Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/305 E. 2022/303 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/305 Esas
KARAR NO : 2022/303 Karar GEREKÇELİ KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 01.10.2017 tarihinde davalı ile hizmet sözleşmesi akdettiğini,—– yönetimi ve sair bir kısım hizmetlerin verilmesinin üstlenildiğini, karşılıklı borç yükleyen sözleşme gereğince müvekkili şirketin sözleşme hükümlerini yerine getirdiğini, ancak karşı tarafın ödeme yapmadığını— hesap borcu olduğu ve borcun 60 gün içinde ödenmediği takdirde taraflar arasındaki sözleşmenin feshedileceğinin keşide edildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmayınca sözleşmenin feshedildiğini, alacağın tahsili için — ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının itirazını ödemeyi geciktirme amacıyla yaptığını, Sözleşmenin 4.maddesinde müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamında yerine getirilecek hizmet karşılığında davalı tarafça yönetim hizmet bedeli, — bedeli ve kiralama hizmet bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, yine Sözleşmenin 7.2 maddesinde ödemenin, müvekkili şirket tarafından düzenlenecek fatura karşılığında her ayın birinci günün takip eden 5 gün içerisinde yapılacağının hüküm altına alındığını, dava konusu icra takibine konu cari hesap alacağının davalının cari hesabında ve kendi şirket defterlerinde de kayıtlı bulunduğunu belirterek davanın kabulüne, davalı tarafından— yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 13.06.2019 tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili davalı şirkete —- İş sayılı dosyasından kayyım atandığını, sonrasında ise 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile şirket yönetiminin — devredildiğini, edimlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı ile yapılmış bulunan sözleşmenin feshedildiğini, taraflar arasında 01.10.2017 tarihli asıl Sözleşmeden sonra 01.04.2018 tarihli Tadil Sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle — zarara uğradığını taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirketçe haklı nedenlerle feshedildiğini,— bildirildiğini, davacı tarafın açıkça kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine, müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafça davalı aleyhine — cari hesap alacağının yıllık %21,25 ve değişen oranlarda faiziyle tahsili için genel haciz yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 24.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından — tarihli Dilekçe ile; borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığının ileri sürüldüğü, süresinde yapılan itiraz neticesi takibin durdurulmasına karar verildiği, yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulacak heyet vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda özetle; Davacıya ait — senesi ticari defterlerin noter açılış tasdikleri süresinde yerine getirildiği, yevmiye defterleri kapanış tasdik bilgileri sunulmadığı, davalıya ait — ticari defterlerin incelendiği, yevmiye ve—- tutulmuş olduğu, envanter defterinin noter açılış tasdikleri süresinde yerine getirildiği, davacının dosyaya sunmuş olduğu– defter kayıtları ve davalıya ilişkin defter ve kayıtlar incelendiği, her iki kaydın da birbiri ile mutabık olduğu, hesaplar arasında 0,30 TL davalı lehine olup, davacı taraf 2017 senesine ilişkin bir kaydı sunmadığından dolayı, aradaki farkın nereden kaynaklandığı bulunamadığı, neticede, davacı tarafın, mali yönden davalıdan 241.599,70 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olmasının, şirket kayıtlarına giren hizmetin verilmediği ve ücrete hak kazanılmadığı anlamına gelmeyeceği, şirket kayıtlarında yer alan dava konusu alacak tutarının, verilen hizmetin ayıplı veya hiç yerine getirilmediğini ispatlamak suretiyle indirilmesi veya ödenmemesi söz konusu olabileceği, ancak alınan hizmete ilişkin bu hususların dosyaya sunulacak teknik tespitler ile ispatlanması gerektiği, bu yönde davalı tarafından sunulmuş bir delil olmaması sebebiyle davacının verdiği hizmet karşılığında davalıdan 241.599,70 TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın bakiye cari hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında 01.10.2017 tarihli Yönetim Hizmetleri Sözleşmesi bulunmaktadır Sözleşmenin konusunun;— hizmetlerinin —tarafından ifa edilmesi ve karşılığında İşveren tarafından–ücret ödenmesi” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde bir sureti sunulan ve her iki tarafın imzasını taşıyan 01.04.2018 tarihli — Davacı tarafa yeni yükümlülükler getirildiği, bu protokolün asıl sözleşmenin ayrılmaz parçası ve tamamlayıcısı olduğu kararlaştırılmış olduğu görülmektedir.
Yine cevap dilekçesi ekinde örneği sunulan ve davalı tarafça davacıya çekilen—ihtarnamesinde; davacı tarafça sözleşme ve protokol ile yüklenilen akdi ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmediği, yapılan yetersiz kaldığı ve amaca ulaşmadığ—- toplantıların iptal edildiği, sözleşme ile öngörülen raporlama faaliyetlerinin yapılmadığı gerekçeleri ile protokolün 2.1 maddesine dayanılarak sözleşme ve protokolün 30.11.2018 tarihi itibariyle feshedildiği belirtilmiştir. Davalı tarafça sözleşmenin feshine raporlama faaliyetinin yapılmaması gerekçe gösterilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporu ile her iki tarafın ticari defterlerinin birbirine uyumlu olduğu, davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı tarafça ticari defterlerine işlendiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı tarafça kayıtlarına işlenmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere —–tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu fatura tutarlarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı bir delil getirilmiş değildir. Bilirkişi raporundaki tespitler ve dosya kapsamından toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle — takipte istenen faiz oranın uygun olduğu, taraflar sözleşme bulunduğu da dikkate alınarak davalının takipteki alacağa yönelik zamanaşımı definin yerinde bulunmadığı, kanaatine varılmıştır.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Davalı taraf, davacı tarafça sunulan hizmetin sözleşmeye uygun olmadığını, yetersiz olduğunu ileri sürmüş ise de hizmetin hiç sunulmadığını iddia etmemiştir. Bu kapsamda davalı tarafça hizmetin eksik ya da ayıplı ifa sebebiyle davalıya bir ihtarname çekilerek sözleşme feshedilmiştir. Ancak söz konusu ihtarnamede, ileri sürülen hususların eksik ya da ayıplı ifayı ifade ettiği belirli bulunmadığı gibi karşı taraftan bir talepte bulunulmadığı, zararın ne olduğunun bildirilmediği, sözleşmenin feshi yoluna gidildiği görülmektedir. Davalı tarafça ileri sürülen hususlar ve anılan ihtarname içeriği davacı tarafça ifa edildiği anlaşılan ve davalı tarafça ticari defter ve kayıtlarına işlenmekle fatura içeriği kabul edilen alacağının ödenmemesi için haklı bir gerekçe ortaya koymamakta olduğundan davalının takibe yönelik itirazının yerinde bulunmadığı ve iptalinin gerektiği sonucuna varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalının — Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takip tutarının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli — davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.917,92- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.585,76‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40- TL. başvurma harcı, 2.917,92- TL peşin harcın toplamı olan 2.962,32‬- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.309,30-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- — davacı vekili için takdir olunan 25.361,98-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.