Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/12 E. 2020/970 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/12 Esas
KARAR NO: 2020/970
DAVA: Adi Ortaklığın Tasfiyesi ve Alacak
ASIL DAVA T.: 07/12/2009
DAVA : Alacak (Adi ortaklık tasfiyesine ilişkin bakiye alacak)
BİRLEŞEN DAVA T.: 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalılar arasında—— yılında ihalesi yapılmış, deprem konutları —— işlere ihale tarihinde hakim hissedarı oldukları şirketleri dosyalarıyle teklif verilerek, teklif verilen ihale bu firmalar uhtesinde kalması halinde %50 nispetinde ortak yapılması hususunda mutabakatla adi ortaklık kurulduğunu, varılan anlaşmaya göre işin muhasebe kayıtları uhtesinde bulunan firma üzerinden tutularak kar ve zararın iş sonunda hesap edilip pay edileceğini, bu adi ortaklığın yazılı sözleşme ile değil ancak buna çok yakın bir mütabakat metnine imza konularak kurulduğunu,—— ile teklif verilen —- mevkiinde inşa edilecek —- konut işinin —- uhtesinde kaldığını, işi kesin kabulünün —- tarihinde yapıldığını, —- mevkiinde inşa edilecek —- adet kalıcı konut işinde ——- zarar husule geldiğini, bu zararın karşılanması talep edildiğinde davalıların önce söz vermelerine rağmen oyalama taktiğine girdiklerini, bu nedenle davacının telafisi imkansız zararının doğduğunu, —-devamı maddeleri gereğince adi ortaklığın yazılı olarak kurulması mecburiyeti bulunmadığını, arz edilen defteri kebiri dökümüne göre davacı tarafından Yalova şantiyesinde sarfedilenin — olduğunu, hak ediş gelirinin—- — olup, adi ortaklığın söz konusu işten toplam zararın —- olup, davalıların hesabına düşen % 50’sinin ise yeni —- olduğunu, alacağa mahsuben verilen –adet bononun – tanesinin imha edildiğini, kalan — adet bononun ekte sunulduğunu,—-mevkiinde inşa edilen —- adet kalıcı konut işinden uğranılan zararın bu tutara dahil olmadığını, ayrıca dava konusu yapılacağını, yanlar arasında yazılı ve sözlü pekçok ortaklığın bulunduğunu, alacağın bonoların verildiği —tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte şimdilik kaydıyla — —– karşı taraftan tahsili ve taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespitini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar ile davalılar arasında hiçbir surette yazılı veya sözlü adi ortaklık kurulmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu bonoların sahte olduğunu, buna ilişkin olarak—- suç duyurusunda bulunulduğunu, — adet senetten 2’si ile ilgili sahtecilik suçundan davacı —– ceza aldığını, diğer iki senetle ilgili yargılamanın devam ettiğini, mutabakat metni olarak ibraz edilen belgede davalılar ——- kaşesi ve yetkili temsilcilerin imzasının bulunmadığını, usule ilişkin itirazlarında ise davalıların tamamının ikametgahının —–olduğunu, HUMK’nun 9. maddesi gereğince yetkili Mahkemenin —–Mahkemeleri olduğunu, davacıının adi ortaklığın —yılında kurulduğunu iddia ettiğini, işin kesin kabulünün ise davacının beyanına göre ——tarihi olduğunu, dava tarihine kadar geçen —- yıl içinde hiçbir talepte bulunmadıklarını bu nedenle BK’nun 126/4 maddesi hükmü gereğince davanın zamanaşımı nedeniye davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle açtıkları bu davanın—– sayılı dava dosyasının konusu, tarafları ve taraflar arasındaki temel ilişkinin aynı olması itibariyle HMK 161/1 ve 166/4 maddeleri uyarınca tensiben——-dava dosyası ile birleştirilmesini istediklerini belirterek taraflar arasında kurulan adi ortaklığın tasfiyesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere bu aşamada davalıların sermaye koyma borçlarıyla ilgili olarak kendilerine kullandırılan avans ve avansın finansman maliyeti de dikkate alınmak suretiyle hesaplanan —kesiminin avans olarak kullandırıldığı —- bölümünün ise ——tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava adi ortaklığın tasfiyesi davasıdır.
