Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/763 E. 2021/802 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/139 Esas
KARAR NO: 2021/856 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——aracı —- unvanlı şirketin sattığı —– satın aldığını, satış sözleşmesine konu malın —- çalışanına teslim edildiğini, ancak —– tarafından getirilen ürünün teslim anında kargo görevlilerin araçtan düşürdüğü ve ambalajının —- görüldüğünü, ürünün kurulumu ve —- ———elemanlarını beklemek zorunda olan müvekkil firma çalışanlarının ürünü ambalajından çıkartıp kontrol etmediklerini, müvekkilinin kurulum için —- aradığını, yetkili servisin garanti kapsamında ücretsiz yapması gereken kurulum için ısrarı —– etmesi üzerine müvvekkilinin ——- geçerek yetkili servisin kurulumunu ücretli yapacağını bildirdiği ürünü iade etmek istediğini belirttiğini, ancak ürünü teslim almaya gelen —- elemanlarının, ambalajı açılmamış halde bulunan ürünü teslim almadan müvekkilinin yetkilisine ürünün kırık olması durumunda sorumluluğun kendisine ait olduğuna ilişkin bir tutanak imza atmamak istemesi üzerine müvekkilinin bu talebi reddettiğini, —tutanak düzenlenmediği için ürünü almadan gittiğini, durumu — müvekkilinin gönderdiği ——- ilk etapta ürünü getirirken taşıma sırasında zarar vermiş olabileceğini, o yüzden almak istememiş olabileceğini, zaten ürünü indirirken araç içinde düşürdüğünü gören elemanların olduğunu, ürünün hileli olarak satışının yapıldığı için iade etmek istediğini bildirdiğini, —- kurulum sırasında hasarlı olduğu tespit edilen üründe yetkili servis tarafından düzenlenen raporun gerekli olduğuna dair cevap verdiğini, müvekkilinin aynı zamanda — tarihinde de satıcı— iadeli taahhütlü posta yoluyla satış sözleşmesinden caydığın bildirdiğini, — yönlendirmesi ile Müvekkilinin ——- tarihinde çağırdığı yetkili servisin düzenlediği tutanak ve servis raporunda ise; “cihazın kolisi servisimiz tarafından açıldı, cihaz koliden çıkartıldığında panelin kırık olduğu görüldü, cihazı kargo teslim etmiş, cihazın kolisinde deformeler vardır, resimleri çağrı içine eklendi, hasar raporu tutuldu” şeklinde tespitlerin yer aldığını, servis tutanağı ile panelin kırık olduğunun anlaşılması üzerine müvekkilinin durumu — yoluyla bildirdiğini ve aynı zamanda diğer davalı — iade faturası gönderdiğini, akabinde de ——– ürünü teslim almadığını ve müvekkiline geri gönderdiğini, durumu —- müvekkilinin üstüne düşen bütün sorumluluktan yerine getirdiğini ve yetkili servis tarafından hasar tutanağını da tutturduğu, iade faturası düzenleyip ürünü satıcıya gönderip sözleşmeden dönüldüğünü belirtip, ödediği bedelin iadesini talep ettiği halde—-sefer de satışa konu ürünlerin kargodan ilk teslim anında hasar tutanağı tutulmadığından dolayı ürün iadesini kabul etmediklerini ve satış bedelinin geri verilmeyeceğini belirterek haksız ve hukuka aykırı bir şekilde satış sözleşmesine konu ayıplı mal nedeniyle müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu beyan etmek suretiyle davanın kabulüne, sözleşmenin iptaline ve satış bedeli ödenen —— itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——— cevap dilekçesinde özetle; Husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, kendilerinin aracı kurum olarak mal ve/veya hizmetleri tedarikçilerinden temin ederek internet sitesine koyduğunu, tüketiciler ile doğrudan satış gerçekleştirmediğini, adreslere teslimatı yapmakla yükümlü olduğunu, davanın —- ihbarını, ürünün teslimetı sırasında bir hasar gerçekleşti ise bunun —– tutanaklarına geçirilmesi gerektiğini, ürünün — düşürülerek kırıldığının davacı tarafça açıkça ikrar edildiğini, —- ihmal ve kusuru varsa bundan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı —cevap dilekçesinde özetle; Davanın müvekkili aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını, dava konusu ürünün davacı şirket çalışanına — teslim edildiğinin kabul edildiği gibi kargo firmasının ürünü araçtan indirilirken düşürdüğünün görüldüğünün açıkça beyan edildiğini, müvekkilinin sattığı ürünün ayıplı olmadığını, ürünün tam ve eksiksiz, olarak —– teslim edildiğini, bu aşamadan sonra hasar oluşsa bile araçtan düşürüldüğü görülen ve ambalajı deforme olmuş ürünü tutanaksız teslim alan davacının müvekkilini zarardan mesul tutamayacağını, kaldı ki mesafeli satış sözleşmesinin iade koşulları ile ilgili maddesinde de satın alman ürünün iade koşulları oluşmaması halinde ürünün alıcının adresine geri gönderileceğinin, cayma hakkının kullanılabilmesi için ise satın alınan ürünün orijinal kutusunda ve ambalajı bozulmamış olarak eksiksiz görülmesi gerektiğini, dava konusu ürünü davacı tarafın beyan ettiği haliyle teslim aldıktan sonra müvekkilini