Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/193 E. 2021/668 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/193 Esas
KARAR NO : 2021/668
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait—- poliçe numarası ile —- yapıldığını, — tarihinde — mevkiinde seyir halinde bulunduğu sırada yolda biriken su sebebiyle bariyerlere çarpma kaynaklı olarak meydana gelen hasar sonucu aracın kullanılamaz hale geldiğini, aracı kullanan kişinin davalı şirketi arayarak yol yardımı, çekici hizmeti hususunda yardım talep etmesi üzerine aracın çekici ile— adresine çekildiğini,– tarihinde—- numaralı hasar dosyasının düzenlendiğini ve eksper ataması yapıldığını, — tarihinde yetkili servisin ön işlem raporu düzenlediğini, müvekkilinin aracında parça ve işçilik bedeli olarak yaklaşık— tutarında masraf çıktığını, bu bedelin aracın değerinin yaklaşık —— olması nedeni ile aracın kasko değeri ve hasar rakamı dikkate alınarak aracın pert olması kanaatinde görüş bildirerek eksper raporunun düzenlenerek davalı sigorta şirketine gönderildiğini, müvekkiline davalı—- tarihinde — gerek —–gerekse mail yoluyla bildirildiğini, oysa ki— tarihinde poliçe toplam prim bedeli olan — tamamının davalı sigorta şirketi olan—- tarafından tahsil edildiğini, poliçenin iptal edilmediğini ve de prim iadesinin yapılmadığını,—– müvekkili arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, aralarındaki ilişkiye bağlı olarak müvekkili tarafına bir komisyon alacağı oluştuğunu, bu alacağa binaen — plakalı aracın sigorta priminin kaza tarihinden bir gün önce yani —– tarihinde — yapıldığını, anlaşılacağı üzere kaza tarihinden– müvekkilinin komisyon alacağına—- poliçe peşinatının ödendiğini, tespit edilen zarara istinaden pert işlemine tabi olan aracın poliçe şartları çerçevesinde ödenmesi gerek rayiç değeri olan —– ile yetkili serviste ekspertiz hizmeti adı altında alınan otopark ve sair hizmetler tutarı olan— talep edildiğini beyanla, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı Kalmak kaydıyla şimdilik araçta oluşan zarar bedeli —– olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketin tarafından tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın prim peşinatını kaza gerçekleştikten sonra ödediğini, işbu sebeple kaza anında yürürlükte olan bir poliçenin bulunmadığını, —— temsilcisi olup, broker firmasına yapılan ödemenin müvekkili şirkete yapılmış kabul edilemeyeceğini, davacının broker firmasını acente gibi göstermiş olup, işbu iki kurumun birbirinden farklı olduğunu, işbu sebeple davanın reddedilmesi gerektiğini, Sigortacılık Kanun’unun 2. Maddesinde broker’ın tanımının yapıldığını, bu doğrultuda broker firmasının müvekkili şirketin değil sigortalının temsilcisi olduğunu, kesin ekspertiz raporu uyarınca aracın onarımının ekonomik olduğunu, aracın pert olma talebine itiraz ettiklerini, bununla birlikte poliçede özel şartın da mevcut olduğunu, ekspertiz raporunun ikrarı anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin ancak ekspertiz raporu ile tespit edilen bedelle ile sınırlı olmak üzere sorumlu olabileceğini, davacı tarafından 14 gün içerisinde itiraz edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığını, olayda müvekkili şirket tarafından ibraz edilen poliçenin ve özel şartların geçerli olduğu ve taraflar arasındaki ilişkide bağlayıcı bulunduğu ve uygullanacağının sabit olduğunu, bu çerçevede haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacının bu yöndeki iddiasının gerçek dışı ve asılsız olduğunu, davacının hiçbir suretle müvekkili şirketten komisyon alacağının olmadığını, davacının sigorta prim borcunun komisyon alacağından kesilmek suretiyle tahsil edilmiş olduğu yönündeki beyanıyla, kredi kartından tahsil edilmiş olduğu yönündeki beyanının birbiri ile çelişmekte olduğunu, kötü niyetle ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacının sigorta prim bedelini kazadan sonra —- ödediğini, müvekkilinin hatırlatmalarına rağmen ödemediği poliçe bedelini kazanın meydana gelmesinden sonra, müvekkilden hasarın tazmini talep