Davacı vekilinin —– havale tarihli dilekçesindeki beyanında davacılar ile davalılar arasında —– yılında ihalesi yapılmış, deprem konutları —— işlere ihale tarihinde hakim hissedarı oldukları şirketleri dosyalarıyla teklif verilerek, teklif verilen ihale bu firmalar uhdesinde kalması halinde %50 nispetinde ortak yapılması hususunda mutabakatla adi ortaklık kurulduğunu, varılan anlaşmaya göre işin muhasebe kayıtları uhdesinde bulunan firma üzerinden tutularak kar ve zararın iş sonunda hesap edilip pay edileceğini, bu adi ortaklığın yazılı sözleşme ile değil ancak buna çok yakın bir mutabakat metnine imza konularak kurulduğunu, —- dosyası ile teklif verilen —- mevkiinde inşa edilecek —- adet kalıcı konut işinin —- uhdesinde kaldığını, işi kesin kabulünün —- tarihinde yapıldığını,——– mevkiinde inşa edilecek —- adet kalıcı konut işinde — itibariyle —— zarar husule geldiğini, bu zararın karşılanması talep edildiğinde davalıların önce söz vermelerine rağmen oyalama taktiğine girdiklerini, bu nedenle davacının telafisi imkansız zararının doğduğunu, BK 520 ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığın yazılı olarak kurulması mecburiyeti bulunmadığını, arz edilen defteri kebiri dökümüne göre davacı tarafından Yalova şantiyesinde sarfedilenin — olduğunu, hak ediş gelirinin —- olup, adi ortaklığın söz konusu işten toplam zararın —- olup, davalıların hesabına düşen % 50’sinin ise yeni—– olduğunu, alacağa mahsuben verilen —- tanesinin imha edildiğini, kalan — adet bononun ekte sunulduğunu,— mevkiinde inşa edilen —- adet kalıcı konut işinden uğranılan zararın bu tutara dahil olmadığını, ayrıca dava konusu yapılacağını, yanlar arasında yazılı ve sözlü pek çok ortaklığın bulunduğunu, alacağın bonoların verildiği —- tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte şimdilik kaydıyla —— karşı taraftan tahsili ve taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun davetiyeler tebliğ edilmiş olup, davalılar vekilinin —- havale tarihli cevap dilekçesindeki beyanında davacılar ile davalılar arasında hiçbir surette yazılı veya sözlü adi ortaklık kurulmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu bonoların sahte olduğunu, buna ilişkin olarak—– suç duyurusunda bulunulduğunu, — adet senetten 2’si ile ilgili sahtecilik suçundan davacı —- ceza aldığını, diğer iki senetle ilgili yargılamanın devam ettiğini, mutabakat metni olarak ibraz edilen belgede davalılar —-kaşesi ve yetkili temsilcilerin imzasının bulunmadığını, usule ilişkin itirazlarında ise davalıların tamamının ikametgahının —-olduğunu, HUMK’nun 9. maddesi gereğince yetkili Mahkemenin —- Mahkemeleri olduğunu, davacının adi ortaklığın —– yılında kurulduğunu iddia ettiğini, işin kesin kabulünün ise davacının beyanına göre—- tarihi olduğunu, dava tarihine kadar geçen—- yıl içinde hiçbir talepte bulunmadıklarını bu nedenle BK’nun 126/4 maddesi hükmü gereğince davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Bu dava talebi —- sırasına kaydedilmiş ve (kök) mahkememizin —-sayılı kararıyla, kesin kabulün —– yılında yapıldığı, davanın —-yılında açıldığı, BK.nun 126. maddesine göre—- yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu nazara alınarak zaman aşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş, bu karar ——sayılı kararıyla fesih tasfiye olmadan zaman aşımı süresinin işlemeye başlamayacağı, belgelerin celbi, ceza dosyasının incelenmesi ve bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bozma sonrasında dosya,—-sırasına kaydedilmiş, —- mahkemelerinin kapatılması üzerine dosya —— sırasına kaydedilmiş, bu mahkemenin de kapatılması üzerine dosya mahkememizin —- sırasına kaydedilmiştir.
Ayrıca davalılar ——tarihli dava dilekçeleriyle bu kez —– karşı,adi ortaklığın zarar etmesine sebebiyet verdikleri, idareye karşı fiyat farkı isteme hakkından feragat ettikleri, idarenin taleplerine itirazsız riayet ettikleri ve yıllar sonra bu işten zarar ederek çıkmalarına sebebiyet verdikleri ileri sürülerek zarardan bizzat —- — sorumlu olduğunu ileri sürerek birleştirme talepli olarak dava açmışlardır. Bu dava, —- sırasına kaydedilmiş, —–sayılı kararla mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
Davanın esasına girilerek 1 mimar, bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisinden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. —-tarihli ek raporlar aynı doğrultuda olup, inşaat maliyetlerinin —-olduğunu, hak ediş toplamının —-olduğunu, sonuçta —zararın olduğu ve bunun %50 si —— olduğunu, zararın bu kadarlık kısmına davalıların katlanması gerektiği belirtilmiştir.
