Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/252 E. 2019/1207 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/252 Esas
KARAR NO : 2019/1207

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin ömür boyu yenileme garantisine sahip sigortalı olduğunu, müvekkilinin ———–hastalığı teşhisi ile ilgili dava dışı ——– ameliyat olduğunu, ameliyat öncesi yapılan provizyonda sigorta şirketi yetkilileri ve sigorta acentesinin ameliyatın sigorta poliçesi kapsamında olduğu bilgisini verdiği, taburcu olduktan sonra ise ise sigorta şirketinin sebep göstermeksizin ödeme yapmadığını, davalının sigorta devam ederken ek prim uygulamak istediğini, bu uygulamayı asla kabul etmek istemediğini beyan eden müvekkilin ihtirazı kayıt koymak suretiyle ailesinin ve kendisinin yararlandığı ömür boyu yenileme garantisini kaybetmemek adına kabul etmek zorunda kaldığını, 2003 yılından itibaren ömür boyu yenileme garantisi kapsamında olan müvekkilinin sigortasına, hakkaniyete ve yasaya aykırı şekilde uygulanan ek prim uygulamasının iptal edilmesi ve bugüne dek ek prim adı altında haksiz kazanç elde etmek maksadıyla bu davanın açıldığını, sigorta şirketi tarafindan alınan ek sigorta primlerinin müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirketin ——- yönetmeliği ve müvekkil şirketin özel şartlarındaki düzenleme ve risk kabul uygulamalarına göre gerekli şartlar oluşmadığından davacı tarafa ömür boyu yenileme garantisi verilmediğini, ömür boyu yenileme garantisi verilmesinin bu hakkın verilmesinden sonra ortaya çıkan hastalıklar için yeniden risk değerlendirilmesi yapılmayacağı anlamına gelmediğini, beyan edilmeyen rahatsızlıklar için güvence sağlamadığını, davacıların avans faizi talep ettiğini, ancak sigorta sözleşmesinin tarafı tacir olmadığından ve dava konusu talep ticari iş niteliğinde olmadığından ——————–reeskont ve avans işlemlerinde uyguladığı en yüksek faiz oranı ile faiz işletilmesinin talep edilemeyeceğini, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle zamanaşımı itirazının tekrarla davacıların davası esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın zamanaşımı sebebiyle usulden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacılar ile davalı arasında akdedilen——————- kapsamında ek prim ödemelerinin haksız olduğu iddiasıyla iadesi ve iptali istemli alacak davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK.’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Diğer yandan 28/11/2013 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde; ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü yer almakta, aynı kanunun 3. Maddesinde ise tüketici işlemi tanımlayan ”mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı kanunun 83.maddesinde de ”taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilerek 6502 Sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde de, ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Dosya incelendiğinde; davacıların tacir olmadığı, sağlık sigortası ile sigortalanan kişiler oldukları, sigorta poliçesinin ticari amaçla yapılmadığı, davacıların tüketici konumunda bulundukları anlaşılmaktadır.28.05.2014 tarihinden sonra sigortacılık konusunda açılmış bulunan davalarda, tarafların sigortacı ve sigortalanan olması durumunda, taraflardan birinin tüketici konumunda bulunması halinde tüketici mahkemeleri görevlidir.
Açıklanan sebeplerle 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 03/05/2019 tarihinde açıldığı dikkate alınarak mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.