Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/316 E. 2019/1312 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/316 Esas
KARAR NO : 2019/1312

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı/karşı davalı vekili dilekçesinde özetle, taraflar arasında —–arihinde —- uygulama sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının, müvekkilinin ödeyeceği bedel karşılığında—- hazırlayacağını, müvekkil firmanın sözleşmenin kendisine eklediği sorumlulukları yerine getirmesine rağmen, davalı firmanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili tarafından davalıya Üsküdar —. Noterliğinin— Yevmiye numaralı ve —-tarihli ihtarnamesini göndererek sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 7. maddesinde projenin sözleşme imzalandıktan sonra 6 haftada tamamlanacağının hükme bağlandığını, ancak iki yılı aşkın süredir sözleşmenin gereklerinin davalı tarafından yerine getirilmediğini, modül uyarlanmadığını, el terminali yazılımı hazırlanmadığını, teslim edilmediğini, davalı tarafından uygulanacak yazılım olan el terminali yazılımının sözleşme konusu otomosyon programının çalışması için temel şart olduğunu, aksi halde, programın asıl ve önemli fonksiyonlarının yerine getirilemeyeceğini, teslim edilmesi gereken bu yükümlülüğün sözleşmenin ek bölümünde madde 1’de açıkça belirtildiğini, davalının ayrıca sözleşmenin 3,5,7,10.maddelerinde belirtilen yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, davalı firmanın yazılımın teslimi için ek ücret talep etmekte olduğunu, ancak bu hizmetin en başta müvekkili tarafından zaten ücretinin ödendiğini ve bu durumun açıkça sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelinin müvekkili firma tarafından ödendiğinden, davalı firmaya ayrıca bir ödeme yapılmasının sözleşmeye ve hukuka aykırı olacağını, ayrıca davacı müvekkilin, davalı firmaya uygun yazılım hazırlanması için bir adet el terminali teslim ettiğini, ancak bu el terminalinin de davalı tarafından iade edilmediğini, davalının sözleşmenin gereğini zamanında yerine getirmediğinden bütün bunların sonucu olarak da iş kaybı gerçekleştiğini, müvekkili firmanın maddi ve manevi zarara uğradığını ve sözleşmeyi ihtarnameyle feshettiğini, müvekkili firma ile muhatap firma arasında imzalanan —- uygulama sözleşmesinin gereklerinin davalı tarafından yerine getirilmemesi neticesinde müvekkiline verdiği zarar karşılığı olan—– ihtar tarihi olan 22.11.2013 gününden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, davalıya teslim edilmiş olan el terminalinin iadesine ve yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketle, davacı şirket arasında —– uygulama sözleşmesi yapılmadığını, müvekkili firmaya hiçbir ödeme yapılmadığını, kanaatlerince müvekkili şirketin bayisi olmayan bir firma ile sözleşme yapıldığını ve o firmaya ödeme yapıldığını, ancak sözleşme yapılan firmanın, müvekkilinin bayisi olmadığını, müvekkiline bu firma tarafından da bir ödeme yapılmadığını, müvekkiline ihtarname gönderildikten sonra müvekkili şirket ortaklarından ve genel müdür olan—- ihtarnameyle alakalı olarak davacı-karşı davalı firmayı aradığını ve yapılan sözleşmenin———- firmasına ait olduğunu, ödemenin kendilerine yapılmadığını ve kendilerinin bu hususta muhatap olamayacaklarını, davacı-karşı davalı firma yetkililerine izah ettiğini, 07/12/2011 tarihli olduğu iddia edilen sözleşmede müvekkili şirketin ürününü satan firma tarafından imzalandığını, kaldı ki bu sözleşmenin dosyada mevcut olmadığını, müvekkili firmanın ürününün bayisi olmayan firmaların da satabileceğini, satılan üründe müvekkili firmanın bir yıllık —- olduğunu, yapılan sözleşmede müvekkili şirketin taraf ve sorumlu olmadığı halde, bunlara bakılmaksızın taleplerinin tamamlandığını, defalarca eğitim verildiğini, programın 31.12.2012 tarihinde davacı-karşı davalı firmaya teslim edildiğini, ayrıca müvekkili firma tarafından dava dilekçesinin ikinci maddesinde belirtilen ek ücret talebinin hiçbir zaman gündeme gelmediğini, sistem içinde hazır olan online terminal yazılımının davacı-karşı davalı firmaya bu şekilde kurulmuş olduğunu, bu süreç sonrası müvekkili firmanın yaptıklarından memnun olan davacı-karşı davalı firmanın, müvekkili şirketle, dosyaya sundukları bakım destek ve geliştirme sözleşmesini 01.02.2013 tarihinde imzaladığını, ilk sözleşmenin yapılmasından yaklaşık birbuçuk yıl sonra bu sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme ile yeni talepler, destek ve ek gelişmelerin yapılmasının planlandığını, bakım destek ve geliştirme sözleşmelerinin