Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/87 E. 2022/382 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/87 Esas
KARAR NO : 2022/382
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil—- dava dışı asıl borçlu —- lehine krediler kullandırıldığı, davalı borçlu —– dava dışı asıl borçlu firmaya müteselsil kefil olduğu, firmaya kullandırılan kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle, borçlulara ait kredi hesapları —- tarihi itibariyle kat edildiği ve Banka alacağının muaccel hale geldiği, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususları —- numaralı hesap kat ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiğini, ancak borcun ödenmediğini, müteselsil kefil davalı —- dava dışı müteselsil kefil—- aleyhine —– dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ancak davalı —- tarafından yapılan itiraz nedeni ile takibin durduğu, dava dışı kredi borçlusu ——- tarihinde iflasına karar verildiği, bu sebeple dava dışı kredi borçlusunun takibe konu edilmediğini, takip talebi — bendinden yer alan —- yönünden teminat —– ve ihtara konu kredilerin bakiyesinden kaynaklanan toplam —- üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek — temerrüt faizi işletilmesine, takip talebi —– bendinde yer alan gayri nakit alacak yönünden mer’i —– çek yaprağı garanti bedelinden kaynaklanan takip talebinin — bendinde belirtilen ve takip ve takip tarihi itibariyle nakde dönüşmeyen — garanti bedelinden kaynaklanan gayrinakdi alacak bakımından — gayri nakit alacak üzerinden iptaline, takip talebinin— bendinde yer alan takip tarihi itibariyle nakde dönüşmeyen meri teminat mektubundan kaynaklanan gayrinakit alacak bakımından —- gayrı nakit alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden sonra davadan önce nakde dönen alacak yönünden; icra takibinde ve hesap kat ihtarında gayrinakit alacaklarımız arasında yer alan ve nakden deposu talep edilen; —- çek numaralı karşılıksız çıkan bir adet çek için —- tazmin edildiğini, böylece takip tarihi itibariyle olan gayrı nakit alacağının toplam —– düştüğünü, bu sebeple, takip tarihinden sonra nakde dönüşen ancak takip talebinde mer’i olması sebebiyle deposu talep edilen belirtilen mektup ile bir adet çek garanti bedelinden kaynaklanan alacağın da takip talebinde işbu yabancı para gayrinakit alacağı nakit teminat olarak depo edilmeden takip sırasında tazmin edilerek nakde dönüştüğü takdirde, tazmin bedelinin nakde dönüştüğü tarihteki müvekkil banka gişe satış kuru üzerinden — karşılığının tazmin tarihinden tahsiline kadar — oranında temerrüt faizi, faizin gider vergisi, avukatlık ücreti ve takip giderleri ile birlikte tahsili talep edilmiş olduğundan — oranında işleyecek ve —– gereğince ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilerek hesaplanacak temerrüt faizi, faizin — gider vergisi, yargılama giderleri ile birlikte tahsiline imkan verecek şekilde davalı/borçlunun itirazının iptali ile, takibin takip talebinde belirtilen diğer kayıt ve şartlar ile devamına, davalı/borçlunun %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “..kefalet sözleşmesinin borçlar kanunun 583. maddesinde
belirtilen zorunlu unsurlara aykırı olarak düzenlendiğini, Yargıtay Kararlarının bu yönde olduğunu, —- şartı niteliğinde olduğunu, matbu olarak hazırlandığını, güçlü olan davacı banka lehine olduğunu, —-kefalete ilişkin ek protokollerde belirtilen ifadelerin kamu düzenine aykırı olduğunu ve bu tür sözleşmelerin hükümsüz olduğunu, kredi —- maddesinin —– aykırılık teşkil ettiğini, hangi tarihte ne kadar kredi kullandırıldığının ve bunlara ilişkin tahsilatların tarih ve miktarlarının açıkça tespit edilmesi gerektiğini, henüz bankaya ibraz edilmemiş çek yapraklarının yasa gereği ödenmesi gereken zorunlu tutar karşılıklarının ve teminat mektuplarının karşılıklarının deposunun istenebileceği yönünde bir hüküm bulunmadığından talebin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, akdi ve temerrüt faiz oranlarının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davacı bankanın gerekli ihbarları yapmaması nedeniyle kefalet yükünün ağırlaştırılıp ağırlaştırılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, alacağın likit ve belirlenebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını iddia ederek, imzalanmış olan kefalet sözleşmesinin kanunun aradığı zorunlu şekil şartlarını taşımaması ve resen dikkate alınacak sebeplerle davanın tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, banka tarafından, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için kefil aleyhine açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka, dava dışı —-lehine kredi kullandırdığını, davalı —- bu krediye müteselsil kefil olduklarını, borcun ödememesi ile hesabın kat edildiğini, takip başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, teminat mektuplarından —– bedeli olanın ve bir kısım çeklerin takipten sonra tazmin edilerek nakde dönüştüğünü ileri sürmüştür.
