Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/938 E. 2021/456 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/938 Esas
KARAR NO: 2021/456
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 07/08/2018
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin —— ürünleri ile ilgili olmak kaydı ile;———- gerçekleşmesi için konusu ile ilgili her türlü ticari ve sınai iş ve teşebbüslere girişmek, orta kısa uzun vadeli istikrazlar akdetmek, ayni ve kefalet kredileri temin etmek gerektiğinde şirketin menkul ve gayrimenkul mallarını rehin ve ipotek etmek, bunları tescil ve fek eylemek, başkalarına ait menkul ve gayrimenkul üzerinde şirket lehine rehin ve ipotek kabul etmek, bunları tescil ve fek eylemek. amaç ve konusunun gerçekleşmesi için her nevi gayrimenkullerin alımı, satımı, ifraz ve taksimi, gayrimenkuller üzerinde intifa hakkı ve kat mülkiyeti mevzuatına göre taksim ve ifrazını yapmak, kat irtifakı kurmak, gayrimenkulleri satmak, satın almak, kiralamak, kiraya vermek, kefalet vermek ve —– tarihinde tescil edilen tadil mukavelesinde yazılı olan diğer işleri ile iştigal etmekte olduğunu, —— — uygulamalarının değişmesiyle teminat mektubu çözüm süreleri uzamaya başladığını, örnek olarak — tutarındaki teminat mektupları —- çıktığını, teminat çözüm işlemlerinin uzaması sonucunda — yapılan dönemde ———- düştüğünü, kısacası teminat mektubu prosedür ve uygulamalarının uzaması sonucu şirket ciddi anlamda küçülmüş ve mali olarak da zayıfladığını, dönem dönem uzun sürede çözülen teminat mektupları olmasına rağmen küçülen şirket tekrar teminat vererek hammadde çekmek zorunda olduğundan —— nakit banka kredisi —- kapattığını, ekonomik olarak ciddi darboğaza girdiğini, ——teminat mektubu çözüm sürelerinin çok uzun sürmesi sebebi ile bankalara ciddi tutarlarda faiz ödenmek zorunda kalındığını, —– yılı itibariyle dövizin yükselmesi ve banka faizlerinin çok daha fazla artması nedeni ile kısa vadede sürdürülemez bir yapıya büründüğünü, bu sebeple davalı şirketler için konkordatoya başvurmanın elzem olduğunu belirterek, İİK 285 vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabulü ile öncelikle müvekkilleri lehine 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287 ve 294.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordato tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava hukuki mahiyeti itibarı ile 7101 sayılı İİK 285 vd. md. uyarınca açılmış konkordato davasından ibarettir.
7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K’nun 285. Madde hükmü gereğince borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Bilindiği gibi konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İ.İ.K’nun da yer almamakla birlikte öğreti de genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordato kabul edilen kısmı—–ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister, veya borçlarını taksitlendirir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden haciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi de mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarına ödemesi mümkün değilse o zaman borçlu borçlarını % 100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir.
—– tarihli dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, —— tarihli İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin şekli olarak dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu, yasa gereği şeklen İİK.nun 286. maddesinde yazılı belgelerin bulunması halinde geçici mühlet kararı verileceği anlaşılmakla davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir —— atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararları, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir. Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır.
—– tarihli 1. celsede şirketlerin izlenmesi ve daha sağlıklı incelemelerin yapılması amacıyla geçici mühletin İİK’nun 7101 sayılı yasayla değişik 287/4 maddesi uyarınca —– süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. ——tarihinde de —– kesin mühlet verilmiştir. Esasen her iki şirketin de iki yıl davanın açılışında şirketlerin ——- faaliyet karı elde etmeyi , ——- civarında ki alacaklarını tahsil ederek kaynak yaratmayı vaad etmiştir. Esasen geçici mühlet sonunda komiser heyeti raporunda tam bir kanaat oluşmamakla birlikte iki şirketin bir arada projeyi gerçekleştirme ihtimalinin olabileceği belirtilmiş, şirketlere —— tarihinde kesin mühlet verilmiştir. Davacı —— davanın açıldığı tarihten bu yana süregelen tüm raporlarda tutar değişmekle birlikte borca batık durumda olduğu tespit edilmiş, davacı ——daha güçlü sermaye ve stok yapısına sahip olması ile her iki şirketin bir arada izlenmesine karar verilmiştir. —— tarihli celsede —— ara kararla ——- tarihli raporunun yeteri kadar ayrıntılı olmadığı, soyut belirsiz ifadeler içerdiği anlaşıldığından —— bu hususta uyarılmasına, sermaye artışı taahhüdünün yerine getirilmemiş olması, kar hedeflerinin her iki şirket yönünden de sağlanamamış olması nedeniyle şirket defter ve kayıtlarıyla faaliyetlerinin titiz bir şekilde incelenerek ivedi olarak —- ay içerisinde rapor düzenlemelerine” de karar verilmiştir.
