Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/875 E. 2022/23 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/875 Esas
KARAR NO: 2022/23
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında imzalanan — tarihli — gereği davacı müvekkilinin, davalı şirkete yapmakta olduğu inşaatın— yapacağının kararlaştırıldığını, davacının yaptığı işlere ilişkin olarak düzenlene—-numaralı faturalardan kaynaklı davalının borcunun bulunduğunu, davalı borçluya — yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarı ve ekinde faturalar gönderildiğini, talep edilen muaccel borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine müvekkilinin alacağını alabilmek için — sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ödeme emrini tebliğ alan borçlunun borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davacı şirketin, sözleşme gereği kendi edimlerini yerine getirdiğini, borçlunun ise edimlerini sözleşmeye aykırı bir şekilde ifa etmediğini, davalı borçlunun, —- yevmiye numaralı ihtarnamesiyle haksız ve mesnetsiz şekilde sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, söz konusu ihtarnameye karşı yapılan feshin geçersiz ve mesnetsiz bir fesih olduğuna ilişkin — tarihli ihtarname ile cevap verildiğini, taraflar arasındaki — günlük iş süresinin, taraflarca yazılı olarak yer teslim tutanağının imzalanmasını takiben başlayacağının açıkça yazılı olduğunu, muhatap şirketçe usulüne ve sözleşmeye uygun şekilde müvekkili şirkete yer teslimi yapılmadığını, yer teslimine ilişkin taraflarca imzalanmış yazılı bir tutanak olmadığını, işe izin olarak müvekkili şirketin başlaması için gerekli koşullar sağlanmadığı gibi sözleşmede belirtilen ödeme yükümlülüklerine de uyulmadığını, tek taraflı ve soyut iddialara dayanılarak yapılan fesih işleminin haksız olup kabulünün mümkün olmadığını, süresi içerisinde sözleşmeye uygun şekilde yer tesliminin geç olması ve sözleşmeye uygun bir şekilde gerçekleştirilmemesi ve ödeme yükümlülüğüne uyulmamasının davalı şirketin kendi sorumluluğunda olduğunu, müvekkil şirkete yüklenemeyeceğini, yapılmak istenen fesih işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı ve haksız olduğunu, tamamıyla borcun ödenmemesi amacıyla yapılmaya çalışıldığını, tek taraflı yaptırılan tespit ve müvekkili şirketçe yapılmış bulunan imalatın sözleşme gereği bulunması gereken unsurları taşımadığının ve ayıplı olduğunun kabul edilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, tüm imalatlarını sözleşmeye uygun şekilde ve sözleşmede belirtilen markaların malzemelerini kullanarak gerçekleştirdiğini bu hususun satın alınan malların faturaları ile belli olduğunu, sözleşmede de belirtilmiş olduğu gibi tamamlanmış imalatlarda, —- belirlenen ürünlerin kullanılmadığını açıklanan nedenlerle davalının—- sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ile müvekkili şirket arasındaki ki mezkur sözleşme uyarınca işin —- içerisinde bitirilerek tesliminin, yine sözleşme bedeli olan——ödeme yapıldığını, davacı tarafından sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmediği için, arsa sahiplerine daire teslim süresinin yaklaşması, gecikme cezası ve kira ödeme tehlikesi doğması sebebiyle, yapılan görüşmeler neticesinde, yer teslimi yapılan işin en geç —– süresi içerisinde de tamamlanacağı, davacı tarafça yazılı olarak taahhüt edildiğini ancak buna rağmen ki sözleşme konusu edimlerin yine yerine getirilmediğini ve müteaddit defalar yapılan görüşme, talep ve ikazlara rağmen de, mezkur işin bitirilip teslim edilmediğini, ana sözleşme uyarınca da yer tesliminden itibaren– teslim süresinin —ayında dolduğunu, tüm bunlara rağmen müvekkili şirketin