Eldeki davada davalı, —–Davalı kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu için takipte sorumlu olmayacağını, kefalet limitinin belirli olmadığını, kefaletin ne kadar süre devam edeceğinin açık ve net olmadığını, kredi sözleşmelerinin genel işlem koşulu niteliğinde tek taraflı düzenlendiğini borcun açık ve net olmadığını, icra takibinde nakden tazmin olmamış teminat mektubunun istenemeyeceğini ileri sürmüştür.
Davacı ve davalı replik ve düplik dilekçelerinde de aynı hususları tekrarlamışlardır.
Davaya konu icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır. —- esas sayılı icra dosyası incelendiğinde,—tarihli takip talebi ile nakit alacaklar yönünden, —-ihtarname masrafı olmak üzere —— teminat mektubu bedelinin gayri nakdi alacak olarak depo edilmesi talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya/borçluya tebliğ edilemeden borçlunun —tarihinde borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde, —– tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Dava şartlarının tamam olduğu anlaşılarak esasa geçilmiş tarafların delilleri toplanmıştır. Banka kredi sözleşmesinin, hesap özetlerinin bir örneğinin dosyaya girmesi sağlanmıştır.
Yargılama boyunca, bankacı bilirkişilerden kök ve ek raporlar alınmıştır. Kısaca özetlemekte fayda vardır.
Bankacı bilirkişi —– müteselsil kefil olarak kefaletname sözleşmesini imzaladığını, —- tarihinde kefalete ilişkin ek protokolü —- imzaladığını, asıl borçlu —– ticari krediler kullandığı, ayrıca çek karnesi tahsis edildiği, iki adet kesin süreli teminat mektubu verildiği belirtilmiştir. Raporda ayrıca banka tarafından hesabın —- nolu ihtarname ile kat edildiği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren — borcun ödenmesini istendiğini, kat ihtarının davalıya —- tarihinde tebliğ edildiğini, takip tarihi itibariyle kullanılan taşıt kredileri sebebiyle —-sebebiyle hesap kat tarihi itibariyle — bankanın alacağının olduğu, —- tarihinde bu kredi için—ödeme yapılarak takip tarihi itibariyle — alacağın kaldığı; —- bankanın alacağının olduğu — ödeme yapılarak takip tarihi itibariyle —- alacağın olduğu belirtilmiştir. Raporda gayri nakdi alacaklar bakımından, — adet çek yaprağı sebebiyle —gayrinakdi ödeme riskinin hesaplandığını, ancak çekin yasal garanti bedelinin banka tarafından talep edilmesi için çekin yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olmasının gerektiği; —– teminat mektubunun takipten sonra bankaya iade edilerek riskin kapandığını; —- tutarlı banka teminat mektubunun ise — tarihinde tazmin talebiyle bankaya sunulduğunu, banka tarafından — ödeme yapıldığını, bankanın talep ettiği — masraf talebi yönünden noter makbuzu sunulmadığından değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir. Raporda sonuç olarak nakdi alacaklar için —banka alacağı olduğu gayri nakdi alacaklar yönünden de —ödeme riskinin devam ettiği tazmin edilen banka teminat mektubu nedeniyle—–anapara borcunun olduğu diğer teminat mektubunun iade edildiği için riskin kapandığı belirtilmiştir.