Bu raporlar sonrasında davacılar—- tarihinde davasını ıslah ederek —– davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Islah dilekçesine ve bilirkişi raporlarına gelen itirazlar üzerine bir yeminli mali müşavir bir hukukçu bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, —- tarihli raporda, inşaat maliyetinin —- olduğu, toplam hakedişin —– ortaklık zararı oluştuğu, kalıp sistemi kullanılmasının maliyeti artırıp artırmamasının teknik bir konu olduğu mütalaa edilmiştir. Bu kez bir mali müşavir bir mimar bilirkişiden alınan —– tarihli raporda tünel kalıp giderlerinin demirbaş hanesine işlenmiş olması sebebiyle maliyeti artırmadığı, ortaklık zararının —-olduğu ve bunun %50 si olan —-davalıların sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Davacılar, — tarihli dilekçeleriyle —- tarihinden itibaren tahsilini, birleşen—— davasının reddini talep etmişlerdir. Davalılar da , yönetici ortak olan —- hakedişlere itiraz etmeden işe devam etmesi, idareye feragatname vermesi ile kusurlu ve zarardan sorumlu olduğunu, ——- sayılı kararına göre de —– sorumlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkememizin— yapılan yargılama sonunda, —- tarihli kararıyla “asıl davanın kısmen kabulüne, —- dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline davacılara verilmesine; birleşen ——sayılı davanın ise reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararı ——- sayılı kararı ile, TBK nun 620 ve devamı, 642 ve devamı maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği, tasfiye memurlarını ortakların anlaşıp belirleyememesi halinde mahkemece tasfiye memuru atanması, tasfiye memurunu üç aşamada tasfiyeyi tamamlaması, birinci aşamada ortaklığın tüm aktif ve pasif malvarlığının belirlenmesi, ikinci aşamada ortaklığın malvarlığının nakde çevrilmesi, üçüncü aşamada ise ortaya çıkan değerden öncelikle ortaklığın borçlarının ödenmesi ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payının geri verilmesi, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilançonun düzenlenmesi, mahkemece son bilançoya göre tarafların hak ve yükümlülükleri saptanarak tasfiye işleminin sonlandırılması gerektiği, bu sıra ve usulün izlenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına karşı davalılar-birleşen—- dosyası davacıları karar düzeltme talebinde bulunmuş; bunun üzerine —- sayılı kararıyla, asıl davada davalılar yararına da hükmün bozulmasına, ayrıca bozma ilamındaki sebeplere ilaveten, davacıların —–tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerini arttırarak —- davalılardan tahsilini istediği ve mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, oysa bozmadan sonra ıslah isteminde bulunmalarına imkan olmadığı, bu nedenle de, mahkemece; davacıların ıslahtan önceki talepleri dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm ayrıca bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine dosya mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydedilmiştir. Usul ve yasaya uygun —- Karar sayılı bozma ilamı ile ——-sayılı karar düzeltme ilamlarına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda taraflara TBK.nun 644/2 maddesi uyarınca tasfiye memurunu belirlemeleri için beyanda bulunmak üzere 1 ay süre verilmiş, taraflarca tasfiye memurları üzerinde anlaşılamamış; mahkememizce resen TBK.nun 644/2 maddesi uyarınca 3 kişilik tasfiye kurulu atanmasına; tasfiye işlemlerinin tamamlanması için 3 er aylık aralarla rapor alınmasına karar verilmiştir.
Tasfiye kurulu, gerek tasfiye işlemlerine ilişkin açıklamaları gerekse tarafların itirazlarını karşılamak için toplamda 3 rapor sunmuştur.