iyiniyetli olarak —–uyarınca teslimi aksi halde zararın daha fazla artmasının önlenmesi için yapılan işin ve eksik imalatların tespiti için mahkemeye başvurulacağı ve verilen bilirkişi raporu doğrultusunda eksik işlerin tamamlatılacağı ve bu sebeple oluşan zararında talep edileceğinin” bildirildiğini yapılan ihtara rağmen davacının hiçbir işlem yapılmaması üzerine, işlerin tamamlanmayacağı anlaşıldığından, eksiklerin giderilmesine yönelik olarak———- yapıları iş ve eksikler ile tamamlanma maliyetinin tespit ettirildiğini, uzman teknik bilirkişi tarafından yapıları tespitte, “davacı tarafça yapılmayan işlerin tespiti ile bunun yanında davalı tarafça yapılan kısmi imalatın da sözleşme gereğince bulunması gereken nitelikleri taşımadığı, dolayısıyla ayıplı ifa durumunun söz konusu olduğu ve sözleşmeye açıkça aykırı davranıldığının” tespit edildiğini, mezkur tespitte, eksik olan işlerin ve malzemelerin belirtildikten sonra davacı tarafça yapılan imalatlardan da sözleşmeye uygun olmayan ve ayıplı olanların liste halinde belirtildiğini, rapor uyarınca davacının eksik bırakmış olduğu imalatların tamamlanması için —- miktarında bir maliyet gerekeceği ve—-gününde tamamlanabileceğinin tespit edildiğini, söz konusu tespit raporundan sonra davacı tarafa gönderilen —— sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiğini, daha sonra işi yetiştirmek ve teslim etmek üzere sözleşmesel taahhütleri olan müvekkilinin, söz konusu tespit raporu uyarınca alınan tekliflerden en uygun olan, —- firmasına eksik işleri tamamlattığını ve bunun için ilgili firmaya — ödeme yapıldığını, sadece burada dahi davacıya işleri tamamlamış olması durumunda ödenecek bakiye bedelden —– fazla hir miktarda ödeme yapılarak müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, bunun yanında davacı tarafın işleri süresinde yapmaması sebebiyle teslim konusunda sözleşmesel taahhüt altına girdiği kişilerin dava açarak gecikmeden kaynaklı zararlarını talep ettiklerini, bu davanın halen ——-dosyasından devam ettiğini, davacının taleplerinin açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının sözleşmesel edimlerini yerine getirmemeleri sebebiyle müvekkilinin gerek tamamlatmak için gerekse daire teslimlerinin zamanında yapamadığından dolayı tazminat talepleri ile karşı karşıya kaldığını ve zarara uğradığını açıklanan nedenlerle haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli davanın reddine, davalı için kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça taraflar arasında akdedilen alt işverenlik sözleşmesi gereği fatura ve cari hesaba dayalı bakiye alacağına istinaden başlatılan —- sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde —- tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce delil tespit dosyası celp edilmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlığın değerlendirilmesi amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olunup, alınan —- tarihli heyet raporunda özetle: “Davacı şirketin incelenen kayıtlarında davalı şirketten takip tarihi itibariyle —– alacaklı gözüktüğü, takip konusu faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin takip tarihi itibariyle borç kaydının bulunmadığı, takip ve dava konusu faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin yapımının üzerinden uzunca bir süre geçmiş olması ve davalı vekili tarafından davacı firmanın eksik bırakmış olduğu işlerin üçüncü kişiye tamamlattırıldığı beyan edildiğinden, yerinde inceleme yapmanın mümkün olmadğı, —– tarafından sunulan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacı firma tarafından davaya konu şantiyede eksik bırakılan işlerin bedelinin —– olduğu, bu durumda