Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/280 E. 2021/857 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/280 Esas
KARAR NO : 2021/857 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, davalı şirketin çimento siparişlerini gereği gibi ifa ettiğini, davalı şirkete faturalar kestiğini, sevk irsaliyeleri düzenlediğini, borçlarını ödemeyen şirketin konkordato müracaatında bulunduğunu, —- sayılı dosyasında —- tarihinde — aylık mühlet kararı verildiğini, bu karar sonrasında davalının müvekkiline borçlarını ödeyeceğini belirterek —- bedelli üç ayrı çeki verdiği, tekrar mal almaya yönelik davacıyı ikna ettiğini ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, —- sayılı dosyası ile çeklerin icraya konulduğunu, Davalının icra takibi yapılan tarih itibarıyla cari hesabından müvekkiline — borcu olduğunu, toplamı — icra konulması sebebiyle bakiye asıl alacak meblağının ———- icra takibine başlandığını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili — tarihli Islah Dilekçesi ile; Huzurda görülen itirazın iptali davasını, alacak davası olarak ıslah ettiğini belirterek ——tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde gerçeği çarpıtan ifadelere yer verdiğini, davacıya verilen çeklerin asliye ticaret mahkemesinin 3 aylık mühlet kararından önce davacıya verildiğini, ancak davacının bunu konkordato kararından sonra verilmiş gibi beyan ettiğini, davalının davacı tarafa ödenmemiş herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının icra takibine kötü niyetli olarak değil borçlu olunmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, zira davacının söz konusu yaptığı faturalardaki mal ve hizmetlerin kime verildiğinin anlaşılamadığını, faturaları kabul etmediklerini, davacının fatura konusu mal veya hizmeti verdiğini ispat etmesi gerektiğini, —- dosyasından müvekkili şirket için bir yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, Mahkemenin —- tarihli ara kararı ile müvekkili hakkındaki tüm takiplerin iptaline karar verildiğini, bu nedenle dava konusu takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderler ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, faturalara dayalı alacak talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dava dosyasının içinde bulunan—- dosyasında; davacı tarafça davalı aleyhine genel haciz yoluyla takip yapıldığı,—– tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı/takip borçlusundan tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı/takip borçlusuna —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından —– tarihli Dilekçe ile, takibe konu borcun muaccel olmadığı, alacaklı olduğu iddiasında olan tarafa böyle bir borçlarının bulunmadığı belirtilerek borca ve faize itiraz edildiği görülmüştür.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Dosya konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —- tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı tarafın —-yılına ilişkin sunulan ticari defterlerinin taraf lehine delil niteliğinde olduğu, davacı şirketin alaaklı olduğu — ticari defterlerinde mevcut olduğu, sunulan irsaliyelerde isim ve imza bulunduğu, davacının icra takibinde ——- ettiği, işlemiş faiz hesabına konu dosyada, sözleşme – vade farkına ilişkin uygulama – icra takibinden önce temerrüde düşürmeye ilişkin bilgi veya belge bulunmadığı için, işlemiş faiz hesaplanmadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davanın faturaya dayalı alacak talebine ilişkin olması bu kayıtlara dayanılması sebebiyle davalının aynı döneme ilişkin BA-BS formları ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosya aynı bilirkişiye verilerek ek rapor alınmıştır. —– bilirkişi Ek Raporunda; Davalıya ait beyanname kayıtları ile davacı ticari defter ve kayıtlarının uyumlu olduğu, kök raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
——- davalı şirket hakkındaki konkordato talepli davada Mahkemenin —- şirketin bu tarih itibariyle iflasına karar verilmesi üzerine İİK 194.maddesi hükmü uyarınca davanın ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verilmiş, Mahkemece verilen kararın—- kararı ile kaldırılması ve——–sayılı kararı ile de konkordato projesinin tasdikine karar verilmekle Mahkememizce verilen durdurma kararı kaldırılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik bulunmaktadır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporları ile davacı tarafın ticari defterlerinin davalı tarafın vergi dairesi kayıtları ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı tarafça kayıtlarına işlenmekle ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere ——– fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu fatura tutarlarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı bir delil getirilmiş değildir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü uyarınca, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davalı taraf bağlı olduğu vergi dairesine —– birlikte bu tutar —yapmaktadır. Davacı taraf — dosyasından—- olmak üzere üç adet çeke dayalı olarak —- aslı alacak üzerinden takip başlatmıştır.— dosyasında ise — tutarlı fatura ve — tutarlı faturalara dayalı olarak –.—– asıl alacak üzerinden takip yapmıştır. Davacı taleplerinin toplamının —- kayıtlar ile belirlenen tutarı aşmamaktadır. Her iki takip de tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açılmıştır.
Netice itibariyle itirazın iptali davasının ıslah ile alacak davasına döndürülmesinde yasal bir engel bulunmadığı yapılan yargılama sonucunda davacı yanın davalı yandan söz konusu faturalardan kaynaklı olarak —— alacaklı bulunduğu, kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına, alacağın takibe konu edildiği —– tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmektedir.
İzah olunan sebeplerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;— alacağın —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 1.472,96- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 368,25- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.104,71- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40- TL. başvurma harcı, 368,25-TL peşin harcın toplamı olan 412,65- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.399,30-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı Vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2021