asıl sözleşmeye ilişkin işlerin tamamlanmasını takiben imzalanacağını, müvekkili şirkete teslim edilen el terminalinin davacı-karşı davalı için geliştirilene yazılımın testi için kullanıldığını ve kargo ile davacı şirkete gönderildiğini,—-tarihinde imzalanan bakım ve destek sözleşmesi kapsamında geliştirilen mobil ek yazılımı, yine el terminaline yüklenilip testlerinin yapıldığını, buna rağmen davacı-karşı davalının, müvekkili şirketle aralarında yapılan sözleşmede belirtilen ücreti üç ay ödeyip sonraki aylarla ilgili aldığı bakım bedelini ödemediğini, buna rağmen dokuz ay daha hizmet verildiğini, bu aylara ilişkin faturalar kesildiğini, toplam—- ödenmemiş fatura alacaklarının bulunduğunu belirterek, aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini, karşı davalarının kabulüne karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Asıl davanın hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme uyarınca, sözleşmede belirlenen edimlerinin davalı/karşı davacı tarafından yerine getirilmediği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan tazminat davası olduğu, karşı davanın hukuki niteliği itibariyle, davalı/karşı davacı tarafından yapılan hizmetler karşılığı ödenmediği iddia edilen fatura alacağının tahsili istemi ile açılan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin—. sayılı dosyasından yapılan yargılama sonunda, asıl davanın ve karşı davanın kabulüne dair verilen 17/11/2015 tarihli karar, karşı dava önünden temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, asıl dava yönünden davalı/karşı davacı tarafından temyiz edilmesi sonucu, Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin — tarihli ilamıyla; “Dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesinde; davada davalı-karşı davacı tarafından dayanılan, — uygulama sözleşmesi imzalanmamış olup, davalı tarafça bu sözleşme kabul de edilmemiştir. E-mail yazışmalarında davalı-karşı davacı bununla ilgili bir takım çalışmalar yapmış ise de; dayanak olarak gösterilen ve kabul edilmeyen, —- tarihli imzasız sözleşmedeki süre ve bedel hükümlerinin somut olayda davalı için uygulanması mümkün değildir. Davalı taraf, sözlü kurulduğu iddia edilen ve kendisini bağlı tutmadığı 07.12.2011 tarihli imzasız sözleşme ile ilgili kendisine bir ödeme yapılmadığını savunmuş olup, davacı tarafça da davalıya ileri sürdüğü — ödemenin yapıldığı iddia edilmemiştir. Ödemenin yapıldığı ileri sürülüp dava ihbar olunan—- ayrı bir tüzel kişiliği mevcut olup, davalı-karşı davacının bayii olsa dahi davalı adına ödemeyi kabul etme yetkisi yoktur. İhbar olunana ödeme yapılmış olsa dahi, sözleşmenin ifa edilmemesi sonucu——yapılan ödemenin davalı-karşı davacıdan istenmesi mümkün değildir. Bu halde davalı-karşı davacıya asıl davada iddia olunan sözleşme ile ilgili ödeme yapılmadığından, asıl davanın reddine karar verilmesi yerine, yanlış değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, davacı/karşı davalı tarafından karar düzeltme talep edilmiş, Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin —. sayılı— tarihli kararıyla davacı/karşı davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş, yapılan duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere, her ne kadar davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacı ile sözleşme imzalandığı iddia edilmişse de, davalı/karşı davacı tarafından bu husus kabul edilmemiştir. Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı/karşı davalı tarafından davalı adına ödeme kabul etme yetkisi olmayan—-yapıldığı iddia edilen ödemenin, sözleşme hükümleri ile bağlı olmayan ve kendisine ödeme yapılmayan davalı/karşı davacıdan talep edilmesi mümkün olmadığından, asıl davada davanın reddine, karşı davada mahkememizin — sayılı dosyasından verilen 17/11/2015 tarihli karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
ASIL DAVADA
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli — harcın peşin alınan — harçtan mahsubu ile artan 346,00-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan 2019 yılı — tarifesi uyarınca —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından harcanan —yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
KARŞI DAVADA
1-Mahkememizin —- Sayılı dosyasından verilen 17/11/2015 tarihli karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Mahkememizin— Sayılı dosyasından verilen 17/11/2015 tarihli karar temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı/karşı davalı vekilinin ve davalı/karşı davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.