Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/177 E. 2021/1261 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/177 Esas
KARAR NO: 2021/1261
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 09/04/2019
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maddi zorluk çekmesi nedeniyle—– talep ettiği, davacının çift taraflı trafik kazasında —— yolcu konumunda olduğu, meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, davacının oluşan kazada herhangi bir kusurunun olmadığı, tüm kusurun davalı sigorta şirketlerinde sigortalı bulunan araçlarda olduğu, davacı bu kaza neticesinde vücudunda ağır kırıklar meydana geldiği—– tedaviler gördüğü, dava konusu kazaya sebebiyet veren araçlar davalı sigorta şirketince —– sigortalı olduğu maddi tazminatın ödenmesinden ilgili şirket poliçe limiti kapsamında maluliyete istinaden maluliyet teminatının tamamından ve —– tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri teminatı için teminatın tamamından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketlerince ve —-yapıldığı ancak bu başvuruya rağmen davacının zararları gerektiği gibi karşılanmadığı, açıklanan bu sebeplerden dolayı öncelikle davacının ——- talebinin kabulünü, HMK 107 md uyarınca belirlenecek geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı için — sürekli iş göremezlik nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı için —, geçici ve tespit edilebilirse kalıcı bakıcı giderine ihtiyacına ilişkin —- tedaviye bağlı olarak —- tarafından karşılanmayan tedavi, yol , yemek, refakatçi için — olmak üzere toplamda — maddi tazminatın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, — tarihinde yürürlüğe giren —— değiştirilmiş trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru bir dava şartı halinde getirildiği, —–tarihinde davalı şirkete yapılan başvuru sırasında gerekli belgelerin tamamı başvurucu tarafından davalı şirketi ibraz edilmediği, dolayısıyla davalı şirkete yapılan başvurunun —- geçerli bir başvuru sayılması mümkün olmadığı bu nedenle dava şartı yokluğundan huzurdaki başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği, davaya konu kazaya karışan — plaka sayılı araç davalı şirket nezdinde ——- gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru olarınında ve zarar nispetinde olduğu, davacı vekilinin davacıyı daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile davalı şirketten sakatlık tazminatı talep ettiği, ancak; özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın —— boyunca stabil ve kalıcı olmasının gerektiği, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespiti gerektiği, meydana gelen kaza nedeniyle iş göremezlik gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı, — alacakların yeniden yapılandırılması ile sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ve diğer bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanunun ——- konusu talepten davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığı, davacıların iddiasının aksine burada sorumluluğun — ait olduğunu, davacının herhangi bir —olup olmadığının araştırılması gerektiği, davacının bir—-bağlı olması halinde bu kurum tarafından yapılan ödemeler davalı şirketten talep edilemeyeceği, kaza sırasında davacı sigortalı———yolcu konumunda olduğu, bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, açıklanan bu nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımından dolayı reddi gerektiği, dava dilekçesinde bahsi geçen —– tarihleri arasında geçerli olmak üzere—– olduğu, söz konusu poliçede teminat limiti kişi başı —— olduğu, davalı sigorta şirketi 3. Kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceği, kusur tespiti yapılabilmesi için dosyanın———- gönderilmesini talep ettiği, davacının kaza sırasında kast takıp takmadığının belirsiz olduğu, davacının kaza sırasında kaskının takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebi hakkında kanun ve yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiği, kaza tarihinden itibaren işletilecek faizin kabul edilemeyeceği, davalı şirketin faiz sorumluluğu ancak ödeme tarihinden itibaren söz konusu olacağı, şikayete konu uyuşmazlık tamamen haksız fiilden kaynaklandığı, haksız fiilden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak kanuni faizin olacağı, açıklanan bu sebeplerden dolayı davanın reddine dava yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini, kusur tespiti için dosyanın —– gönderilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Hukuki niteliği itibariyle; —- tarihinde meydana gelen —– kazası sonucu davacıda oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik, bakıcı giderleri, tedavi, yol, yemek ve refakatçi giderlerine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda davalılar süresinde sundukları cevap dilekçeleri ile zamanaşımı definde bulunmuş olup, öncelikli olarak zamanaşımı definin incelenmesi gerekmiştir.
Zamanaşımı defi, alacaklının alacağını borçlunun rızasına aykırı olarak dava yoluyla isteyebilme hakkını ortadan kaldıran kişisel bir savunma sebebidir. İtirazlardan farklı olarak, diğer savunma sebeplerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden gözetilmesi söz konusu değildir. 6100 sayılı HMK’nın 116. maddesinde düzenlenen ilk itirazlar arasında sayılmadığından yasal cevap süresi içinde ileri sürülmesi zorunluluğu da yoktur. Ancak, cevap süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı definin değerlendirilebilmesi için karşı tarafın, savunmanın genişletildiği ——-yolunda itirazda bulunmamış olması şarttır. İlk itirazlar karşı taraf muvafakat etse bile, esasa cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülemez. Buna karşılık, davalı, esasa cevap süresini geçirdikten sonra da zamanaşımı definin ileri sürebilir. Davacı, süresinden sonra yapılan zamanaşımı define karşı savunmanın genişletildiği yönünde bir itirazda bulunmayıp, savunmanın esasına cevap verdiği takdirde, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş olur ve mahkeme zamanaşımı defini inceler. Böylece zamanında ileri sürülmeyen zamanaşımı definin diğer tarafın açık veya zımni muvafakati ile davaya cevap süresinden sonra ileri sürülmesi mümkündür. Mahkeme davalının savunmayı genişletilmiş olduğunu kendiliğinden gözetemez. —-
—– haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, —-, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. —— anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kaza sırasında davalı şirketlere sigortalı bulunan araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Davacı zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde davayı açmamıştır. Olay tarihi itibariyle, bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemde uygulama yeri bulunan ———– yıl altı ay olup; aynı kanunun—— maddesi gereğince uygulanacak ceza zamanaşımı süresi de— yıldır. Bu durumda olay tarihi —— yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımını kesen son işlemin ise —- tarihinde davacının ifadesinin alınması ile gerçekleştiği, bu tarih ile dava tarihi arasında geçen süreye göre de zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı masraf yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 500,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine
7-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca ——— tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/11/2021