Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/339 E. 2021/253 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/339 Esas
KARAR NO : 2021/253 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —– markalı aracı yetkili—– aldığını, müvekkili şirket çalışanının ——-seyir halindeyken araç göstergesinden bildirim aldığını, aldığı bildirimde —– seviyesinin yükselmiş olduğunun yazdığını, müsait olan en yakın yerde durarak motorun soğumasını beklediğini, yaklaşık—– kadar bekledikten sonra bildirimin ekrandan kalktığını gördüğünü, bildirimin ekrandan kalkması üzerine tekrar yola devam ettiğini, sürüşe devam ederken bildirimin tekrar ekrana geldiğini ve müvekkili şirket çalışanının bir benzin istasyonunda durduğunu, istasyonda yaklaşık olarak—– beklediğini, bu sürede motor suyu ve yağını kontrol ettirdiğini, suyun azalmış olduğunu istasyon görevlisiyle birlikte tespit ettiklerini, motor soğuduktan sonra motor suyu da ilave ederek ve yola devam ettiğini, bu süreçte nerede ve hangi süreyle bekleme yapıldığının şirket tarafından araçlara takılan takip cihazından da görülmekte olduğunu, kalan yolculuk süresince aracın bir daha uyarı vermediğini ve varış noktasında motor yağı ve suyunun tekrar kontrol edildiğini, bu kontrol neticesinde motor suyunun yeniden azaldığının tespit edildiğini, motor suyunda yaşanan bu sorundan dolayı —– iletişime geçildiğini, kendilerinin bir iki gün içerisinde sorunun sebebini açıklayacaklarını söylediklerini, Müvekkilinin nihayetinde aracı satın aldığı — görüştüğünü, yetkili servis olarak yönlendirilen davalı —- kurulduğunu ve aracın çekici yardımıyla — getirilmesine karar vermiş olduklarını, —- masrafının —– alınan geri bildirimde —– arızalandığının müvekkili şirkete söylendiğini, arızanın sebebi olarak —- ışığı yandıktan sonra müvekkili şirket çalışanının toplam —– yol gittiğini ve bu sebepten dolayı motor ile turbonun arızalandığının servis tarafından iddia edildiğini, müvekkilinin araç bildirim ışığı yandığında aracı en uygun alanlara çekmiş kontrollerini gerçekleştirmiş olduğunu, aracı da sadece bildirim yazısı geçtikten sonra yeniden çalıştırdığını, bahsedilen —- zaman gidildiğinin meçhul olduğunu, uyarı ışığı yandığında araç ile devamlı —- gidilmediğini, araçta bulunan takip cihazının bunun en büyük kanıtı olduğunu, ayrıca—– dosyasında delil tespiti yaptırıldığını, yapılan bu tespit sonucunda —–gidilmiş olsa dahi böyle bir problemin buna bağlı olamayacağının açıkça ifade edildiğini, Bilirkişi raporunda “sürücünün—– daha fazla yol kat etmesinin bu arızaya neden olmadığı, servis bakım işleminin 1 hafta önce yapılan araçta bu tür bir arızanın meydana gelmesi normal olmayıp yetersiz servis veya üretim nedenlidir” dediğini, —– plakalı aracın bu olaydan yaklaşık bir hafta önce —– bakımının yapıldığını, aracın genel bakımdan önce hiçbir sorunu bulunmadığını, —- tarihinde bakımdan çıkan araç için —- fatura oluşturulduğunu, aracı aldıktan sonra bu sorun yaşadığını, araç bakımdan çıkarılırken müvekkiline —– ulaşabileceği bir irtibat numarası verildiğini, bilgi edinmek ve yönlendirme alabilmek için olay günü müvekkilinin bu numarayı aradığını, olay sonrasında mesai saatleri içerisinde de yeniden arandığını, verilen numaraya hiçbir şekilde ulaşılamadığını, bu konuda —– alınabileceği söylenen numaradan herhangi bir destek alınmadığını, bakımdan yeni çıkan bir aracın bir an için —– gidildiği varsayılmış olsa dahi sırf bu sebeple turbosunun ve motorunun yanmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, işbu hususun—— sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporda;—– sökülmesi sonucunda —- —- çatladığı, su ile dolduğu, kompresyon kaçağına neden olan ——– kısmında deformasyon olduğu, katalizör gövdesinde suyun mevcut olduğu belirlenmiştir. Aracın seyir halinde su eksiltmesinin de yağa su karışması, motora ve turboya su kaçması nedenli olup sürücüden kaynaklanmadığı