Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/322 E. 2021/1282 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/322 Esas
KARAR NO: 2021/1282
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/05/2019
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirkette — tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkili şirketle davalı arasında — tarihinde iki tane ve —– tarihli bir tane olmak üzere toplam da —— kabul ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirketle imzalamış olduğu ———–tarihinde kendi istediği ile feshettiğini ancak davalı tarafın müvekkili şirkette imzalamış olduğu iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin hükümlerine açıkça aykırı davrandığını, davalının müvekkili şirketteki işinden ayrılmadan önce halihazırda tek ortağı ve yetkilisi olduğu—– haklarını aldığını, bu durumun iş sözleşmesinin —-açıkça ihlali niteliğinde olduğunu ayrıca davalı tarafın müvekkili şirketteki işinden ayrıldıktan sonra —— tarihinde müvekkili şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösteren bu şirketi faaliyete geçirdiğini, davalının müvekkili şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, müvekkili şirkette çalışırken tanıtımını yaptığı fuarların
aynısının ilanını resmi internet sitesinde yayınladığını, bu durumun —- yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile tespit edildiğini, yine müvekkili şirketin müşterilerinden —- müvekkili şirkete
yanlışlıkla atmış olduğu —–sonucunda, davalı tarafın müvekkili şirketin müşterileri ile iş
ilişkisine girmiş olduğunun açıkça ortaya çıktığını, yine davalı tarafın müvekkili şirketin
fuarlarından olan ——– müvekkili şirketin bilgisi ve onayı dışında,
müvekkili şirketteki pozisyonunu kullanarak aldığını, bunun yanında davalı tarafında müvekkili şirkette satış direktörü olarak çalıştığı dönemde yazışmalarını yaptığı——- fuarlarını almaması
yönünde müvekkili şirketi yönlendirdiğini ancak kendi şirketi kurulduktan sonra bu fuarları
kendisinin aldığını, ayrıca müvekkili şirketin eski çalışanlarından ——- müvekkili şirketteki işlerinden ayrıldıktan sonra davalı tarafından kurulan şirkette
işe başlattıklarının tespit edildiğini, müvekkili şirketin davalı tarafın rekabet yasağına aykırı davranışlarını tespit etmesi üzerine —-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı
tarafa uyarıda bulunulduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketle imzalamış olduğu iş
sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağını ihlal eden her türlü faaliyetine son vermesini,——– ve başka şekilde elde etmiş olduğu gelir ve diğer tüm hakları ile
müvekkil şirketin kanun ve sözleşme gereği doğmuş ve doğacak bütün zararlarını karşılamasını davalı taraftan talep ettiğini, davalı tarafın bu ihtarnameye cevap vermediği gibi rekabet yasağını ihlal eden faaliyetlerine müvekkili şirketin uyarılarına rağmen devam ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirkette çalıştığı süreçte pozisyonu gereği müvekkili şirketin müşteri çevresi, ilişkileri ve müvekkili şirketin yapmış olduğu işler hakkında her türlü bilgi ve belgeye ulaştığını ve sonrasında bu bilgi ve belgeleri kendi yararına olacak şekilde kullanarak müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, diğer tarafından TBK m. 444/2 gereğince işverene ait bilgilerin kullanılmasında fiilen bir zararın ortaya çıkması gerekli ve zorunlu olmayıp, zararın ortaya çıkma ihtimalinin varlığının
yeterli görüldüğünü, işbu davaya konu uyuşmazlıkta davalı tarafın rekabet yasağını ihlal etmiş olması nedeniyle düzenlendiğini, davalı tarafın rekabet yasağını ihlal etmiş olması nedeniyle
—-maddesi gereğince işten çıkış tarihindeki ücretinin— yıllık tutarı karşılığında
tazminat ödemesi gerektiğini, dolayısıyla davalı tarafın işten çıkış tarihindeki ücreti olan
——-sözleşme hükmü gereği müvekkili şirkete ödemesi
gerektiğini, müvekkili şirketin zararlarının bu tutarı aşması durumunda aşan zararı karşılamayı da kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin fuarlarından olan—— davalı tarafın elde etmiş olduğu gerekli ve diğer tüm hakların müvekkili şirkete iadesi gerektiğini,
—yılında müvekkili şirketin organizasyonluğunu yaptığı bu fuarda müvekkili şirketin — olan bu ———– olduğunu,
