Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/837 E. 2019/197 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/837 Esas
KARAR NO : 2019/197 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, bina cephe sistemlerinin yapım işleriyle uğraşan bir limited şirket olduğu, davalı şirkete iştigal alanı ile ilgili olarak bazı işler yaptığı ve faturalar düzenlenlediğini, davalı aleyhinde, ———- tarihli ——- bedelli, —— tarihli — bedelli, —————- tarihli ——– bedelli ve yine —– tarihli —– bedelli dört adet fatura bakiyelerine dayanılarak İstanbul Anadolu ————-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8431 Esas sayılı dosyasına konu icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafın süresi içinde vaki itirazıyla takibin durdurulduğunu, davalı adına düzenleyerek gönderdiği bu faturaların itiraza uğramamış ve ticari defterlere işlenmiş olduğunu, ve hatta kısmen de ödendiğini, icra takibine konu edilenin ödenmeyen kısım olduğunu, bakiye alacağın ödenmesi konusunda karşı tarafla görüşmelerin sonuç vermediğini, yapılan icra takibi de itiraza uğrayınca bu davayı açmak keyfiyeti doğduğunu, davalı yanca İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8431 Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına, alacağa icra takibi tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, davaya konu icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmamış olması gözetilerek usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının haksız takibe konu ettiği tutarın, sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirkette bulunan teminat tutarı ile aynı tutarda olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede teminat kesintisi ve iadesine ilişkin hususların ayrıntılı olarak düzenlendiğini, sözleşmeye göre teminatın iadesi için gerekli şartlar gerçekleşmemiş olduğunu, davacının teminatları iade alma hakkı bulunmadığını, teminat iadesi koşulları oluşsa dahi söz konusu tutarlara haciz konulduğundan bu tutarların müvekkili şirket tarafından davacıya ödenebilmesine hukuken imkan bulunmadığını, davacının % 20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, öncelikle davaya konu icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmamış olması gözetilerek usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine, esasa girilmesi halinde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, müvekkili aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatan ve iş bu davayı ikame eden davacının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle ; davalı aleyhinde başlatılmış bulunan İstanbul Anadolu ———– İcra Müdürlüğü’nün 2018/8431 E sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olduğu görüldü.
İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8431 E sayılı dosyasının ilgili icra müdürlüğüne yazılan müzekkere ile istendiği ve dosyanın dosyamız arasına alındığı görüldü.
Davalının icra Müdürlüğü dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği ancak yetkili icra dairesi bildirmediği görüldüğünden , geçerli bulunmayan icra müdürlüğünün yetkisine yönelik davalı itirazının İİK 50/1 ve HMK 19/2 uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince süresi içerisinde yetki itirazında bulunularak, taraflar arasında imzalanan 02.01.2013 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesinin 24.1. maddesi gereği İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında 02.01.2013 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesinin 24.1. maddesi incelendiğinde, taraflar arasındaki ihtilafların hallinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı bulunduğu görülmüştür.
Taraflar tacir olup, yapmış oldukları yetki sözleşmesi HMK 18.madde uyarınca göre geçerli bulunmaktadır. HMK nın 17. maddesinde; tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise davanın sözleşme ile yetkili kılınan bu mahkemede açılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalının yetki itirazı yerinde bulunmakla mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın mahkememiz yetkisine yönelik itirazının kabulü ile HMK 17. ve 18. maddeleri uyarınca mahkememizin yetkisizliğine ,
2-HMK 20. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli-yetkili Mahkemede değerlendirilmesine, davanın yetkisizlik kararı üzerine talepte bulunulmaması ve dosyanın gönderilmemesi halinde talep üzerine dosya ele alınarak vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı