Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/755 E. 2022/557 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/755 Esas
KARAR NO: 2022/557
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/06/2018
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-görevlisi olarak çalıştıktan sonra emekliliğe ayrıldığını ve yatırım amaçlı olarak —– ev almak istediğini, nakit temin edebilmek için —-kredi çekmek amacıyla ——- olarak çalışan davalı ile irtibata geçtiğini, davalının müvekkile kredi çekme işleminin uzun süreceğini ve söz konusu meblağı kendisinin verebileceğini ifade ettiğini, davalının müvekkilinin yeğeni olmasından dolayı duyduğu güvenle müvekkili tarafından bankada ——bedelli olmak üzere—– tanzim edildiğini ve senetlerde yazılan meblağın öğleden sonra davalının sözlüsü dava dışı —– tarafından kendisine getirileceği konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin parayı teslim almak üzere evine gittiğini, davalının müvekkiline evin yakınındaki —— gelmesini söylediğini, dava dışı —— isimli şahısların müvekkilini zorla arabalarına bindirmeye çalıştıklarını, davalının müvekkilinin şikayeti geri çekmemesi halinde senetleri tekrar alamayacağını söylemesi üzerine şikayetini geri çekmek zorunda kaldığını, müvekkilinin çeşitli kişiler tarafından tehdit edildiğini, davalının müvekkiline takip başlattığını, müvekkilinin davalının çalıştığı banka şubesine kredi çekmek amacıyla gittiğinin —– kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin davalı hakkında şikayetçi olduğunu, davalının ifadesinde bileşik ikrar olduğunu, davalının bahsetmiş olduğu olguları ispat etmediğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile icra takiplerinin iptalini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yazılı belgeler ile iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının dosya alacağı ile ilgili olmayan bilgi ve belgeleri ileri sürerek davalının alacağına kavuşmasına engel olmaya çalıştığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle; davacı tarafından tanzim edilerek davalıya verilen, davacı tarafından kendisinden karşılığında nakit para vermek vaadiyle alındığı iddia edilen ve ——Sayılı dosyası ile —– takibine konu edilen—– bedelli bono ve—–Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen——-bedelli bono nedeniyle borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır. Bonoda şekil şartları TTK’nın 688. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “——” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı, teminat, muacceliyet veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir.
Yerleşik ——-içtihatları ve öğretide kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’î nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır. Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK m. 191/1, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Eğer taraflardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Nitekim aynı hususlara —— tarihli ve —– sayılı kararında da değinilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava bono niteliğinde olduğu iddia edilen senetten doğan borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davası olup, davacı taraf dava dilekçesinde davalının yeğeni olduğunu, bankada çalıştığını, kredi çekmek için bankaya gittiğinde davalı yeğeninin dava konusu bonoların verilmesi halinde borç verebileceğini beyan etmesi üzerine dava konusu bonoların düzenlenerek davalıya verildiğini, davalının bonoları almasına rağmen parayı vermediği, bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığını iddia etmektedir. Davalı —– soruşturma sayılı dosyasında alınan ifadesinde; “zamanında amcam bize çok çile çektirdi, babamın bu kişiden alacağı da vardır ancak belgeli değildir. Amcam bana gelip “kızım benim size çok borcum var, size çok çile çektirdim, sana bir miktar para vereyim, ancak param yok, şuan için senet vereyim” dedi. —- olmak üzere — adet senet verdi. Bu senetleri kendi rızasıyla verdi. Benim ona borç para vermem gibi bir durum yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Soruşturma aşamasındaki bu beyan ile davalı dava konusu senetlerin ihdas sebebini değiştirmiş bonoyu talil etmiş, ispat yükünü kendi üzerine almıştır. O halde dava konusu bonolar nedeniyle davacının borçlu olduğunun davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından bu husus ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmiş, davacının ——-. ve ——– sayılı dosyalarında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, dava devam ederken davacı tarafından —— sayılı dosyasında —— tarihinde yapılan—— ödeme, ——sayılı dosyasında —–tarihinde yapılan —– ve—– tarihinde yapılan ——ödemelerin toplamı olan —— her bir ödeme için ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının —- ve ——sayılı dosyalarında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Dava devam ederken davacı tarafından —–sayılı dosyasında —— tarihinde yapılan —–ödeme,——. sayılı dosyasında —— tarihinde yapılan —— ve —— tarihinde yapılan —– ödemelerin toplamı olan ——- her bir ödeme için ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli—– harçtan davacı tarafından yatırılan —- peşin harcın mahsubu ile bakiye —— davalıdan tahsili ile —– kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan —– başvurma harcı, —— peşin harcın toplamı olan —— davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan—–yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren—hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekilleri ile davacı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.