Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/366 Esas
KARAR NO : 2021/476
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ——- arasında akdedilen —- istinaden müflis şirkete kredi kullandırıldığını, — kredi koşullarına uymaması sebebi ile —- yevmiye numaralı ihtarnamede ——— ödeme yapmasının talep edildiğini, ödeme yapılamadığını,—- iflas erteleme talepli olarak —- sayılı dosyası ile dava açtığını, —- iflasına karar verildiğini, —- sayılı dosyasından başladığını ve——- yasa ve usule aykırı bir şekilde birinci alacaklar toplantısı yapılmamasına, tasfiye işlemlerinin —– sürdürülmesine karar verildiğini, karara icra Mahkemesinde itiraz edildiğini, birinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını, kendisini ——– tarihinde sıra cetveli hazırladığını ve tüm alacaklı bankaların kayıt taleplerini reddettiğini, işçilik alacağı olduğu iddiası ile talepte bulunan —- alacak kayıt talebinin kabulüne karar verildiğini,—– alacaklılardan seçmesi gereken —- geçerek ve sıra cetveli hazırlamasının yasa ve usulü aykırı olduğunu, işçilik alacaklarının gerçek olup olmadığı araştırılmadan, başvuruda bulunan kişilerin taleplerini kabul ettiğini ve işçi alacağı olarak birinci sıraya yazdığını, talepte bulunan kişilerin alacaklarının varlığının ve miktarının tetkik edilmesi gerektiğini, bu inceleme yapılmaksızın kabul kararı verildiğini belirtilerek, belirtilen alacakların iflas masasından terkini ile sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İcra ve İflas Kanununun 232 vd. maddeleri gereği düzenlenen sıra cetvelinde kayıt edilen işçilik alacaklarının kıdem tazminatından kaynaklandığını, alacak kayıtlarına ekli dayanak belgeler ve müflis şirket yetkilisinin beyanları ile değerlendirilerek kabul edildiğini ve 1.sıraya kaydına karar verildiğini, talep edilen alacağın dayandığı—- işe giriş bildirgesi ve işçilik alacak belgesinin incelendiğini, belgelerin yeterli görülerek alacağın kabul edildiğini, talep edilen alacağın İİK.206/1.maddesi gereği imtiyazlı işçi alacağı olmakla 1. sıraya kaydedildiğini,—-işleminin usul ve yasaya aykırı olmadığını, hesaplama yapıldığında davalının alacak kayıtlarında belirtilen tutarda kıdem tazminatına hak kazandığının görüleceğini, davalının alacaklarının masaya kayıt edilip sıra cetveli tanzim ve ilan edildikten sonra 3.şahsa ödeme mukabilinin temlik edildiğini, alacağın temlikine dair belgelerin —- dosyasında tanzim ve ilan olunan sıra cetvelinde —– kayıtları sıralarına işlemek üzere—- ibraz edildiğini, temlik sebebi ile davacıların alacaklı sıfatının kalmadığını, davanın temlik alan 3. şahıs —- edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Temlik Alan —- tarihli duruşmadaki beyanında, —- müflis şirket yetkilisinin kızı olduğunu, işçilerin alacaklarına kavuşması, tasfiye sonucunu bekleyip mağdur olmaması için şahsi malvarlığı ile işçilerin alacaklarını ödediğini, alacakları temlik aldıklarını beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava hukuki mahiyeti itibariyle, davalı temlik eden işçinin kıdem tazminatı alacağının iflas müdürlüğünce haksız yere masaya kaydedildiği iddiasıyla İİK 235. Maddesine göre açılan kayıt terkin davasıdır.
Davacı tarafça tek bir dava dilekçesi ile toplamda —- işçi için sıra cetveline itiraz davası açılmış olup, yargılamanın kolaylıkla yürütülebilmesi amacıyla Mahkememizin—–dosyasında verilen ara karar gereğince her bir işçi için dosya tefrik edilerek yeni esas numaraları alınmıştır.
