Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2021/1283 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/233 Esas
KARAR NO: 2021/1283
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/04/2019
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı müvekkili arasında—-akdedildiğini, davalı ile imzalanan sözleşme gereğince sözleşmenin başlangıç tarihi olan—– miktarında ürünü müşterilerine satma yükümlülüğünü üstlendiğini ve müvekkili şirketin de sözleşme kapsamında davalı tarafın bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde ——usulü hesap edilerek iade edilmek şartı ile ve her ——- katkıda bulunmak amacı ile davalı tarafa— —tutarlı ödeme yaptığını ancak müvekkili şirket tarafından ödenen tutarın davalının sözleşmedeki taahhütlerine aykırı davranması ve ürün almaması sebebiyle sözleşme hükümlerine aykırılığın derhal giderilmesi için davalı tarafa— nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, aykırılığın giderilmemesi nedeniyle —– ihtarname masrafı olmak üzere toplam —– üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafindan yapılan haksız ve yersiz itiraz üzerine takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle davalının icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süre uzatım dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —-işleten şirket olduğunu, hain saldırı sonucunda— kişinin hayatını kaybettiğini, uzun süre güvenlik gerekçesi ile işletmeye girilmesine izin verilmediğini, daha sonra habersiz bir şekilde hiçbir karar alınmadan ve bildirimde bulunmadan işletmenin yıkıldığını, şirkete ait bütün belgelere kolluk kuvvetleri tarafından el konulduğunu, bir takım belgeler geri alındığı halde henüz bir çok belge temin edilemediğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında akdedilen ——- satış noktası sözleşmesi uyarınca davacı tarafça pazarlama faaliyetine katkıda bulunmak amacıyla davalıya verilen —- davalı tarafça sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle ——-hesaplanarak iadesi, cezai şart ve noter ihtarname masrafına istinaden başlatılan—- icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme —tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde— tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosya —- tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince hazırlanan —–yılına ilişkin ticari defterlerinin —- göre usulüne uygun tutulduğu, davalının süresi içerisinde defterlerini ibraz etmediği, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen pazarlama faaliyetine katılım faturasının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında —- imzalanmış olduğu, işbu sözleşme doğrultusunda, davalı şirket tarafından—- bölümünde belirtilen ürünlerin satımının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğu ancak sözleşme fesih tarihi itibariyle davalı şirketin sözleşmenin özel hükümler bölümünde hesaplamaya dahil edilecek ürünler olarak — miktarında ürün satımının gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, bu oranlara göre davacının talep edebileceği —- hesabının— olarak hesaplandığı, sözleşmenin ileriye etkili bir şekilde feshedildiğini, dolayısı ile olumsuz zarar kalemi olarak —- masrafının talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalının —— işletmecisi olduğunu eğer bu husus ve sözleşmenin —- gözetildiğinde, işletmenin yıkılması nedeni ile orada ticari faaliyete devam ettirmemek için sözleşme bakımından kısmi imkansızlığın meydana gelebileceği ve burada borca aykırılıktan söz edilemeyeceği, bu durumda cezai şart talep edilemeyeceği, davacının cezai şart alacağını talep edebileceği yönünde hüküm kurulması halinde, davacının — cezai şart alacağı talebinin yerinde olacağı” yönünde görüş bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan dilekçeleri sunulmuştur. Davalı işletmelerin kapanması ve tahrip olan evrakların zaman alması sebebiyle ticari defterleri sunmanın zaman aldığını beyan ederek yeniden süre talep edilmiş olup, Mahkememizce davalının durumu gözetilerek mazereti kabul edilmiş ve yeni bir inceleme günü verilmiş, ne var ki defterlerini ek inceleme günü de ibraz etmemiştir. Hal böyle olunca bilirkişilerce yapılan hesaplamaya itibar etmek gerekmiş ve aşağıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede işletmecinin —- tüm satış noktalarının konu edildiği, sözleşmede süre sınırlaması olmaksızın —– katkı bedeli ödediği ve katkı bedelinin sözleşmede ön görülen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde —– usulü belirlenecek olan kısmının iade edileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalının —–ürün alımında süre sınırı yoksa da her üç satış noktasının ihtar tarihinde kapandığı, davalının başka bir yerde aynı adlarla faaliyet gösterdiğini iddia ve ispat etmediğine göre artık davacıdan bu işyerleri için ürün almayacağının yani sözleşmedeki ürün alım taahhüdünü yerine getiremeyeceğinin açık olduğu, borcun sonradan imkansızlaştığı, —— usulü ödenen bedelin iadesinin gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Sonradan ifa imkansızlığı halini düzenleyen TBK’nın 136. Maddesi: “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
” amir hükmünü haizdir. Esasen davacı imkansızlık nedeniyle karşılıksız kalan kısmı sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca da tahsil etme hakkına sahiptir. Bilirkişice yapılan hesaplamada —-pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli talep edilebileceği tespit edilmiş, raporun aksi yani davacıdan daha fazla ürün alındığı iddia ve ispat edilemediğinden itibar etmek gerekmiştir. Davacının diğer talebi cezai şarta ilişkin olup, TBK’nın 182/2. maddesinde:”Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
” düzenlemesi mevcuttur. ———- kararının davalının sorumlu olmayacağı sebeplerle borcu imkansız hale getirdiği anlaşılmış, cezai şart isteminin reddi gerekmiş, yine ihtarname masrafı dosyaya sunulmadığından yalnızca pazarlama katılım bedeli yönünden takibin devamın karar verilmiş, davacı takip talebinde yasal faiz talep etmekle, takip talebiyle sıkı sıkıya bağlılık gereği tahsil tarihine kadar yasal faize hükmedilmiş, kabul edilen tutar taraflarca likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, —- icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —-pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağı üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 9.938,97-TL harçtan peşin alınan 1.880,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.058,91-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.880,06-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.924,46-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.135,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%93,47 Kabul, %06,53 Ret) 1.995,86-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 17.772,31 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin 1.233,80-TL’sinin davalıdan, bakiye 86,20-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/11/2021