Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/328 E. 2021/496 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/328 Esas
KARAR NO : 2021/496 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında —– fatura ile başlayan ticari ilişki neticesinde müvekkili şirketin üstlendiği tüm edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirerek davalıya teslim ettiğini ve fatura kestiğini, davalıya en son —– no’lu fatura kesildiğini ve ——- ———– davalı yana satın alma ön sipariş formu bildirildiğini ve sözlü mutabakat uyarınca işler yapıldığını, davalının faturalara karşı hiçbir itirazda bulunmadığını fakat cari hesap bakiyesini ödememekte ısrar ettiğini, davalının anapara borcunun — ulaştığını ve alacağın tahsili için ———- dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —– tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalı müvekkili şirketin tüm borcunu ifa etmiş olduğunu, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının yerine getirdiği tüm hizmetlerin karşılığının tamamen ödendiğini, karşılığı ödenmemiş herhangi bir mal teslimi veya hizmet bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacı şirketin %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasının içinde bulunan—- incelendiğinde; ———- alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından —– tarihli Dilekçe ile; icra takibine, icra takibindeki borcun tamamına, işlemiş faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz edildiği, anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Dosya konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —- tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı tarafın ——— senesi yevmiye kebir defterleri incelendiği, yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirildiği, mali yönden taraf lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı tarafın— senesi yevmiye, kebir defterleri—— incelendiği, yevmiye kebir ve envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirildiği, mali yönden taraf lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının ticari defter kayıtları, davalının ticari defter kayıtları, davalının —-, davacının dilekçesi ekinde sunmuş olduğu fatura ve sipariş formları topluca değerlendirildiğinde, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporu ile her iki tarafın ticari defterlerinin vergi dairesi kayıtlarının birbirine uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı tarafça kayıtlarına işlenmekle ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus —– belirtildiği üzere ————– fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu fatura tutarlarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı bir delil getirilmiş değildir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü uyarınca, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle ——- alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte ise de davacı taraf takip talebinde asıl alacağın faiziyle tahsilini talep etmiş, faiz tür ve oranını belirtmemiştir. Faiz türünün açıkça belirtilmediği bu gibi durumlarda uygulanması gereken faizin yasal faiz olacağı değerlendirilmelidir. Belirtilen sebeple davacı alacağına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının——sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin — asıl alacak ve asıl alacağa taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle devamına,
2-Kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 3.318,73-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 829,69- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.489,04-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40- TL. başvurma harcı, 829,69- TL peşin harcın toplamı olan 874,09- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 809,20-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 7.115,84-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2021