1 yıllık kesin mühlet dönemi içinde, komiser heyeti ara raporlarını sunmuş, şirket faaliyetlerine nezaret etmiştir. Kesin mühlet 289/5 maddesi uyarınca 6 ay uzatılmış, sonrasında covid-19 salgını sebebiyle 7226 sayılı yasa gereğince 86 gün uzatılmış, nihayet 304/2 maddesi gereğince 6 ay daha uzatılmıştır.
Çekişmeli alacaklara ilişkin komiser tespitler mahkememizce de denetlenerek ——- tarihli celsenin 4 nolu ara kararında belirtildiği üzere aynen benimsenmiş, bu nisaplara göre alacaklılar toplantısı yapılmıştır.
Her iki şirket yönünden de mühlet içinde ara kararlar ile güncel rayiçler tespit ettirilmiştir. En son —- tarihli ara kararla rayiçlerin tesipitine karar verilmiş, bilirkişiler ———– raporunu sunmuştur. Son borca batıklık hesabı da bu güncel rayiçlere göre yapılması sağlanmıştır.
Davacı şirketin, —- yatırılması gereken —-tasdik harcının yatırılması sağlanmıştır.———-doğan borç için teminat gösterilmesi gerektiği, defaten ara karala davacılara süre verildiği, kimi alacaklılardan parça parça feragat dilekçeleri alınarak sunulduğu, bunların komiserlerce denetletildiği görülmüştür.
—– işçilik alacağı için teminat gösterilmesi şartı bakımından da davacı vekili, ——– beyan edilerek toplamda ———banka teminat mektubu sunmuş, kalan işçilik alacakları önünden işçilerden feragat alındığını belirtmiştir. Komiser onayı ile yapılan ödemeler mahsup edilmiş, belgesiz onaysız elden ödemelerin dikkate alınmayacağı açık olmakla, davacılara defaten süre verilmiş, nihayet sunulan feragat dilekçeleri ve komiserlerce yapılan denetim sonucunda işçilik alacakları için her iki şirket yönünden de gerekli teminatın banka teminat mektupları ile teminat koşulun sağlandığı anlaşılmıştır. Komiser heyetinin bu yöndeki tespitleri bilirkişi heyetince de teyit edilmiştir.
Dew petrol şirketinin toplamda —- —– borcu mevcut olup, — alacaklı kabul etmiş, kabul eden alacaklıların alacak tutarının —- tutarında olduğu, gerekli nisabın sağlandığı görülmüştür. —- olduğu, —mühlet öncesi doğan borcunun olduğu, toplamda —alacaklının kabul ettiği, kabul eden alacaklıların alacak tutarı toplamının —- olduğu, gerekli nisabın sağlandığı görülmüştür.
—— tarihli raporun sunulmasından sonra, tasdik koşullarının tekrar değerlendirilmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş,—— rapor alınmıştır. Bilirkişiler, ——- borçlar ödenecekmiş gibi hazırlandığını, mevcut projenin uygulanırlılığının kalmadığını, ——- yıllarına ait proforma faturaların, nakit akış tablolarının sunulması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı şirketler, —— tarihinde revize proje sunmuş, tasdikten itibaren —– civarındaki borcu ödemeyi vaad etmişlerdir.
——— rapor alınmış, komiserler ——- tarihli raporlarında kar hedeflerinin yakalanamadığını, sermaye artışlarının bir kısmının gecikmeli olarak sağlandığını, bir kısmının halen yerine getirilmediğini, her iki şirket yönünden de projenin ciddiyetini ve inandırıcılığını kaybettiğini mütalaa etmiştir.
—– bu raporuna göre, aynı bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler —- yönünden kar öngörüsünün sağlanmasının çok güç olduğunu, ayrıca toplam borcun——- civarında gösterildiğini, —- tabi borç olduğunu, ——– borç olduğunu, mühlet içinde doğan işçilik, personel borçlarının olduğunu, —–borcu olduğunu, projede sanki sadece —– ödenecekmiş gibi vadelendirme yapıldığını, gerçekleşmesinin güç olduğunu, ancak mahkeme tasdik kararı vermeye kanaat getirirse diğer koşulların oluştuğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı şirket vekili,—— borca batık olmadığı hem de sermaye artışları ile her iki şirket için de kaynak yaratılacağını belirterek raporda aleyhe olan hususlara itiraz etmiştir.
