Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/943 E. 2020/449 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/943 Esas
KARAR NO : 2020/449

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan banka ile davalı borçlu … arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların ise iş bu sözleşmeye müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, söz konusu sözleşmeye istinaden borçlu şirkete ticari kredi kullandırıldığını, borçluların borcunu ödememesi üzerine, borçların ödenmesi için Üsküdar—Noterliğinin — yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, yasal süresi içinde ödeme yapılmadığı takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, söz konusu ihtarnamenin, davalıların sözleşme adreslerine gönderildiğini, ancak ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunmayan ve borçları da ödemeyen borçlulara karşı İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız takibe geçildiğini, davalıların söz konusu takibe de haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin haksız olarak durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalıların borçlu olmadıklarına ilişkin vaki itirazlarının yerinde olmadığını, bu nedenle durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermedikleri görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı … arasında akdedilen kredi sözleşmesi kapsamında bakiye alacak için şirket ve şirket adına müteselsil kefil adına başlatılan İstanbul Anadolu –. İcra Müdrülüğünün— Sayılı icra dosyasına davalı taraflarca yapılan itirazın İİK 67. kapsamında iptali ve icra inkar isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, itirazın iptali davasının açılma koşullarının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Takip talebinden sonra müteselsil kefillerden …’ın vefat ettiği, davacının yetki belgesi olarak mirasçılık belgesi çıkardığı, …, … —— hem müteselsil kefil hem de mirasçıları olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin 03/01/2020 tarihli raporunda özetle:” Davalıların asıl borçlu ve müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzalandığı, kat tarihi itibariyle hesap bakiyesinin toplam 261.234,78-TL olarak hesaplandığı, takip tarihi itibariyle toplam borcun 278.273,66-TL olduğu, davalı asıl borçlu …, davalı kefil borçlu …, …, …, …—– davacı bankaya 05/02/2018 takip tarihi itibariyle, 278.273,65 TL olarak hesaplandığını, kredi için takip sonrasında —– tarafından yapılan tahsilatlar ile 09/03/2018 tarihi itibariyle kalan tutarın 48.456,72 TL anapara olarak hesaplandığını, davacı bankanın 48.456,72 TL matrah üzerinden, borcun tamamen ödeninceye kadar yıllık %35,00 oranında temerrüt faizi ve faizin diğer vergisini talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora karşı itirazda bulunmuş olup, ——- tahsilatları düşülerek yapılan hesaplamanın Mahkemece hükme esas alınmamasına, banka tarafından —– ödenen tazminat tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlatıldığını,—– devam etmekte olduğunu, yapılan tazminin tahsilat ödemesi niteliğinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olup, hükme esas alınmıştır. Bilirkişice yapılan hesaplamaya göre, davacının———— toplamı kadar alacaklı olduğu tespit edilmiş, ancak —- ödeme nedeniyle TBK 100 uyarınca yapılan hesaplama neticesinde bakiye — ana para borcunun kaldığı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık kredi garanti fonunun yapmış olduğu ödemeler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Davacının itirazlarına benzer olarak görülmekte olan bir davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi—–. Sayılı ilamında: ” Kural olarak dava tarihinden önce, icra takibinden sonra ödenen miktar yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Davacı vekili aşamalarda —– tarafından yapılan ödeme ile davalı kefilin kefalet borcunun sona ermediğini, davacının ———. tarafından ödenen miktar yönünden de itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu, bankanın anılan ——- yerine geçerek icra takibine devam edeceğini, davalı kefilden tahsilat yapılması durumunda davacı banka tarafından— yapılacağını ileri sürerek bu kapsamda dosyaya sözleşme, protokol suretlerini ibraz etmiştir. Anılan iddia üzerine benzer mahiyette bulunan dava dosyalarına ibraz edilen—-. ile davacı banka arasında akdedilen kefalet çerçeve sözleşmeleri, kefalet protokolü ve —- kararı birlikte incelendiğinde, sözleşme ve protokolde —- müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. Yapılan ödeme kapsamında bankanın ödenen miktar yönünden de icra takibine devam edeceğine ilişkin bir düzenleme ise sözleşme ve protokolde yer almamaktadır.— kurumlarına sağlanan hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan —– kararı incelendiğinde ise, 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, 7. fıkrasında kredi verenlerin kurumun onayını almak suretiyle bu karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklarla ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla faiz/kar payı/kira tutarından iskonto yapmak veya tamamen vazgeçmek, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükümler karşısında— tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde banka icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını——Hal böyle olunca icra takibinden sonra, dava tarihinden önce—-. tarafından ödenen miktar yönünden davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilmiş, bilirkişi ek raporundaki yapılan ödemenin TBK’nun 100. maddesi uyarınca mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya itibar edilmemiştir. ” gerekçesi ile hukuki yararın varlığını kabul etmiştir. Her ne kadar davacı tarafça—– ile davacı arasında düzenlenen bir protokol veya sözleşme sunulmamış ise de; Bölge Adliye Mahkemesi kararında dayanak sunulan aralarındaki protokolde veya sözleşmede de yapılan ödeme kapsamında bankanın ödenen miktar yönünden de icra takibine devam edeceğine ilişkin bir düzenleme olmadığı tespit edilmiş olup, buna rağmen —kararı nedeniyle davacı kredi verenin elde ettiği tahsilatı tazmin edilen kefalet oranında —– aktaracağı düzenlemesi çerçevesinde, davacının —–yapmış olduğu ödeme nedeniyle anılan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi—-kararı ışığında dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca bilirkişice yapılan hesaplama doğrultusunda takip tarihi itibariyle mevcut bulunan alacaklar yönünden hüküm kurmak gerekmiş TBK 100 uyarınca yapılan ödemeler kredi borcundan düşürülmemiştir. Bu durumda icra takibi ile itirazın iptali davalarının sıkı sıkıya bağlı olması ve taleple bağlı kalınması gerekliliği göz önüne alınarak davacının davalılardan 252.433,58-TL asıl alacak, takip talebinde talep edilen 529,69-TL işlemiş temerrüt faizi , —— olmak üzere toplam 252.989,75-TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, her ne kadar bilirkişice işlemiş faiz ile —– yönünden yapılan hesaplamada davacının alacağı daha fazla bulunmuş ise de takip talebi ile bağlı kalınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller , alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın taraflar arasında akdedilen davalıların asıl borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu genel kredi çerçevesi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemli başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmış, mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, davacının icra takibindeki talebi ve yapılan hesaplama neticesinde takibin toplam 252.989,75-TL alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %35,00 oranında faizi ve faizin gider vergisi ile devamına karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, her ne kadar — takip tarihinden sonra dava tarihinden önce ödeme yapmış ise de , anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve yasal düzenlemeler uyarınca davacı kredi verenin icra takibinde elde ettiği tahsilatı tazmin edilen kefalet oranında—— geri aktaracağı düzenlemesi karşısında ödenen bedel yönünden de itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar olduğu kanaatine varılmış ve ödemeler TBK 100 uyarınca mahsup edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- — sayılı icra takibin davalılar tarafından yapılan itirazın KISMEN iptali ile takibin 252.433,58-TL asıl alacak, 529,69-TL işlemiş temerrüt faizi, 26,48-TL faizin BSMV’si olmak üzere toplam 252.989,75-TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %35,00 oranında faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 17.281,73-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.324,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.957,66-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.324,07-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı toplam 3.359,97-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.324,30-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan (%92,00 kabul %8,00 ret) 1.218,36-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— göre hesaplanan 26.159,28-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı