Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/263 E. 2021/878 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2021/878
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı şirket alehyine—– tarihinde faturadan kaynaklanan bakiye alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra müdürlüğüne sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile yetkiye ve söz konusu takibin konusu olan alacağa itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafın müvekkiline para borcu bulunduğunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 89. Maddesine göre para borçlarında, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinin belirlendiğini, davalı tarafın borca olan itirazının tamamen kötü niyetli ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu, dosyaya sunulan —-tarihli fatura ve cari hesap da tetkik edildiğinde görüleceği üzere —– bedelin davalıya tahakkuk edildiğini, davalının iş bu tutarı ticari defterine işlediğini ve ödeme planı çıkarttığını, işbu ödeme planına göre müvekkiline ödeme gerçekleştirileceğinin de şirket yetkilisi —- tarafından imza altına alınarak beyan edildiğini, davalı taraf bu ödeme planına istinaden — tarihinde — tarihinde — tarihinde — tarihinde —tarihinde —- tarihinde —olmak üzere toplamda müvekkiline — ödeme yaptığını, bu tarih itibariyle davalı tarafın müvekkiline başkaca bir ödeme yapmadığını, davalının müvekkili şirkete kalan toplam bakiye borcunun——- olduğunu, davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde müvekkili şirkete kalan bakiye borcunun kalem kalem ispatlanacağını bildiği halde sadece zaman kazanmak maksatlı borca itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, bu nedenlerle borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın davalının ikametinde ya da dava konusu alacağın dayanağı olan olayın olduğu yerde açılması gerektiğinden, davanın —– açılmasının usul hukuku gereği olduğunu, dava konusu olayın her ne kadar faturaya dayalı bir alacak olsa da, faturanın kaynağı dava dilekçesinde ifade edildiği üzere—– düzenlenen —— numaralı ceza tutarının ve faiz tutarının davacı tarafından ödendiğinden bahisle rücu davası olduğunu, talep edilen bedelin davacı tarafından ilgili kuruma ödendiğinde dair dava dilekçesi ve eklerinde herhangi bir ödeme dekontu görünmediğini, davacının müvekkilinden herhangi bir ödeme talebinde bulunması için öncelikle iş bu ceza tutarının davacı tarafından yatırılması gerektiğini, iş bu cezadan dolayı davacının ——dosyası ile —- düzenlenen ceza tutarının iptali için dava açmış olduğunu, ——— kamu alacakları yeniden yapılandırma yolunun açılması üzerine, davacı firmanın iş bu ceza tutarının yapılandırılması için başvuru yaptığını, yukarıda ifade edildiği üzere iş yapılandırma bedellerinin ödenip ödenmediği dosya kapsamı ile sabit olmadığını, davacı firmanın müvekkili davalı şirkete rücu ettiğine göre, yapılandırmadan faydalanmak için beyanname ait olarak —- düzenlenen ceza tutarı ile ilgili—— dosyasından feragat ederken, iş bu feragat konusunda yasal yollarla müvekkili şirkete ihbarda bulunması ve muvafakatini alması gerekirken, bu feragat ile ilgili ne müvekkili şirkete ihbarda bulunduğunu ne de müvekkili şirketin muvafakatini almadığını, ceza tutarına neden olan şirketin müvekkili şirket olmadığını, —– marka malzemeye ilişkin olarak CMR belgesini sehven düzenlemeyen İtalya’daki gümrük acentası olduğunu, —-makama verilmek üzere, ———– tasdik ve mühürlettiği belgede —– hatasından dolayı —– koli olarak belirtildiğini yazısında açıkça ifade ettiğini, ayrıca davacı tarafın kötü niyet tazminat talep etmesinin kabul edilemeyeceğini, dava konusu alacağın likit bir alacak olmadığını, yargılamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin yerinde olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafa ——– nolu ceza tutarının ve faiz tutarının davalıya yansıtma bedelinden kaynaklı bakiye alacağın tahsiline ilişkin başlatılan——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük itiraz süresi içerisinde —-tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce——dosyası celp edilmiş, ——cezanın davacı tarafça ödenip ödenmediği sorulmuş, gelen yazı cevabından dava konusu faturanın tamamının davacı tarafça —– ödendiği anlaşılmıştır.
