Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/133 E. 2019/312 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1167 Esas
KARAR NO : 2019/314
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/12/2009
KARAR TARİHİ: 02/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2 nolu davalı olan ———- bayi ile yaptığı 12/06/2008 tarihli alt bayilik sözleşmesi ile kızılay doğal kaynak sularını ———- sınırları dahilinde satmaya başladığını, bu sözleşmenin yürürlük şartı olarak kızılay sularının sahibi———— onayı öngörüldüğü, sözleşmeyle aynı tarihte uygunluğunun tasdik edildiğini, sözleşmenin 12. Maddesi ile, sözleşmenin 1 yıl olarak belirlendiğini, sözleşme süresinin bitimine 30 gün öncesinde tarafların yazılı fesih bildiriminde bulunmadığı halde, sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzuyacağı hüküm altına alındığı belirterek, 1 nolu davanın 30/09/2009 tarihinde müvekkiline göndermiş olduğu yazıda müvekkilinin dükkanının bölge dışında olduğunu, müvekkilinin bölge dışında satış yaptığını, satış rakamlarının istenen düzeyde olmadığını, bölge dışında tanıtım yapıldığını, bu sorunların giderilmesi için müvekkiline, 07/10/2009 tarihine kadar süre tanındığını, sorunların giderilip yeni sözleşmenin imzalanarak 50.000,00 TL teminat senedi verilmesini, aksi halde bayilik sözleşmesinin fesh edileceğini bildirdiğini, ancak daha sonra bölge dışında satış yapıldığı gerekçesi ile müvekkilinin bayilik sözleşmesinin fesh edildiğini, ana bayi olan 2 nolu davalınında müvekkiline su satışına devam etmesi halinde onunda sözleşmesinin fesh edileceği, müvekkilinin telefon numarasını, abone kayıtlarını, reklam malzemelerini ve diğer tüm dökümanlarını, 2 iş günü içerisinde ana bayiye teslim etmesini, aksi takdirde sözleşme uyarınca verilen teminatın irat kaydedileceğinin bildirildiğini belirterek fesih işleminin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yoksun kaldığı karın yanında davalı ile yaptığı sözleşme gereklerini, en iyi şekilde yerine getirmek, iş kurmak ve geliştirmek amacı ile toplam 32.840,00 TL harcama yaptığını belirterek, haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kar için 5.000,00 TL, sözleşme ile yükümlenen işin kurulması için 5.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminat ve ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; alt bayi olan davacı …’nin sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle defalarca uyarıldığını, ancak davacının ısrarla kendi bölgesi dışında satış yapmaya devam ettiğini ve bahse konu sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle sözleşmenin feshine davacının kendi kusuru ile nedenle davacının sözleşmelerde bayiler müvekkil firma tarafından öngörülen satış hedefine ulaşmayı, bu yönde her türlü çabayı göstermeyi kabul ettiğini, ihtarlar üzerine davacının her ne kadar satış miktarını iddia edildiği gibi arttırmış olsada emsal bayiler ve alt bayiler göz önüne alındığında satış miktarının oldukça düşük kaldığını, müvekkili firma tarafından alt bayilik sözleşmesinin fesh edilmesinin zarureti hasıl olduğunu belirterek davacının tazminat davasının yerinde olmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Davalı ————– günlü dilekçe ile söz konusu bayinin iptali ile ilgili taraf olmasının söz konusu olmadığını zira iptal evrakında Kızılay suyunun gönderdiği belgede herhangi bir imzası bulunmadığını, ——- ana bayi olarak su vermeye devam etmesi durumunda kendi ana bayiliğininde iptal edileceği ihtar edildiğini, bundan dolayı ——— fesih ile ilgili bir talebi ve yaptırımı olmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizin (Kapatılan Anadolu 5 ATM. 2009/483 E, ———-E sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabul kararı, manevi tazminat yönünden reddine verilmiş; bu karara karşı temyiz yoluna gidilmiş; Yargıtay 19 HD, nin 2013/18399 E. 2014/2676 K sayılı bozma ilamı ile, her bir zarar kalemi yönünden uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle karar tümden bozulmuştur. Bozma sonrasında dava mahkememizin———– E, sırasına kaydedilmiş, tekrar bilirkişi raporu alınmış, ———- K sayılı kararı ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu kez, iş bu karar Yargıtay 19. HD.nin 2016/14296 E, 2018/2358 K sayılı ilamı ile manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı halde manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olduğundan karar bozulmuş, dosya yukarıda yazılı esas sırasına kaydedilmiştir.
Uyuşmazlık davacının manevi tazminat taleplerinden ibaret kalmıştır. Usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde belirttiği olaylar nedeniyle manevi zarara uğradığı iddiasıyla manevi tazminat talep etmiş ise de manevi tazminatın dayanağı 4721 sayılı TMK.nun 24 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md)’dir. TMK.nun 24.maddesi “Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır.” Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Somut olayda davacının şahsiyet haklarına bir saldırının bulunmadığı açıktır olup olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı, mahkememizce uyulan Yargıtay bozma ilamının da bu yönde olduğu dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebine ilişkin mahkememizin ——– Sayılı kararının Yargıtayca bozma konusu yapılmayarak kesinleştiği anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat talebinin her iki davalı yönünden de reddine,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 405 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 360,60 TL’nin karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
4-Davalı ——— tarafından yapılan 38 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı ———– verilmesine,
5- Davalı …———tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre manevi tazminat yönünden davalı ..—vekili için takdir olunan 2.725,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ————vekiline verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/04/2019