Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/762 E. 2021/590 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/762 Esas
KARAR NO : 2021/590
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/02/2014
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—-sürücü —— tarihinde —— seyir halinde iken yolun sağ tarafına banket dışına düştükten sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre sol tarafa yoldan çıkıp karşı tarafa geçerek karşı şeritten —– gitmekte olan dava dışı —– kullanmış olduğu —- plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazada—– plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin —– vefat ettiğini, bu kazanın oluşumunda davalı —- plaka sayılı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, —- dosyası kapsamında ——- kusur raporu ile sabit olduğunu, müvekkilinin kızının ölümü ile kaybettiği manevi destek ve yaşadığı üzüntü ve acının yanında merhumun maddi desteğinden de yoksun kaldığını, kazadan sonra müvekkili tarafından davalı —- şirketine başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını ve davalı ——–tarafından bir miktar ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin mağduriyetinin sigorta şirketi tarafından ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı anne ——-destekten yoksunluk tazminatının olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——-plaka sayılı —– cinsi aracın, müvekkili şirket nezdinde——– sigortalı olduğunu, maluliyet zararları için şahıs başına azami poliçe teminatının —- sınırlı olduğunu, davacının kaza sonucu ölen kızı —— çocuklu olduğunu, bu nedenle anne ve babasına destek oranının gelir durumu da dikkate alınarak fazla olmayacağının açık olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete yaptıkları başvuru üzerine yapılan değerlendirme sonucu aktüer raporu ile belirlenen —-destek kaybı zararı——–dendiğini, davacı tarafın zararı kazayı takiben kısa süre içinde karşılandığını, aradan—– yıllık bir süre geçtikten sonra bakiye tazminat istemiyle davanın açılmış olmasının yerinde olmadığını, davacıların tespit edilecek destek kaybı zararının ödeme yapılan tarihteki kriterlere göre hesaplanması ve açık şekilde orantısız bir ödeme olmadığının tespiti halinde davacı talebinin reddine karar verilmesini, yapılan ödemenin ödeme tarihinden işleyen faiz eklenmek suretiyle güncellenmesini, davacının nüfus kaydı bilgilerine göre eşi ve benzer şekilde destek statüsünde bulunan çocuklarının olup olmadığına göre, müteveffa kızının, destek katkısının, müteveffanın sosyo ekonomik durumu ve gelir durumu da gözetilerek tespitini, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —– tarihinde davacının desteği —– yolcu konumunda bulunduğu, davalının sigortalısı olduğu dava dışı ——- plakalı aracın karışmış olduğu kazada, desteğin vefatı nedeniyle davacının zararının tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
Eldeki dava öncelikle Mahkememizde —– dosya numarasını almış, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında hasar dosyası celp edilmiş, hesap raporu alınmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —– tarihli raporunda davalı şirketin bakiye sorumluluğunun —- olduğu yönünde görüş bildirmiş, davacı taraf—– tarihinde davasını ıslah etmiş, Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosya ——– İlamında: “Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre;—–, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe — pay eşe – pay çocukların her birine —-pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. —- olayda,—- yaşında vefat eden destek ——- nüfus kayıtlarında her ne kadar bekar olduğu yazılı ise de yargılama sırasında davalı tarafından desteğin resmi nikahsız bir birlikteliğinin olduğu ve bir çocuğunun olduğu iddia edilmiş, keza ceza yargılaması sırasında müşteki araç sahibi —— ifadelerinde araç içindeki —- oğulları olduğu, ——— torunları olduğunu beyan etmişler, mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmaksızın muris—- bekar olarak kabul edildiği aktüer hesabına göre karar verilmiştir. Muris —— davacı anneye destekliğinin belirlenebilmesi için murisin resmi nikahsız birlikteliği ve bu birliktelikten bir çocuğunun olup olmadığı araştırıldıktan sonra yukarıda bahsedilen ilkelere uygun aktüer raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ve mahkemece avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, desteğin yolcu olarak bulunduğu araç hususi araç olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesi doğru değildir. ” gerekçesi ile Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası eldeki dava Mahkememizde —– Sayılı dosya numarasını almış, bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin—- tarihli duruşmasında hazır bulunan davacı tanığı —- beyanında özetle; —- nikahlı olduklarını, birlikte yaşadıklarını, ölmeden —yıl önce evlendiklerini, bir çocuğunun olduğunu, isminin —- olduğunu, başka çocuğu olmadığını, resmi olarak isminin —olsa da çocuğun kendi aralarında seslendikleri ismin —- olduğu” şeklinde beyanda bulunmuştur. Emniyete yazılan müzekkere cevabından davacı desteği ile —– isimli çocuklarının olduğu anlaşılmıştır. Eksik hususlar tamamlandıktan sonra kök hesap raporu bilirkişisinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi — tarihli raporunda davacının talep edebileceği bakiye tazminat miktarının —- olduğu görüşünü bildirmiştir. Tarafların rapora itirazları kapsamında, aynı kazada davacı desteğinin kızının vefatının dikkate alınmaması da göz önüne alınarak ek rapor alınmıştır. Ek raporda, davacının bakiye zararının —- olduğu tespit edilmiştir. —– tarihli ek rapor her ne kadar destek paylarını ayırma yönteminde —– bozma kararına uygun bulunmuşsa da, Mahkememizce verilen ilk karar yalnızca davalı tarafça temyiz edildiğinden usuli kazanılmış hakların korunması amacıyla bozmadan önceki güncel verilere göre ve bozma kapsamında belirlenen yeni destek paylarına göre rapor tanzim edilmesi hususuna riayet etmediğinden bilirkişiden tekrardan ek rapor alınmıştır. Bilirkişi —- tarihli ek raporunda özetle; “Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, bozma ilamı öncesindeki hükme esas alınan hesap raporu tarihindeki verilere göre davacı—-nihai ve gerçek maddi zararının —- olduğunu, ıslah olunan —- tutar ile bağlı kalınması gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğinde raporunu ibraz etmiştir. Alınan son rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, bilirkişinin son raporunda yapmış olduğu hesaplama bozma öncesi verilere göre yapıldığından davalının usuli kazanılmış hakkı korunmuş, yine aynı kazada desteğin kızının vefatı sebebiyle destek payı ayrılamamış ise de; imam nikahlı eşinin vefatına kadar eşine pay ayrılmış, imam nikahlı eşin vefatı sonrası desteğin yeniden evlenip çocuk sahibi olacağı göz önüne alınarak pay hesabı yapılmıştır. Buna rağmen davacının gerçek maddi zararının —— olduğu tespit edilmiş olup, bu tutarın bozma öncesi tespit edilen maddi zarardan yüksek çıkmasının sebebi değişen pay oranları olup, — bozma ilamına uygun olarak hazırlanan rapor hükme esas alınmış, hesaplanan miktarın ıslah ile talep edilen —–kalınarak yine bozma ilamında belirtildiği gibi yasal faize hükmedilmek suretiyle; neticeten davanın kabulüne, —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, —- maddi tazminatın—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.053,39-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20-TL ve 46,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 982,19-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 25,20-TL peşin harç ve 46,00-TL ıslah harcı toplamı olan 96,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.388,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/04/2021