Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/695 E. 2019/1415 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/695 Esas
KARAR NO : 2019/1415
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 19/03/2009
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasındaki cari hesap ilişkisi çerçevesinde, müvekkili tarafından davalıya ait firmaya bir takım ödemeler yapıldığını ve teminat çekleri verildiğini, bunun karşılığında davalının bir takım mallar gönderdiğini, ancak yapılan ödemelerin gönderilen malların bedelinden fazla olduğunu, malların toplam bedelinin———TL olup, müvekkili tarafından yapılan ödeme toplamının —– TL olup, bu durumda müvekkilinin —– TL alacaklı olduğunu, alacağının ödenmesi için ——- tarihinde ihtarname gönderilerek süre verildiğini, ancak verilen sürede ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik——- TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Davacı vekili ——– tarihli ıslah dilekçesinde özetle, ——TL’nin —– TL’lik kısmına—— Noterliğinin —— tarihli —— yevmiye no.lu ihtarnamenin tarihinden, bakiye ——– TL’lik kısmına ise dava tarihi —— itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davacı arasında hazır tavuk eti ticareti yapıldığını, yapılan ticaretin zamanla karşılıklı güven ve ticari yardımlaşma dairesinde mal satışının ötesinde şahsi kredi açma ilişkisine daha dönüştüğünü, müvekkilinin davacıya, elinde bulunan müşteri çeklerini devretmek suretiyle ödemeler yaptığını, davacının müvekkilinin iyi niyetli yaklaşımını kendi lehine kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, zira alacaklı olan tarafın müvekkili olduğunu, davacının herhangi bir alacağının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak davasıdır.
Mahkememizin——- E.—– K. Sayılı dosyasından, davanın kısmen kabulüne dair verilen —- tarihli karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuş, Yargıtay ———- Hukuk Dairesi’nin ——- E. Sayılı dosyasından yapılan temyiz incelemesi sonunda; “Dava, davacı tarafından davalıya nakit ve çek ile yapılan ödemeler karşılığı eksik verilen mal bedeli fazla ödemenin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, davacının iddialarını kabul etmemiştir. Yapılan ödemelerin herhangi bir ödeme belgesinde açıklama bulunmadığı takdirde mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olduğu, çekle yapılan ödemelerin ise yine mevcut bir borcun tasfiyesine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça satıcının ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olmaları nedeniyle bunun aksini yani yapılan para ödemeleri ve çekle yapılan ödemelerin alınacak mala karşılık avans olduğunu ispat yükümlülüğü davacı alıcıya aittir. Mahkemece ispat yükümlülüğünün davacıda olduğu gözetilmeksizin yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememizin kararının bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Dosya, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan heyete tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen —— tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda özetle, davacının davalıdan yaptığı ürün alımları tutarlarının her ay ortalama —— bin TL olduğu, buna rağmen davacının her ay alımlarından fazla ödeme yaptığı, ——— yılı mayıs ayından itibaren davalıdan alacağının düzenli bir şekilde arttığı ve artış göstermesine rağmen davacının ödeme yapmaya devam ettiği, davacının yapmış olduğu fazla ödemelerin izaha muhtaç olduğu, dosyaya sunulan belgelerden davacının para ya da çek ile davalıya yaptığı ödemeleri davalıya avans olarak verdiğinin anlaşılamadığı, davalı tarafından pos cihazı aracılığıyla yapılan ödemelerin borç ödeme olarak kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan——-TL alacaklı olduğu, yapılan pos ödemelerinin borç ödemesi şeklinde nitelendirilmesi halinde yapılan toplam ———TL ödemenin bu alacaktan mahsup edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş, davalı tarafından yeni rapor alınması talep edilmiştir. Ancak rapora karşı ileri sürülen itirazlar mahkememizce değerlendirilebilecek hususlar olması nedeniyle yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafa yapmış olduğu fazla ödemelerin mahiyeti konusunda açıklama yapması için iki hafta kesin süre verilmiş ve açıklama yapmaması halinde mevcut dosya durumuna göre karar verileceği ihtar edilmiş, ancak davacı taraf verilen kesin süre içinde yapmış olduğu fazla ödemelerin mahiyeti hususunda açıklama yapmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafından avans ödemesi olarak davalıya yapıldığı iddia edilen ödemelerin davalıdan tahsili şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Yargıtay ilamında ve yerleşik içtihatlarda belirtildiği üzere, ödeme belgesinde açıklama bulunmaması durumunda yapılan ödemenin mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekmektedir. Yapılan ödemelerin avans olarak yapıldığını ispat yükü davacıya aittir. Alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı tarafından her ay ——– TL tutarında mal alınmış görünmesine rağmen her ay alınan malın bedelinden daha fazla ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır ancak bunun nedeni davacı tarafından açıklanmamıştır. Davacı tarafa yapmış olduğu fazla ödemelerin mahiyeti hususunda açıklama yapması için kesin süre verilmiş aksi takdirde mevcut dosya durumuna göre karar verileceği ihtar edilmiş, ancak davacı taraf bu konuda açıklama yapmamış, duruşmada bu ödemelerin avans ödemesi olduğunu beyan etmekle yetinmiştir. Uyulmasında karar verilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, açıklama olmadan yapılan ödemenin borç tasfiyesi amacıyla yapılmış sayılacağı, bu durumun aksini ispat yükünün davacıda olduğu birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf yaptığı ödemelerin avans ödemesi olduğunu dosya kapsamı ile ispat edememiş olduğundan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Yukarıda açıklandığı üzere:
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın 67,50 TL peşin harç, 2.132,27 TL ıslah harcı toplamından oluşan 2.199,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.155,37-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından harcanan 1.372,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.138,68-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2019