Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/108 E. 2021/866 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/108 Esas
KARAR NO: 2021/866
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2019
Birleşen dava —-Sayılı dosyası
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ: 30/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiden, mal alım-satımından kaynaklanan—- cari hesap alacağı bulunmakta iken bu alacağın takip tarihi olan— tarihi itibarıyla vadesi gelmiş olan ——- alacak davacı müvekkile ödenmediğini, bu meblağa ilişkin olarak davacı müvekkil tarafından tanzim ve davalıya teslim edilen faturalar davalı şirket tarafından hiçbir itiraza uğramadığını, işbu haklı alacağın tahsili için davalı aleyhine——- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu bu takibe haksız ve mesnetsiz ve müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirme amacıyla, kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, dava şartı olması nedeniyle müvekkili tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmesi tarafların anlaşamama ile sonuçlandığını, buna ilişkin son tutanak aslı dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulduğunu, alacağın likit olduğunu ve davalının defterlerinde kayıtlı olduğunu, takibe konu alacak miktarı belli ve davalı yanın bilgisinde, hesaplayabildiği bir nitelikte olduğunu, davalı, alacaklının alacağına kavuşmasını haksız bir şekilde geciktirmeye uğrattığını belirterek, durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı firma uzun yıllardır tedarikçi sözleşmeleri imzalamak suretiyle ticari ilişki içinde bulunduğunu, davacı, cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle, müvekkli aleyhine ————dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından icra takibine süresinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı bu defa, itirazın iptali için huzurdaki iş bu davayı açtığını, taraflar arasında her yıl yenilenen veya—— yıllık süreçlerde imzalanan tedarik sözleşmeleri mevcut olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş tedarikçi sözleşmeleri gereği ödeme vadesi, satıştan ödeme şeklinde olup, ürün satışından itibaren —— olduğunu, davacı, cari hesabında alacaklı olduğunu ve müvekkilinin borçlu bulunduğunu ifade etmişse de, müvekkilinin ticari kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcu bulunmamakta, aksine müvekkilinin alacağının bulunduğunu, tarafların ticari kayıtları arasındaki uyuşmazlık, tedarikçi sözleşmelerine uygun olarak müvekkili tarafından kesilmiş faturaların davacı şirket tarafından kabul edilmemesinden ortaya çıktığını, ancak, davacı tarafından son bir yıldır kabul edilmeyen faturalar, tarafların tüm ticari ilişkisi boyunca davacı tarafından her zaman kabul edilmiş ve tedarikçi sözleşmelerine uygun olarak ve tarafların anlaşması ile kesilmiş faturalar olup, davacı şirketin kayıtlarına kabul etmemesinin hiçbir hukuki dayanağı ve mesnedi bulunmadığını, nitekim, taraflar arasındaki ticari ilişki ve kayıtlar incelendiğinde, davacının geçmiş yıllar boyunca faturalara hiçbir itirazının olmadığı, ihtirazı kayıt düşmediği, son bir yıldır ise hukuki bir dayanakları olmadan kayıtlarına almadıkları görüldüğünü, bu durumda davacı hem sözleşme hükümlerine hem ticari teamüllere hem de davalı ile aralarındaki mutabakat ve yazışmalara aykırı davrandığını, müvekkili tarafından, tedarikçi sözleşmelerinin hükümleri ve dönemsel anlaşma formlarına uygun olarak kesilmiş ve davacı tarafından kayıtlarına alınmayan faturalar olduğunu, öte yandan, davacının kayıtlarına alıp kabul ettiği halde, sonradan fikir değiştirip iade fatura kestiği faturalar da mevcut olup, bu iade faturalar da sistem üzerinden müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, tedarikçi sözleşmesinin 12. Maddesinde tedarikçi iş bu maddede belirtilen tüm prim ve ücretlerin perakendeci nezdindeki hesabından re’sen mahsup edilebileceğini kabul ve taahhüt eder, hükmünün bulunduğunu, davacı ticari ilişki kurulduğundan beri, tedarikçi sözleşmelerine ve dönemsel anlaşma protokollerine göre belirlenen faturaların tamamımı kayıtlarına almasına rağmen son bir yıldır, kabul etiği faturaları reddetmeye başladığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine inkâr-kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada —– davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiden, mal alım-satımından kaynaklanan———- Cari hesap alacağının davalı tarafça ödenmediğini, bu meblağa ilişkin olarak müvekkili tarafından tanzim ve davalıya teslim edilen faturaların davalı şirket tarafından hiçbir itiraza uğramadığıını, kabul edildiğini ancak bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine—– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava konusu ticari ilişkiye dair müvekkilinin aynı davalıdan diğer bir kısım cari hesap alacağı ile ilgili olarak ———– dosyası ile itirazın iptali talepli dava ikame edildiğini, HMK 166. maddesi uyarınca bu davanın bu dosya ile birlşetirilmesine karar verilmesini, davalı-borçlunun haksız ve mesnetsiz şekilde, müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirme amacıyla kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava; tedarik sözleşmesi kapsamında, (— olan) davacının,—— olan) davalı aleyhine, fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlattığı icra takiplerine yapılan itirazın iptali davalarıdır.
