Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/877 E. 2019/1027 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/877 Esas
KARAR NO : 2019/1027

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin nakliyat ve otomotiv işleri ile uğraştığını, şirket hissedarları arasında doğan ihtilaflardan dolayı şirketin işlerinin aksadığını, bu nedenle nakit akışının bozulduğunu, bazı araçlarının bağlandığını, 2017 yılından sonra işlerini toparlayabildiğini, bu nedenle İİK 285 vd. maddeleri uyarınca konkordato talebinin tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK.nun 285/1 maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan konkordato talebidir.
Davacı şirketin —– %97,50 hisse; —- %2,5 hisse oranında pay sahibi olmak üzere iki ortaklı olduğu, 100.000 TL sermayeli olup, sermayesinin tamamının ödendiği anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde ekonomik sebeplerden dolayı nakit akışının bozulduğunu, bazı araçlarının bağlandığını, 2017 yılından sonra işlerini toparlayabildiğini, ileri sürerek geçici ve kesin mühlet verilmesini, konkordato projesinin tasdikini talep etmiştir.
Davacının dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu anlaşılmakla davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir konkordato komiserinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır.
Üç aylık geçici mühlet dönemi sonunda komsir heyeti rayiçlerin tespitinin bitmediğini bidirmiş olduğundan, geçici mühletin 2 ay süreyle uzatılmasına karar verilmiş; 5 aylık geçici mühletin sonunda da komiser heyetinin projenin ciddi ve inandırıcı olduğunu, rayiç verilere göre borca batık olmadığını, projenin revize edildiğini, 36 (3 yıl) içinde borcun %100 ünün ödenmesinin vaad edildiğini, araçların kiraya verilmesi ile 75 araçtan 25 tanesinin kiraya verildiğini, 18 tanesi için kira sözleşmesi yapıldığını, kalan 32 aracın kiralanması halinde hedeflenen kârın yakalanabileceğini belirtmişler, mahkememizce de kesin mühletin verilmesi ve şirketin izlenmesi gerektiği kanaati ile 30/01/2019 tarihinde 1 yıl kesin mühlet verilmiştir.
Kesin mühlet içinde komiser heyeti ilk raporunu 26/12/2018 tarihinde sunmuştur. Bu raporda da sürecin izlendiğini, davacı şirketin hedeflenen karı sağlamadığı ama sağlamaya yakın olacağının düşünüldüğü mütalaa edilmiştir.
Komiser heyeti 3 kişiden oluşturulmuş olup, bağımsız denetçi olarak atanan komiserin mahkememizin başkaca dosyalarda güven sarsıcı eylemleri ve bu dosyaya sunduğu sağlık mazereti göz önüne alınarak, komiserin değiştirilmesine karar verilmiş, yerine başka bir mali müşavir,işletme fakültesi öğretim üyesi komiser olarak görevlendirilmiş; komiserlerden titiz şekilde inceleme yapmaları, projenin ciddiyetini, inandırıcılığını koruyup korumadığı, projenin gerçekleşmesinin imkan dahilinde olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması istenmiştir.
Komiser heyeti 22/08/2019 tarihli son raporunda davacı şirketin konkordato komiserlerinin ara kararını yerine getirmediği, 30/06/2019 tarihindeki kaydi bilançoya göre borca batık durumda olduğunu, finansman tablolarında anormalliklerin bulunduğu ve gerçeğe uygun olmayan bir görüntü oluştuğunu, faiz tahakkuk ettirilmeksizin elde edilen net karın rakamlarıyla birlikte dahi revize edilmiş konkordato projesinin gerçekleşme ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu, şirketin aylık 142.509,67 TL net kar elde etmesi gerekirken 30/06/2019 itibari ile gerçekleşen aylık ortalama net karının 16.024,38 TL olup ve projedeki hedefin çok uzağında olduğunu, finansman giderlerinin de tahakkuk ettirildiğinde şirketin kar değil aslında zarar edeceğinin açıkça anlaşıldığını, şirketin 75 aracının sadece 32 tanesinin kira geliri sağladığını bu nedenle projenin ciddi ve inandırıcı olmadığını mütalaa etmiştir.
Komiser raporunun dosyadaki evraklara, usul ve yasaya uygun olduğu görülmüştür.
Davacı şirketin yargılama boyunca anlaşıldığı üzere, projesinin inandırıcılıktan uzak olduğu, araçların davacı tarafça mahkememize yazılı olarak beyan edildiği gibi tamamının kiraya verilmemiş olduğu, aksine 3 aracın kayıp bile olduğu, araçların bir kısmının kağıt üstünde veya başka bir şirket üzerinden kiraya verilmiş olabileceği, zira yarısının kira gelirlerinin tahsil edilmediği, kira geliri tahsil edilen diğer yarısı bakımından ise revize projede öngörülen vadede borcun ödenmesini sağlayacak bir karın elde edilemediği, davacı şirketin toplam borcunun kabaca 3,5 milyon civarında olduğu, ayda en az ortalama 100.000 TL nakit üretmesi gerekirken ortalama 15.000 TL nakit üretebildiği, projesinde 2019 yılında 3.6 milyon TL satış yapmayı öngörmesine rağmen ilk ayda 340 bin TL tutarında net satış yapabildiği ve yine komiserin tespit ettiğine göre öngörülen satışların da %18,6 olması beklenirken %8,4 düzeyinde kaldığı, kaldı ki faaliyet giderleri düşüldüğünde şirketin kar değil zarar edeceğinin komiser raporunda tespit edildiği, şirketin küçük ortağı ve şirket yetkilisinin eşi olan —— şirkete borcu olarak görünen 1.415.954,91 TL nin de davacı şirketten istenmesine rağmen açıklanmadığı, davacı şirketin 75 adet araca ilişkin dürüst, gerçek beyanlarda bulunamadığı, hali hazırda somut olarak son komiser raporuna göre 32, son duruşmadaki davacı vekili beyanına göre 24 araçtan kira geliri elde edebildiği, davacı şirketin bu kira gelirleri dışında başkaca bir faaliyetinin olmadığı, şirketin süreç boyunca araçlarını kiraya verdik veriyoruz diyerek zaman kazanmaya yönelik davrandığı anlaşılmıştır.
