Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/952 Esas
KARAR NO: 2023/800
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/08/2018
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Olay günü olan 30.05.2018 tarihinde sürücü ——– sevk ve idaresindeki ——– plakalı ticari araç —— Caddesi ——-istikameti ——– Cami önünde trafiğin durakladığı anda duraklama halindeyken arka koltukta oturan yolcunun sağ arka kapıyı açmasıyla müvekkil sürücü ——– sevk ve idaresindeki ——— plakalı motosikletiyle duramayarak çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin yaralandığını, davaya konu kaza dolayısıyla kaza tespit tutanağı tutulduğunu ve ——– plakalı araç sürücüsü ——- 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 59. maddesinde belirtilen “Yerleşim birimleri içindeki karayolunda, bir trafik işaretiyle izin verilmedikçe ve yükleme, boşaltma, indirme, bindirme, arızalanma gibi zorunlu nedenler dışında kamyon, otobüs ve bunların katarları, lastik tekerlekli traktörler ile her türlü iş makinelerinin park edilmesi yasaktır. …” kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle kusurlu bulunduğunu, davacı müvekkili ——– söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, sol el yüzük parmağında ve sağ ayak bileğinde kırık meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren ——— plaka sayılı aracın davalı ——– Şirketi’ne —— numaralı Zorunlu Mal i Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı ——— Şirketi’nden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı ——— Şirketi’ne 12.07.2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, müvekkilin maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanı bulunmadığından davalı sigorta şirketine teslim edilemediğini beyan ile, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 3.500,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) ve 100 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.600,00 TL tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 12.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatına dâhil olmadığını, sigortalı aracın kusurunun bulunması halinde dahi, poliçe teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için,davacıların maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının ——- veya ——- Hastanesi tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, bu oran üzerinden yapılacak aktüer incelemesi ile tazminat tutarının tespit edilmesi gerektiğini beyan ile, “Kusur oranı” ve “Tazminat Miktarı”nın tespitini, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, müvekkili şirkete ait poliçenin ‘Tedavi Masrafları” ve “Bedeni Tazminat Talepleri” sorumluluğunun, poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
:Dava; hukuki niteliği itibariyle 30/05/2018 günü ——— plakalı araç ile——– plakalı davacının sürücüsü olduğu motosikletin karışmış olduğu kazada davacının yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır
Mahkememizce dosyanın kusur raporu alınmak üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, alınan
13/12/2019 tarihli raporun sonuç kısmında,” Davalı tarafa sigortalı ——– plaka sayılı ticari araç sürücüsü ——— %20 (Yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,——– plaka sayılı ticari otomobilin arka sağ yolcu koltuğunda oturan ve kontrolsüz şekilde kapıyı açan kimliği bilinmeyen yolcunun kusurlu davranışının sonuç üzerine %40 (Yüzde kırk) oranında etken olduğu,c) Davacı ——— plaka sayılı motosiklet sürücüsü ——— %40 (Yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu,d) İlk tespitleri içeren krokide davacı motosiklet sürücüsünün trafik nedeniyle duraklayan ticari taksinin sağından geçiş yaptığı sırada arka sağ koltuktaki yolcunun açtığı kapıya çarptığının işaretlendiği hususu, ticari taksi sürücüsünün mevcut trafik yoğunluğu nedeniyle sağ şerit üzerinde ve solundaki şeride taşacak şekilde durakladığı hususu, yolcunun arka sağ kapıyı açtığı hususu da dikkate alındığında, 29/03/2019 tarihli Bilirkişi Raporundaki kusur dağılımına uyulmadığı”Yönünde görüş bildirmiştir.Mahkememizce davacıda meydana gelen maluliyet hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın ——– gönderilmesine karar verilmiş, alınan 30/03/2021 tarihli raporun sonuç kısmında,”
1.Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren
3(üç) aya kadar uzayabileceği “Yönünde rapor tanzim edilmiştir.Mahkememizce alınan kusur raporu ile savcılık dosyasında alınan kusur raporu, ceza mahkemesinde alınan kusur raporu arasında açık çelişki olduğu, savcılık dosyasında 3. Bir kişiye kusur izafe edilmediği, ceza mahkemesinde alınan ———- raporunda ise davalı sigortalısına hiç kusur izafe edilmediği nazara alınarak çelişkinin giderilmesi amacıyla ——— veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 13/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmında,”——— plakalı motosiklet sürücüsü davacı ——— % 100 oranda asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davalı ——— plakalı taksi sürücüsü ———– kusursuz olduğu”Yönünde görüş bildirmişlerdir.Mahkememizce dosyanın ——— gönderilerek kusur raporu alınmasına karar