Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/909 E. 2020/543 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1073 Esas
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı banka arasında tüketici kredi sözleşmesi akdedildiğini, iş bu kredi sözleşmesinin müvekkiline teslim edilmediğini, aynca kredi sözleşmesi gereğince, davacı müvekkilinden, dosya masrafı, komisyon tutarı, ekspertiz masrafı adı altında toplam ———— müzakere edilmeksizin ve tüketici aleyhine dengesizlik yaratılarak, tahsil edildiğini, taraflar arasında akdedilen tüketici kredi sözleşmesinin taraflar arasında açık dengesizlik yaratan koşulların haksız şart niteliğinde olduğunu, bu koşulların tüketici müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, haksız şarta dayalı tahsil edilenlerin tüketici müvekkiline iadesi gerektiğini, ayrıca sözleşmenin örneğinin müvekkiline verilmediği gibi önceden hazırlanmış matbu sözleşme olduğu için sözleşmenin içeriğine müdahale hakkı da verilmediğini, (4077/6.Madde) sözleşme akdedilirken bir taraf aleyhine olacak maddenin bağlayıcılığının bulunmadığını, (4077/6, Madde) kredi sözleşmesinde dosya masrafı ve kesintilere tarafı olan tüketiciyi bilgilendirmek zorunlu olup, bu bağlamda tüketici dosya masrafı işlemine bağlı olarak rıza ve onayını sözleşme içinde kaim bulunan madde karşısına kendi yazısıyla tarih ve imza koyması halinde sözleşmenin bağlayıcı olduğunu, aksi bir durum satıcının/kredi verenin ispat yükü yasal hüküm gereği olduğunu,(4077/6. Madde) 4077 sayılı kanunun l0. maddesine göre; “Tüketici krediyi, bir mal veya hizmet edinmek amacıyla nakit olarak aldığını, kredi sözleşmesinin yazılı yapılması ve bir nüshasının tüketiciye verilmesinin zorunlu olduğunu, sözleşmede öngörülen kredi şartlarının tüketici aleyhine değiştirilemeyeceğini, dolayısıyla müvekkilinden ekspertiz, komisyon bedeli ve ipotek fek bedeli adı altında hukuksuz alınan ——— müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, belirterek bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı —— düzenlenen tüketici kredi sözleşmesi ile tüketici müvekkilinden tahsil edilen, haksız şart niteliğindeki komisyon tutarı, ekspertiz masrafı, ipotek fek bedeli adı altında alman toplam ——-en yüksek banka mevduat faizi ile hesaplanarak, davalı bankadan alınmasına ve davacı tüketici olan müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan bankanın tacir sıfatına haiz olduğunu ve ücret isteme hakkının mevcut olduğunu, söz konusu krediye ilişkin ödeme planında davacıya kullandırılan kredi miktarı, toplam borç tutarı, aylık kâr oranı, toplam kâr, toplam vergi, masraf ve komisyon tutarı ile kredi geri ödeme taksit tutarlarının açıkça yazılı olduğunu, bankalar, Türk Ticaret Kanunu’nun ll’nci maddesine göre faaliyette bulunan ticarethaneler olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun “Ücret isteme hakkı” başlıklı 20’nci maddesinde, “Tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir” hükmü bulunduğunu, bankalar, verdiği her hizmet için bu hükme göre yukarıda belirtildiği şekilde ücret/masraf alma haklarına sahip olduğunu, bankacılık Kanunu’nun 144. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden ——–kredi ve mevduat işlemlerinde faiz ve diğer menfaatleri belirleme yetkisini 22.11.2006 tarih ve 26354 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2006/11188 sayılı kararı ile —— devrettiğini, ——— verilen yetkiye istinaden, 09.12.2006 tarih ve 26371 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/1 sıra numaralı tebliğinin 4. Maddesinde “Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.” şeklinde düzenleme yaptığını, tebliğin ilgili maddesinde görüldüğü gibi, ——- gerek kredi kullandırma şartlarını, gerekse de masrafların niteliklerini ve sınırlarını tamamen kredi veren banka ile müşterisinin inisiyatifine bıraktığını, davacı ile müvekkili banka arasında var olan ticari iş sebebiyle, müvekkili banka görmüş olduğu işlerden dolayı gerek aradaki genel kredi sözleşmesi, gerek TTK ve sair mevzuat, gerekse ticari örf ve adet gereğince ücret isteyebileceğini, müvekkili bankanın davacı ile sözleşme hürriyeti prensibi gereğince imzalanan —————– çerçevesinde iadesi talep edilen komisyon ve masrafları aldığını, yapılan tüm işlemler usule ve sair Bankacılık mevzuatı teamüllerine uygun olduğunu, bu nedenlerden dolayı usul ve yasaya aylan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi gereği davalı tarafça kesilen komisyon masrafı, ekspertiz masrafı, ipotek fek masrafının haksız yere tahsil edildiği iddiasıyla açılan alacak davasıdır.