Komiser heyetinin 18/07/2019 ve 01/08/2019 tarihlerinde şirket yetkilisine yazılı olarak defter ve kayıtlarını sunması için süre verilmiş, aksi halde talimatlara uyulmamasının iflas sebebi olduğu usulünce ihtar edilmiştir. Ne var ki karar gününe kadar dahi davacı şirketin tüm defterlerini komiser heyetinin incelemesine sunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili detaylı mizanı, e-defterlerini sunduklarını, komiserin verdiği 1 haftalık sürenin çok kısa olduğunu belirtmişse de, komiser heyeti haklı olarak dayanak fatura ve belgeleri görmek, incelemek görev ve sorumluluğunda olup, davacının da kendisinden istenen tüm belgeleri sunması zaruridir. Ayrıca komiserin son kez yazılı olarak 1 hafta süre vererek ihtar ettiği 18/07/2019 tarihinden duruşma günü olan 02/10/2019 tarihine kadar (2,5 ay) komiserin istediği hususlarda belge sunulmamış, açıklama yapılmamıştır. Davacı şirket, bu projenin uygulanmasının ciddiyetini kaybettiğine kendisi de kani olmuş, bu kez araçların satışı yoluyla borçların tasfiyesi için yeni bir proje hazırlamak ve sunmak için süre istemiş ise de, defter ve belgeler sunulmayarak kayıt dışı işlere dair şüphenin ortadan kaldırılmadığı, şirket ortağı —– şirkete olan yüklü (1.4 milyon) borcunun açıklanmadığı somut durumda yeni bir proje için süre istenmesi makul görülmemiştir. (Kaldı ki talep, adi konkordato (İİK.nun 285 vd) olup, malların tasfiyesinin, mevcut araçların satılmasının, borçlunun ticari hayatını sürdürmesi, işletmeyi ayakta tutması için bir süre nefes almasını amaçlayan adi konkordato talebi ile ne kadar uyumlu olduğu da tartışmalıdır). Davacının tedbir tarihinden bu yana geçirdiği mali süreç alacaklıların zararına olmuştur. Komiser talimatlarına uyulmayan, istenen belgelerin sunulmadığı süreçte, son celse “revize” kelimesi ile kastedilen anlamı hayli aşacak şekilde, yepyeni-sıfırdan bir proje sunulması için süre talep edilmesi kabul edilmemiştir.
Tüm bu gerekçelerle, davacı şirketin konkordato talebinin ciddiyetten ve inandırıcılıktan uzak olduğu, kesin mühletin uzamasının alacaklıların zararına olacağı anlaşılmış, kesin mühletin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket rayiçleri bakımından karar tarihi itibariyle borca batık değilse de komiser heyetinin yazılı en az iki ihtarına rağmen istenen ticari defterlerini sunmadığı, öyle ki komiserin değiştirilmesi sonrasında davacının konkordato talep ettiği tarihten bu yana ticari defterlerini eksiksiz hiç sunmadığı, şirket merkezine hiç gidilemediği, süreç içinde kiralanan araçların sayısında ve bilgisinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulduğu anlaşılmıştır. Komiser talimatlarına uymamak, aykırı davranmak İİK.nun 292/1-c maddesi uyarınca iflas sebebidir. Bu nedenle alacaklıların daha fazla zarara uğramaması için, mevcut mal varlığının muhafazası için İİK.nun 292/1-a,b ve c maddelerinde belirtilen yasal koşulların da gerektirdiği üzere, İİK.nun 292/ son uyarınca duruşma açılmış, borçlu duruşmada dinlenmiş; davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kesin mühletin İİK.nun 292/1 md uyarınca kaldırılarak, davacının kesin mühletin devamı ve konkordatonun tasdiki taleplerinin REDDİNE;
2—– Sicil Müdürlüğü’nün —–sicil nosunda kayıtlı davacı ————— İİK’nun 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292/1-a,b,c maddeleri uyarınca, —- tarihi saat —- itibariyle İFLASINA,
3-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserinin görevlerine son verilmesine,
4-Tedbirlerin ve kesin mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın —— İlan Kurumunda resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca gerekli kurumlara bildirimlerin yapılmasına,
6-İflas kararının derhal ——— İflas Müdürlüğüne bildirilmesine,
7-İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
8- Alınması gerekli 44,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.