davacı firmanın, davaya konu sözleşme sebebiyle haketmiş olduğu bedelin, sözleşme bedelinden,—- dosyasına sunulan bilirkişi raporunda tespit edilen, davaya konu şantiyede eksik bırakılan işlerin bedeli olan —– olarak hesaplandığı, davacı tarafça sözleşmeye konu işlerin sözleşmeye uygun olarak süresi içinde tamamlanmayarak eksik yapıldığı, yapılan imalatlarda sözleşmede olmayan markalar ve markasız ürünler kullanıldığı, eksik bırakılan imalat bedelinin —– günü içinde tamamlanabileceğinin tespit edildiği, sözleşmede belirlenen davacı alacağından, davalı tarafından yapılan ödemeler ve davalı tarafından yaptırılan tespitte belirlenen eksik ve hatalı işlerin karşılık bedelin düşümleri yapıldığında, davacının—– alacağının bulunduğu ve bu tutarı talep edebileceği” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora itirazı nedeniyle davacının yaptırmış olduğu delil tespiti raporu da celp edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince tanzim edilen — tarihli ek raporda özetle: “Davacı itirazları yerinde görülmemiş olup, bu hususta kök rapor kanaatlerinin aynen geçerli olduğu ve davacının— alacağının bulunduğu ancak Mahkemenin bilirkişi görüşü aksine eksik yapılan işlerin sözleşme ile belirlenen— etmek istemesi durumuna göre yapılanı hesaplamaya göre davacının —- tutarında alacağının hesaplandığı” yönünde görüş bildirmiştir. Son rapora tarafların itirazları ve teknik yönden bir kısım eksik hususlarda bilirkişice değerlendirme yapılması amacıyla bilirkişi heyetinden tekrar ek rapor almak gerekmiş, bilirkişi heyetince tanzim edilen – tarihli 2. Ek raporda özetle:”Davalı tarafın tespit talebi sonucu düzenlenen raporun oldukça ayrıntılı hazırlandığı, eksik imalatların tek tek yazılarak fotoğraflandığı,eksik ve montajı yapılmayan doğramaların hangi katlarda yer aldığı,ölçü ve miktarları belirtilerek hesaplandığı, en önemlisi fotoğrafların çekilerek raporda yer aldığı, heyetimizce taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin yapımının üzerinden uzun zaman geçmiş olması nedeniyle ve davalı tarafından da davacı firmanın eksik bırakmış olduğu işlerin üçüncü firmaya tamamlattırıldığı anlaşıldığından —- sayılı dosya kapsamında hazırlanan ve eksik olduğu fotoğraflar ve ölçüleri ile tespit edilen —rapor esas alınarak hesaplama yapıldığı, eksik bırakılan işin — cinsinden —oranında olduğunun tespit edildiği, bu durumda davacı tarafça yapılan işin miktarının — olduğu, eksik ve tamamlanamayan imalatlarla ilgili yapılan inceleme ve piyasa araştırması sonucunda hesaplanan imalat bedellerinin kadri marufunda olduğu, tespit raporunda belirtilen eksiklikler, fotoğraflar değerlendirildiğinde davalının 3.kişiye yaptırdığını beyan ettiği işlerin dosya kapsamında yer alan belgelerle uyumlu olduğu, yabancı para cinsinden yapılan hesaplamada eksik ödenen bedelinin — olduğu,—– üzerinden yapılan hesaplamada davacının davalıdan bakiye alacağının bulunmadığı, aksine davalının fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, davacı tarafın yaptırdığı delil tespiti raporunda sözleşme feshedildikten sonra keşif mahalline gidilerek inceleme yapıldığı, raporda ayrıntılı açıklama ve hesaplama yapılmadığı, fotoğraflarda imalatların genel olarak tamamlandığı anlaşılmış olup, yukarıdaki iş süreci değerlendirildiğinde eksik imalatların davacı tarafça tamamlanıp tamamlanmadığının somut delil ve izaha muhtaç olduğu” yönünde görüş bildirmiştir. Alınan son rapora da itiraz edilmiş ise de; raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, itirazları karşıladığı anlaşıldığından yeni bir rapor alınmasına gerek görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiştir.