Asıl davaya konu —- dosyası ile birleşen davaya konu—– dosyaları celp edilerek incelenmiştir.
—- sayılı icra dosyası incelendiğinde, — tarihli takip talebi ile ———- asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesine göre faiz talep edildiği görülmüştür. Ödeme emrinin davalıya/borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun — tarihinde, süresinde kendilerinin —alacaklı olduklarını beyan ederek borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde, —– tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Birleşen davanın konusu olan — icra dosyası incelendiğinde —tarihli takip talebi ile ————- asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesine göre faiz talep edildiği görülmüştür. Ödeme emrinin davalıya/borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun — tarihinde, süresinde kendilerinin ——– alacaklı olduklarını beyan ederek borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde, — tarihinde — itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. ————- dosyanın mahkememizin iş bu dosya ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Hem asıl hem birleşen davada davadan önce arabuluculuk yoluna gidildiği, anlaşılamadığına dair son tutanakların ———– dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak —- formları celp edilmiştir.
Resen atanan bir mali müşavir bilirkişi, ——- tarihli kök ve ek raporunda özetle, “her iki tarafın da ticari defterlerinin TTK 85, HMK 222 maddelerine göre delil vasfına sahip olduğu, takip tarihi itibariyle davacının defterlerine göre davacının — alacaklı, davalının defterlerine göre de davalının — alacaklı göründüğünü, taraflar arasında akdedilen —- tarihli tedarik sözleşmesinin 9. Maddesine göre ———tarafından satış artırıcı kampanyalar sebebiyle düzenlenen faturalar sebebiyle uyuşmazlığın çıktığı, ——–nolu dönemsel anlaşma formunun imzalandığını, bunu advacı şirket adına —- imzaladığını, davalının bu anlaşma formuna istinaden —- düzenlediğini, davalının euro kurunu da sabitleyerek davacı lehine — oluştuğunu; —- nolu dönemsel anlaşma formu imzaladıklarını, davacı adına bu anlaşmayı —– imzaladığını, davalının bu anlaşma formuna istinaden —- fatura düzenlediği, davalının euro kurunu sabitlediği ve davacı lehine — oluştuğunu, yine — tarihinde tarafların — anlaşma formunu imzaladıklarını, davacı adı — imzaladığını, davalının bu anlaşma formuna istinaden — fatura düzenlediğini, ————— nolu dönemsel anlaşma — düzenlendiğini, davalının forma istinaden — adet fatura —-düzenlediğini, yine ———- formunun düzenlendiğini ve davacının bu forma istinaden bir adet fatura — düzenlediğini, davalı ——- bu anlaşma formlarına istinaden kestiği — faturaya karşılık davacı şirketin– adet fatura toplamı olan —- kısmı için iade faturası düzenlediği, diğer faturaları da e-defterlerinde kabul etmeyerek reddettiği, uyuşmazlığın —tarihiden itibaren geçerli olmak üzere —tarihinde düzenlenen ——— kaynaklandığını, davalının bu sözleşmenin 9. Maddesine uygun biçimde promosyon ve kampanya düzenleyerek kestiği faturaların davacı defterinde kayıtlı olmasa da davacı şirket ——– —- tarafından imzalandığını, buna göre de davacının alacaklı değil davalı şirkete ——— borçlu durumda olduğunu” belirtmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporu mahkememizce denetlenerek eklerindeki form ve tablolar ile birlikte denetlenmiş, rapor usul ve yasaya uygun bulunmuş benimsenmiştir. Davacı şirket, dönemsel anlaşma formlarına istinaden düzenlenen bu satış faturalarını defterlerine kaydetmemiş ise de sözleşmeyi ve anlaşma formlarını imzalamış, — olan davalıya bu faturaları tanzim etmesi imkanı vermiştir. Davalı şirketin kestiği faturalar ———- sözleşme maddesine uygun olarak tanzim edilmiş kabul edildiğinden davacının rapora itirazları isabetli bulunmadığından, davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olmadığı anlaşılmış; hem asıl hem birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafın kötüniyet tazminatı istemi de takibin haksız ve kötüniyetle başlatıldığı ispatlanmadığından kabul görmemiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen ——— davanın ayrı ayrı REDDİNE;
2-Kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına;
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 43.661,17-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 43.601,87-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- —göre davalı vekili için takdir olunan 124.775,84-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
B)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.923,56-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.864,26-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- —- göre davalı vekili için takdir olunan 31.190,52-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen dosya davacı vekili ile asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/06/2021