Belirlenen ve ilan edilen günde duruşmada hem komiserler dinlenmiş, hem davacı şirketlerin yetkilisi dinlenmiştir.
Gelinen aşama itibariyle, davacı şirketlerden —– batık durumda olduğu, tedbir verildiği tarihten bu yana faaliyet karı hedeflerini sağlayamadığı,——- bundan sonra da sağlayacağının gösterir somut bir gelişmenin olmadığı, ——-sermaye artışı yapılmasına karar verilmiş olması da esasa etkili değildir. Somut olarak şirkete konan bir nakit yoktur.
Yine davacı vekili—– tarihli dilekçesinde ——- bulunan taşınmazını satarak bedelini sermaye olarak yatıracağını, yetmezse—— taşınmazları satacağını beyan etmiş ise de, yargılamanın devam ettiği ——— zarfında gelen her komiser raporunda borca batık olduğu belirtilen şirket için bu zamana kadar ortak tarafından sermaye konmadığı, vaad edilen sermaye artışınındaki—– mahkememizin kurduğu ara kararla zorlama şekilde tamamlandığı düşünüldüğünde, taşınmazların satılacağı beyanına itibar etmek mümkün olmamıştır.
Ancak, karar duruşmasının olduğu gün davacı vekili, davacılardan —– alacaklılarının alacağından feragat ettiğini, böylece borca batıklıktan çıktığını ileri sürmüş olması karşısında, duruşmada dinlenen komiserlerden sorulmuş, komiserler de davacı şirketin —– civarında borca batık olduğunu, ancak celse arasında sunulan feragatler dikkate alındığında, dün ibraz edilen ——– alacağından, ——— tutar düşüldüğünde ve —– nazara alındığında bugün itibariyle davacı —- şirketinin borca batıklıktan çıktığını” beyan etmişlerdir. Komiserlerin zapta geçirilen bu beyanlarıyla davacı ——- borca batıklıktan çıktığı mahkememizce de kabul edilmiş ve iflas kararı verilmesine yer olmadığı görülmüştür.
Davacı ——– yönünden ise, konkordato talebinin tasdik edilmesi için bir —– bulunması gereken tasdik şartlarının mevcut olması gerekir. Bunlardan ön önemlisi davacı şirketin alacaklılarına, alacakları belli bir ödeme takvimi içinde ödeyebileceğini somut olarak inandırıcı olarak ortaya koyan kaynakları göstermesidir. Eldeki davada davacı şirket, faaliyetine devam ederek elde edeceği kardan borçlarını ödeyeceğini, piyasadaki alacaklarını tahsil edeceğini, idarede bulunan teminatlarını iade alacağını ve sermaye artışı ile kaynak yaratacağını vaad etmiştir. ——- yıllarında yapılacağı taahhüt edilen artışlar mahkememizin ara karar kurarak kesin süre vermesi ile ancak —- ödenmiştir.— yılında vaad edilen sermaye artışında — de hali hazırda yatırılmadığı halde, —- tarihinde genel kurulu kararı alınarak —- artışı yapılmasına karar verildiği, bunun da —– ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davacı şirketin sermaye artışı ile borç ödeme finansmanı sağlayamayacağı, yapsa bile yetersiz kalacağı çok açıktır. Konkordatoya tabi borçları —- civarındadır. Ayrıca mühlet içinde doğan ——– yakın da kamu borcu vardır. Davacının en önemli kaynağı, faaliyetinin devamı ile elde edeceği kardır. Ancak davanın açılışında —- kar hedefleyen davacı, bu hedeflerini sağlayamamıştır. Bu kez revize projede —- ——– sağladığı nazara alındığında hedeflenen karları sağlaması da gerçekçi değildir. Nitekim aynı hususa hem komiser heyeti hem de bilirkişiler vurgu yapmıştır. Davacının —– olan toplam kaynak ihtiyacı olup, bunun nasıl elde edileceği ortaya konamamıştır. İdareden iade almayı beklediği teminatlardan da bahsetmiştir ancak iade alması mümkün olmamıştır. Bilirkişiler davacı şirketin —– kar elde edebileceğini belirtmiş olup, davacının sağladığı kaynak borçlar için yetersiz kalacaktır. Mahkemenin tasdik kararı verebilmesi için, projenin ciddi ve inandırıcı olması en temel koşul olup davacı şirketin konkordato projesinin inandırıcı ve gerçekçi bir yönü kalmadığı anlaşılmaktadır. 1 yıl kesin mühlet, İİK.nun 289/5 maddesi uyarınca 6 ay ek süre, 86 gün salgın sebebiyle ek süre, İİK.nun 304/2 maddesi uyarınca 6 ay ek süre kullanmış; bu süre zarfında dava tarihi itibariyle mevcut olan özellikle uzun —– borçları iyi ölçüde azaltmayı başarmıştır. Ancak, bu kadar uzun bir süre mühlet içinde icra takiplerinden korunmasına rağmen, tasdik kararı sonrasında 36 ay taksitte kalan borçlarını ödeyebileceğine dair somut, gerçekçi, umut veren, inandırıcı kaynaklar ortaya koyamamıştır. Covid-19 salgınının ülkemiz ve dünya genelinde ekonomiyi olumsuz etkilediği mahkememizin de kabulündedir. Nitekim davacılara harç için verilen kesin süreler salgın sebebiyle iki kez uzatılmış, kesin mühlet 86 gün uzatılmış, kanunun imkan sağladığı tüm süreler kullandırılmış, kaynak ihtiyacı için zaman kazandırılmıştır. Ne var ki salgının, davacı borçlular kadar, alacağına kavuşmayı bekleyen alacaklıları da aynı ölçüde etkilediği yadsınamaz.
