Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/828 E. 2020/411 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/828 Esas
KARAR NO : 2020/411 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– tarihinde akdedilen—– göre, davacı müvekkilinin, davalı şirketin yüklenmiş —- kuruluşların personelini taşıma görevini üstlendiğini, bu görevini sözleşme süresince gereği gibi ifa ettiğini, müvekkilinin gördüğü hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen ————————- tarihli faturaları davalı tarafa gönderdiğini ve borcun muaccel hale geldiğini, davalının borçlarını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğünün —————-Esas sayılı dosyasına borçlunun itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirketin görevini gereği gibi yerine getirmediğini, dava dilekçesinde belirtildiği şekilde ilişki bulunmamakla beraber davacı tarafından sözleşme şartlarının yerine getirilmediğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, davacının ihtarnamede de belirttikleri gibi sözleşmeye aykırı olarak hareket ettiğini, haksız rekabet yaptığını ve şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, bu zararların ihtarlarına rağmen giderilmediğini, davaya konu faturalar incelendiğinde herhangi bir imzanın olmadığının görüleceğini, tek başına imzasız faturanın geçerli olmayacağını, yan unsurlarla deftere işlenerek ve maliyeye beyanname verilerek geçerli hale getirilebileceğini, bu halde faturanın her iki taraf için de makbuz niteliğinde olduğunu, ayrıca faturaya konu edilen hizmetin ifa edildiğini belgeleyen herhangi bir delilin de bulunmadığını beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İcra dosyanın incelenmesinde;Dava dosyasının içinde bulunan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyası incelendiğinde —————– aleyhine … vekili tarafından;——————————- tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti île birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemidir——————- açıklaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, Ödeme emrinin borçluya 04.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 06.06.2018 tarihli dilekçe ile “icra takibine, ödeme emrine, borca, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine açıkça itirazımızı sunar, itirazımızın kabulü ile İİK.m.66. uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz,” açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davacı tarafın ————————- işletme defteri noter açılış tasdiki süresinde yerine getirildiği, defterin noter kapanış tasdikine tabi olmadığı davalı firmaya ait ticari defterler, inceleme günü sunulmadığı için ve yerinde incelemesi yetkisi talep edilmediği için incelenemediği, davacının icra takibine konu yapmış olduğu ——— tutarlı olduğu, bu faturalar davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, Faturalara ilişkin ödeme belgelerine rastlanmadığı, davalıya ilişkin —- formlarında, davacının kesmiş olduğu {KDV hariç) 5.000 TL üstü faturaların beyan edildiği, bu yönüyle davacı kayıtları ve davalı —- formları birbiri ile uyumlu olduğu, davacı ile davalı arasında vade farkına ilişkin geçmişe dönük bir uygulamaya, faiz hesabına ilişkin bir sözleşmeye veya icra takibinden önce temerrüde düşürmeye ilişkin bir belgeye dosyada rastlanmadığı için, işlemiş faiz hesabına ilişkin hesaplama yapılamadığı, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalardan kaynaklanan alacak nedeni ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali hususundadır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmaması sebebiyle davacı defterlerinin davalı ticari defterleri ie uyumlu bulunup bulunmadığı denetlenememiş ise de yapılan incelenmede, takip konusu faturalar davalı tarafça bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmiştir. Davacı tarafça düzenlenen faturayı, davalı taraf kayıtlarına işlemekle ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmekle fatura içeriği kabul etmiş bulunmaktadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere (Yargıtay ——Hukuk Dairesi’nin ————————— tarihli kararı, Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin —- Sayılı — tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu tutarın ödendiğine ilişkin davalı tarafça bir delil getirilmemiştir.
Ayrıca davalı taraf davacının sözleşmeye aykırı hareket ettiği, haksız rekabet yapıldığı, fatura konusu hizmetin ifa edilmediğini iddia etmiş ise de buna ilişkin herhangi bir delil getirmemiş olup söz konusu faturaları vergi dairesine beyan etmekle davacı tarafça sunulan hizmetin alındığını kabul etmiş durumdadır.
Davacı tarafın ticari defterleri kendi lehine delil vasfına haiz bulunmaktadır. Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Anılan yasa hükmü gereği davacı tarafça usulüne uygun olarak tutulan ve davacı taraf lehine delil vasfına haiz bulunan davacı ticari defterleri, davalının vergi dairesi kayıtları ile uyumlu bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle —— alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı alacağı takip öncesi belirli bulunduğundan kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte ise de davacı taraf takip talebinde yasal faiz işletilmesi talebinde bulunduğundan ve bu talebi ile bağlı olduğundan, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, buna karşılık takip öncesinde davacı tarafça davalının temerrüte düşürülmesi söz konusu olmadığından ve davalı ile aralarında yapıldığını iddia ettiği, 02.01.2017 tarihli Sözleşmeyi dosyaya sunmadığından ve bu sebeple ödeme tarihleri belirlenemediğinden takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 9.533,08-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle takibin devamına,
2-Kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 651,20-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 166,90- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 484,30- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90- TL. başvurma harcı, 166,90-TL peşin harcın toplamı olan 202,80- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 801,85-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 787,18-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- ——- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8—— tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı