, doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.—-zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören doktor olan vekilden tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir.
—tarihinde imzalanan ve—–Bu sözleşmenin tarafları tüm insanların haysiyetini ve kimliğini koruyacak ve biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, ayırım yapmadan herkesin, bütünlüğüne ve diğer hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini ——araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir” düzenlemesi mevcuttur. —–olan veya yazılı olmayan meslek kurallarına uygun müdahaleyi güvence altına almaktadır. Ayrıca, uygulamanın tedavi ya da yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacına yönelmesinin zorunlu olduğu belirtilmektedir. —–alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir. — Bu kişiye, önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler verilecektir. —– İlgili kişi, muvafakatini her zaman serbestçe geri alabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
—— hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir.“ denilmiştir.
—— hastanın, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkına sahip olduğu, tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamayacağı,—— hastaya; a) Hastalığın muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği, b) Tıbbi müdahalenin kim tarafından nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ile tahmini süresi, c) Diğer tanı ve tedavi seçenekleri ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri, ç) Muhtemel komplikasyonları, d) Reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve riskleri, e) Kullanılacak ilaçların önemli özellikleri, f) Sağlığı için kritik olan yaşam tarzı önerileri, g) Gerektiğinde aynı konuda tıbbî yardıma nasıl ulaşabileceği hususlarında bilgi verileceği, —— olduğunca sade şekilde, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden, hastanın—- düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde verilir. Hasta, tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek sağlık meslek mensubu tarafından tıbbi müdahale konusunda sözlü olarak bilgilendirilir. Bilgilendirme ve tıbbi müdahaleyi yapacak sağlık meslek mensubunun farklı olmasını zorunlu kılan durumlarda, bu duruma ilişkin hastaya açıklama yapılmak suretiyle bilgilendirme yeterliliğine sahip başka bir sağlık meslek mensubu tarafından bilgilendirme yapılabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Özetle hekim, görevini yüksek özenle yerine getirmeli ve hastanın bilgi alma hakkı kapsamında onu aydınlatmalıdır. Burada Hekim’in üzerine aldığı vekalet görevini özenle yerine getirmesi gerekir. Bununla birlikte hasta rızası olmaksızın, hastaya belli bir tetkik ya da operasyon yapılması mümkün bulunmamaktadır. Kural olarak aydınlatmanın belli bir şekilde yapılması gerekmemekle birlikte hastanın risk durumunun hastanın anlayabileceği bir dilde hastaya izah edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacıya gerekil bilgilendirmenin yapıldığı, hastanın —- uygulanabilecek —- aydınlatılmasının tıbbi açıdan doğru ve yeterli olduğu, ameliyatın başlangıcında ve devamında uygulanan tekniklerin tıbbi ve bilimsel teamüle uygun olduğu, sonrasında gelişen doku —- öngörülebilecek bir durum olmadığı, dolayısıyla devamındaki nekrotik dokunun bakım süreci önemli olduğu, burada da ilgili hekimin gerekli takibi ve pansumanları uygun sıklıkta yaptığı ve bunları da kaydettiği, yaklaşımında hata olmadığı, dolayısıyla bu vakada ilgili davalı doktorun ve davalı hastahanesi’nin iş ve işlemlerinde —– aykırılık olmadığı, tıp biliminin gerekleri doğrultusunda tedaviyi yürüttüğü, bilirkişi tespiti ile de ortaya konulmuş durumdadır.
Dolayısıyla somut olayda davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı belirlemekle davacıların açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 5.959,90- TL harçtan alınması gerekli 59,30- TL red harcının mahsubu ile bakiye 5.900,6‬0- TL harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacıların yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılardan—-tebligat giderinin davacılardan alınarak davalı —– ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılmış olan gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden; davalılar kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4.maddesi uyarınca 5100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3-4 maddesi uyarınca 5100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ———- yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —–nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 21/12/2021