Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/813 E. 2021/286 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/813 Esas
KARAR NO : 2021/286
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin hizmet sahası önünde, davalı ———- isimli firmanın yapmış olduğu kaldırım çalışması sırasında müvekkili olan şirkete ait —– uygulamasına göre, verilmiş olan zarar nedeniyle, hem ——–müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, şirket personelince hasar tespiti yapıldığını, hasar keşif tutarı formu ve malzeme işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde, kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına zararın müteahhit firma tarafından zarar giderildiğini, sonuç olarak ——- olan hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davacıyı zarara uğratan bir eyleminin ve işleminin bulunmadığını, davacının davasını hem kusur hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğunu, ancak dosyada yer alan belge ve bilgilerin bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığını, davalını her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilen delillere dayanarak alacak talebi ileri sürdüğünü, bu zamana kadar davacıdan müvekkili şirkete oluşan zararla ilgili sözlü ya da yazılı bir talepte bulunulmadığını, bu hasar ile ilgili olarak gerek müvekkili şirket yönetiminden gerekse de şantiye sahasından yapmış oldukları araştırmalarda iddia konusu hasardan haberdar olan birine rastlanmadığını, davacı şirketin dava dışı ve tam ticari ünvanını veremediği bir şirket eliyle hasarın giderimini sağladığını ifade ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hasarın ederinden çok daha fazla bir bedelle tazmin yoluna gittiğini ve kamu ve tekel gücüne dayanarak müvekkili şirketlerin zararını arttırdığını, bu eylem ve işleminde kötüniyetli olduğunu, talep edilen miktarın fahiş tutarda bir bedel olduğunu, gerçekten öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, oysa davacının delilleri hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamının tek taraflı ve her zaman düzenlenebilen belgeler olması hasebiyle delil olma vasfında olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle dava dışı——- yüklenicisi olan davalının —– yapımı sırasında davacıya ait kablo ve güzergaha hasar verdiğinden bahisle açılan oluşan zararın tazmini istemli maddi tazminat davasıdır.
Eldeki davada; davalılardan ——yönünden dosya tefrik edilmiş ve —– dosyasında idari yargı yolunun caiz olduğu anlaşıldığından HMK.’nın 114/1-b ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca yargılamaya ——— yönünden devam edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —– tarihli raporunda özetle: “Zararın meydana geldiği adreste asfalt ve kaldırım çalışmaları yapıldığı, davacının ekte sunduğu fotoğraflarda da görüldüğü üzere sabit olduğu, kaldı ki davalı firma ve belediyenin çalışma yapılmadığını belirtmediği, davacı şirketin altyapılarına zarar verildiğinin sabit olduğu, çalışmaların sözleşmeli iş kapsamında davalı ——- edildiğini ve meydana gelen hasar sorumluluğunun davalıların aralarında imzaladığı sözleşme ve eki şartname hükümlerine göre davalı —- gerektiği, hasar bedeli toplamı olarak talep edilen —– kısmının somut gerekçelerinin oluştuğunu, yapılan arıza giderim işine ilişkin imalatların fen ve sanat kurallarına göre uygun olduğunu, piyasa fiyatlarına göre makul ve yerinde olduğunu, kalan——- izaha muhtaç olduğunu ve gerekçelendirilmediğini, bu nedenle böyle bir alacaktan söz edilemeyeceğini görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur. Tarafların rapora itirazları kapsamında davacı tanığı dinlenmiş, ——– müzekkere yazılarak hasar tarihinde kazı çalışmalarının yapılıp yapılmadığı ve davacıdan telefon hatlarının gönderilmesinin istenilip istenilmediği sorulmuş, gelen yazı cevabından kaldırımların davalı tarafça yapıldığı, herhangi bir kazı izni alınmadığı, davacıdan telefon hatlarının gönderilmesinin istenilmediği anlaşılmıştır.
Eksik hususlar araştırıldıktan sonra bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin —— tarihli ek raporunda özetle: ————- ücretin kabul edilebilir bir bedel olduğu, işletme zararı olarak kayıtlara geçen kısmında altyapının kesik olduğu durumda bedellendirilmeyen haberleşme ücretleri olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığından bu bedelin de rücu edilebileceği, bedellerin piyasa fiyatlarına göre ilgili dönem için değerlendirildiği ve hali hazırda piyasa fiyatlarının altında olduğunun anlaşıldığı, hasar bedeli toplamı olarak talep edilen——–somut gerekçelerinin oluştuğunu, yapılan arıza giderim işine ilişkin imalatların fen ve teknik kurallarına göre uygun olduğunu, piyasa fiyatlarına göre makul ve yerinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur. Ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça telefon hatları bilgisi istenildiği yönünde itirazda bulunulmuş ise de; dosyada buna ilişkin delil bulunmaması, yine belediyeden gelen yazı cevabında açıkça davacıdan herhangi bir bilgi talep edilmediği anlaşıldığından davalının rapora itirazları yerinde görülmemiştir.
Davaya konu olan tazminat alacağına ilişkin benzer mahiyette ———— Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Davacı bir şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının kendi işçileri ve araçlarına ilişkin giderleri, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır. Şu durumda, dosyanın uzman bilirkişi heyetine tevdi ile taraflarının kusur durumunun belirlenmesi ve davacı şirketin dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup, araç temin ederek harcama yapıp yapmadığının araştırılması, bu konuda davacı tarafın delilleri sorulup toplanması gerekirken anılan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesini haizdir. Eldeki davada kök raporda davacının talep ettiği bazı kalemler hesaplamaya dahil edilmeden rapor tanzim edilmiş, davacının rapora itirazları kapsamında alınan ek raporda dava dilekçesinde talep edilen bedelin tamamının davalıdan istenebileceği hususunda görüş bildirilmiştir. Gerçekten de davacı tarafça dosyaya sunulan delillerden hasarın giderilmesi için dava dışı —— anlaşıldığı, hasarın 3. kişi tarafından giderilerek davacıya fatura edildiği, nakliye bedelinin ve işletme zararının da davacının gerçek zararlarından olduğu anlaşılmış ek rapor hükme esas alınmıştır. Davalı tarafın olay tarihinde kaldırım çalışmalarını yaptığı sabittir. Dosyada bulunan fotoğraflardan hasarın kaldırım çalışmaları sırasında meydana geldiği bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Bu nedenle davalının pasif husumetinin bulunduğu, hasardan haksız fiil hükümleri uyarınca sorumlu olduğu anlaşılmış, hükme esas alınan ek rapor gereğince talep edilen ——– maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, tarafların tacir olması ve olayın haksız fiil sorumluluğundan doğması sebebiyle hükmedilen tutara —-tarihinden itibaren avans faizi işletmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, ——— itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 451,10-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 112,78-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 338,32-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 112,78-TL peşin harç toplamı olan 148,68-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.453,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı ——–tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/02/2021