aşikardır.” şeklinde belirtildiğini, davalı——- aracın bakımını yaparken basiretli bir tacir gibi gereken özen yükümlülüğünü göstermediğini, aracın servisten çıktıktan bir hafta sonra bu olayı yaşaması da bunun en büyük ispatı olduğunu, her ne kadar ürünün de ayıplı olması söz konusu olsa da —— bunu bakım sırasında tespit edemeyerek ekstra masraflara sebep olduğunu, Müvekkili şirketin – ay boyunca aracı tamir ettiremediğini, —-tarafından oyalandıklarını, bu süreçte şirkette araç eksikliği olduğu için aylık —-üzerinden —- ay boyunca araç kiraladığını, aracın böyle bir arızası olduğu tespit edilmiş olsaydı araç ayıplı maldan dolayı doğrudan diğer davalıya götürüleceğini ve ayıplı hizmetten kaynaklanan bu hususların söz konusu olmayacağını, kira bedelinde diğer davalı —- kadar bakım sırasında hatayı fark etmeyen ve müşteriye bildirmeyen—- sorumlu olduğunu,çekici masrafından davalıların sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracı —- yaptırmak istemediğini, hatanın kendisinden kaynaklandığı söylenen müvekkiline çıkarılan faturadan sonra müvekkilinin—– sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdığını, bu tespit için de aracın—- çıkarılması gerektiğini, — tarafından araçtaki hatanın tespiti için —— fatura oluşturduğunu, fatura içeriğinde çalışmayan araç için yapıldığı söylenen diğer kalemlerin bu faturanın gerçeği yansıtmadığının en büyük ispatı olduğunu, formalite icabı düzenlenen bu faturadan da —– sorumlu olduğunu, delil tespiti sırasında aracın şirketten alınıp sanayiye götürülmesi sırasında gidiş ve geliş ayrı ayrı fatura edilmiş olmak üzere —— masrafı yapıldığını, Bilirkişi tarafından gerekli incelemenin yapılabilmesi için motor üst kapağının ve motorun söktürülmesi işlemleri de—– ücret karşılığında, her ne kadar ayıplı maldan doğan bir kusur bulunsa da verilen hizmet sırasında —- bu ayıbın tespit edilmemiş olması ile beraber —- sebebiyle sorumluluğu doğduğunu, —– kullanıldığı dikkate alındığında da bu arıza ve hasarın üretim hatasından kaynaklandığının belirlendiğini, her ne kadar —–sebebiyle yukarıda bahsi geçen masraflar çıkmış olsa da tüm bu masrafların doğmasının ana sebebinin üretim hatası kaynaklı olduğunu, araç tamir edildikten sonra —– masraf olduğunun tespit edildiğini, araçta üretim hatası olduğu için müvekkilinin bu ayıpla karşı karşıya kaldığını, aynı zamanda ayıplı malı tespit edemeyen yetkili servis sıfatıyla muhatap bırakıldığı—– konusu ayıplı malı tespit edemeyerek ayıplı hizmete sebebiyet verdiğini, Müvekkilinin ayıplı mal niteliğinde olan araca ağır hasar niteliğinde görünecek bir masraf yaptığını, aracın değerinde kayıp oluştuğunu, işbu değer kaybının da bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, değer kaybı için şimdilik — olmak üzere talep olunduğunu beyan ile, — genel servis bakım faturası, — araç kiralama faturası—- servisten çıkarılmasına ilişkin istenen masraf faturası,—– bedelli sanayi gidiş-geliş çekici ücretine ilişkin faturalar, —- motorun sökülmesine ilişkin fatura, — araç tamirine ilişkin fatura,
—–aracın değer kaybına ilişkin, olmak üzere toplam —- zararın tazmini ile aracın değer kaybının belirlenmesi sonucu talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin dava konusu vakıa ile bir ilişkisi bulunmadığını, her ne kadar seyir halindeyken arıza yapan ——- plakalı aracın, ayıplı mal ve hizmetten doğan zararın tazmini için işbu huzurdaki dava açılmışsa da müvekkili şirketin araçta meydana gelen arıza ile ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketin satıcı olmadığını, kusur yönünden itiraz ettiklerini, olayda müvekkiline atfı kabil bir kusurda bulunmadığını, olay sonucu ortaya çıkan durumdan üretici ve davacının birlikte sorumlu kabul edilebileceğini, değişik iş raporuna yapılan itirazlar saklı kalmak üzere zararın üretim hatasından kaynaklandığını, davacının motor ikaz ışığı yandıktan sonra dahi aracı kullanmakta ısrar etmesi, bu