Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/699 E. 2021/1035 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/699 Esas
KARAR NO : 2021/1035 Karar

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—- işi yaptığını, davalı firmanın——düzenlediğini,—- yolcuların taşınması konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, akabinde davalı firmanın müvekkiline kurumsal mailden sözleşme yolladığını, müvekkili tarafından imzalanan bu sözleşme hükümlerine göre taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu, davalı firma tarafından da fatura iadesine ilişkin keşide edilen ihtarnamede de davalı yanın ticari ilişkiyi kabul ettiğini, müvekkilinin davalı firmaya gerek kendisine ait araçlarıyla gerekse diğer araç sahiplerinin araçlarıyla—–sağladığını, yapılan işler neticesinde —– faturanın düzenlendiğini ve iadeli taahhütlü mektup ile gönderildiğini, davalının 12.06.2017 tarihinde almış olduğu faturayı 16.06.2017 tarihli İhtarname ile iade ettiğini, ihtarname ile davalı tarafın sadece işlerin yapılmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini ve aralarındaki ilişkiyi—olarak kabul ettiğin,—oluyla yapılan yazışmalarda hangi tarihte, nereden nereye ne kadar büyüklükte araç sevk edileceğinin davalı tarafça bildirildiğini, müvekkilinin kendisinden istenilen işi yaptığının bu yazışmalardan anlaşıldığını, davalının işin ayıplı yapıldığına ilişkin yazılı bir ihbarının bulunmadığını belirterek davanın kabulüne, alacağın temerrüt tarihi olan 12.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ve dava tarihinden işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04.03.2019 tarihli Dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, müvekkiline çektiği — İhtarname ile hizmetin hiç sunulmadığından bahisle faturayı iade ettiğini, davaya cevap dilekçesinde ise bu kez hizmetin verilmediğine ilişkin bir iddiada bulunmadığı, hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürdüğünü, hizmet bedelinde indirim yapılarak anlaşıldığını iddia ettiği, çelişkiye düştüğünü, zamanaşımı itirazının yersiz olduğunu, herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, araçlarda yangın çıktığı iddiasının doğru olmadığını, yaşanan olayın münferit olduğunu, araçta kısa süreli bir duman çıktığını, herhangi bir sorun olmadığından olay yerine gelen —- görevlilerinin tutanak tutma ihtiyacı dahi hissetmediğini, davalının iddia ettiği maddi kayıpların müvekkili tarafından sunulan hizmetle ilgili olmadığını, şikayetlerin davalı firma çalışanları ile tüketicilerin münasebetlerinden,— ile ilgili olarak tüketicilerin yanıltılmasından kaynaklandığını, davalı tarafın cevap dilekçesi ile dava ile talep edilen tutarın sözleşme dahilinde ve sözleşmeye uygun olduğunu kabul ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sonlandırıldığının davalı tarafça TTK 18/3.madde uyarınca ispatı gerektiğini, davalı tarafın sözleşmenin sonlandırılmasına ilişkin olarak yapıldığını iddia ettiği 41.500-TL ödemenin yapılmadığını, davalı tarafın yapıldığı iddia edilen ödemeyi ispat etmesi gerektiğini, davalının iddia ettiği gibi bir feshin gerçekleşmediğini beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının sunmuş olduğunu iddia ettiği hizmetlerin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak verilmediğini, sunulan hizmetin ayıplı olduğunu, davacının müvekkili şirketin turlarında kullanılmak üzere tahsis ettiği araçların sözleşmedeki yaş kriterlerine uygun olmadığını ayrıca davacının —- zorunlu olan hiçbir belgeye de sahip bulunmadığını, davacının —üzeri araçları — çıkararak hem müvekkili şirketin müşterilerinin —-tehlikeye attığını hem— — müvekkili şirketin itibarını zedelediğini, davacının sözleşmeye aykırı şekilde birçok ayıplı hizmet sunduğunu, davacının temin ettiği araçların pek çoğunun bozulduğunu, bazı araçların seyir halinde yandığını, olayın— kadar taşındığını,—şikayette bulunduklarını, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, ayrıcı müşterilere ücret iade edilmek zorunda kalındığını, bütün bu masraflara müvekkilinin tek başına katlandığını, davacının temin ettiği araçların —-olmadığını ve bu nedenle — gecikmeli olarak gerçekleştirildiğini, ortaya çıkan bu nedenlerle tarafların toplamda yalnızca 41.500,00-TL ödenerek ilişkinin sonlandırılması hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin 24.03.2017 tarihinde davacıya 1.500,00-TL ön ödeme yaptığını, kalan 40.000,00-TL’nin ise elden ödendiğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, Tarafların arasında taşıma sözleşmesine istinaden düzenlenen faturaya konu alacağın bulunup bulunmadığı, karşılığı hizmetin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilip getirilmediği, sözleşmeye uygun ifa söz konusu değilse bu kapsamda, ne kadar yolcu ücretinin iade olunduğu, davacı alacağının ne miktarda olduğu, karşılıklı olarak sözleşmeyi sonlandırarak tarafların birbirini ibra edip etmediklerine ilişkindir.
Taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmakta olup davanın açıldığı tarihte gözönüne alındığında davalı tarafın zamanaşımı defiinin yerinde bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Taraflar tanık deliline dayandığından tarafların bildirdiği tanıkların dinlenilmesine karar verilmiş, davalı tarafın tanıklarına ulaşılamamış, davalı vekilince tanık olarak gösterilen …—– davalı şirketin yetkilisi olması sebebiyle tanık olarak dinlenemeyeceğinde karar verilmiştir.
Davacı tanığı …;—– yanında sigortalı olarak maaşlı olarak çalışarak işlerine yardımcı oluyordum, davalı —- olarak bilinir piyasa da, davalının günü —–yapıyorduk, davalı —– davacınında araçları vardır, davacı bu tür —- yapmaktadır, davalıya ait —— işini yaptık, davalı tarafın istedikleri araçları tespit ettik,—— söylediler, o bölgede —– araçları temin ettik,— ayarlamaları —- yapmaktadır, biz sadece araç temin ediyoruz,davalı taraf — satarken —– şeklinde tanıtım yapmaktadır, turlarımızı gönderdik,—- bir tanesi arıza yapmıştır, aracın tamirini yaptırdık, davalı firma bizim aracı değiştirmemizi söyledi, bizde değiştirdik, 2-3 saatlik zaman zarfı içinde bu işlemi yaptık, — tamamladık, yolcuları —- teslim ettik, ancak şoför arkadaşlar —- söylediler, —- tanıtım yapmalarına karşılık ,—- kapasitede olmadığı,—–, çeşitli aksaklıklar olduğu bize bildirildi, tahsilat için davalıyla görüştük, davalı yetkilisi …—— ilgili zararları olduğunu belirtti,bize yaptığımız turla ilgili hiçbir ödeme yapmayacağını beyan etti,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …—- ben davalıyı tanırım, hatta arkadaşımdır,—- ilişkin olarak bir —– varmış, davacı benden araç istedi, davacıya net hatırlamamakla birlikte 12 ya da 15 adet araç temin ettik, araçları gönderdik, davacıya birlikte bir araç temin etmiştir, bu aracın— patladı, sıkıntıda bundan kaynaklandı, aracı tamir ettirdik, bu aracın tamir süresi 4-5 saat sürmüştür, bu arada yeni aracı—- temin ettik, 2 saatlik gecikme ile bu aksaklık giderildiği diye biliyorum, ancak doğrudan bildiğim bir bilgim ve görgüm yoktur, şoförlerin ödemesini —– kredi çekerek yaptı, davalı tarafıda tanırım, tarafların arasındaki görüşmeye şahitlik ettik, — adrese gittik, tam yerini bilmiyorum,karşı taraf ödeme yapmadı, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 16/06/2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2017 senesi yevmiye kebir envanter defterleri incelendiği, yevmiye, kebir ve envanter defterleri noter açılış tasdiki ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirilmiş olduğu, mali yönden taraf lehine delil niteliğine haiz olduğu, Davalı —- ait ticari defterler, inceleme günü sunulmadığı için ve yerinde inceleme yetkisi talep edilmediği için incelenemediği, davacı kayıtlarında davalıdan, dava tarihi itibariyle 184.500 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacının kesmiş olduğu 7.5.2017 tarihli faturanın davalının — formlarında mevcut olmadığı, davalının elden ödediğini söylediği 40.000 TL’nin davacı kayıtlarında olmadığı, davalının dilekçesinde belirmiş olduğu: “— araçlar ile turların yapıldığı” ve “41.500 TL haricinde bir bedel talep edilmeyeceği hususunda anlaşmanın” dosyada mevcut olmadığı, teknik hususta, davacının dosyaya sunmuş olduğu 7.5.2017 tarih 186.000 TL tutarlı faturanın devamında, dava dilekçesi —- olan liste ve bunlara ilişkin eklerin, teknik incelemeye muhtaç olduğu mülahaza edilmektedir, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet bedeline dair fatura alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Yapılan incelenmede, davacı taraf ticari defterlerinde davacı alacağının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafa Mahkemece belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini sunması için ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, davalı tarafça belirlenen günde ticari defterler incelme için sunulmamıştır.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davalı tarafça, davacı tarafa hitaben çekilen —– nolu faturaya ilişkin olarak — tarihleri arasında — yapılmamış olmasına rağmen hizmet bedeli olarak—— faturanın iade edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; fatura konusu hizmetin verildiğini ikrar etmekle birlikte hizmetin ayıplı olarak ifa edildiğini, hizmetin sözleşmeye uygun olarak ifa edilmemesi sebebiyle tarafların bir araya geldiğini, ayıplı ifa dolayısıyla uğranılan zararlarda göz önüne alınarak sözleşme bedeli yerine 41.500 TL ödeme ile tarafların ibra olduğunu, önceden yapılan 1.500-Tl ödemede nazara alınarak davacıya 40.000-Tl ödeme yapıldığını ileri sürmüştür.
TTK 18/3.maddesi gereğince, tacirler arasında diğer tarafı temerrüte düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, —- kullanılarak kayıtlı — sistemi ile yapılacağı düzenlenmiştir.
Davalı taraf sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldığına ve elden nakit olarak ödeme yapıldığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamamaktadır. Ayrıca davalı taraf sunulan hizmetin ayıplı olarak verildiğini usulünce ispat edebilmiş değildir. Davalı taraf anılan iddialarının ispatı bakımından yemin deliline de başvurmamıştır.
Yukarıda zikredilen yasa hükmü, bilirkişi raporu ve dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 184.500-TL alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunması dolayısıyla TTK 1530 maddesi uyarınca ve davalının faturayı 12.06.2017 tarihinde aldığını bildirdiği görülmekle ve de davacı talebi ile bağlı kalınarak davacı alacağına 12.07.2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; 184.500-TL alacağın 12/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Alınması gerekli 12.603,20-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.176,42-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.426,78- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 3.176,42-TL peşin harcın toplamı olan 3.212,32- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 849,30-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 842,45-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından dava açılırken yatırılan 150,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1,21-TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
——- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 21.365,00- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- —–tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.500,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.