Eldeki dava öncelikle————–Sayılı dosya numarasını almış olup, Mahkemece————- Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle ———- tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, dosya Mahkememize tevzi edilmiş yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir. Görevsiz tüketici mahkemesinde celp edilen banka kayıtlarından dava konusu uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesinin ticari nitelikte olduğu, bankalara yönelik açılan ticari kredilere ilişkin davalarda mutlak ticari dava niteliği gereği Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmama durumuna istinaden emsal ücret araştırması için bankalara müzekkere yazılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —– tarihli raporunda özetle: ” Davacının davalı bankadan —- tarihinde kullandığı ——- tutarlı ticari taksitli krediden kredi kullandırım ve—– tarihindeki kapatma aşamasında ise —- olmak üzere toplam———- iadesinin mümkün, davacının ise ———— alacak talebi ile bağlı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan raporda bankacılık düzenlemeleri anlamında herhangi bir inceleme yapılmamış olması, içtihatlara uygun rapor tanzim edilmemiş olması, yalnızca kanaatle rapor tanzim edilmesi, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin denetlenmeden rapor tanzim edilmiş olması sebebiyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının rapora itirazları ve Mahkememizce alınan rapor yeterli görülmemekle dosya yeni bir bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişinin———— tarihli raporunda özetle: “Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10. Maddesinde görüldüğü gibi dava konusu ihtilaf ile ilgili kredi proje fon komisyonu veya kredi tahsis komisyonu ekspertiz ücreti ipotek fek ücreti konusunda maktu veya nispi bir oranın açıkça belirtilmediği sadece her türlü masrafın davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğinin belirtildiği, emsal banka uygulamalarının ortalamalarına göre yapılan hesaplamada, davalı banka tarafından kredi tahsis komisyonu olarak alınan ———- olduğunu, —– tutarının fazla alındığını, ekspertiz ücreti için alınan tutarın uygun olduğunu, ipotek bedeli olarak alınan ——– tutardan —— tutarın fazla alındığını ve toplam fazla alının tutarın ———— tutarın iadesi gerekeceği sonucuna ulaşıldığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, ancak alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmakla aşağıda belirtilen gerekçelerle tarafların rapora karşı beyan ve itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava konusu kredinin genel işlem koşullarına aykırı olduğu savunmasında bulunmuş ise de, kredi sözleşmesinin 2009 tarihinde tanzim edildiği, Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmeden önce tanzim edildiğinden genel işlem koşuluna aykırılık iddiasında bulunulamayacağı anlaşılmıştır. Nitekim benzer mahiyette —————-Sayılı ilamında: “Dava, ticari kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen komisyon ücreti ve masrafların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken———- tarihinde imzalanmış olup, işbu kredi sözleşmesi kapsamında komisyon bedeli adı altında davalı banka tarafından yapılan tahsilat da yine 818 sayılı Borçlar Kanunu dönemine denk gelmektedir. Mahkemece, kredi sözleşmesinin genel işlem şartları içerdiği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinin ———– olduğu, bu durumda kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun’un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bu hususa değinmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede bankanın dava konusu alacak kalemlerini tahsil edebileceği düzenlenmiş ancak sözleşmede oranları belirlenmemiştir. Emsal yargıtay içtihatları uyarınca sözleşmede ne kadar tahsilat yapılacağı düzenlenmemiş ise emsal bankalardan araştırılma yapmak suretiyle davacının alacağının hesaplanabileceği tahsil edilen ücretlerin tahsil tarihleri dikkate alındığında henüz yürürlüğe girmeyen —– tebliği gereği ilan olmayacağı da anlaşılmıştır.——————–Sayılı ilamında:”Bu durumda mahkemece, öncelikle, davalı banka tarafından ibraz edilen belgeler gözetilerek kapsam denetimi yapılması, belirtilen hususların yazılmamış sayılması durumunda, boşluk olduğunun kabulü ve oluşacak boşluğun yukarıda da işaret edildiği bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de ———– tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması, yapılan kapsam denetimi neticesinde sözleşme hükmünün yazılmamış sayılması müeyyidesi ile karşılaşmayacağının kabulü durumunda ise içerik denetimi yapılması, bu kapsamda, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla komisyon, masraf, erken kapama ücreti vb. adlarla masraf alınabileceğine dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, banka tarafından alınan masraf tutarının dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığının, bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de ——– tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek, belirlenmesi ve varsa fazladan tahsil edilen tutarların davacıya iadesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” eldeki davada yapılması gereken işlemleri aşama aşama belirtmiştir. Davalı taraf rapora itiraz dilekçesinde bir takım içtihatlar sunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de, incelenen içtihatlarda alınması gereken miktarın net olarak sözleşmede belirlendiği bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin Yargıtay tarafından benimsendiği ancak eldeki davada böyle bir durumun olmadığı anlaşılmakla rapora itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıdan haksız olarak tahsil edilen toplam ———- ücret talep etmesi gerektiği anlaşılmış davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Öte yandan Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporundan sonra davacı vekili ——- tarihinde talep arttırım dilekçesi sunarak dava değerini ———— yükselttiğini beyan etmiştir. Yükseltilen miktar ekspertiz farkına ilişkin olup, davalı bankanın emsal bankalara göre bu miktarı dahil etsek bile düşük ekspertiz ücreti tahsil ettiği emsal bankaların ortalaması alındığında ————- talep edebileceği anlaşıldığından, raporda incelenmeyen bu alacak talebi yönünden de davanın reddi gerekmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihini belirtmediğinden dava tarihinden itibaren faiz işletmek gerekmiş, uyuşmazlık ticari krediden kaynaklı olduğundan avans faizine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafça kredi sözleşmesi nedeniyle davacıdan fazla tahsil edilen ——kredi tahsis komisyon ücreti ile —- ipotek fek ücretinin toplamı olan ———— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 170,89-TL harçtan peşin alınan 318,60,-TL(Yatırılan 350,00-TL’lik harçtan dava tarih itibariyle yatırılması gereken 31,40-TL başvurma harcının düşülmesi neticesinde tespit edilen yatırılan peşin harç tutarı) harcın mahsubu ile artan 147,71-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı ile 170,89-TL peşin harç toplamı olan 202,29-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.795,30-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%53,15 Kabul %46,85 Ret) hesaplanan 954,20-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden AAÜT 13 uyarınca hesaplanan 2.501,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden AAÜT 13 uyarınca hesaplanan 2.205,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/10/2020