Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2021/1021 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/181 Esas
KARAR NO: 2021/1021
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/10/2015
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar dava dilekçesinde özetle; — yönetimindeki — adresinden — teslim adresine götürülmek üzere yola çıkıldığı, aracın kendi ağırlığı hariç —- kapasitesi varken araca yaklaşık — yüklenildiği, aşırı yük sonucu aracın fren sisteminde sorun çıktığını ve bunun kazaya neden olduğu, kaza sonucu aracın— çalışamaz hale geldiğini ve araca yüklenmiş olan — — meydana geldiğini, — kazadan iki gün sonra aracın ruhsatlarını isteyip sigorta yaptırdığı, icraya konu olan davada davacıların kusuru olmayıp aşırı yük yükleyen —- olduğunu, bu nedenle davacılar, davaya konu olan icra dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına ve icranın iptalinin gerçekleştirilmesini talep etmişlerdir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların —- borçlu olarak gözükmemekte olduğunu, takip alacaklısı olmayan davalı şirket hakkında bu takip nedeniyle tespit ve takibin iptalininde talep edilemeyeceğini, davacıların davalı şirket hakkında alacak talebinde bulunmamış olduklarını, bu nedenle davanın —–gerektiği, aracın ruhsatında en fazla yük ağırlığının —- olduğunun yazılı olduğu, davaya konu olan yük ile ilgili yükleme sonrası —– olduğunun belirtilmiş olduğu, modelden kaynaklı olarak standart araçlara göre ruhsatta tutarın daha düşük olarak belirtilmiş olduğunu, davacının burada, aracın —- bahsettiği anlaşıldığı, bu nedenle, davalının, aracın bilgisi dışında fazla yükle yüklendiği yönündeki anlatımlarının doğru olmadığı, yüklemeyi davalı şirketin yapmadığını, davalı şirketin satış ve pazarlamasını üstlendiğini ve yüklemenin —– Tarafından yapılmış olduğunu, bu nedenle eğer yüklemeden dolayı bir kusur varsa bu kusurun dava dışı olan —– olduğunu, nedenlerden dolayı davanın reddedilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza sonrası —- nedeni ile tazminat ödemesi yaptığını, bunun sonucunda kazada hatalı olan taraftar bu tazminatı icra davası ile talep etmiş olduğunu, bunun sonucunda davalı tarafa kesinleşmiş haciz uygulandığını ve hacze konu olan ödemelerin davalı tarafından yatırılması sonucunda haczin kaldırılmış olduğu, davacılar söz konusu kazada kendi kusurları olmadığını beyan ettiğini, araç sahibi ve sürücüsü davalılar olan kazada tek kusuru olmayan tarafın kendileri olduklarını, bu nedenlerden dolayı söz konusu davanın reddini talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacının —plakalı araç ile taşımacılığını yaptığı,— görmesi nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından başlatılan icra takibine itiraz süresinin kaçırılması nedeniyle açılan menfi tespit davasında aracın kapasitesinin — olmadığı, kendi ağırlığı haricinde —— yüklemesi gereken ağırlıktan daha fazla yük yükleyip yüklemediği, bu nedenle hasardan davalıların kusurlu olup olmadığı, —- pasif husumetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
— maddesinde öngörülen halefiyet ilkesi gereğince sigorta tazminatını sigortalısına ödemiş olan sigortacı, sorumlulara karşı sigortalının yerine geçmekte ve ödediği tazminat bedelini rücuen sorumlulardan talep edebilmektedir. Davacının yaptığı ödeme tarihinde sigortalısına halef olduğu anlaşılmakla, faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olan —- tarihidir. Davalı taraf takipte işlemiş faiz başlangıç tarihini doğru belirlemiştir. Davacılar ile davalı arasındaki ilişki ticari taşımaya ilişkin olduğundan faiz türü olarak da avans faizi talep edilmesi doğrudur. Ancak bilirkişilerce davacıların sorumlu olmayacağı kısma ilişkin işlemiş faiz hesaplaması yapmadıkları anlaşılmış, usul ekonomisi gereğince dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilmeden faiz hesaplaması resen yapılarak, hesaplamaya ilişkin doküman dosya içerisine alınmıştır.
Her ne kadar davalı sigorta vekili tarafından, ek rapordaki hesaplamaya itiraz edilmiş ise de; ek raporda bilirkişi heyeti tarafından — dosyası kapsamında yapılan ödemeye ilişkin —– hasar görmüş olduğu ve bu hasara ilişkin ayrıntılı rapor sunulduğu, yapılan incelemede bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın doğru olduğu ve sovtaj bedelinin belirlenen bu bedelden mahsup edilerek sonuç hasarın bulunduğu, raporun denetime elverişli olduğu anlaşıldığından ek rapor hükme esas alınmıştır.
Kusur değerlendirmesine gelince; davacı tarafından kazanın oluşumunda aracın fazla yüklenmesi nedeniyle oluştuğu iddiası vardır. Bu iddianın değerlendirilmesinde; davacı taşıyıcı yükün yüklenmesi kendisine ait olmasa dahi, yükleme esnasında yükleyiciye refakat edip, yanlış veya hatalı bir yükleme yapılması halinde buna izin vermemeli veya buna ilişkin yükleyiciyi uyararak gerekli tutanağı tutmalıdır. Somut olayda dava konusu yükleme davacı tarafından yapılmamıştır. Aşırı yükleme yapıldığı sabittir. Aşırı yükleme kusurundan hem yükleyici hemde yüklemeye refakat etmeyen ve hatalı yüklemeye müdahale etmeyen taşıyıcı ortak kusurludur. Kazanın oluşma sebebi sadece fazla yük yüklenmesi değil, davacı taşıyıcının aracını yol şartlarına ve yüke göre dikkatli ve özenli kullanmamış olması da sebebe etkili olmuştur. Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında bilirkişi raporunda davacıların kusurların —- ilişkin tespit mahkememizce de kabul edilmiştir.
Eldeki davada değerlendirilmesi gereken bir diğer husus, husumet meselesidir. —- arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda —–olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu ——kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir.—– yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet— adlandırılmaktadır. —- hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada, davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu —- hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası —– hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil, esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan red kararı o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı —- yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve —– maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse —- bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında; davanın icra takibine konu edilen borcun olmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğuna göre, —- davada pasif husumet icra takibini başlatan alacaklıdadır. Bu nedenle, icra takibinin tarafı olmayan —— yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı —- pasif husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davanın diğer davalı —-yönünden KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;—-işlemiş faiz olmak üzere toplam — yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 254,05-TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 277,18-TL harcın mahsubu ile artan 23,13-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 254,05-TL peşin harç, 27,70-TL başvuru harcı olmak üzere toplam281,75-TL harcın davalı —– alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından harç dışında harcanan 3.350,00-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan —- alınıp davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.719,04-TL vekalet ücretinin davalı—- alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı —-verilmesine,
8-Davalı — vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı—-verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021