Adi ortaklığın —– konutlarına ilişkin projesinin —– tarihinde kesin kabulünün yapılması ile sona erdiği sabittir. Tüm mali hesap-kitap işlerini, hak ediş tahsillerini ve harcanmasının yönetici ortak tarafından davacılarca yapıldığı, yönetici ortak —- sunduğu belge ve kayıtlara göre ortaklığın her hangi bir mal varlığı veya ödenecek borçları ya da ortaklarca paylaşılacak bir ayni veya nakdi değerinin olmadığı, bu sebeple bozma ilamında bahsedilen aşamalardan birinci ve ikinci aşama ile ilgili tasfiye kurulunca yapılacak bir işlem olmadığı, ortaklığın borcu ortakların ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım paylarının tespit edilerek ilgili tarafa ödenmesi için düzenlenmesi gereken tasfiye bilançosunun hazırlanması gerektiği, buna göre gerek dosyadaki ——— tarihli bilirkişi raporları gerekse davacı şirketin ticari defterleri göz önüne alınarak davacının defterlerinde belirlenen inşaat maliyetinin —- olduğu, ancak yapılan keşifler ve hesaplamalar ile inşat maliyetinin —-olarak değerlendirildiği ve bu hususun da müşterek olarak taraflarca kabul gördüğü, davacı şirketin———–olmak üzere bankalardan toplamda ——– kredi kullandığı, hakedişlerle karşılanamayan maliyeti karşılamak için kredi kullanıldığı, davacının aynı yılda devam eden — maliyetinin —olduğu, finansman giderleri de nazara alındığında, —- Yılında toplam finansman giderinin — olduğu, — olduğu, böylece —-yılının toplamında dikkate alınacak proje finansman gideri maliyetinin —olduğu, hakediş olarak da — yılında — olmak üzere idare tarafından —- hakediş gelirinin tahsil edildiği, tasfiye sonucu bilançosuna göre toplam inşaat maliyeti ve finansman giderlerinin — olduğu, toplam hak ediş gelirinin ise — olduğu, buna göre ortaklığın söz konusu projeden —- zarar ettiği tespit edilmiştir.
Adi ortaklığın zararı olan ——- %50 sini davacılar %50 sini davalılar katlanacaktır, yapılan tüm harcamalar davacının sermayesinden yapılmakla, bu tutarın %50 si olan——avalılardan alınarak davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar tasfiye kurulu raporunda bu tutarın —- olduğunu yazmış ise de bölme işleminin sonucunda yazım hatası yapıldığı, — %50 si hesaplanırken—- yazılması gerekirken sehven raporlara ———–yazıldığı görülmüştür. Tasfiye kurulundan tekrar rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Tasfiye kurulunun inşaat maliyeti hesabı, dosyaya sunulan evraklar, uzman görüşü, diğer raporlarda yapılan tespitler ile davalıların cevap dilekçesindeki iddialar ışığında mahkememizce denetlenmiş ve tespitlerin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Üstünde durulması gereken bir başka mesele, tarafların mahkememizin —– tarihli kısmen kabul kararından sonra tarafların imzaladığı — tarihli protokoldür. Tarafların —-tarihinde yaptıkları protokol ile davalılar davacılara — asıl alacak ile —- işlemiş faiz ve —-yargılama gideri olmak üzere toplamda ——ödedikleri anlaşılmıştır.
—-Sayılı bozma ilamı ile aynı dairenin —–Sayılı karar düzeltme ilamları —tarihlidir. Mahkememiz kararı bu ilamlarla bozulmakla, dosya yukarıda yazılı olduğu gibi —– Sayılı sırasına kaydedilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah olamayacağından davacı tarafça—— alacak davası açıldığı, ———Sayılı kararla dosyayı mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirdiği görülmüştür.
Asıl davada talep —- Birleşen—- dosyasında ise talep —– tarihinde yapılan asıl alacak ve işlemiş faiz ödemeleri nazara alındığında asıl davadaki talep konusu —— dava tarihinde protokol tarihine kadar faizi ile —– kök dava tarihinden protokol tarihe —- tarihine kadar işlemiş faizi ———- birlikte ödenmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle ana davada talep ödendiğinden, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Birleşen davadaki talepten—– ana davada istenen—– ve protokolle ödenen —– mahsubu ile bakiye kalan —-birleşen davanın dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacılar birleşen davada —tahsilini talep ederken bunun —- tarihinden, —- ise —– tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmişlerse de, birleşen davada istenen tutar için birleşen davanın dava tarihini esas almak gerekmiştir.
Protokolle birlikte davalılar—- işlemiş faiz ve —yargılama gideri ödemesi yapmıştır. —- işlemiş faizi olan —- düşüldüğünde davalıların fazladan —- faiz ödemesi yapmış olduğu anlaşılmaktadır. İşte Birleşen davada hükmedilen ana para olan —- faizinin tahsilinde, davalılarca ödenmiş bu —–faiz ödemesinin, infaz aşamasında nazara alınması gerektiği anlaşılmıştır. —- olan tutar, kısa kararda sehven ——olarak yazılmıştır. Bu durum gerekçe yazım aşamasında fark edilmekle, taraflara hak ve yükümlülük yüklenmediği, sadece yargılama sırasında protokolle ödenen tutarın infaz aşamasında nazara alınmasına dair hüküm kurulduğu göz önüne alınarak tashih şerhi ile maddi hata düzeltilmiştir.)