verilmiş, alınan 27/07/2023 tarihli raporun sonuç kısmında,”A) Sürücü ——— kusursuz olduğu,B) Davacı sürücü ——— %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu”Yönünde rapor tanzim edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları, ——— raporları birlikte değerlendirildiğinde, 30.05.2018 tarihinde sürücü ——– sevk ve idaresindeki ———— plakalı ticari araç ——— Caddesi ——— istikameti ——– Cami önünde trafiğin durakladığı anda duraklama halindeyken arka koltukta oturan yolcunun sağ arka kapıyı açmasıyla davacı sürücü ——— sevk ve idaresindeki ——– plakalı motosikletiyle duramayarak çarpması neticesinde yaralanmasına sebebiyet olduğu anlaşılmıştır. Haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sorumluluğu TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğudur. Madde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” belirlemesi ile kusur, haksız fiilin kurucu bir unsuru olarak düzenlemiştir. Kusurlu davranış, kasti davranış ile olabileceği gibi, ihmalli (taksirli) davranış ile de olabilir. Kasti davranışta zarar veren zararlı sonuca bilerek, isteyerek sebep olmuştur. Başka bir deyişle failin iradesi, hukuka aykırı hareketle zararlı sonucun meydana gelmesine, gerçekleşmesine yönelmiştir. Taksirli (ihmali) davranışta ise, zararlı sonuç istenmemekle birlikte, böyle bir sonucun meydana gelmemesi için şartların gerekli kıldığı dikkat ve özen sarf edilmemiştir. Eş söyleyişle; burada zararlı sonuç öngörülmemekte ancak fail gerekli iradî çabayı sarf etmiş olsaydı, böyle bir sonucu öngörülebilirdi. Kusurun sübjektif ve objektif olmak üzere iki unsuru vardır. Kusurun sübjektif unsuru, kusur ehliyeti için gerekli olan ayırt etme gücünü ifade ederken; objektif unsuru, soyut ve ortalama tipin örnek davranışından sapma anlamına gelmektedir. Bilindiği üzere hukukî sorumluluğu doğuran şartlar arasında illiyet bağı büyük bir önem taşır. İlliyet bağı, sorumluluğun aslî şartı, tazminat hukukunun temel ilkesi olarak görülür. Bu şart olmaksızın bir şahsın sorumluluğu düşünülemez. İnsan düşüncesinin bir kanunu olan illiyet kavramı, zararlı sonuçla sorumluluğu doğuran davranış veya olay arasında bir sebep-sonuç bağının bulunmasını gerektirir. Hukukta, gerçekleşen zararla sorumluluğu doğuran olay veya davranış arasındaki sebep-sonuç ilişkisine, genel anlamda illiyet bağı denir .İlliyet bağı, hukukî sorumluluğun sadece kurucu bir şartı olmayıp, aynı zamanda tazminatın kapsamını tâyininde de büyük bir rol oynar. İlliyet kavramı, hukuka özgü bir kavram olmayıp, bütün bilim dallarının yararlandığı ortak bir kavramdır. Sebeple zarar arasında uygunluğun yokluğu, sebeple zararlı sonuç arasında tabii illiyet bağı bulunmaktadır, ancak bu bağ, uygun illiyet bağının kabulü için gerekli kriterleri taşımadığından, hukuken nazara alınmamakta, sorumluluğu doğurmamaktadır. Başka bir deyimle, uygunluğun yokluğunda, söz konusu sebep, hayat tecrübelerine ve olayların normal akışına göre gerçekleşen türden bir zararı meydana getirmeğe elverişli değildir. Sebeple zararlı sonuç arasındaki bu elverişsizlik başlangıçtan itibaren mevcuttur.Sebeple zararlı sonuç arasındaki uygunsuzluğun (elverişsizliğin) ikinci şekli olan illiyet bağının kesilmesini, uygunluğun yokluğundan ayırmak gerekir. Uygunluğun yokluğunda, sebep, somut olayda gerçekleşen zararlı sonucu mahiyeti itibariyle doğurmaya elverişli değildir. Oysa illiyet bağının kesilmesinde, ilk sebep gerçekleşen türden bir sonucu doğurmağa mahiyeti itibariyle elverişli olmakla birlikte, ortaya çıkan yeni bir sebep, ilk sebebi arka plâna atmış, onu somut olayda elverişsiz hâle getirmiştir. Mesela intihar etmek kastıyla kendisini bir otomobilin altına atarak ölen şahsın durumunda her ne kadar otomobil kullanılmasıyla ölüm olayı arasında bir illiyet bağı bulunmaktaysa da, bu sebep intihar eden şahsın ağır kusurlu davranışıyla arka plâna itilmiş, şahsın kendi davranışı ölümün uygun sebebi hâline gelmiştir . İlliyet bağını kesen sebepler, mücbir sebep, zarar görenin kusuru ve üçüncü şahsın kusuru olmak üzere üçe ayrılır. Aynı zamanda sorumluluktan kurtulma sebebi olan bu üç sebep, yalnız tehlike sorumluluğunda değil, alelade sebep sorumluluğu ile kusur sorumluluğunda da kabul edilmektedir . Mahkememizce alınan kusur raporu ile savcılık dosyasında alınan kusur raporu, ceza mahkemesinde alınan kusur raporu arasında açık çelişki olduğu, savcılık dosyasında 3. Bir kişiye kusur izafe edilmediği, ceza mahkemesinde alınan ——– raporunda ise davalı sigortalısına hiç kusur izafe edilmediği nazara alınarak çelişkinin giderilmesi amacıyla ——— veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinde görevli bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 13/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmında,”——– plakalı motosiklet sürücüsü davacı ——— % 100 oranda asli ve tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Sigorta şirketinin sorumluluğu kendi sigortalısının kusuru oranındadır. Aldırılan bilirkişi raporu ile davacının kazaya sebebiyet vermesinde %100 kusurlu olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/10/2023