bunun yanında davalı tarafın müvekkili şirkette satış temsilcisi olduğu dönemde kasıtlı olarak
alımlarını engellediği, sonrasında kendisinin aldığı fuarlardan elde etmiş olduğu gelir ve diğer
tüm hakların da müvekkili şirkete iadesi gerektiğini beyanla, açıklanan nedenlerle şimdilik ——maddi tazminata hükmedilmesine, davalı tarafından dava süresince ve dava sonuçlandıktan sonra —– yıl süreyle müvekkili şirkette çalışan birini istihdam etmemesine, aşağıdaki listede belirtilen müvekkili şirketin çalıştığı organizatörlerle çalışmaması ve satışını yaptığı fuarların satışını yapmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iş akdini haklı nedenle feshettiğini, bu nedenle rekabet hükümlerinin geçersiz
hale geldiğini, müvekkilince yapılan feshin —– tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya
ödenmezse” sebebi uyarınca haklı biçimde feshedildiğini, müvekkilinin davacı şirkette —- tarihinden —— olarak görev aldığını, davacı şirkette yönetici ortak
konumunda çalışan ——tarafından şirketin muhasebe birimine müvekkilinin prim
ve kar payının artırıldığına dair mail geçildiğini, bilahare ödenmesi gereken prim ve kar payı alacaklarının ödenmemesi, geç ödenmesi veya eksik ödenmesi dolayısıyla iş sözleşmesini haklı olarak feshetmek zorunda kaldığını, iş sözleşmesindeki rekabet yasağına ilişkin maddelerin geçersiz olduğunu,—– kanun hükmüne göre davacı tarafın müvekkilinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürerek şekilde rekabet yasağını —- diyerek yer ve —– diyerek işlerin türü bakımından aşırı şekilde geniş kapsamlı tuttuğunu,——–farklı sektör içerdiğini, davacıya ait internet sitesi incelendiğinde hizmet verdikleri fuarcılık alt sektörleri bakımından —- farklı alanda çalıştıklarının görüleceğini, dolayısıyla taraflar arasındaki iş sözleşmesinin haksız rekabete ilişkin —- maddelerinin, özellikle yer ve iş türü bakımından müvekkilini ekonomik olarak —- sebep olduğu hususunun açık olduğunu, hukuka aykırı —- maddelerin geçersizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın salt müvekkilin sözleşmeye aykırı davrandığı kanaati oluşturmak adına mesnetsiz iddialarda bulunduğunu, müvekkilinin davacı şirkette çalışırken —– haklarını almadığını, işten ayrıldıktan sonra hakların
alındığını, davacının müvekkilinin davacı şirkette çalışırken tanıtımını yaptığı fuarların aynısının ilanını resmi internet sitesinde yayınladığı iddiasına ilişkin tespit tutanağındaki fuarların davacı tarafından da yapıldığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını,—-yanlış attığı —-neticesinde müvekkilinin işten ayrıldıktan sonra—— çalıştıklarını tespit edildiği iddiasının da— tarihler incelendiğinde davacının iddiasının yersiz olduğunun anlaşılacağını, zira müvekkilinin işten —– tarihinde ayrıldığını, müvekkilinin —— dolayı herhangi bir gelirinin olmadığını, bu
hususun şirket kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, davacının müvekkilinin yönlendirmesi ile katılmadığını iddia ettiği fuarlara ilişkin müvekkilinin olumsuz yönlendirmesine ilişkin delil sunması gerektiğini, davacı şirketin eski çalışanlarından —-müvekkiline ait şirkette işe başlattıkları iddia edilmiş ise de,——incelendiğinde adı geçen şahısların müvekkili şirkette çalışmadıklarının açıkça görüleceğini, davacı tarafın çalıştığını iddia ettiği fuarların listesi dava dilekçesinde verilmiş ise de, bahsi geçen çalışmalara ilişkin olarak da herhangi bir delil sunulmadığını, müvekkilinin işten çıkış ücretinin davacı tarafından doğru belirtilmediğini, müvekkilinin davacı şirkette——-payı şeklinde çalıştığını, dolayısıyla hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkilinin taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi gereği davacı yana cezai şart ödemesi gerekecekse de —— net ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini beyanla, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirkette çalışan davalının iş sözleşmesi feshi sonrası haksız rekabet içeren davranışlarıyla sözleşmeye aykırı davrandığı iddiasıyla sözleşmenin —— maddeleri uyarınca açılan rekabet etmeme yasağına aykırılıktan doğan cezai şart ve zarar talepli alacak davasıdır.