edebilmek adına kötü niyetli olarak ödemediğini, davacının kendi kusurundan faydalanmaya çalıştığının açık olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacıya ait — plakalı aracın —- tarihinde karışmış olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta oluşan hasar bedelinin ve otopark,hizmet bedelinin davalı—- ve broker firmasından tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce— kayıtları incelendiğinde davacının gerçek kişi tacir kaydının bulunduğu anlaşılmış, davacı tarafça aracın hem özel kullanımda hem acente işlerinde kullanıldığı beyan edildiğinden, yine davalıların sigorta şirketi ile—- olduğu, davacının—– ile arasında bir takım ticari işlemlerinin bulunduğu anlaşıldığından Mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için mali müşavir,makine mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti—- tarihli raporunda özetle; davacının kayıtlarında davalılar ile cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, kazanın alkolün etkisinde meydana gelmediği, davacıya ait aracın pert olduğu, kaza anındaki rayiç değerinin — olduğu, kaza anında —- peşinatının ödenmediği, —- şirketinin sorumluluğunun olmadığı içeriğiyle raporunu ibraz etmişlerdir. Tarafların rapora itirazları doğrultusunda aracın sovtaj değerinin de hesaplanması amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor almak gerekmiştir. Bilirkişi heyeti —- tarihli ek raporunda özetle; aracın kaza anındaki sovtaj değerinin — olduğunun tespit edildiği, davalı — kaza öncesindeki rayiç değeri —- değeri olan ——- sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık poliçe prim bedelinin kazadan önce ödenip ödenmediği, kazadan sonra ödenmiş ise sigorta şirketinin rizikodan sorumlu olup olmadığı, aracın alkol ile birlikte kullanımı sebebiyle hasarın—- genel şartları gereği teminat dışı kalıp kalmadığı, davalı broker firmasının hasardan sorumlu olup olmadığıdır.
——ilamında: “Davaya konu olay ve poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1430.maddesinde sigortalının prim ödeme borcu; 1431.maddesinde prim ödeme zamanı ve 1434.maddesinde prim ödemesinde temerrüdün sonuçları düzenlenmiştir. TTK’nun 1434/1.maddesinde “ilk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunur” düzenlemesi yapılmıştır. Prim peşinatının rizikodan önce yatırılmaması nedeniyle sigortacının sorumluluğunun başlamadığı hallerde, sigortacının; olaydan ve ihbardan, diğer anlatımla rizikoyu öğrendikten sonra primleri tahsil etmesi, sonrasında geri vermemesi ve bir ihtarla da sözleşmeyi feshetmemesi hallerinde, sigortacının sözleşmeyi ayakta tutması halinde, tahsil öncesi gerçekleşen rizikodan sorumlu olduğu Dairemiz uygulamalarındandır….Dosya kapsamına göre süresinden sonra ödenen primin Sigorta Şirketince iade edildiğine dair davalı Sigortanın savunması olmadığı gibi bilgi belge de yoktur. Sigortacının olaydan ve ihbardan, diğer anlatımla rizikoyu öğrendikten sonra primleri tahsil etmesi, sonrasında geri vermemesi ve bir ihtarla da sözleşmeyi feshetmeyerek sözleşmeyi ayakta tutması iradesi karşısında, dava açıldıktan sonra prim peşinatının ödenmeyişi savunmasını yapan davalı sigortacının sözleşmeden caydığının kabulü mümkün değildir. Zira; güven ve iyiniyet temelinde akdolunan sigorta sözleşmelerinde, tarafların tüm haklarının kullanımında (sözleşmenin kurulmasında olduğu kadar, sona erdirilmesinde de) bu ilkelere bağlı biçimde hareket etmesi gereklidir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davalı sigortacı bakımından geçerli bir sözleşmeden cayma durumu bulunmadığı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.” gerekçesi ile dairenin yerleşik uygulamasının rizikodan haberdar olan sigortacının riziko gerçekleştikten sonra tahsil ettiği primi iade etmemesi halinde sözleşmeyi ayakta tutma iradesi gösterdiği ve rizikodan sorumlu olacağı belirtilmiştir. Eldeki davada da sigorta şirketi poliçe primlerinin tamamını kaza tarihinden sonra tahsil etmiş olup,—- nolu celse ara kararı üzerine davalı tarafça sunulan beyan dilekçesinden davacıya