İİK’nın 235. maddesi gereği kayıt terkin davasının, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde açılması zorunludur. İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve —– çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu halde iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Mahkememizce davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı ve davacının aktif husumetinin tespiti yönünden iflas müdürlüğüne müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabından davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Bilindiği gibi kayıt terkin davaları alacağı sıra cetveline kısmen de olsa kayıt edilen alacaklı tarafından açılabilir. Davacının alacağının tamamı iflas müdürlüğünce reddedildiğinden, davanın açıldığı tarihte davacının masaya kaydedilmiş bir alacağı bulunmamakta ise de; davacı bankanın kayıt kabul istemli davası Mahkememizin —- dosyasında görülmeye başlanmış ve Mahkememizce——sayılı dosyasında kayıt ve kabulüne karar verildiğinden davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce —– cetvelleri celp edilmiş, dosya işçilik alacakları hesaplama konusunda bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporunda işten ayrılma tarihlerine dair tespit edilen hususlar ve mübrez —– cetvelleri gereği aşağıda belirtilen sebeplerle davanın tam kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle iflasın sözleşmelere etkisini değerlendirmek gerekmektedir. Kanun, bazı hallerde taraflardan birinin iflası ile sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğini hükme bağlamaktadır. Fakat bu haller istisnadır. Kural olarak taraflardan birinin iflası ile sözleşme kendiliğinden sona ermez. İflas ile sözleşmenin sona ermediği hallerde, —– taraflı sözleşmeleri devam ettirmeye yetkili ancak mecbur değildir. Örneğin vekalet sözleşmelerinde,adi ortaklıkta, cari hesap sözleşmelerinde iflas ile kanun gereği sözleşme sona ermektedir. İş sözleşmesi ise işverenin iflasıyla sona ermez. İş Hukuku ve İcra ve İflas Hukukunda, iflas halinde sözleşmenin ifasını engelleyecek bir hüküm bulunmamaktadır. İİK’nın 198 ve 224. maddelerinde öngörülen—— seçim hakkı ve sözleşmenin aynen ifasına karar vererek iş vermeye devam edebilmesi, iş sözleşmesinin iflasla sona ermediğini göstermektedir. İşverenin iflas etmesiyle birlikte iş sözleşmesinin sona ermemesi, hem işçinin hem de işverenin ve onun iflas masasının menfaatine uygundur. İflasın açılmasıyla birlikte iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi, müflisin işletmesinin faaliyetini durdurmasına neden olabilir. Bu durum, müflisin ve onun iflas masasının menfaatlerine aykırı bir hal ortaya çıkartabilir. Böyle bir aleyhte durumu önlemek için —– müflisin ticari işletmesini devam ettirme hakkı tanınmıştır. İşverenin iflasıyla birlikte iş sözleşmesinin sona ermemesi, işçinin de menfaatinedir. Bu halde, her ne kadar işçinin iflastan sonraki ücreti İİK.m.206’da öngörülen öncelik hakkından yararlanamasa da; iflas masası, sözleşmeyi devam ettirmek isterse, işçi çalışmasını devam ettirecek ve ücretini masadan masa alacağı olarak tam olarak alabilecektir (İİK.m.248).Alacaklılar da, işyerinin işletilmesinde devam edilmesi sonucu daha fazla alacağa kavuşabilirler. Ayrıca müflis işveren de işletmeye devam edilmesi sonucu elde edilen gelirle alacaklılarla anlaşma yaparak iflasın kaldırılmasını sağlayabilir.—–
Mahkememizce celp edilen —- kayıtlarından, temlik veren işçinin iflas tarihinden sonra dava dışı müflis ——— devam ettiği,—- sözleşmeyi feshetmeyerek aynen devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi kıdem tazminatına hak kazanmak için iş sözleşmesinin feshedilmiş olması gerekmektedir. Sözleşme feshedildikten sonra haklı/haksız fesih durumuna göre koşulları oluşmakta ise iflas idaresince işçinin kıdem tazminatı başvurusu hakkında karar verebilir. Ne var ki eldeki davada iflas müdürlüğünün, iflas ve başvuru tarihi itibariyle halen müflis şirkette çalışmaya devam eden davalı işçinin, henüz doğmamış kıdem tazminatı alacağını sıraya kaydettiği anlaşılmaktadır.—– sıraya kaydettiği ancak iflas tarihi itibariyle henüz doğmamış kıdem tazminatı alacaklarınn sıraya kaydı hukuka aykırı olup terkini gerekmektedir. Zira —- sıraya kaydedilmesi gereken iflas alacakları, iflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklardan olup, dava konusu alacak bu şartları haiz değildir. Nitekim benzer nitelikte bir davada ——– ilamında: “Somut olayda, davacı tarafça kayıt ve kabulü istenen kıdem tazminatı yönünden bilirkişi tarafından davacının iflas tarihinden sonra müflisin iş yerinde çalışmasının sürdüğü ve iş akdinin devam ettiği, bu durumda İş Kanunu’nun 14. madde koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı alacağı konusunda talepte bulunamayacağı görüşü doğru olarak bildirmiş olup, mahkemece, iflas idaresinin fesih bildiriminde bulunmaya yetkisi olduğu yönündeki gerekçe ilke olarak doğru ise de, iflas sebebiyle iş yerinin kapatıldığına ilişkin yanılgılı ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeye dayalı olarak, dava tarihi itibariyle henüz doğmamış kıdem tazminatı alacağının da kayıt ve kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir. Bunun yanında bir kısım işçilerin dava devam ederken iş akitlerinin sona erdiği anlaşılmış olup, yukarıda bahsedildiği gibi bu alacaklar da iflas tarihi ve sıraya kabul kararı verildiği tarih itibariyle henüz doğmadıklarından tamamının terkini gerekmiştir. İİK 253/3. Madde uyarınca alacağa tahsis edilen hissenin dava masrafları da dahil edilerek davacının sırasına bakılmaksızın davacıya tahsisine karar vermek gerekmiş, davalar seri dava niteliğinde bulunduğundan AAÜT 22. Madde uyarınca tüm duruşmaların aynı gün yapıldığı toplam 23 dava dosyası yönünden davacı tarafın hak kazandığı vekalet ücretinin %50’si oranında vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,—- sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde davalı — tahsis edilen —- alacağın terkiniyle, İİK. m. 235/3 uyarınca, bu alacağa tahsis edilen hissenin dava masrafları da dahil edilerek davacının sırasına bakılmaksızın davacının alacağı nispetinde davacıya tahsisine, artan kısım bulunması halinde diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılmasına,
2-Alınması gerekli 59,30-TL peşin harç ile 35,90-TL başvurma harcı toplamından oluşan 95,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan 808,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 22. maddesine göre takdir olunan 2.040,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve temlik alan vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2021