Eldeki davada görev dava şartını tartışmak gerekmektedir. Davacı vekilinin dava dilekçesi incelendiğinde; davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin dayanağının bir kısmının;
A-İşten ayrılmadan önce işten ayrıldıktan sonra kurduğu——- haklarını alması,
B)İşten ayrıldıktan sonra kurduğu şirkette aynı iş kolunda faaliyet göstermesi, davacı müşteri çevresi ile kurduğu şirket vasıtasıyla iletişime geçmesi,
C)Satış direktörü olarak çalıştığı dönemde yazışmalarını yaptığı bir kısım şirketlerin davacı işyerinde çalışırken fuarlarını almaması yönünde davacı şirketi yönlendirdikten sonra kendisinin alması,
D)Davacı işçilerinin ayrıldıktan sonra davalının kurduğu şirket yanında çalışmaya başlaması gibi iddialardır.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalının iş akdi sonlandıktan sonra bir takım davranışları nedeniyle zarara uğratıldığını iddia etmekte ise de,—– bentteki yapıldığı iddia edilen eylemlerin sözleşme ilişkisi sırasında meydana geleceği açık olup, sadakat yükümlülüğü ihlali sonucu doğurur. Nitekim davacı dava dilekçesinde sözleşmenin —- de ihlal edildiğini beyan ederek de zarar talep etmiş olup, bu madde işçinin çalıştığı süreçteki ihlallerini düzenlemekte yine sadakat yükümlülüğüne ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle eldeki davada hem iş akdi devam ederken hem iş akdi sonlandıktan sonra bir takım ihlallerde bulunulduğu iddia edildiğinden sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasaklarında iş mahkemelerinin görevli olduğu Mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmıştır. —–Davacı tarafça, haksız rekabet teşkil ettiği belirtilen eylemlerin, davalı —- iş akdinin devamı sırasında başladığı, iş akti sona erdikten sonra da devam ettiği ileri sürülmektedir. Bu hali ile, iş akti sona erdikten sonraki döneme ilişkin eylemler, aktin devamı sırasında başlayan eylemlerin devamı niteliğinde olup, iş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Dolayısıyla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. ” gerekçesi ile mahkemenin görevsizlik kararını uygun bulduğu anlaşılmıştır.
Kaldı ki —– Sayılı ilamında: “Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğundan davalı tarafın bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde değildir.” gerekçesi ile artık iş akdinin sona ermesinden sonra açılan sözleşmeye dayalı davalarda da iş mahkemelerinin görevli olması gerektiğine ilişkin görüş değiştirildiğini belirtmiştir. Bu sebeple her halde Mahkememiz görevsizdir.
Hal böyle olunca davacının davasını yalnızca “rekabet etmeme yasağına aykırılığa” dayandırdığı, eldeki davanın TTK’da düzenlenen haksız rekabete ilişkin bir dava olmadığı da nazara alınarak görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, Mahkememizin görevsizliğine, iş mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —— Nöbetçi İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/11/2021