prim iadesi gerçekleştirilmediği ve poliçe iptal işlemi gerçekleştirilmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca sigorta şirketinin sözleşmeyi ayakta tutarak sorumluluğunu devam ettirdiği, davacının hasar bedelini sigorta şirketinden talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı taraf primin kazadan önce diğer davalı —— firmasına ödendiğini iddia etmiş ise de, dosyada buna ilişkin yalnızca— tarihli kredi kartı ödeme formu mevcut olup, kredi kartının —- ait olduğu ve el yazısı ile yazılan yazılardan—- plakalı aracın ilk priminin de hesaplamaya dahil edildiği ancak vade tarihinin kaza tarihinden sonra—– olduğu görülmekle, davacının bu yöndeki iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi aracın alkollü kullanımı sebebiyle hasarın teminat dışı kaldığını iddia etmiştir. Dosyada mübrez alkol raporundan aracı kullanan kişinin alkol oranının———Aracın, uyuşturucu madde veya—- seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” teminat dışı hallerden sayılmış olup, —- promil alkolün yasal sınırlar içerisinde kaldığı ve teminat dışı hallerden olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı taraf aracın sigorta şirketine verilmesi yönünde bir talepte bulunmamış, davalı sigorta şirketi ise araç davacı tarafta kalacağı için sovtaj bedeli düşülmesini talep etmiştir. Mahkememizce bu yönde alınan bilirkişi raporunda aracın hurda halinin sovtaj değerinin—- olduğu değerlendirildiğinden bu miktarı aracın bedelinden mahsup etmek gerekmiştir. Yine bilirkişi ek raporunda aracın pert halindeki değerinin—- olduğu, sigorta şirketi yönünden ise—- olduğu bildirilmiş olup, yerleşik —- aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değeri arasındaki farkın gerçek zarar olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Davalı sigortacı gerçek zarardan sorumlu olup —- gerçek zarar—- aşmamaktadır. Hal böyle olunca bu miktar üzerinden tazminata hükmetmek gerekmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyada mübrez belgelerden sigorta şirketine yapılan ihbar tarihinin —- olduğu görülmekle,——- eklenmesi sonucu —- tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü anlaşılmış ve bu tarihten itibaren dava dilekçesindeki talep gibi yasal faize hükmedilmiştir. Davacı tarafça —- kendisinden ekspertiz adı altında alınan otopark ve sair hizmetler tutarının tahsili talep edilmiş ise de; dosyada ödemeye ilişkin bir delil olmadığından bu talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili hasarın tazmini için davalı —– karşı da dava açmış ise de; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu poliçenin ilk taksidine ilişkin yalnızca — tanzim tarihli kredi kartı ödeme formu mevcut olup, vade tarihi olarak— belirlendiğinden davacı ile davalı —- anlaşmaya göre poliçe priminin kaza tarihinden 2 gün sonra ödeneceğinin kararlaştırıldığı göz etilerek davalının poliçe priminin süresinde ödenmemesinde bir kusurunun ve tazminat sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmış, bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, — maddi tazminatın davalı ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve diğer davalıya karşı açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Alınması gerekli — harçtan davacı tarafından yatırılan —- peşin harç, — tamamlama harcı olmak üzere toplam — harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı—– tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan — peşin harç,— başvuru harcı ve — tamamlama harcı olmak üzere toplam— harcın davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan — yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan— davalı —- alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı— kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/4. Madde uyarınca davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı— verilmesine,
8-Davalı —- kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.162,00-TL’sinin davalı—— bakiye kısmın davacıdan alınarak ——-gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/05/2021