Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/276 E. 2021/388 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/276 Esas
KARAR NO : 2021/388
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- numarası ile kayıtlı ve— adresinde faaliyet gösteren —-hissedarı olduğu, feshi talep edilen şirketin diğer hissedarı ise—- olduğu,—- yapmak üzere——şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğuna dair düzenlenen —- yevmiye numaralı ve—–yevmiye numaralı imza sirkülerinin sürelerinin dolduğu, hissedarlar arasındaki ihtilaf nedeniyle şirket genel kurulda toplanamadıkları, —- yapılamadığından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 530. maddesi gereğince şirket organlarından yoksun kalmış ve yönetimi de sağlanamaz hale geldiği, —– gereğince şirket hareket ve faaliyet kabiliyetini kaybettiği, şirket hissedarı olan davacı tarafından şirketin feshini talep etme zorunluluğunun hâsıl olduğuzr, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümlerince uzun süredir organları eksik olan ———- feshine karar —–yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, haklı sebeple anonim şirketin feshi taleplidir.
Feshi istenen davalı şirket anonim şirket olduğundan uygulanacak madde 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi olup buna göre; haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği öngörülmüştür.
Davacının — hisse sahibi olarak —- sahibi olduğu ve bu davayı açabilme ehliyetine sahip olduğu kuşkusuzdur. Yine davalı şirket —— olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
İncelenecek asıl mesele fesih için haklı sebeplerin mevcut olup olmadığıdır. TTK 531’in gerekçesinde de belirtildiği üzere, haklı sebep kavramanın ne olduğu belirtilmemiş ve bunu belirleme görevi yargı ve öğretiye bırakılmıştır. Öğretide temel fesih sebepleri arasında, sermayenin kaybedilmesi, organ yokluğu, genel kurula çağrıda usulsüzlük, azlık haklarının ihlali, bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali, sürekli zarar, dağıtılan kar payının düzenli olarak azalması, genel kurulun toplanamaması, ortakların bir araya gelememesi, şirketin amacını gerçekleştirme ihtimalinin kalmaması olayları sayılmıştır.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu nedenle sadece haklı nedenin olması yetmez; şirketi ayakta tutmak için başkaca çözüm yollarının da olmaması gerekir.
Somut olayda, ortakların bir araya gelmediği, genel kurulun toplanamadığı,, şirketin faaliyetinin kalmadığı, gayri faal olduğu iddia ve bilirkişi incelemesi ile de doğrulandığı üzere, şirketin faaliyetinin olmaması, kar elde etmemesi, mevcut malvarlığına göre ana sözleşmesinde yazılı amaçları gerçekleştirme ihtimalinin de kalmadığı, özvarlığını yitirdiği borca batık durumda olduğu, genel kurulun toplanamamasının devamlılık gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla fesih talebi için haklı sebeplerin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Fesih sebeplerinin davacının kusuru ile doğduğunu gösteren bir bilgi, belge de bulunmamaktadır.
İhbar olunan diğer ortaklar da davaya katılmamıştır. Yine mahkemeden genel kurulun toplanması için yetki talebinde bulunan da yoktur. Bu nedenle TTK.nin 530. maddesinin eldeki davada uygulanırlılığı bulunmadığı gibi, ihbar olunan ortaklar yönünden de şirketin devamına dair bir talep veya çaba olmadığından hukuki bir yarar da sağlamayacağı anlaşılmaktadır. Şirketin faal olmaması, faaliyette bulunmak için bir çabasının da olmaması fesih için yeterli haklı sebeplerdir. Şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan şirketin fiilen herhangi bir ticari faaliyette bulunmaması da dikkate alındığında şirketin feshi yerine uygun görülecek diğer alternatif bir çözüme karar verilmesinin şartlarının da oluşmadığı ———- anlaşılmış; açıklanan sebeplerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Muhasip bilirkişi, mahkeme ayrılma akçesi ile ortağın çıkarılmasına karar verecek olursa davalı şirketin ——— için müzekkere yazılabileceğine işaret etmiş ise de, somut olayda, şirket bu haliyle dahi vergi borçları düşünülmeden borca batık durumda olup, somut olayda fesih yerine alternatif bir çözümün uygulama imkanı da olmadığından ——-
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1—- numarası ile kayıtlı davalı —— uyarınca feshi ile tasfiyesine,
2-Mali müşavir —– kararın kesinleşmesi ile tasfiye memuru olarak tayin edilmesine, tasfiye memuruna emek ve mesaisine karşılık 3.500,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacı tarafından karşılanmasına, ücret yatırıldığında tasfiye memurunun görevine başlamasına;
3- Alınması gerekli 59,30TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40TL. başvurma harcı, 44,40 TL peşin harcın toplamı olan 88,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.070,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/03/2021