Bilirkişinin raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora yazılı beyan dilekçesinde bulunmuşlardır. Takip eden —- tarihli celsede davalı vekili kefalet sözleşmesindeki yazıya itiraz etmiştir.
Tarafların itirazları yönünden ek rapor alınmış bilirkişi ek raporunda nakit alacaklar yönünden bankanın — alacaklı olduğunu, gayrinakdi alacak kalemleri yönünden —- yaprağı için —- gayrinakdi ödeme riskinin olduğunu, ancak bu çeklerden dolayı riskin asıl borçlu firma—- tarihi itibariyle iflasına karar verilmiş olduğundan en geç —– tarihinde sıfırlandığını, bu nedenle bankanın gayrinakdi depo talebinin yerinde olmadığını diğer hususlarda kök rapordaki tespitleri tekrarladığı görülmüştür.
Tarafların ek rapora itiraz ettiği, davalının ek rapora itiraz dilekçesinde ibraz edilen sözleşme kapsamındaki yazı ve rakamların davalı asile ait olmadığı bu nedenle grafolojik inceleme yapılması talep edildiği görülmüştür.
— tarihli celsede davalı tarafın yazı itirazlarının cevap ve düplik dilekçelerinde yer almadığı, davacı bankanın da —–tarihli dilekçesinde belirttiği gibi savunmanın genişletilmesine rıza göstermediği nazara alınarak davalının yazı itirazları yönünden grafolojik inceleme yapılması talebinin reddine karar verilmiştir. Aynı celsede kök ve ek rapora itirazlar nazara alınarak başka bir bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Resen seçilen bankacı bilirkişi —- tarihinde temerrüde düştüğünü, nakit kredi borcu sebebiyle toplam — alacaklı olduğunu, banka teminat mektuplarından — tutarlı olanın bankaya iade edildiğini —-olarak tazmin edildiğini, —–gayrinakdi riskin olduğunu belirtmiştir.
Bu raporda temerrüt tarihinin yanlış değerlendirildiği —- teminat mektubunun nakde çevrilmiş olduğunun hiç fark edilmediği, çeklerin tümünün inceleme yapılmadan aynı yıla ait —- sorumluluk bedeli ile çarpılmak suretiyle özensiz rapor hazırlandığı görülmüş, ek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi — tarihli ek raporunda nakdi alacaklar yönünden — alacağın olduğu, — bedelli teminat mektubunun —- tarihinde hükümden düştüğünü; — bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiği, —ödendiği; —- adet çek bakımından ise riskin ortadan kalktığı belirtilmiştir.
İki ayrı bilirkişiden kök ve ek raporlara göre, hiç bir bilirkişi raporunun tek başına hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmış, mecburen çelişkilerin giderilmesi için üçüncü bir bankacı bilirkişi atanmıştır. Bilirkişi —- tarihli kök ve—– tarihli ek raporunu sunmuş, nakdi alacak kalemi yönünden belge sunulmadığından inceleme yapılamadığını belirtmiştir.
Bu durumda hüküm kurmak mümkün görünmediğinden, her iki tarafın itirazları ve talepleri doğrultusunda yeni bir bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar vermek gerekmiştir.