Davalıların itirazları üzerinde de durmak gerekir. Davalıların zaman aşımı defi mahkememizin ilk kararından sonra——–sayılı, ilk bozma kararında belirtildiği gibi, tasfiye olmadan zaman aşımı süresi işlemeye başlamayacağından birleşen dava yönünden zaman aşımı iddiaları yerinde değildir. Henüz tasfiye yapılmamış olduğundan tasfiye payı alacağı için zaman aşımı süresi işlemeye başlamamıştır.
Davalıların tasfiye bilançosunun hazırlanmasına ilişkin itirazları yönünden ise 1. ve 2. aşamaya ilişkin bir itirazlarının olmadığı 3. Aşama olarak yapılan maliyet hesabı finansman gideri hususlarına itiraz ettikleri görülmüştür.
Ne var ki davalıların buna ilişkin itirazları mahkememizin birleşen—- Sayılı dosyasının yargılaması sırasında incelenmiş, mahkememizin—-karar ile bu birleşen —-davasının reddine karar verilmiş, bu karar da — incelemesinden geçmekle ———– Sayfasında sonuç kısmında birleşen davaya yönelik davalı-birleşen dava davacısının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olmakla) kesinleşmiştir. Bu nedenle davalıların, davacıların kusuru ile maliyetin arttığı, ortaklığın zarara uğratıldığı iddiası ispatlanamamıştır. Yine davalılar —– yılında yaptıkları protokole göre ödeme yaptıklarına göre, bilirkişilerin tespit ettiği maliyet hesabını da benimsemiş sayılmalıdır.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
I- Taraflar arasındaki adi ortaklığın TASFİYESİNE;
Davacıların toplamda —– tasfiye payının olduğunun tespitine,
A-Asıl davada, davacının talep ettiği —–yönünden;
1- Davacının tasfiye payı alacağı varsa da, —- tarihinde bu tutarın faizi ile birlikte ödenmiş olması sebebiyle konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına;
B-Birleşen ——- sayılı dosyada talep edilen —– yönünden; tahsilde tekerrüre yer vermeyecek şekilde;
1- Davanın kısmen kabulü ile —— bakiye — bu dava tarihi olan —–tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine;
2- Davalıların faiz ödemesi adı altında— tarihinde protokolle fazladan ödediği —— ödemenin, — faizinin tahsili sırasında nazara alınmasına;
C-Birleşen — sayılı dosyasında, mahkememizin — tarihli davanın reddi kararı,——– incelemesinden geçmekle kesinleşmiş olduğundan, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına;
II- Yargılama giderleri yönünden,
A)Asıl dava yönünden;
1- Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından yatırılan 72.407,00 TL peşin ve tamamlama harcın mahsubu ile kalan 72.352,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2- a)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 15,60TL başvurma harcı, 54,40TL peşin harcın toplamı olan 70,00TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından harç dışında sarfedilen toplam 20.749,10TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Birleşen——– yönünden;
1- Alınması gerekli 65.208,73TL harçtan davacı tarafından yatırılan 42.108,05TL peşin, ve tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 23.100,68TL’nin davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2-a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40TL başvurma harcı, 42.108,05TL peşin ve tamamlama harcının toplamı olan 42.152,45TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından harç dışında sarfedilen toplam 6.568,50TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıların üzerine bırakılmasına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 64.780,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yargılama sırasında ——- tarihli protokolle davacılara ödenen yargılama giderinin ——-asıl dava ve birleşen davada hükmedilen yargılama giderlerinin tahsili sırasında nazara alınmasına;
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren —–15 gün içinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere davacı asil, davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/11/2020
TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin —– sayılı iş bu kararında, kısa kararın —- numaralı bendinde yazılı,
“Davalıların faiz ödemesi adı altında — tarihinde protokolle fazladan ödediği —– ödemenin,—- faizinin tahsili sırasında nazara alınmasına” ifadesinin, davalıların yargılama sırasında fazladan ödediği tutar belli olup yazım sırasında maddi hata yapıldığı görülmüş olmakla,
“Davalıların faiz ödemesi adı altında —- tarihinde protokolle fazladan ödediği —– ödemenin, —– faizinin tahsili sırasında nazara alınmasına” şeklinde HMK.nun 304/1 maddesi uyarınca TASHİHİNE;
Esas hükümle birlikte ———-yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden oybirliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/11/2020