Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/743 E. 2021/583 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/743 Esas
KARAR NO : 2021/583
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde———— tarihinde hasarlanmış olduğunun tespit edildiğini, hasarlı emtialar ile ilgili olarak ekte sunulan tutanağın düzenlendiğini, hasarlı emtialar ile ilgili olarak ekte sunulan tutanak düzenlendiğini ve imza altına alındığını, hasar miktarı toplam— olarak tespit edildiğini ve — tarihinde müvekkili sigorta şirketince ödenmiş ve müvekkili şirketin TTK md. 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olarak rücu hakkını kazandığını, ana nakliyeci 1 numaralı davalıya rücu mektubu gönderdiğini fakat bir sonuç sağlanamadığını,— davalılar alt nakliyeci sıfatı ile bu hasardan sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalması kaydıyla,— rücuen tazminatın, ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasını yetkisiz mahkemede ikame ettiğini, iş bu davada yetkili mahkemeye müvekkili şirketlerin adreslerinden de açıkça anlaşılacağı üzere yetkili mahkemenin— olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkili— gönderilmesini talep ettiklerini, davacının talep ettiği tazminat miktarında çelişki olduğunu, başlangıç kısmında— dava dilekçesinin sonuç kısmında ise—- talep ettiklerini, davacının hangi miktar üzerinden harç yatırdığını, varsa eksik harcı gidermesi yönünde kesin süre verilmesini talep ettiklerini, meydana gelen söz konusu zarardan taşımayı yapan müvekkili şirketlerin sorumlu tutulamayacağını, meydana gelen zarar taşıma esnasında fiili taşımaya işlemini yapan taşıyıcı müvekkili firmanın kusurundan kaynaklanan bir zarar olmadığını, müvekkili şirketin fiili taşıyıcı firmaların malın yüklenmesinden, istiflenmesinden ve boşaltmasından kesinlikle sorumlu olmadıklarını, sadece yüklenen malı teslim edilmesi gereken yere taşımakla sorumlu olduğunu, müvekkili firmanın sorumlu olabilmesi için malın taşıma esnasında taşıyıcıdan kaynaklanan sebeplerle hasar görmesi gerektiğini, dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığını, zaten tutanaklarda da açıkça belirtildiği gibi firmanın şoförü hasarı kabul etmediğini belirttiğini, dosyaya ibraz edilen resimlerden açıkça görüleceği üzere taşınan malların nizami olarak durduğunu,—— plakalı aracın sürücüsünün tutanağa şerh düştüğünü, malzemenin boşaltım sırasında boşaltmakla yükümlü malı teslim alan firmanın forklift sürücüsünün zarara sebep olduğunu ifade ettiğini, müvekkil firmanın ne malı yükleme ne de boşaltma yükümlülüğünün olduğunu, müvekkili taşıyıcı firmanın sigorta şirketi — Olduğunu, söz konusu huzurdaki davanın —- ihbarını talep ettiklerini, öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili—– gönderilmesini, davacının dava dilekçesinde miktarlarının hangisini talep ettiğinin beyanı ile davacıya bu konuda kesin süre verilerek talebin zamanaşımı nedeniyle ve taşıyıcı müvekkili firmaya her hangi bir kusur atfedilemeyeceğinden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı—– usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirket nezdinde sigortalı dava dışı—- taşınması sırasında—- tarihinde hasarlandığının tespit edilmesi sebebiyle, sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödemenin taşıyıcılara karşı rücusu istemli tazminat davasıdır.
Davalılardan—- davacının sigortalısına tanzim ettiği faturadan asıl taşıyıcının—– olduğu, diğer davalıların da alt taşıyıcılar olduğu anlaşılmıştır. Dosyada mübrez ibranameden davacının sigortalısının alacağını davacıya temlik ettiği, davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce—– hasar dosyası celp edilmiş, inşaat mühendisi ve nakliyat uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin—– tarihli raporunda özetle: —– göre yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı yüklenip, sabitlenmesinden dolayı vuku bulan hasardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte, taşıyıcının nezaret görevi bulunduğunun ilke olarak kabul edildiği, eğer ki kifayetsiz ambalaj ya da sabitlemenin yüklemeye nezaret borcu esnasında taşıyıcının kendi bilgisiyle fark edebileceği kadar bariz ise müterafik kusuru nispetinde zarardan sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu, dıştan muntazam görünümlü komple kamyon hamulesi yükün özelliklerine göre ve güzergah durumuna göre istiflenip sevk aracına sabitlenmesi halinde araç trafik kazasına karışmadığı sürece taşınan malın nakliye sürecinde kısmen de olsa hasar görmesinin teknik açıdan ihmal edilebilecek kadar düşük bir ihtimal olduğu, derdest davada “üretici komumunda gönderen” tarafından ambalajlanıp sevk aracına yüklendiğinden, sevkiyat sürecinde aracın mutat salınımlarından etkilenip sürtünme nedeniyle hasar görebileceğini taşıyıcının önceden fark edebilmesinin fiilen mümkün olmadığı, yükün araçtan tahliyesi sırasında fork-lift çatalının çarpmasına bağlı kaba elleçlemeden kaynaklanan hasardan da taşıyıcının sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır” içeriğinde raporu mahkememize sunmuşlardır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf davalı —– husumetine ve davacının husumetine ilişkin bir kısım belgeler sunarak rapora itiraz etmiştir. Davacının rapora itirazları kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti —– tarihli raporunda özetle; hatalı yapılan tertipleme, yükleme, sabitleme, elleçleme ya da kifayetsiz ambalaj ise dıştan muntazam görünümlü yükün tamamı veya bir kısmı üzerinde sevkiyat sürecinde ortaya çıkan mutat salınımların da etkisiyle devrilmeye, dağılmaya, kırılmaya ve sürtünmeye —– hasar oluşmasını tetikleyeceği, davalıların derdest davada tartışılan hasarın meydana gelmesinde, yüklemeye nezaret görevini ihlalden kaynaklanan herhangi bir kusurunun olmadığı, dıştan muntazam görünümlü dava konusu panellerin aracın salınımlarıyla etkilenebileceğinin ve sürtünme dolayısıyla hasar görebileceğinin nezaret görevi sırasında fark edilebilmesinin teknik yönden ve fiilen mümkün olmadığı, bu nedenle davacının davalılardan rücuen talep edebileceği alacağının bulunmadığı yönündeki görüşü tümüyle muhafaza ettiklerini belirterek raporunu Mahkememize sunmuşlardır.
Alınan kök ve ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, davacı taraf raporu kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse dahi davalıların—– kusuru olduğunu iddia etmiş ise de aşağıda belirtilen gerekçelerle davacının rapora itirazları yerinde görülmemiş ve rapor gereği davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyada mübrez tutanaklardan; şoförlerin bir kısmının tutanağı aynen imzaladığı, bir kısmının ise imzalanan tutanaklara ihtirazı kayıt düşerek hasarın malzeme indirilirken meydana geldiğini belirttikleri, ancak aynen imzalanan tutanaklarda da hasarın neden meydana geldiğinin yazılmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda hasarların istiflemeye bağlı sürtünme ve yükün tahliyesi sırasında kaba elleçlemeden meydana geldiği tespit edilmiş olup,—— Fıkrasında: “Yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması,taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması,
” halinde taşımacının sorumlu olmadığı belirtilmiştir. —- ——- gereği yükün istiflenmesi sırasında taşımacının nezaret yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün ihlali halinde emtiası hasar gören davacı lehine müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir. Dosyada mübrez fotoğraflardan emtianın düzenli biçimde istiflendiği anlaşılmaktadır. Davalılara ait araçlar trafik kazasına karışmamıştır. Bilirkişiler dıştan muntazam görünümlü panellerin yolda mutat salınımlardan dolayı sürtünme nedeniyle hasar gördüğünü ancak davalıların sorumlu oldukları şoförlerin nezaret görevi esnasında bu şekilde hasar meydana gelebileceğini fark etmelerini teknik ve fiili anlamda mümkün olmayacağı sebebiyle davalıların müterafik kusurlarının bulunmadığını belirtmişlerdir. Bu görüş mahkememizce de olaya uygun bulunmuş, rapora aynen itibar etmek gerekmiştir. Nitekim——- Sayılı ilamın: “CMR’nin 17/4-c maddesine göre, yüklemenin gönderene ait olması ve malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından yüklenmesi, istif edilmesi veya boşaltılması sırasında hasarın oluşması halinde taşıyıcı sorumlu olmayacaktır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, hasar sorumluluğunun belirlenmesinde ispat yükü taşıyıcıdadır. Hatta, taşıyıcı yukarıda anılan hususları ispat etse bile, yükleme ve istif hatasının ayrıca bir araştırmaya gerek duyulmaksızın kolaylıkla fark edilebilecek nitelikte olması durumunda, TMK’nın 2. maddesi gereği taşıyıcının durumu gönderene duyurarak onu uyarması gerektiğinden, bu durumda taşıyıcının da TBK’nın 52. maddesi kapsamında müterafik kusuru söz konusu olabilecektir.” gerekçesini haizdir.Aynı ———– ilamı: “Davaya konu uyuşmazlıkta, ambalajlamanın gönderen tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere, gönderenin yetersiz ambalajlama yapmış olması halinde anılan hükümler uyarınca, taşıyıcının tazminatla sorumlu tutulması düşünülemez ise de, yükleme ve istif hatasının, ayrıca bir araştırmaya gerek duyulmaksızın kolaylıkla fark edilebileceği hallerde, taşıyıcının durumu gönderene duyurarak onu uyarması MK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük ilkesinin bir gereğidir. Dolayısıyla uyarının yapılmadığı hallerde, zararın gönderen ile taşıyıcı arasında paylaştırılması uygun olur. Bu durumda mahkemece, yükün istif ve yerleşimine nezaret görevi olan taşıyıcının kusur oranının tespit edilerek sınırlı sorumluluk hükümleri de gözetilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve somut olaya uygun düşmeyen şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile istifleme hatasının kolaylıkla fark edilebilecek nitelikte olması halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine değinilmiştir. Dava konusu istiflemeye bağlı sürtünme sonucu meydana gelen hasarda, davalıların nezaret görevi esnasında bu hususu kolaylıkla fark edemeyecekleri göz önüne alınarak kusur sorumlulukları olmadığından ve kaba elleçleme sebebiyle meydana gelen hasarda taşıyıcının sorumluluğu olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 482,77-TL harcın mahsubu ile artan 423,47-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı—– tarafından sarf edilen — yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
5-Diğer davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalılar — kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4. maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —— verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/04/2021