Dosya kapsamında taraflar arasındaki ihtilaflardan biri alacağın — talep edilip edilmeyeceğine ilişkindir. Bilirkişice de bu yönde terditli hesaplama yapılmış olup, sözleşme bedelinin ve ödemelerin —- cinsinden kabul edildiği takdirde davacının bakiye alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafça sunulan ve davacının kaşe ve imzasının bulunduğu belgede —olarak sözleşme bedelinin belirlendiği, —– olarak düzenlendiği, — alınan ödemenin düşülmesi neticesinde bakiye kalan ödemenin —- ayrı çekle ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının da ödeme tablosundaki miktara uygun olarak —ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasında akdedilen —tarihli sözleşmede bedel —üzerinden düzenlenmiş ve sözleşmede; — sözleşme tarihinde ödeneceğinin, kalanı için — adet çek verileceği belirtilmiş ise de, daha sonra davacının yeni bir ödeme planı yaparak bedelin — belirlendiği, Mahkememizce alınan bilirkişi raporundan — yapıldığı anlaşılmış ve tarihsiz belgede de bu bedelin ödendiği belirtildiğinden; ödeme tarihi olan— tarihinden sonra bu belgenin tanzim edildiği kanaatine varılmış, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden ayrık bir ödeme biçimi belirlendiğine göre; sözleşme bedeli yönünden davacı tarafça sözleşme tarihinden sonra yeni bir irade ortaya konulduğu anlaşılmış, davacının bu belgede bakiye alacağını– olarak belirleyerek artık iradesinden alacağını —- cinsine çevrildiği kanaatine varılmıştır. TBK’nın 99. Maddesi uyarınca konusu para olan borç kural olarak — ödenir. Bu nedenlerle davacının sözleşmeden sonra yeni bir iradeyle alacağını —cinsinden ödenmesi şeklinde yaptığı anlaşıldığından hakedişler de buna göre değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça —- tarihinde davacıya ihtarname gönderilerek eksikliklerin tamamlanması için — gün süre verildiği, akabinde mahkemeden delil tespiti talep edildiği anlaşılmaktadır. Yine — tarihinde davacıya ihtarname gönderilerek eksikliklerin giderilmediğinden bahisle sözleşme feshedilmiştir. Dosya kapsamında mübrez celp edilen, —- tespiti raporundan; bilirkişice —- tarihinde dava konusu yere gidilerek incelemelerin yapıldığı anlaşılmıştır. Ekli fotoğraflardan ve bilirkişi tespitinden anlaşılacağı üzere bir kısım pencere doğramaları,camları ve —– takılmamış daireler bulunmaktadır. Bu husus delil tespiti raporunda fotoğrafları ile delillendirilmiştir. Yine bilirkişice sözleşmede belirtilen markalardan farklı markaların kullanıldığı, bir kısım eksikliklerin olduğu tespit edilerek işin eksik kalan kısmının — tamamlanabileceği belirtilmiştir. Davalı tarafça da eksik işlerin dava dışı — aracılığıyla giderildiği iddia edilmiş ve dosyaya —-bedelli fatura, eksik işlerin tamamlandığına ilişkin ibra protokolü ve ödeme belgeleri ibraz edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde kendisinin de başvurusu üzerine açılan delil tespiti dosyasının numarasını bildirmiş, mahkememizce dosya celp edilmiştir. İncelenen delil tespiti bilirkişi raporunda—- tarihinde inceleme yerine gidildiği, ——- tüm imalatların tamamlanmış olduğu, fakat bir kısım camın takılmamış olduğu, panjur montajının tamamlanmamış olduğu, bir kısım sözleşmede belirtilen markalardan farklı marka kullanılan ürünlerin olduğu tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere davacının kendi başvurusu üzerine hazırlanan delil tespiti raporunda da bir kısım eksiklikler ve farklı marka kullanımı tespit edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık davalının yaptırmış olduğu delil tespiti raporuna itibar edilip edilmeyeceği, bu kapsamda davacının bakiye alacağının kalıp kalmadığı ve keşif yapılması gerekip gerekmediğidir.—- tarihli duruşmada bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, dairenin bozma ilamında keşif yapılması gerektiği belirtilmediği, mahkemece de 6100 sayılı HMK’nın 288 ve devamı maddesi uyarınca keşif yapılmasına dair ara kararı verilmediği gibi —- tarihli duruşmada kurulan ara kararı ile davalının keşif yapılması istemi de reddedilmiştir. Gerçekte de aradan geçen zaman ve sözleşme konusu işin yapıldığı iş yerinin başkasına devredilmiş olması sebebiyle yeniden keşif yapılmasına gerek bulunmamaktadır.” gerekçesini haizdir. Görüldüğü üzere her dosyada mutlaka keşif yapılması gerekmeyip, dosya durumuna göre karar vermek gerekmektedir. Sözleşme konusu projede yaşam alanının başladığı davalı vekili beyanlarından anlaşılmaktadır. Yine davalı tarafça işin 3. Kişiye yaptırıldığı iddiasıyla birlikte delilleri sunulmuştur. Ayrıca dosyada iki ayrı delil tespiti raporu da bulunmaktadır. Mahkememizce keşif alanına gidildiği takdirde herhangi bir bir eksiklik tespit edilemeyeceği açıktır. Zira davacı işi kendisinin yaptırdığını beyan etmekte, davalı ise 3.kişiye yaptırdığını iddia etmekte olup, işin her halde ya davacı ya da 3.kişi tarafından tamamlandığı açıktır. Hal böyle olunca gelinen aşamada yaşamın başlaması, gidildiği takdirde bir eksiklik de tespit edilemeyeceği nazara alınarak keşif talebi yerinde görülmemiştir.