Davalının defterlerinin incelenmesi amacıyla —- talimat yazılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Davalı şirketin hesap muavinine bakıldığında —- tarihinde kesilen cezaya ait — numaralı fatura bedeli—– ile muhasebe kaydını gerçekleştirmiş olduğu, davacı şirketin cari hesabına — tarihinde dava konusu fatura bedeli ile —–tutarın yevmiye defterine muhasebeleştirdiği, dava konusu faturanın borç ve tutarı muhasebe kayıtlarına muavin ve yevmiye defterlerine işleyerek kabul ettiği, davalı tarafın banka ve dekont yapılandırma taksit çizelgesiyle söz konusu davalı tarafın borçlu olduğunun doğrulandığı, ödediği toplam tutarın—– olduğu, sonuç itibariyle davacının dava tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği kalan borcun —— görüldüğü” içeriğinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Davalının defterleri incelendikten sonra davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle; davacı şirketin kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalı şirketten —- alacaklı görüldüğü tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun sonuç kısmında —- yazılmış ise de; rapor içeriğinden bu meblağın sehven yazıldığı, davacı alacağının —–olduğu anlaşılmıştır.
Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu cezadan davalının sorumlu olduğuna yönelik başkaca yazılı belgelerle davanın desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen cezanın davalı tarafça benimsendiğine karine teşkil eder. Bu durumda ispat yükü davalıya geçer. Davalı bu hususun aksini ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Davalı taraf cevap dilekçesinde ceza tutarına müvekkilinin neden olmadığını, davacının ——dosyasından feragatinde davalının muvafakatinin alınmadığını, yine davacının yaptığı ödemeleri ispatlaması gerektiğini iddia etmiştir. Mahkememizce yazılan müzekkere cevabından davacının takibe koyduğu fatura bedelinin tamamını——- ödediği anlaşıldığından bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir. Yine davalı taraf takip konusu faturayı defterlerine işlemiş, yaptığı ödemelerde de ceza taksidi açıklaması bulunmakta olup, ödemelerin dava konusu borca istinaden yapıldığı, davalının ceza faturasından sorumlu olduğunu kendisinin benimsediği anlaşılmıştır. Dosyada mübrez imzası inkara uğramayan ——- tarihli taksit çizelgesi davalı şirket tarafından kaşelenip imzalanmış olup, takip konusu fatura bedelinin davalı tarafça ödeneceğinin taahhüt edildiği açıktır. Tüm bu sebepler karşısında davalının cezadan sorumlu olmadığına ilişkin itirazlarını yerinde görülmemiştir. Yine Mahkememizce incelenen dosya kapsamında davacının vergi mahkemesindeki davadan feragat tarihinden —— sonra dahi davalı tarafça ödeme yapılmaya devam edildiği, davacıya davadan önce davadan feragat edilmesi nedeniyle ihtar vb. gönderilmediği gibi, faturanın halen davalı kayıtlarında olduğu, iade faturası düzenlenmediği nazara alındığında bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiş, neticeten davacının takip miktarı kadar alacaklı olduğu her iki tarafın incelenen defter ve kayıtları itibariyle ispatlanmış olduğundan, davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, davalının takibe ve Mahkememize yaptığı yetki itirazı TBK 89 uyarınca reddedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, —– dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca yıllık %19,50 ve değişen artan oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen 93.302,96-TL asıl üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.373,53-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.126,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.246,65-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 1.126,88-TL peşin harç toplamı olan 1.171,28-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 1.336,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 12.813,78-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca——-tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/07/2021