Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2022/517 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/3 Esas
KARAR NO: 2022/517
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/03/2014
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında tapuda —— arsa üzerine inşa edilen —— eser sözleşmeleri imzalandığı, iş bu sözleşmeler gereği davacı şirketin yükümlülüğünde bulunan toplam ——sözleşmede ki şartlara uygun olarak davalı yana ödediğini, davacı şirket tarafından sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükler yerine getirilmiş olmasına rağmen, davalı yan sözleşme konusu yükümlülüklerini yerine getirmediği ve/veya eksik yerine getirdiğini, Sözleşmeler gereği son işin teslim tarihi —– olmasına rağmen davalı yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu konuda davalı ve davacı şirket yetkilisi arasında tutanak düzenlendiğini, iş bu tutanakta eksik ve hatalı işler tespit edilmiş ve davalıya son kez —- tarihine kadar süre verildiğini, ancak verilen bu süreye rağmen davalı yan eksik işlerini tamamlamadığını, son olarak davalıya —— yevmiye nolu İhtarnamesi keşide edilerek sözleşmenin feshedildiği ve fazla yapılan ödemelerin iade olunması ihtar edildiğini, ancak bu ihtarnameye rağmen de herhangi bir sonuç alınamadığını, davalı yan yapmış olduğu işlerle alakalı olarak davacı müvekkil şirkete —- fatura kesmiş olup kesilen fatura miktarından da davalının eksik iş yaptığı ortada olduğu, tüm bu süreçte herhangi bir sonuç alınamaması üzerine taraflar arasındaki cari hesap ektresi gereği fazladan ödenen— geri iadesi için ——-dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe yasal süresi içerisinde davalı yanca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 İcra İnkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında tapuda —— arsa üzerinde inşa edilen —————tarihli sözleşmeler imzalandığını, davalı taraf söz konusu sözleşmelere istinaden sözleşmede geçen işleri yaptığı ve teslim etmiş olmasına rağmen, davacı taraf bir kısım işlerin eksik olduğunu bunların da yapılmasının gerektiğini söyleyerek nelerin yapılmasına gerek olduğunu belirten ek protokol imzalandığını, davalı taraf söz konusu işleri de tamamlamasına rağmen davacı taraf yapılan işleri kabul etmeyerek ihtarname gönderdiğini ve akabinde de icra takibi ve dava açtığını, davacının davalı taraftan alacaklı olduğu iddiası asılsız ve gerçek dışı olduğu, davalı taraf ve davacı arasında yapılan sözleşmeye göre yapılacak iş bedeli toplamı —– olup, davacı da bu bedelin bir kısmını davalı tarafa ödediğini, davalı taraf sözleşmedeki işlerin tamamını yaptığı ve îşî teslim ettiğini, bu konuda sözleşmedeki işlerin yapılıp teslim edildiğine dair bilirkişi incelemesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi eksik iş bulunmadığını, davalı tarafın işleri tam ve eksiksiz teslim ettiği için sözleşmedeki bedelin tamamını davacı taraf ödemek zorunda olduğunu, davacı tarafın fatura verilmediği iddiası doğru olmadığını, davacı ile teslim konusunda ihtilaf çıkması üzerine fatura kesilmediği, fatura olayı vergisel olay olup. davalı tarafın sırf fatura vermedi diye borçlu olamayacağını, davalının davacıya borcu olmadığı gibi alacağı bulunmadığını, davacı tarafın davalı tarafa sözleşmeden ayrı olarak başka işlerde yaptırdığını ve bunların ücretini ödemediğini, bunlara ilişkin dava hakkını saklı tuttuklarını tüm bu açıklamalar ışığında sözleşmeye konu olan alacağının olup olmadığının tespiti açısından, sözleşmedeki işlerin yapılıp yapılmadığının keşif yapılarak bilirkişi marifetiyle tespit edilip sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğine göre karar verilmesi gerektiğini belirterek davacının davasının reddi ile alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalının üstlendiği işi eksik yaptığı iddiasıyla davacı iş veren tarafından davalıya fazla olarak yapılan ödemenin iadesi istemli başlatılan——— dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Eldeki dava ilk olarak Mahkememizde——- Sayılı dosya numarasını almış, Mahkememizce her iki tarafın tanıkları dinlenmiş, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle:”Davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan- alacaklı olduğu, davalı tarafın inceleme günü defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın defter ve kayıtlarında davalıya —- ödeme yaptığı, davalının davacıya —– fatura düzenlediği” yönünde rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizin —- Sayılı ilamının davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine—-Her iki sözleşmede de iş bedelleri —dahil toplam olarak kararlaştırıldığından götürü bedellidir. Ödemelerin toplam —- olduğu konusu ihtilâfsızdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 480. maddesinde düzenlenmiş bulunan götürü bedelli sözleşmelerde eksik ve kusurlar sebebiyle fazla ödeme yapıldığının iddia edilmesi halinde; eksik ve kusurlar dikkate alınarak gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı belirlenip, bu oran götürü bedele uygulanarak hak edilen bedelin hesaplanması ve yapılan ödeme ile karşılaştırılarak fazla ödeme olup olmadığının tespiti gereklidir. Tarafların imzasını taşıyan dava dilekçesinin deliller ——– gösterilen taraflar arasında imzalı tutanakta bir kısım eksiklerin bulunduğu belirlenmiştir. İşin tesliminden sonra saptanan eksikliklerin işe devam edilerek kendisi tarafından giderildiğini taşeron yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davalı taşeron söz konusu tutanakla saptanan eksiklikleri işe devam ederek kendisinin tamamladığını yasal delillerle ispatlayamamıştır… Bu durumda mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişiden rapor alınarak, eksikleri saptayan, tarafların imzasını taşıyan tutanağın hangi sözleşmede üstlenilen işlerle ilgili olduğu, bu eksikler dikkate alınıp düşülerek, sözleşmelere göre gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının ne olduğu, bu oran ya da oranların sözleşme bedeline uygulanarak hak edilen iş bedeli ya da bedelleri hesaplattırılıp ödendiği ihtilâfsız olan —– gözönünde tutularak fazla ödeme olup olmadığı konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi, öte yandan; bu halde alacağın varlığı ile miktarı, yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ile saptanacağından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.”gerekçesi ile Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve karar kapsamında dosya inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle:”Taraflar arasında söz konusu inşaatta eksik, kusurlu bulunan işler için bila tarihli tutanak tanzim edildiği, söz konusu tutanakta belirtilen işlerin — tutarlı ilk sözleşmeye göre——– işlerinin eksik ve kusurlu yer aldığının tespit edildiği, dosya içeriğinden yapı alanı belirtilmemekle birlikte söz konusu yapının ——alanlı ve açık teras çatı kaplamasının —-alana sahip olduğu kanaatine varıldığı, binanın kaba inşaatının tamamlanmış olduğu, eksik ve kusurlu işlerin %20 oranında olduğunun kabul edildiği, buna göre davalı tarafından gerçekleştirilen imalat tutarının —- olduğu, ikinci sözleşmede ise eksik ve kusurlu olarak yapılan iş oranının %15 olduğu, buna göre imalat tutarının —-olduğu, yapılan ödeme miktarı ihtilafsız olduğundan fazla yapılan ödeme miktarının——- olduğu” görüş ve kanaati ile raporunu tanzim etmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora itirazları ve bu kapsamda bilirkişice yapı alanının yaklaşık olarak belirlenmesi sebebiyle oransal açıdan eksik işlerin hatalı tespit edilmemesi amacıyla davacıya yapı alanının ——–içerir proje örneklerini sunması için kesin süre verilmiş, davacı tarafça ise bu konuda belge sunulmayıp keşif talebinde bulunulmuş, Mahkememizce keşif yapılması amacıyla talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince alınan raporda özetle: “Taraflar arasında tutulmuş olan tutanağa göre tutanakta yer alan maddelerdeki imalatlar ve bu imalatların yapılıp yapılmadığının incelendiği, — olmadığının görüldüğü, — itibariyle yaklaşık panjur maliyetinin — olduğu, binanın camlarının karolaj olarak yapıldığının görüldüğü, saçak altlarının lambiri olduğunun görüldüğü, şap kısmının düzeltilemediği kanaatine varıldığı, — maliyet hesaplaması yapıldığı, fayans tadilatının yaklaşık —- olduğu, su kaçaklarının tespit edilmediği, lambri yapılması gereken yerin —— olduğu, gerekli olan dış cephe kaplaması maliyetinin —- olduğu, —- olduğu, yağmur işlerinin boyanması gerektiği ve —- olduğu, teras gider ve musluk gideri dahil —– itibariyle yapılacak işlerin değerinin yaklaşık olarak—- olarak tespit edildiği” yönünde görüş bildirilmiştir. Görüldüğü gibi bu durumda bilirkişice —- itibariyle eksik iş bedelinin — olarak belirlenmesi ve yapılan işin ise —-olarak tespit edilmesi karşısında bu kez davacının —- fazla ödeme yaptığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Ne var ki bu raporda bozma