Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/884 E. 2022/954 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/884 Esas
KARAR NO : 2022/954
DAVA: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2018
KARAR TARİHİ: 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı yan arasında 14.06.2016 tarihli —- bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yan tarafından keşide edilen —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 01.09.2017 tarihi itibarıyla tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, ancak fesih bildiriminde sözleşmenin — tarihi itibarı ile feshedileceğinin belirtilmiş olması rağmen, davalının —- tarihi itibarıyla müvekkili şirketin ekranlarını kapattığım, yine —— yevmiye numaralı azilnamesi ile ——– tarihi itibarıyla acentelik ile ilgili tüm yetkilerinden azledildiklerini, davalının feshe ilişkin olarak herhangi bir gerekçe ileri sürmediğini ve TTK 121.maddesine dayandığını, bu haliyle haklı bir gerekli ile yapılan bir feshin bulunmadığını ve feshin haksız olduğunu, 6102 Sayılı TTK’nın 122.maddeşinde yapılmış olan düzenlemelere istinaden tazminat taleplerinin bulunduğunu, işbu tazminat bedeli için her zaman sözleşmenin haksız olarak sona erdirilmesinin gerekmediğini, sürenin dolması, ölüm vb. bir sebeple sona ermesi halinde de portföy tazminatı-denkleştirme isleminde bulunulabileceğini, acentenin denkleştirme talebinin aracılık faaliyetleri ile yarattığı ve sözleşme bitiminde müvekkiline kalan müşteri çevresi için müvekkilinin ödemesi gereken parasal karşılıktan kaynaklandığını, TTK 122 maddesinin II fikrası uyarınca denkieştirmenin, acentenin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağını, kanunun açık hükmü gereği üsl sınırın tespitinde acenteye yapılan komisyon ve diğer ödemeler ile dikkate alınacağını, taraflar arasında yaklaşık 1 yıldır devam eden acentelik ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin devamı süresince komisyon ve diğer hak kazandığı alacaklar toplamının yaklaşık —– olduğu, bu nedenle yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın likit olarak belirlenebileceğini beyan ederek, şimdilik ——tazminat alacağının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı acentenin şirket sistemlerini usulsüz kullanması sebebi ile —– tarihli ihbarname ile sözleşmenin 3 ay sonra feshedileceğinin ihtar edildiğini ve ——- tarihli azilname ile acentelik ilişkisine son verildiğini, davacının acentelik sürecinin yaklaşıl 1 yıl sürdüğünü ve sözleşmenin ——-muvacehesinde 6012 Sayılı TTK’nın 121 maddesine uygun olarak acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini, işbu fesih için sözleşmede ve kanunda herhangi bir sebep aranmadığını, yani fesih sürecinin TTK’nın 121.maddesine uygun olarak yapıldığını, davaya konu talebin dayanağı olan acentelik sözleşmesinin 30.maddesinde, “Her ne sebeple olursa olsun bu sözleşme feshedilir veya sona ererse yetkili acente, şirketten herhangi bir nam ve ultında hak veya tazminat, portföy tazminat hakkı, maddi veya manevi zarar, munzam zarar işteyemeyeceğini ve herhangi bir iddiada bulunmaya hakkı olmayacağını beyan, kabul ve taahhüt eder” hükmünün bulunduğunu, bu hüküm çerçevesinde de sözleşmesi feshedilen davacı acentenin portföy tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını, bunun dişinda davacının müvekkili şirkete de herhangi bir portföy katkısının olmadığını, teknik departmandan edinilen bilgiye göre, acentelerin son zamanlarda çoklu acentelik yapısı ile çalışmaları ve sürekli diğer acenteler ile iş paylaşımı yapmaları sebebi ile——– diye tabi edilen yazılım programları kullandıklarını ve şirketlerin izni ve haberi olmadan şirket sistemine girerek yasal olmayan yolla fiyat aldıklarını, davacının denkleştirme tazminatı isteyebilmesi için, sözleşme ilişkisinin sona ermesi, sözleşme sona erdikten sonra da müvekkili şirketin önemli menfaatler elde ediyor olması, müvekkilinin önemli menfaatlerini acentenin bulunduğu yeni müşteriler sayesinde elde etmesi vb. gerektiğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davalının acentesi olduğunu ve aralarında imzalanan acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia eden davacının davalıdan TTK. m. 122 kapsamında tazminat talep etme şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış, acentelik sözleşmesi, ihtarname sureti dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya nitelikli hesaplama uzmanı, sigorta uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. ——-tarihli bilirkişi raporunda özetle:Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, davalı tarafından gerçekleştirilen feshin, belirli süreli acentelik sözleşmesinin süresinden önce haklı sebebe dayanmayan şekilde sona erdirilmesine neden olduğu ve bu sebeple haksız fesih niteliği taşıdığı , denkleştirme istem hakkı için aranan üç koşuldan birincisi olan ———— koşulunun somut uyuşmazlık bakımından denkleştirme isteminde bulunmaya yol açacak şekilde gerçekleşmiş olduğu , denkleştirme istem hakkı için aranan