Bankacı bilirkişi—- tarihli raporunda özetle, —– sebebiyle —- istenebileceğini, — ihtarname masrafının haklılık durumuna göre yargılama gideri olarak dikkate alınabileceğini; çekler sebebiyle gayrinakdi risk yönünden kefilden talepte bulunulamayacağını, nakde dönüşen bir çek yönünden ancak yeni bir takip yapılırsa talepte bulunulabileceğini, banka teminat mektupları ile ilgili —— tutarındaki banka teminat mektubu sebebiyle bankanın bu davada talepte bulunamayacağını, yeni bir takip yapması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise —- faizle istenebileceğini, ——- tutarlı banka teminat mektubu yönünden riskin kapandığını belirtmiştir.
Davalı taraf rapora itiraz dilekçesinde, bilirkişinin banka teminat mektubu ve çekler ile ilgili tespitlerinin isabetli olduğunu, taşıt kredisi yönünden rapora itiraz ettiklerini beyan ederek, davanın haksızlığının bu rapor ile ortaya konduğundan ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı banka vekili de itiraz dilekçesinde bilirkişinin nakdi ve gayrinakdi alacaklara ilişkin tespitlerinin doğru olduğunu, çelişkilerin bu raporla giderildiğini, çekler ile ilgili bankanın —- yıl boyunca gayrinakdi riskinin devam edeceğini beyan ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama boyunca —– bilirkişiden —- ayrı ayrı sırayla rapor alınmış; hiç bir rapor tek başına hüküm kurmaya elverişli titizlikte hazırlanmamıştır. Ne var ki, mevcut raporlar bir arada değerlendirildiğinde uyuşmazlık çözülebilmektedir. Kısaca izah etmek gerekirse;
Uyuşmazlık iki taşıt kredisinden kaynaklanan nakdi kredi, iki btm ve çekler için depo talebidir.
—- maddesine banka kayıtlarının esas alınacağı, delil sözleşmesi yapılmış olduğu sabittir. Yine sözleşmenin —— oranında faiz uygulanması da usul ve yasaya uygun olup her iki bilirkişi de bu oranı esas almıştır. — bedeller yönünden kefilin sorumluluğuna gidilmesi için sözleşmede açık hüküm bulunması gerekli olup, —– doğrultusunda bankanın kefilden çek bedelini veya banka teminat mektubu bedelini talep etmesi mümkündür.
a-İki taşıt kredisinden kaynaklanan nakdi alacak yönünden;
Takipten önce yapılan ödemeler banka tarafından düşülmüş; —- ihtarname masrafı talep edilmiştir. Son raporun—- sayfasında yer alan tabloya göre bankanın asıl alacak, akdi ve temerrüt faizi ile —- kalemi yönünden haklı olduğu anlaşılmıştır ve buna göre de hüküm kurulmuştur. Öte yandan son bilirkişi isabetsiz olarak, —– ihtarname masrafının yargılama gideri olarak istenebileceğini belirtmiştir ancak buna iştirak etmek mümkün değildir. Dosyadaki dekont fotokopisinden bankanın iharname masrafı yaptığı sabittir. Bankanın bu masrafı, sözleşmeye göre haklı olduğu üzere takip talebi ile istemekle artık ihtarname masrafını, bağımsız bir alacak kalemi olarak kabul etmek gerekir.— da bu yöndedir. Bu sebeple iki taşıt kredisi yönünden takibin aynen devamına karar verilmiştir.
b- Çekler sebebiyle istenen depo talebi yönünden;
Asıl borçlu — tarihinde iflas etmiştir.——
İflas tarihinden önce ibraz edilip de karşılıksız çıkan çekler hariç diğer çekler yönünden yasal ibraz süresi geçtikten sonra, banka için riskin ortadan kalacağı açıktır. —- bu yöndedir. Bu bakımdan — adet çek yaprağı için istenen — –depo talebi yönünden itirazın iptali talebi isabetli değildir.
