Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/827 E. 2020/239 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/827 Esas
KARAR NO : 2020/239

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortaklarından olduğunu, dava dilekçesine ekli 22/06/2018 tarihli toplantı tutanağında şirket merkezinde topIanıldığının yazıldığını, oysa belirtilen gün ve saatte toplantının gerçekleşmediğini, bu duruma şirket çalışanı bir kişinin de şahitlik ettiğini, toplantı tutanağında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, toplantı tutanağında ortaklar kurulu kararı diye yazıldığını, halbuki bunun bir genel kurul kararı niteliğini taşıdığını, bu nedenle genel kurul kararlarının butlanı ve iptaline ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini, toplantı yapılmış olsa bile müvekkiline haber verilmeden yapıldığını, müvekkilinin toplantıya katılmış gibi gösterildiğini, Yargıtay kararına göre toplantının yoklukla malul olduğunu, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, dosya numarasının bildirileceğini, genel kurul kararının batıl olmadığı düşünülse bile iptal davasına konu olabileceğini iddia ederek; davalı şirketin ——— genel kurul kararının yoklukla malul olduğuna, bu mümkün olmadığı takdirde iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 22-06-2018 tarihinde toplantı yapılacağına ilişkin toplantı yerini, gününü, saatini ve gündemi ihtiva eden davetin iadeli – taahhütlü olarak gönderildiğini,——– numaralı gönderinin davacıya 19-06-2018 tarihinde ulaştığını, davacının çelişkili iddialarda bulunduğunu, kötü niyetli olduğunu, kararın salt çoğunlukla alındığını, karar incelendiğinde davacının imzasının olmadığının görüleceğini, şirketin diğer ortaklarının da davacı hakkında suç duyurusu yaptığını, davacının %25 oranında, karar alan ortakların da %75 oranında hisseye sahip olduklarını, davacının toplantıya katılmış olması halinde bile karara bir etkisinin olamayacağını, Kamu Borçlarının Yapılandırılmasına ilişkin—— yayımlandığım, Yasa ile tanınan hakkın kullanılması için toplantının yapıldığını, alınan kararların da davalı şirketin ve davacının lehine olduğunun görüleceğini savunarak; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davalı limited şirketin ——–tarihli genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış, tarafların delilleri usulünce toplanmıştır.
Davacı, kendisine yapılan çağrıya göre belirlenen saatte şirket merkezinde olduğunu ancak toplantının yapılmadığını, 22/06/2018 tarihli toplantıda kendisi varmış gibi karar alındığını, iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı şirket, toplantıda davacının hazır olmadığını, varmış gibi gösterilmediğini, diğer iki ortağın katılımı ile toplanılarak %75 nisapla karar alındığını bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Bir bağımsız denetçi bilirkişi olarak atanmış, şirketin sicil dosyası, toplantıya ilişkin çağrılar, hazırlanan hazirun cetveli ve toplantı tutanağı üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi 19/11/2019 tarihli raporunda, toplantının 2 ve 3 holu kararlarının TTK.nun 607, 603 maddelerine aykırı olduğundan iptal edilmesi gerektiğine dair görüş bildirmiştir.
Limited şirketin genel kurul kararlarının iptali talebinde TTK.nun 622. maddesinin yollamasıyla aynı yasanın anonim şirketlere ilişkin 445 ve 446 maddelerinin uygulanacağı açıktır.———. sayılı ilamında açıklandığı üzere anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlük halleri, iptal, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ele alınabilir. Genel kurul kararlarının iptali talebinde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 445 ve 446.maddelerindeki sebep ve prosedürlerin varlığı dikkate alınır. Genel kurul kararlarının butlan sebepleri ise Kanun’un 446.maddesinde örnekseme yöntemiyle sayılmıştır. Buna karşın, genel kurul kararlarının yokluğu müessesesi TTK’da düzenlenmemekle birlikte, Yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (————–. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “———– Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir.
Eldeki davada, davacının talebi iptal olsa dahi, butlan halinin olup olmadığı mahkemece resen gözetilmelidir. Genel kurul toplantılarındaki toplantı ve karar nisabı ile ilgili hükümleri emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, yok hükmündedir. Bu kararlar baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir.
Davacının adı geçen toplantıya katılmadığı, bir diğer ifadeyle muhalefet şerhinin olmaması butlan halinin tartışılmasını engellemeyecektir.
Davalı şirketin ödenecek vergi borcunun, ortaklardan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan davalı şirketin yükümlülüğü olduğu çok açıktır. Davalı şirket bu vergi borcunu sermayeyi artırmak suretiyle, bir gelir elde ediyorsa bu faaliyet geliri ile veya uygun gördüğü başka bir yöntemle pek tabi ortaklardan alınarak ödenmek suretiyle de ödenmesini sağlayabilir. Ancak şayet ortaklardan tahsil etmek yoluyla ödenmesine karar verilecekse, bu kararın kanunun aradığı nisaplara uygun olması gerekir. TTK.nun 607. maddesine göre ortakların sermaye koyma borcu dışında yükümlülüğünü artıran kararlar oybirliği ile alınmak zorundadır. Bunun aksini öngören bir madde de ana sözleşmede olmadığına göre ek yükümlülük kararı için davacının da oyunun olması şarttır. Gereken karar nisabı kurucu unsur olduğundan öngörülen nisabı taşımadan alınan kararlar yoklukla sakat kararlardır. (Yargıtay, —— Bu bakımdan bilirkişinin gereken nisaba ilişkin tespitleri mahkememizce de benimsenmiş, ancak bilirkişinin kararların iptali gerektiği görüşü benimsenmemiştir.(Kaldı ki iptal için, muhalefet şerhi olması dava şartı olup davacının toplantıya katılmadığı sabit olduğuna göre muhalefet şerhi koymuş olması da beklenemeyeceğinden kararların iptali isabetli değildir)
Davalı şirketin itirazları üzerinde de kısaca durmak gerekir. Davacı, dava dilekçesinde kendisi varmış gibi gösterilerek toplantı yapıldığını ileri sürmüş; alınan kararlarda nisapların sağlanamadığına ilişkin bir itirazda bulunmamıştır. Bu nedenle davalı da davacının dahi dayanmadığı bir hususa göre hüküm kurulamayacağını ileri sürmüştür. Ancak yukarıda açıklandığı üzere yokluk söz konusu olduğu için dava dilekçesinde buna dair bir iddia veya talep olması gerekmez, mahkemece resen nazara alınır.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne;
2———– sicil numarasına kayıtlı ——— tarihli genel kurul kararlarından 2 ve 3 nolu kararların yok hükmünde olduğunun tespitine;
3-Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-a)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL. başvurma harcı, 35,90TL peşin harcın toplamı olan 71,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.137,60TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7———- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan —– maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı