Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/712 E. 2019/537 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/712 Esas
KARAR NO : 2019/537

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait ———- plakalı aracın müvekkil şirkete sigortalı bulunduğunu, — tarihinde————- kullandığı sırada ———–plakalı araca sol yan kısmına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, olayda —- plakalı oto sürücüsü ————–“Kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak” maddesini ihlal ettiğinden meydana geldiğini, araç sürücüsü ——- ehliyetsiz olarak sigortalı aracı kullandığını, huzurdaki davaya konu olayda sigortalı aracın ehliyetnameye sahip olmayan bir kimseye kullandırılması sebebiyle sigortacı üçüncü kişilerin bu sebeplerle oluşan zararlarını karşıladıktan sonra kendi akidi olan sigorta ettirene rücu edebilme hakkına sahip olduğunu, bu nedenle, kaza sırasında gereken ehliyetnameye haiz olmayan dava dışı sürücünün neden olduğu kaza sebebiyle müvekkil şirket tarafından 33.000,00-TL Sigorta Tazminatı ödenmesi için davalıdan tahsili için başvuruda bulunulmuş ise de herhangi bir netice alınamadığından huzurdaki davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, dava devam ederken aracın satılması halinde davanın etkinliğinin devam edebilmesi için HMK ilgili maddeleri uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar ——— plakalı aracın, üçüncü şahıslara devrinin ve satışının önlenmesi bakımından trafik kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ettilerini, netice itibariyle ————–plakalı aracın trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, şimdilik 33.000,00-TL tazminatın 27.04.2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve Avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olay tarihinde —– plakalı aracın oğlu—- tarafından kullanıldığı sırada —- plakalı aracın çarpışması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, olayda düzenlenen kaza tespit tutanağı usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur oranı değerlendirilmeden tüm kusurun ———– yüklenildiğini, karşı aracın 90-100 Km arasında olduğu değerlendirme dışında tutulduğunu, olayın mahalle arasında meydana geldiğini, —- ise hızının 10-20 Km olduğunu, olayın müvekkilinin oğlunun ehliyetsiz araç kullanmasından dolayı meydana gelmediğini,hız sınırına uymadığından karşı araç sürücüsünden kaynaklandığını, ehliyetsiz araç kullanmak yargıtay içtihatlarına göre asli kusur olarak kabul edilmediğini, KYT Kanunun 84. Maddesinde asli kusur sayılan haller sınırlı sayıda sayılmış olup sayılan hususlar içinde ehliyetsiz araç kullanmak bulunmadığını, bu sebeple müvekkilin ehliyetsiz araç kullanması ancak ve ancak tali kusur olarak değerlendirilebileceğini, sigorta şirketinin ehliyetsiz araç kullanma sebebiyle yapacağı rücu, sigortalının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, gerçekleşen kazada ———- aracı ehliyetsiz kullanması ile alakalı olmaması ve karşı tarafın geçiş hızına uymamasından kaynaklandığı göz önüne alındığında açılan davanın açıkça usulsüz ve yasalara aykırı nitelikte olduğunu, aynı kazaya ilişkin müvekkili aleyhinde İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü 2018/4936 E. Sayılı dosyası, İstanbul Bakırköy —-İcra Müdürlüğü 2018/13747E, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü 2018/19371 Esas sayılı dosyaların bulunduğunu, bunların celbini talep ettiklerini, aynı zamanda bu durumun müvekkil üzerinden haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını, davacı yanca hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılmış iş bu davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle; davalı ile dava dış———–plakalı aracın karışmış olduğu kazada, davalı sigortalının kusuru oranında zarar gören 3.kişiye yapılan ödemenin rücu hakkı kapsamında davalı sigortalıdan tahsili istemli tazminat davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Bilindiği üzere 6502 Sayılı yasanın 73.maddesi hükmü uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Yine 8.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğuna ilişkin açılan davanın kaynağı 11/10/2017 poliçe başlangıç tarihli———- poliçe nolu zorunlu mali sorumluluk sigortasıdır. Davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu kazayı yapan davalıya ait —— plakalı aracın—– yapılan kontrollerde ticari işletmeyle ilgili olmayıp, hususi kaydı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında tüketici işlemi olduğu, davanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen özel hüküm gereği mutlak ticari dava olmadığı, davalıya ait aracın hususi olması ve davalının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava koşullarının da oluşmadığı, Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan sebeplerle 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 13/06/2018 tarihinde açıldığı dikkate alınarak Mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itbaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzene karşı verilen karar açıkça okunup,usulünce anlatıldı.