Ancak, bunlardan sadece bir adet çek —– tarihinde ibraz edilmiş, sorumluluk bedeli ödenmiştir. Bu çek yönünden bankanın talebi haklıdır. Son bilirkişi bu çek sebebiyle bankanın yeni bir takip yapması gerektiğini, mevcut takiple bunun istenemeyeceğini belirtmişse de; takip talebinde açıkça gayri nakdi risklerin takip sırasında nakde dönüşmesi halinde bankaca ödenen tutarın — oranında temerrüt faizi ile isteneceği yazılıdır. Söz konusu çek de —- sonra ibraz edilmiştir. Bankanın bu – adet çeki için ödediği —- sorumluluk bedelini, kredi sözleşmesindeki açık hüküm de nazara alınarak, davalı kefilden istemesinde isabetsizlik yoktur.
c- İki banka teminat mektubu yönünden;
— bedelli olan banka teminat mektubunun bankaya iade edilmesi ile — tarihi itibariyle risk düşümü yapılmış olup, bu mektup yönünden takip konusuz kalmıştır. (Son bilirkişi dışında ilk 3 bankaca bilirkişi bu mektup sebebiyle riskin kapandığını belirtmiş, son bilirkişi kefilden istenip istenemeyeceğine dair açık hüküm olmadığını belirtmiştir. Oysa —– maddesinde kefilden istenebileceği belirtilmiştir.)
Diğer —– ödeme yaptığı tutar için alacak artık nakdi alacak haline gelmiştir. Takip talebinde açıkça takipten sonra alacağın nakdi alacağa dönüşmesi halinde bankaca ödenen tutarın—– oranında temerrüt faizi ile isteneceği yazılıdır. Bu sebeple yeni bir takip yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Teminat mektubunun nakde dönüştüğü günden itibaren faizi ile davalıdan istenebileceği açıktır. Bu sebeple —- bedelli teminat mektubu yönünden, takibin bu teminat mektubu yönünden —— işletilerek devamına karar verilmiştir.
Son olarak, davalının kefalet limiti —— olup, borcun bu limit dahilinde kaldığı da açıktır. Davalı cevap dilekçesinde kefalet sözleşmesinde miktarın belli olmadığını belirterek itirazda bulunmuşsa da, kefalet limiti bellidir. Kefalet limitinin belirli olması yeterli olup, asıl borçlunun borç tutarının yazılı olması gerekmez. Kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde olmadığı halde, rakam ve yazılara da itiraz etmiştir. Ancak bu itiraz, ilk bilirkişi raporu geldikten sonra, rapora itiraz dilekçesinde dahi değil, takip eden duruşmada yapılmıştır. Savunmanın genişletilmesi niteliğindeki itiraz, süresinden sonra olması, davacının rızasının olmaması, cevap dilekçesinin ıslah da edilmemiş olması, TMK’nun 2. maddesinin de gözetilmesi sebebiyle, mahkememizce itibar görmemiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
1—- takip dosyasında takibin,
a-İki adet taşıt kredisi sebebiyle — üzerinden DEVAMINA;
b-97 adet çek yaprağı sebebiyle depo talebinin takipten sonraki iflas sebebiyle riskin kalmadığı anlaşıldığından konusuz kalan talebin REDDİNE;
c-İbraz edilmiş —- adet çeki için ödenen 1.290,00 TL nin, çekin ibraz edildiği tarih olan 27/11/2017 tarihinden %23,22 oranında temerrüt faizi ve—– işletilerek DEVAMINA;
d—— bedelli teminat mektubunda, riskin davadan sonra kapanması sebebiyle, takibe itiraz konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
e—— bedelli teminat mektubunun tazmin edilmekle akdi alacağa dönüşmesi sebebiyle talebin bu teminat mektubu yönünden —- asıl alacak üzerinden, —– tarihinden itibaren %23,22 oranında temerrüt faizi ve —- işletilerek DEVAMINA;
Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
2- Alınması gerekli 48.505,83-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 16.990,27-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 31.515,56-TL’nin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 16.990,27-TL peşin harcın toplamı olan 17.026,17-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 7.709,0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 52.554,19-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/04/2022