Orantılılık ölçütü bakımından bilirkişiler, mevcut haliyle bile başarıya ulaşması zayıf olduğundan, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğunu mütalaa etmişse de, mahkememizce buna itibar etmek mümkün görülmemiştir. Borçlunun ödeme teklifi aktifi ile orantılı ve uyumlu olmalıdır. Bu aktif belirlenirken konkordatoya tabi olmayıp tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamusal nitelikli alacakların bütünüyle ödenmesi gereken borçların tüm aktiften indirilmesi gerekir. Davacı şirketin özvarlığının rayiç değerlere göre —- civarında olduğu nazara alındığında, ek faiz ilavesi de olmadan borcun —- ay vade ile ödeneceği şeklindeki ödeme planı esasen hem vade hem tenzilat sonucunu doğurmakta olup, orantılı da sayılmamıştır. Alacaklılar —- beri alacağına kavuşmayı beklerken, alacağının tümünü hiç bir gecikme olmazsa ancak —–sonunda tahsil edecektir. Aradan geçen sürede paranın satın alma gücünde meydana gelebilecek değişikler nazara alındığında ilave faiz vaadi içermeyen proje, borca batık olmayan, toplam borcunun iki katı aktifi olan şirket için orantılı da sayılmaz.
Bunun dışında, İİK.nun 302. Maddeye göre gerekli alacaklı sayısı ve alacak miktarı nisabı sağlanmıştır. Teminat koşulu, tasdik harçları gibi diğer koşullar, gecikme ve sürekli ara kararla süre vermek şeklinde de olsa yerine getirilmiştir. Ancak, projenin ciddiyetini kaybettiği eldeki davada diğer şartların gerçekleşmesi yeterli olmadığından konkordatonun tasdiki talebi reddedilmiştir. Davacı ——— civarında olması , borca batık durumda olmaması, alacaklıların zararına kötü niyetli iş ve eylemlerinin bildirilmemiş olması göz önüne alınarak iflas kararı verilmemiştir.
Sonuç olarak, her iki şirket için de mühlet süresi içinde uzun dönem borçlar önemli ölçüde azalmış ise de, gelinen aşama itibariyle projenin gerçekçi ve uygulanabilir niteliğinin kalmadığı, süre verilmesine rağmen vaad edilen kaynağın sağlanamadığı, bu haliyle projenin İİK.nun 305/son maddesine göre mahkemenin müdahalesi ile tasdik edilemeyeceği, şirketlerin salgın koşulları gözetilerek ciddi değişikliklerle yeni bir projeye ihtiyaç duyduğu görülmüş; komiserlerin yazılı ve sözlü mütalaalarına da itibar edilerek konkordato taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı —– yönünden;
1—– numarasında kayıtlı davacı——– kesin mühletinin kaldırılarak, konkordato talebinin REDDİNE;
2-Koşulları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına;
3-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserinin görevlerine son verilmesine,
4-Tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin iş bu kararın ——— resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca gerekli kurumlara bildirimlerin yapılmasına,
B)Davacı——– yönünden;
1—– numarasında kayıtlı davacı ———– kesin mühletinin kaldırılarak, konkordato talebinin REDDİNE;
2- Koşulları oluşmadığından iflas verilmesine yer olmadığına;
3-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserinin görevlerine son verilmesine,
4-Tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin iş bu kararın ———- resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca gerekli kurumlara bildirimlerin yapılmasına,
6- Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı şirket yetkilisi, davacılar vekili ve huzurda bulunan alacaklı olduklarını beyan eden vekillerin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/03/2021