Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2021/350 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/312 Esas
KARAR NO : 2021/350
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı firma aleyhine ——— dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesiyle yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını, davalının icra takibine itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu ve iptalinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davalı firmadan —- adet ürün satın alındığını bu ürünlerin bedelini davalıya fatura karşılığı ödendiğini, satın alınan ürünlere karşılık —– tutarında ödeme yapıldığını ancak davalı tarafça ürünün müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davalı şirketin ürün bedelini tahsil ettiği halde ürünü müvekkili şirkete teslim etmediğini, sonrasında ürün bedelinin iadesi hususunda yapılan icra takibine de haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulmasına yönelik itirazın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça avans olarak para ödendiği ancak karşılığında davalı tarafça mal teslimatı yapılmadığı iddiasıyla ödenen bedelin iadesine yönelik başlatılan——— takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla inceleme günü verilerek mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Mali müşavir bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Davacı şirketin incelenen—— yılları kanuni ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, davalı şirketin inceleme günü gelmediğini ve yerinde inceleme talebinde de bulunmadığını, davacı şirketin banka havalesi yoluyla proforma faturada belirtilen— tarihinde havale yaptığı, davalı şirket tarafından faturada belirtildiği —— tutarında fatura düzenlendiği, davacı şirket kayıtlarında proforma faturada belirtilen —- faturası bulunmadığı, davacı şirketin — icra takip tarihi itibariyle davalıdan—— alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğindedir. Bilirkişi raporu ibraz edildikten sonra davacı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmadığı hususunda beyanda bulunması için kesin süre verilmiş, davacı tarafın beyanda bulunmayarak yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 207/2. maddesi uyarınca sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine adet bulunmadıkça satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Satıma konu mala ilişkin paranın ödendiği tarihte malların teslim edildiğinin kabulü gerekir. Zira kural olarak, banka yoluyla yapılan havale şeklindeki ödemenin aksi kanıtlanmadığı sürece bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığı kabul edilmektedir. Bunun aksini yani malın teslim edilmediğini ispat yükü davacı alıcıdadır. ——
Mahkememizce incelenen ——– ödeme dekontunun açıklama kısmında:—– açıklaması bulunmaktadır. Bu durumda açıklama kısmında avans ödeme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında ——– mevcut olup, iki ayrı ürün çeşidi için fiyat belirlendiği, ödemenin %—- sipariş onayında banka havalesi ile yapılacağı yine faturanın sipariş onayında kesileceğinin yazıldığı anlaşılmıştır. VUK 231/5. Maddesine göre; fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. —- faturada da önce ödeme yapılacağı ardından fatura düzenleneceği yönünde bir kayıt yoktur. Aksine ödemenin ve —– faturanın iletilmesinin %100 sipariş onayında gerçekleşeceğinin yazıldığı, farklı ifa zamanlarının belirlenmediği tespit edilmiştir. Her ne kadar dava konusu olmayan —–ürüne ödeme tarihinden sonra fatura düzenlendiği anlaşılmakta ise de; bu husus tek başına —– ürünlerin ödeme tarihinde teslim edildiği karinesinin aksini ispatlayacak nitelikte bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılmış, Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davacının yemin teklifinde de bulunmaması sebebiyle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın esastan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 530,87-TL harcın mahsubu ile artan 471,57-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.02/03/2021