ilamına elverişli olarak orantısal olarak hesap yapılmadığı gibi eksiklik tarihine göre değil—— tarihindeki piyasa değerine göre eksik işler tespit edildiğinden hesaplama yöntemi açısından rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Mahkememizce bozma ilamı sonrası alınan ilk raporda —–bozma ilamına uygun olarak hesaplama yapıldığı yalnızca yukarıda bahsedildiği ve davalının itiraz dilekçesinde belirttiği gibi yapı alanının yaklaşık olarak belirlenmesi sebebiyle eksiklik olduğu anlaşıldığından davacı vekiline bir kez daha proje örneklerini sunması için süre verilmiş, yine belediyeden proje örnekleri celp edilmiş eksik hususlar tamamlanınca kök rapor tanzim eden bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişinin — tarihli ek raporunda özetle: —- olduğu, saçak altı yer oturtmasının —– olarak hesaplandığı,———- miktarının kök rapordaki alan miktarı ile benzer bulunduğundan bu hususa ilişkin hesap tarzının değiştirilmeyeceği, kök raporda yapılan hesaplamaya göre ilk sözleşmedeki gerçekleştirilen imalat tutarının — ikinci sözleşmedeki gerçekleştirilen imalat tutarının —- olduğu, davacının davalıdan talep edebileceği fazla ödeme miktarının —- olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilmiş ise de aşağıda belirtilen gerekçelerle alınan rapor yeterli görüldüğünden rapora itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı taşeron, davacı yüklenicinin yapımını üstlendiği —-üzerinde yapılmakta olan —- mantolama ve mermer işleriyle —- pencerelerinin yapım işini——- bedelli sözleşmeler ile üstlenmiştir. İkinci sözleşmede ilaveten — söz konusu arsalar üzerinde bulunan——tesisatının yapımı da kararlaştırılmıştır. Davacı tarafça sözleşme kapsamında—– yapıldığı ihtilafsızdır. Yine dosyada eksiklik tutanağı mevcut olduğundan davalı taraf tutanak tarihinden sonra eksiklikleri tamamladığını ispat etmekle yükümlüdür. Yukarıda bahsedildiği gibi Mahkememizce bozma kararı sonrası alınan ilk rapor yapı alanının yaklaşık olarak belirlenmesi sebebiyle eksiklik oranlarının da hatalı olma ihtimaline karşı hükme esas alınamamış, ne var ki talimat mahkemesince alınan raporda eksiklik tarihi değil —— değerlerine göre hesaplama yapıldığı yine bozma ilamına uygun olarak ortantısal anlamda hesaplama yapılmadığı anlaşıldığından bu rapor da hükme esas alınamamış, hükme esas alınan son rapor ise celp edilen proje ve keşif içerir bilirkişi raporu gözetilerek hazırlandığından, yapı alanının da net olarak belirlendikten sonra tanzim edildiğinden ve gerçekten de kök raporda tespit edilen alan miktarı ile gelen kayıtlar benzer bulunduğundan bilirkişice kök rapordaki hesap tarzının değiştirilmemesi Mahkememizce uygun bulunmuş, talimat mahkemesince alınan raporun hesaplama yönteminin ———- uygun olmaması sebebiyle hükme esas alınan ek raporla arasında çelişki olmayacağı anlaşılmış, hal böyle olunca bozma ilamı kapsamında her iki ayrı iş için yapılan iş bedelin orantısal anlamda tespiti neticesinde davalının ——tutarında işi tamamladığı tespit edilmiş, davacı tarafça bu haliyle ——-fazla ödeme yapıldığı anlaşılmış, rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacağın varlığı ve miktarı bilirkişice tespit edildiğinden icra inkar tazminatı istemi yerinde görülmemiş, davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı istemi uygun bulunmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1——–sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.460,00-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar talep gibi yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacağın varlığı ve miktarı bilirkişice tespit edildiğinden davacının icra inkar tazminatı isteminin ve koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 577,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 339,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 238,90-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 339,00-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı, 384,90-TL keşif harcı olmak üzere toplam 749,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.359,20-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%29,68 Kabul %70,32 Ret) 997,01-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından harcanan 211,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%29,68 Kabul %70,32 Ret) 148,37-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay Temyiz kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.14/06/2022