halde aracın kilometrelerce sürülmesinin mevcut zararın oluşmasına katkı sağladığını, her ne kadar davacı aracın arızadan evvel müvekkilince servise alındığı ve müstakbel arızanın müvekkilince tespit edilemediğini bir kusur olarak iddia etmişse de bunun gerçek dışı bir iddia olduğunu, bahse konu araç için —— tarihinde sadece bakım yapılmak üzere randevu alındığını, araç kabul formundan da görüleceği üzere servis bakımı/ motor yağı servisi, servis fonksiyon kontrolü, yağ filtresi, klima temizliği, motor dış temizliği, her iki silecek lastiğinin değiştirilmesi, cam temizleme suyu hizmeti verildiğini, davacının, müvekkili şirkete ——– şikayetiyle geldiğini, müvekkili şirketin müşteri talepleri doğrultusunda işlem yapma sorumluluğu bulunduğunu, motor hasarına neden olan herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığını, son kontrol formunda da motor soğutma suyunun kontrol edildiği eksiklik görülmediğinin not edildiğini, aracın ilk olarak — yetkili servisine çekildiğini, —– tarihinde müvekkili şirkete çekici yardımıyla getirildiğini, aracın ilk arıza tarihi ve müvekkil şirkete geliş tarihi arasında—- günlük süre mevcut olduğunu, bu süre zarfında ———-yetkili servisine hangi şikayetle gidildiği, orada aracın ne tür işlemler görüldüğünün bilinmediğini, aracın üretim kaynaklı arızalandığı kabul edilse dahi, aracın üreticisi olmayan müvekkilinden hangi sıfatla araç kiralama masraflarının, genel servis bakım masrafının, aracın servisten çıkarılmasına ilişkin masrafın, sanayi gidiş-geliş masrafının, motorun sökülmesine ilişkin masrafın, aracın tamirine ilişkin masrafın ve aracın değer kaybının talep edildiğini, üretici hatasından dahi araç arızalanmış olsa her halükarda arızalı bir biçimde bu aracın kullanılamayacağının ortada olduğunu, mevcut aracının bozulmasında hiçbir sorumluluğu olmayan müvekkilinden bunun bedelinin istendiğini, motorun sökülmesi ve tamirine ilişkin masrafların, davacının, bu aracı kullanabilmek amacı ile yaptığı ve yapması zorunlu olan masraflar olduğunu, bu işlemlerin servisten servise farklılık göstermeyeceğini, müvekkilinin sorumluluğu ve ilgisi bulunmadığını, husumet yönünden davanın reddini, zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle davanın esasına girilmeden zamanaşımı yönünden davanın reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilinesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- dilekçesinde özetle; Davacı tarafından —– tescil tarihli —- marka aracın ayıplı mal ve hizmetten doğduğu iddia edilen zararın tazmini talepli işbu davayı ikame ettiğini, davacı yanın iddialarının tümüyle haksız ve dayanaksız olduğunu, hukuki mesnetten yoksun işbu davanın reddi gerektiğini, dava konusu talepler yönünden gerek 2 yıllık zamanaşımı gerekse 2 yıllık garanti süresinin geçmiş olduğunu, davanın esasa girilmeden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın, yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını, bu nedenle de dava hakkının ortadan kalktığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını, araçta meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını, davacı tarafın iddialarının aksine dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacıya ayıplı hizmet verilmediğini, dava konusu aracın motorunda meydana gelen arızanın ise —– yalnızca aracın kulanım kılavuzuna ve ikazlarda belirtilen uyarılara aykırı olarak seyir esnasında iken —- ikazı vermesine rağmen sürücünün, hararet ikazı sonrası —– yol gitmeye devam etmesi sonucu gerçekleştiğini, oysa ikaz sonrası sürücü tarafından motor kapatılması ve soğumaya bırakılması gerektiğini, bu hususun araçtaki ikaz sistemi ile araç sürücüsüne bildirilmesine rağmen araç sürücüsünün aracı —– kullanmaya devam ettiğini ve aracın motorundaki arızaya sebebiyet verdiğini, bahsedilen kullanıcı hatası araçta ve aracın servis girişine ilişkin gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesi ile de gün yüzüne çıkacağını, dava konusu araçta meydana gelen arıza ile ilgili diğer davalı olan yetkili servisin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafından — tarihli servis ziyareti için —– tarihinde yalnızca bakım yapılmak üzere randevu alındığını, davaya konu aracın müvekkili şirket yetkili servisine teslim edildiğinde de frenleme esnasında frenlerde boşluk sesi vurma sesi yapıyor şikayeti ile yetkili servise giriş yaptığını, araçta meydana gelen motor arızasına ilişkin olarak herhangi bir beyanda veya şikayette bulunmadığını, bu kapsamda müvekkili şirket yetkili servisinin davacı tarafın beyan ve talepleri doğrultusunda orijinal parçalarla üretici standartlarında işlemlerin gerçekleştirildiği ve davaya konu aracın davacı tarafa sorunsuz bir şekilde teslim edilmiş olduğunu, delil tespitinin gıyapta yapılmış olduğu, hazırlanan bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ dahi edilmediğini, söz konusu raporun hükme esas alınmaması gerektiğini beyan ile, davacı tarafın açmış olduğu haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, Ayıplı mal verilmesi ve hizmet görülmesine dayalı olarak oluşan servis bakım ücretinin iadesi, ikame araç gideri, aracın servisten çıkarılmasına ilişkin masrafların, çekici ücretlerinin, motorun sökülmesi dolayısıyla oluşan masrafların, tamir giderleri ve değer kaybından oluşan maddi zararların davalılardan tahsili, davalıların kusur ve sorumluluk durumlarının tespiti, araçta üretim hatası bulunup bulunmadığı varsa bundan davalıların sorumlu olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarına ilişkin bulunmaktadır.
Davalı ——vekilinin Mahkememizin yetkisine yönelik itirazı HMK 7.madde hükmü uyarınca birden fazla davalı bulunması halinde bunlardan birinin yerleşim yerinde dava açılabileceğinden, yerinde bulunmamıştır.
—– kayıtlar getirtilerek dosya konusunda ——- bilirkişilerden oluşturulan heyete verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda; Dava konusu aracın ——— oluşan çatlağın kök nedeninin motorun normal çalışma aralığında termal ve mekanik yorulmaya bağlı gelişmiş olduğu, bir servis hizmet ayıbı ile ilişkilendirilemeyeceği, kullanıcı hatasına da bağlı olmayan söz konusu arızanın imalat hatasına dayalı olduğu, aracın satın alımı esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılması mümkün olmayan, ancak belirli bir kullanımdan sonra üreticinin de ön göremediği bir kullanım süresinde ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıplı olduğu, Dava konusu araçtaki onarım maliyetinin ——- olduğu, bu meblağın tamamından bir nolu davalı tarafın sorumlu tutulabileceği, bunun yanı sıra, ayıbın tespitine yönelik yapılan masraflardan da bir nolu davalı tarafın sorumlu olacağı, davacı tarafça talep edilmiş —– bakım hizmeti bedeli olduğundan ve dava konusu olayla bir illiyeti bulunmadığından davalı taraf sorumluluğunda olmayacağı, —– konusu motor hasarı için makul onarım süresinin azami—- olduğu, onarım süresinin uzamasının ve dava sürecine taşınmasının taraflar arasındaki dayatışmadan olduğu, ——- kararları doğrultusunda makul onarım süresince aracın kullanılmamasından dolayı doğan zarar miktarının, olay tarihinde emsal araç günlük kiralama bedelinin ortalama — olduğu dikkate alındığında ——– olacağı, Dava konusu aracın ——- tarihinde servis ömürlerini yarılamış olup, orijinal parça ile yapılan değişim işleminin değer kaybı yaratacak nitelikte olmadığı, şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkemenin ———- kararı ile, taraf itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu araç gerekir ise teste tabi tutulmak suretiyle incelemesi yapılarak tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlemesine karar verilmiştir.
Davacı vekili——- verdiği Dilekçesi ile dava konusu aracın——- tarihinde üçüncü bir kişiye satıldığını beyan ederek dilekçesi ekinde dilekçesi ekinde —— yevmiye nolu —- dosyaya sunmuştur.
