Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/996 E. 2022/79 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/996 Esas
KARAR NO: 2022/79
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/08/2018
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, — plakalı aracın takla atması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanarak malul kaldığını, kazada — plakalı araç sürücüsü — asli ve tek kusurlu olduğu, oluşan zararlarından davalı sigortanın — sorumlu olduğunu, tedavi giderleri, tedavi, bakım, refakat ve sair giderler nedeniyle —– tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, —-sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğundan davaya konu kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın —- sevk edilmesini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya ilişkin maluliyet durumu ve illiyeti hakkında —- alınmasını, tazminat hesabı için dosyanın aktüerya uzmanına gönderilesini, müterafik kusur ve hatır taşıması var ise tazminatta indirim yapılmasını, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların hesaplanan tazminattan mahsubu gerektiğini, geçici iş göremezlik, bakıcı giderleri ve tedavi giderlerinin müvekkilinin sorumluluğunda bulunmadığını, belirtilen sebeplerle davanın usulden ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, — tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanmasına bağlı olarak geçici/kalıcı maluliyet ve tedavi ve bakım giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya — tevdii edilmiş davacının maluliyet durumu hakkında rapor alınmıştır. —-Raporunda; davacının trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle —oranında maluliyetinin oluştuğunu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren—-sürebileceğini mütalaa etmiştir.
Mahkemece dosyanın bir aktüer ve bir doktor bilirkişiden oluşan heyete verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; — alınarak; geçici iş göremezlik zararının — sürekli iş göremezlik zararının — olmak üzere toplam tazminatın — olarak hesaplandığı, — esas alınarak geçici iş göremezlik zararının —-masraf yapmış olabileceği, tedavi gideri ödemediği, hesaplanan zararın her iki yöntem dahilinde de davalı — tarafından tanzim edilen poliçe teminat limiti — kapsamında olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur.
Davacı vekili— tarihli Dilekçesi ile; dava değerini —— çıkardığını beyan ederek arttırılan tutarın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birilikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, arttırılan tutarın harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece alının —-Bilirkişi Raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf eldeki davayı fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak kaydıyla —ve kazanç kaybı –tedavi ve bakım giderleri olmak üzere — bedel üzerinden açmış ve yargılama sırasında —— çıkartmıştır.
6100 Sayılı HMK’nin “Belirsiz Alacak ve Tespit Davası” başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin ——- tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Belirtilen hususlar çerçevesinde davacının davasının belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, arttırım dilekçesinin usulüne uygun bulunduğu görülmüştür.
Ceza dosyasından alınan kusur raporunda, olayın meydana gelmesinde davalıya sigortalı aracın sürücüsü %100 oranında kusurlu bulunduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla davalı—- devamı madde hükümleri uyarınca sigorta poliçesi kapsamında, poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, davacının maddi zararlarından bu kusur oranına göre sorumlu bulunmaktadır. Kaza tarihinde kabul geçerli olan mevzuat hükümlerinin öngördüğü yöntemle yapılan hesaplamaya göre davacının —- maddi zararının oluştuğu tespit edilmiştir. Oluşan davacı zararının davalı temerrütünün oluştuğu —– tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı sigortadan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça sigortalanan araç ticari araç niteliğinde olduğundan davacı zararlarına avans faizi işletilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile tedavi giderleri/refakat/bakım giderleri talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın tedavi giderlerinin —-tarafından karşılandığı anlaşılmakla, bunun dışında kendisi tarafından karşılanan tedavi, bakım ve refakat ve sair gideri bulunduğuna ilişkin yazılı bir delil sunulmadığından bu kısma ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımı itirazını değerlendirilecek olursak; Dava konusu olay —tarihinde meydana gelmiştir. Dava —- haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri — sayılı —— her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Belirtilen kanun hükümleri göz önüne alındığında davacının davasını süresinde açtığı ve davalı vekilinin zamanaşımı defiinin yerinde bulunmadığı görülmektedir.
Dava konusu olayda davacının müterafik kusuru veya hatır taşıması tespit edilemediğinden bu yönde tazminat miktarında indireme gidilmesi de söz konusu olamayacaktır.
Davalı vekilinin davacının geçici iş göremezlik taleplerinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı yönündeki itirazını değerlendirecek olursak; ——- değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin —–olup olmadığına bakılmaksızın—–nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin —- tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu —-fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın——- ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve —– yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. —- motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. — işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü,—-maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı —- geçmiştir. Ancak anılan kanun hükmünde sağlık giderlerine yönelik düzenleme bulunmakta olup yukarı da açıklandığı üzere geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir.—-Belirtilen sebeple davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yerinde bulunmamaktadır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, — geçici iş göremezlik, –kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam — maddi tazminatın— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının tedavi/bakım/refakat giderlerini ve fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine,
2- Alınması gerekli 6.732,28- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 472,11- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.260,17‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90- TL. başvurma harcı,472,11-TL peşin harcın toplamı olan 508,01‬- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.708,50-TL yargılama giderlerinin davanın kabul 1.308,17-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 13.312,71-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/02/2022