suçlayarak ürünü iade etmek istemesinin sözleşme şartlarına da aykırı bir istem olduğunu, davacı tarafın herhangi bir çekince öne sürmeden teslim aldığı ürün için müvekkiline mesuliyet yöneltemeyeceğini, eğer iddia edildiği gibi tüm kargo şirketi tarafından araçtan indirilirken düşüldü ise tutanağın bulunması, aksi takdirde ürünün hasarsız ve eksiksiz bir şekilde davacıya teslim edildiğinin kabulü gerektiğini, müvekkilinin kendi bünyesi dışında hizmet veren kargo şirketinin ihmalinin veya kusurunun olması halinde ise zaten müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini beyan etmek suretiyle davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan —- sayın vekili ise dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkili aleyhindeki tüm iddialarının soyut ve sadece kendi çalışanlarının ifadelerine dayandığını, müvekkilinin dava konusu ürünü düşürdüğüne dair düzenlenmiş herhangi tutanağın olmadığını, zarar sorumlusu somut delilleri ortaya konmadan derdest davada tartışılan hasardan dolayı müvekkiline mesuliyet yüklenemeyeceğini, televizyon gibi hassas bir cihazın düşürüldüğünün görüldüğü beyan edildiği halde davacı tarafın çalışanlarının durumu tutanağa bağlamadan ürünü teslim almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, soyut iddialara dayanılarak müvekkiline herhangi bir talep yöneltemeyeceğini, müvekkilinin kendisine kapalı kutu ambalajı içinde teslim edilen —–teslim aldığı haliyle alıcısına teslim ettiğini, muhteviyatını konu etme yetkisi olmadığını, müvekkiline somut olayda kusur yüklenemeyeceği gibi mevduat faizi, ticari faiz veya temerrüt faizi isteminin mümkün olmadığını beyan etmek suretiyle müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davcıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, satıma konu ürünün ayıplı olarak davacıya teslim edildiği iddiasına dayalı olarak sözleşmenin iptali ve sözleşme bedelinin iadesine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, “ambalajlı hasarlı olduğu ve araçtan indirilirken düşürülüp hasar öne sürülen ancak taşıyıcıdan çekincesiz olarak, herhangi bir ihtirazi kayıt öne sürülmeden teslim alınan dava konusu ürünün nakliye sürecinde kısmen de olsa zarar gördüğünü, dosya üzerinden denetime elverişli bir şekilde söyleyebilmenin mümkün olmadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki satıma konu ürünün hasarlı olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı— tarihinde teslim aldığı ürünü, — sevisini çağırmak suretiyle kontrol etmiştir. — göndermiş, davalı şirket ise ürünü — tarihinde geri iade etmiştir. Davacı ayrıca —– satış sözleşmesinden caydığını bildirmiştir.
Ancak davacı vekilinin dilekçesinde, ürünün kargo şirketi tarafından düşürüldüğünü bunun şirket elemanlarınca görüldüğünü beyan etmekle birlikte ürünün kırık olduğunu teslim anında — tutulacak tutanakla tespit ettirmek yerine, teslim tarihinden ——– aracılığı ile tespit ettirmiştir. Dava konusu ürünün davalılarca ayıplı/hasarlı teslim edilip edilmediği, ya da davacı elinde iken hasara uğrayıp uğramadığı dosya kapsamında sunulan kayıtlardan anlaşılamamaktadır.
TTK 23/c maddesi hükmü uyarınca, ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi — olarak düzenlenmiştir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra — gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Anılan kanun hükmünde diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir. TBK 223/2 maddesine göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Ayıp ihbarının TTK 18.madde hükmü uyarın yazılı şekilde yapılması lazımdır.
TTK’nın 889.maddesinde, eşyanın ziyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyor ise gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar ziyaı veya hasarı bildirmez ise, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır.
Somut olayda üründeki ayıp açık ayıp niteliğindedir. Davacı tarafça gelen ürünün ayıplı olduğuna ilişkin TTK 23/son anlamında yine aynı Kanunun 18.maddesi hükmü çerçevesinde süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır.
Bununla birlikte davacı tarafça ürünün ayıplı olarak teslim edildiği ya da üründeki hasarın hangi aşamada meydana geldiğini ispat edememektedir. Bu hususta ispat yükü davacıda bulunmaktadır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından yatırılan toplam 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinden bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 1.799,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ———tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı —–yüzlerine diğer davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle Kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2021