Dava konusu araç temin edilemediğinden dosya bilirkişiye tevdi edilerek ———- Raporunda; kök rapordaki görüşün değişimini gerektirir yeni bir delil ibraz edilmediği, itirazların daha önceki savunmaları içerdiği, bu bağlamda kök rapordaki sonuç görüşün yerinde ve geçerli olduğu, şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi heyeti raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı aracını —- tarihinde davalı ——– bakım yapılmak üzere ——– şikayetiyle getirmiştir. Bilirkişi tespiti ile, dava konusu aracın—– oluşan çatlağın kök nedeninin motorun normal çalışma aralığında termal ve mekanik yorulmaya bağlı gelişmiş olduğu, bir servis hizmet ayıbı ile ilişkilendirilemeyeceği, kullanıcı hatasına da bağlı olmayan söz konusu arızanın imalat hatasına dayalı olduğu, aracın satın alımı esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılması mümkün olmayan, ancak belirli bir kullanımdan sonra üreticinin de ön göremediği bir kullanım süresinde ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıplı olduğu, belirtilmiştir.
Belirtilen sebeple söz konusu ayıbın rutin sevis bakım hizmeti ile ortaya çıkarılamayacağı, ancak bu yönde bir şikayet gelmesi halinde kontrolünün yapılabileceği ve meydana gelen arıza ve zararın davalı —– sunmuş olduğu servis hizmeti ile ilişkilendirilememesi dolayısıyla meydana gelen zarar ile davalı şirket eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı değerlendirilerek davacının davalı ——- hakkında açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı aracında meydana gelen zarar bakımından diğer davalı —– sorumluluğunun değerlendirilmesi bakımından; — kayıtlarından aracın dava konusu olaydan önce ———- tarihlerinde kazaya karıştığı görülmektedir. Dava konusu aracın ticari nitelikte kullanılmakta olduğu dosya kapsamındaki kayıtlardan anlaşılmaktadır.
TTK 23/c maddesi hükmü uyarınca, ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi 2 gün olarak düzenlenmiştir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Anılan kanun hükmünde diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir. TBK 223/2 maddesine göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 231.maddesinde; satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıka ayıptan doğan sorumluluğa ilişkin her türlü davanın ayıp sonradan ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkının bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmayacağı düzenlenmiştir.
Ayıp ihbarının ne şekilde yapılacağı konusunda yasal bir düzenleme bulunmamakla birlikte ayıbın tespiti halinde alıcının sözleşmeyi fesih hakkı da bulunduğundan yani uyuşmazlık fesih sonucunu da doğurabileceğinden ticari satışlarda ayıp ihbarının TTK’nın —- maddesinde öngörülen usulde ve şekilde yapılması ispat bakımından önem arzetmektedir.
Somut olayda aracın ilk tescil tarihinin —- olduğu, davacıya satışının—– gerçekleştirildiği görülmektedir. Dava konusu olan arıza —- tarihinde meydana gelmiştir. Davacı dava konusu arıza üzerine aracı — tarihinde davalı— getirterek kontrolünü yaptırmış ve araçtaki ayıbı öğrenmiş durumdadır. Davacı taraf ayrıca —– dosyası üzerinde bir delil tespiti yaptırmak suretiyle dosya kapsamında alınan raporu davalı —- tarihinde tebliğ ettirmiştir.
Davacı taraf dava öncesinde davalı —– ihbarında bulunduğuna ilişkin bir kayıt sunmamıştır. Ayrıca davalı —–vekilinin cevap dilekçesinde bahsi geçen garanti sözleşmesini de dosyaya sunmuş değildir. Davalı taraf cevap dilekçesinde garanti süresinin sona erdiği belirtilmekle birlikte dosyaya sunulu bir sözleşme olmadığından bu husus tetkik edilememiştir.
Yukarıda anılan kanun hükümlerinde de belirtildiği üzere davacı tarafça, davalı———- süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu hususunda yazılı bir delil bulunmadığından ve dolayısıyla davacı taraf bu haliyle satım konusu aracı ayıplı hali ile kabul etmiş sayıldığından davacının davalıdan bu kapsamda bir talepte bulunamayacağı değerlendirilerek davacının, davalı —– hakkında açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.689,61- TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.630,31- TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı —- vekili için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı—– vekili için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. Bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.980,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2021