Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/187 E. 2021/273 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/187 Esas
KARAR NO : 2021/273
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa —- müvekkili —- babası olduğunu, müteveffanın ölümünün ardından geriye kalan tek ve yasal varisi müvekkili olduğunu, Müteveffa’nın akıl zayıflığı olması nedeniyle, —– kız kardeşi —— altına verildiğini, müteveffanın akıl zayıflığı belirli işleri tek başına yapmasına engel olduğu ve yolda yürüme yahut trafikte karşıdan karşıya geçme gibi temel bazı davranışlar yönünden ayırt etme gücünü sakatlayacak boyutta olmadığını, müteveffanın vaktinde evlendiğini ve bu evlilikten müvekkilinin dünyaya geldiğini, müteveffanın—- sıralarında, arkadaşı ——— yolda karşıdan karşıya geçerken, davalı —- sevk ve idaresinde olan— çarpması üzerine yaralandığını ve hastaneye sevki esnasında yolda hayatını kaybettiğini, olayla ilgili —— dosyasının açıldığını, davalı —— yılında ehliyet aldığını ve —— tecrübeli bir sürücü olduğunu, ancak davalının olay günü tecrübeli ve basiretli bir sürücünün sahip olacağı, kendisinden beklenecek dikkat ve özeni göstermediğini, kendisinden beklenecek asgari ölçüde dikkat ve özeni göstermediği gibi olaya ilişkin somut verilerin de işaret ettiği üzere, sorumsuzca davrandığını, davalı —- müteveffaya çarpan—— plakalı aracın ———- olduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zarardan dolayı, garanti ettiği poliçe miktarı kadar diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu olduğunu, davalı —– müteveffaya çarpan—– plakalı aracın——— olduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin müvekkilin uğradığı maddi ve manevi zarardan dolayı, garanti ettiği poliçe miktarı kadar diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu olduğunu, ölümle sonuçlanan kazadan her üç davalı şirket de sorumlu olduğunu, müteveffanın geride müvekkili bıraktığını, müteveffanın ani ve acı ölümü nedeniyle geride bıraktığı müvekkilini, derin üzüntü yaşamanın yanında psikolojik travma geçirdiğini ve söz konusu travma halinin halen devam ettiğini belirterek, müteveffanın geride bıraktığı çocuğu müvekkili için maddi ve manevi tazminatın kaza tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın———- dosyasından müteveffanın kardeşleri tarafından manevi tazminat talepli açılan davada müvekkili şirketi aleyhine ihbar olunduğunu, her iki davada da teminatın tek olduğunu ve bu dosya ile birleştirilmesini, davacı yanın taleplerinin ——- dahilinde kalması durumunda müvekkili şirket bakımından herhangi bir sorumluluk doğmayacağının açık olduğunu, manevi tazminat sorumluluğu açısından sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesi gerektiği, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında—– hayatını kaybetmesine dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemli ve kusur durumlarının tespitine ilişkin olduğu belirlendi.
Dava——– sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Kaza yapan aracın —– müzekkere cevabı, müteveffaya ait nüfus kayıt örneği, veraset ilamı kaza tespit tutanağı, her iki sigorta şirketinden poliçeleri, hasar dosyaları, sigortaya başvuru belgeleri, davacı sosyal ve mali durum araştırma tutanak aslı,———-dosya örneği dosya içerisine alınmıştır.
—— kararında sanık ———hakkında kazanın oluşumunda kusurunun bulunmaması nedeniyle beraat kararı verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya bir bütün halinde —–raporunda özetle; Davalı sürücü—– idaresindeki — aydınlatmanın olmadığı gece vakti olay mahalli karayolunda seyir halindeyken, yolun karşı tarafına kontrolsüzce geçmek isteyen koyu renk giysi giyimli müteveffa yayaya çarpması sonucu meydana gelen kazada, atfı kabil kusurunun olmadığı, müteveffa yaya ——–olmadığı gece vakti kullanım nitelikleri yükseltilmiş meskun dışı karayolunda yolun karşı tarafına geçişini yapmadan evvel sol tarafında kaplama üzerinde seyir halinde olan araçların seyir durumlarını kontrol etmesi ve geçişi süresince kontrollerini sürdürmesi, ilk geçiş hakkını kaplama üzerinde ve sol tarafından seyirle gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki otomobile vermesi gerektiği halde, bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde, yolun karşı tarafına kontrolsüzce geçtiği anlaşılmakla meydana gelen kazada, asli kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle talep edilen maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacının maddi tazminat talebi destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse ———- maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. ——— sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ————2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Yukarıda belirtilen tüm hususlar dikkate alındığında; davacının talebinin —— tarihli trafik kazasından dolayı kaybettiği babasının desteğinden yoksun kaldığına ilişkin maddi ve manevi tazminat davasına ilişkindir. Hem ceza yargılamasında, hemde mahkememizce alınan ——raporunda davalı sürücünün kusursuz olduğu, kazanın oluşumunda davacının desteği olan müteveffa ——- %100 kusurlu olduğu, müteveffanın aracın sürücüsü olmadığı, araç içerisinde yolcu konumunda da olmadığı belirlenmiş olup, zarardan davalı sürücünün ve sigorta şirketlerinin sorumlu olmayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 375,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 316,41-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalıların yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/02/2021