üç koşuldan ikincisi olan ———- koşulunun somut uyuşmazlık bakımından denkleştirme isteminde bulunmaya yol açacak şekilde gerçekleşmiş olduğu, denkleştirme istemi için aranan üç koşuldan üçüncüsü olan “müşteri çevresinin müvekkile devredilmesi ve müvekkilin bu müşteri çevresinden önemli menfaatler elde etmesi” koşulunun somut uyuşmazlık bakımından denkleştirme isteminde bulunmaya yol açacak şekilde gerçekleşmiş olduğu ,denkleştirme bedeline yönelik davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabileceği, taraflar arasındaki sözleşme süresi boyunca davacının 1 yal 2 aylık (14 aylık) süre içerisinde toplam —— gelir elde ettiği, bu tutarın 12 aylık ortalama bağlamında —— prim geliri olduğu,12 aylık ortalama alan —– hükmedilebilecek denkleştirme bedelinin üst sınırı—–olduğu, davacı acentenin davalı sigorta şirketi ile başladığı çalışmanın ilk 6 ayında——- prime hak kazandığı, günümüz piyasa koşullarında bu tutarların azımsanmayacak miktarlar olduğu, Sayın Mahkemenizce işbu tutarın yeni sözleşme yapılmış acente için küçümsenmeyecek bir rakam olduğu kanaatine varılırsa; davacının talep edebileceği portföy tazminatı tutarının———– gereğince ——- olacağı, ancak bu miktarın hakkaniyete dayalı olarak indirilmesine bağlı hukuki yorum ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu ait olduğu, tespitinde bulunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın rapora itiraz değerlendirilmek üzere —–tarihli bilirkişi raporu alnmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından: Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan denkleştirme bedeli istemine ilişkindir. Denkleştirme tazminatı ya da diğer adıyla “portföy tazminatı”, sözleşmenin sona ermesi sonucunda müşteri çevresini kaybeden ve ekonomik bakımdan güç durumda kalan acentenin bu yüzden talep edebileceği bir ödence olduğu, taraflar arasında acentelik ilişkisi bulunduğu, ——- maddesi uyarınca denkleştirme (portföy) tazminatı talep edebilmesi için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olması gerektiği, taraflar arasındaki 14/06/2016 tarihli sözleşmenin 29’uncu maddesinde ” Bu Sözleşme’nin süresi (bir) yıldır. Şirket tarafından sürenin bitiminden 15 fonbeş) gün öncesine kadar Sözleşme’nin uzatılmayacağı yönünde yazılı ihtarda bulunulmadığı takdirde ilgili Sözleşme aynı şartlarla birer yıllık sürelerle yenilenmiş sayılır.” Davalının, belirli süreli sözleşmenin sona erme tarihi olan —- tarihinden 15 gün önce Sözleşme’nin yenilenmeyeceği yönünde bir ihbarda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki Sözleşme, bir yıl süreli olarak yenilenmiştir. Yenilenen Sözleşme’nin sona erme tarihi, ——dir, sözleşme, aynı şartlarla yenilendiği için, belirli süreli sözleşme olma niteliğini korumaktadır. —— tarihli ihtamame ile davacıya Sözleşme’nin fesholunacağı tarihe ilişkin üç aylık önel verildiği görülmektedir. TTK m. 121/f. 1, ancak belirsiz süreli sözleşmeler bakımından söz konusu olabileceği için, davalının sözleşmeyi feshi olağanüstü fesih niteliğindedir ve haklı bir sebebe dayanmiıyorsa, haksız fesih niteliğindedir.
Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şırketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta ücentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer. Davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamamıştır.
Denkleştirme istemi, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesiyle talep edilebilir. Sözleşmenin sona ermesine yol açan fesih, acentenin kusununa dayanarı bir fesihse, acente denkleştirme bedeli talep edemez. Ne var ki, acentenin kusurundan ileri gelmeyen bir sebeple sözleşme feshedilmişse, denkleştirme bedeline hükmedilmesi için aranan şartlardan ilki gerçekleşmiş olur. Sigorta acenteliği sözleşmesinin sona ermesi ve sona ermeye yol açan feshin, sigorta acentesinin kusurnuna dayanmaması şeklindeki 6762 Sayılı TTK dönemindeki yerleşik uygulama, 6102 Sayılı TTK’nın 122. maddesinin 3. fıkrasında ve SK m. 23/16/c.son’da somutlaşmıştır.
TTK 122’inci maddesi gereği denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemeyeceği hükmü nazara alınarak davacının bilirkişi raporuyla hesaplanan 265.967,58-TL portföy tazminatına hak kazandığına kanaat edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-) –maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-) Alınması gerekli 18.168,25-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 4.371,78‬-TL ıslah ve 170,78 TL peşin harcı toplamı 4.542,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.626,19‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-) a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 4.172,78‬-TL peşin harcın toplamı olan 4.208,68‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.002,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5-) Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- )Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan dava değeri üzerinden hesaplanan 40.235,46- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2022