Davalının yaptırmış olduğu delil tespiti raporuna itibar edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesinde; bilindiği gibi işin eksiksiz biçimde yapıldığını ispat yükü davacı yüklenicidedir. Davalı tarafça yaptırılan tespit raporundan görüleceği üzere eksiklikler fotoğraflarla sabit ve denetlenebilmektedir. Yine 3.kişiye de bu eksiklik kalemleri ile birlikte iş yaptırıldığı fatura içeriğinden ve ibranameden açıktır. Davacının yaptırmış olduğu tespit raporunda da bir kısım eksiklikler bulunduğu belirtilmiştir. —- dosyasında alınan raporda bilirkişice inceleme yerine — tarihinde gidildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin de — tarihinde feshedildiği, davalının 3. Kişiye yaptırdığı işe ilişkin faturanın — tarihli olduğu, davacının talebi üzerine hazırlanan raporda ise inceleme yerine, fesihten ve delil tespitine yönelik –tarihli rapordan çok sonra — tarihinde gidildiği, — tarihli fatura gözetildiğinde davacının aldırmış olduğu rapor öncesi işin davalı tarafça 3.kişiye yaptırılabileceği, — sayılı dosyasında pencere ve kapı olarak tüm imalatların tamam olduğu yönünde bir tespitin doğrudan davacı lehine delil olmayacağı ve her iki rapor arasındaki geçen zaman gözetildiğinde işin fesihten sonra 3.kişiye tamamlattırıldığı anlaşıldığından birbirleriyle de çelişmeyeceği anlaşılmıştır.— —-sözleşmenin feshedilip yüklenicinin işten el çektiği ya da işi terk edip gittiği yasal delillerle ispat edilmedikçe yapılan işin kural olarak yüklenici tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmekte ise de bu karinenin aksinin kanıtlanması mümkündür. Yüklenicinin işi teslim ettiği, terkettiği ya da sözleşmenin feshedildiği tarihte tespit edilen eksik ve kusurların yüklenici tarafından işe devam edilerek tamamlandığının yasal delillerle ispatı zorunludur. ” gerekçesi ile fesihten sonra tespit edilen eksik ve kusurların yüklenici tarafından yapıldığının yasal delillerle ispat edilmesi gerektiğine değinilmiştir. Davalının aldırdığı tespit raporu fesih tarihinden sonra tanzim edildiğine göre; fesihten sonra tespit edilen eksik ve kusurların davacı tarafça giderildiğine ilişkin herhangi bir yazışma, tutanak vs.dosyaya bir delil sunulmadığından ve bilirkişi heyetince tanzim edilen son raporda da 3.kişiye yaptırıldığı beyan ettiği işlerin dosya kapsamında yer alan belgelerle uyumlu olduğu tespit edildiğinden dava konusu işin eksik bırakıldığı ve davalının tamamlattığı kanaatine varılmıştır. Mahkememizce hükme esas alınan son raporda sözleşme bedeline göre eksik işin oranının —- olarak tespit edildiği, davacının hakedişinin ise — olduğu, davalının toplam — ödeme yaparak yapılan iş bedelinin tamamını fazlasıyla ödediği kanaatine varılmış, bu nedenlerle davacının —- talep edebileceği bakiye alacağı kalmadığından rapor doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilmediğinden kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 4.273,06-TL harcın mahsubu ile artan 4.192,36-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 30.811,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/01/2022