Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2022/3 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/492 Esas
KARAR NO : 2022/10

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …—- — bulunan araçları satmak amacıyla— görüştüğünü ve— —- olduğunu ve bu araçları da alabileceğini söylediğini, bunun üzerine— —– görüşen müvekkil,——— karşılığında satma konusunda —- anlaştığını, satış işlemini—– almak isteyen müvekkil——-sahibi——– numaralı —— yapılan rehin sözleşmes——- rehin koydurduğunu ve karşılığında ise —– numaralı—- model aracı, —- plaka——-aracı devretmeyi kabul ettiğini, ancak ilerleyen süreçte —– plaka numaralı araç,— gönderilmek suretiyle satış işleminin dışında tutulmuş ve aracın devri yapılmadığını, yapılan devir işlemlerinin ardından müvekkil, —-kendisine —ödememesi üzerine kendisine 450.000,00-TL hesaba 650.000,00-TL elden daha vermeyi ve bunun karşılığında da bahse konu ticari taksinin plakasıyla birlikte kendisine devredilmesini önerdiğini, taraflar bu konuda da anlaştığını, müvekkil —- hesabına gönderdiğini ve aynı gün buna ilişkin bir sözleşme imzaladıklarını, müvekkilin —— gerekli belgeleri bulunmadığından devrini alamadığını ve vermiş olduğu parayı —almak için de evrakları tamamlayıp devir alana —- Numarasıyla yapılan rehin sözleşmesi yoluyla —- bedelinde ikinci bir rehin koyulduğunu, ilerleyen süreç içerisinde —-taksinin müvekkil üzerine devrinin yapılmaması üzerine —- “Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi” başlatıldığını ve yapılan takip sonucunda — numaralı araç hakkında — yakalama kararı çıkarıldığını, ancak ilerleyen süreç içerisinde ilgili aracın—– — çeşitli vasıtalarla tekrar sorgulandığında aracın —olmadığı, bu sebeple araca takılı — plakanın — olduğu anlaşıldığını, ayrıca yakalama kararı çıkartılan ve bahse konu aracın plakası sahte olması nedeniyle ——- çekildiği bilgisine ulaşıldığını, buna göre davalı —- vermesi ve aracı ——olarak —- suretiyle müvekkilimin ——–mülkiyetinde bulunan —- devretmiş ve ödeme yaptığını, yapılan devir işleminin ardından ilgili —– takibi yoluyla satışı sürecinde ise müvekkilin——–plakası olarak kayıtlı olmadığını öğrenmesi sonucu maddi olarak büyük bir zarara uğradığını belirterek fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığından husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin ——olduğunu, —- işleminde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, —– kaynaklı açılacak davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi bulunduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasından ibarettir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m. 114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m. 115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.—– davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan —- alması veya—–nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar —— esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. —–davalar,—- ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için —- mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davalı —- —- noter çalışanı olduğu, tacir olmadığı, davacının davasının —— Kanununun 162. Maddesine, TBK nun haksız fiil hükümlerine dayandırdığı, davanın mutlak ve nisbi ticari dava olmadığı gibi, yukarıda bahsedilen — dava da olmadığı anlaşılmaktadır.
1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen noterlerin sorumluluğu bakımından HMK’da ya da anılan Kanunda özel bir görev hükmü mevcut değildir. Davanın ticari bir dava olmadığı da açıktır. —mahkeme de mevcut olmadığından genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir.—–
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK.nin 114 /1-c, 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi ile iki haftalık hak düşürücü süre içinde talep edilmesi halinde, dosyanın —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK. 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların iki hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde, 7251 sayılı yasayla değişik HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca resen davanın açılmamış sayılacağına ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınacağının ihtarına;
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.