Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/683 E. 2019/640 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/35 Esas
KARAR NO : 2019/628
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 10/01/2017
KARAR TARİHİ: 12/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket, 13,01.2014 tarihinde 500,000 TL (Beşyüzbin) sermaye ile kurulan Davalı şirketin %25 hissesine sahip kurucu ortağı olduğunu, davalı şirketin ilk olağan genel kurul toplantısını 30.03.2015 tarihinde yapıldığı ancak talep üzerine toplantının 04,05.2015 tarihine ertelenerek yapıldığını, bu toplantıda büyük tartışmalar yaşandığını, bazı ortak temsilcilerin toplantıyı terk ettiğini ve toplantı sırasında davacı temsilcisi tarafından ilk genel kurul toplatısmda sunulan gelir tablosu ve bilançonun erteleme toplantısında sunulan gelir tablosu ve bilançodan farklı olduğu tespit edilerek tutanağa alınmış olduğunu, davalının bilanço ve gelir tablosu genel kurul tarafından onaylanmayarak yönetim kurulu üyelerinin ibra teklifi reddedildiğini ve yönetim kurulu üyelerinin de ibra edilmediğini, yönetim kurulunun —– tarih ve—– sayılı kararı ile 2014 yılı bilanço ve gelir tablosunun yeniden hazırlanarak görüşülmesi ile önceki yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını görüşülmesi gündemli yeni bir genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiğini 21/12/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yeni bilanço kar ve zarar hesabının onaylandığını, davalı şirket kurulduğu günden itibaren, hiçbir biçimde aktif olarak faaliyete başlayamadığı ve tüm ortakların bu hususta hemfikir olduğunu, davalı şirketin 01/03/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile 31/03/2016 tarihinde 2015 yılı olağan genel kurul toplantısı yapmasına karar verildiğini, şirket özvarlığındaki azalma karşısında sermayenin tamamlanması veya sermayenin 1/3 ile yerinilerek şirketin devamı hususu görüşülerek karara bağlanması ilan edildiğini, 2015 yılına ait ertelenen olağan genel kurul toplantısının 16/06/2016 tarihinde yapıldığını 2015 yılında hiçbir faaliyetin yapılmadığının tutanağa geçirildiğini, davalı şirketin sermayesinin 2/3ünün karşılıksız kalması halinde TTK 376 da yer alan mevcut 1/3 ile yetinme yahut sermayenin tamamlanmasına karar verilmediği sürece davalı şirketin faaliyetine devam etmesi veya herhangi bir £enel kurulu kararı alınması olanaksız olup sadece fesih karan alabileceğini, bu nedenlerle, tazminat dahil olmak üzere fazlaya ilişkin her türlü talep vc dava hakları saklı kaymak kaydı ile davalı … ——– son yıllık bilançoya göre sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması davalı şirket genel kurulunun sermayesinin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermemesi nedeniyle TTK 376/2, Maddesi gereğince davalı şirketin münfesih olduğunun tespitine, talebin sayın mahkemece kabul görmediği takdirde terdilli olarak ortaklar arasındaki şirket ilişkisinin çekilmez hale gelmesi sebebiyle haklı nedene istinaden TTK 531 uyarınca davalı şirketin feshine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, 01/02/2018 tarihli beyan dilekçesinde, davacı şirketin genel kurula katılmayarak, toplantı nisabının sağlanmasına engel olduğunu, bu nedenle bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı, ayrıca 31/08/2018 tarihli celsede, yargılama devam ederken genel kurul toplantısı yapıldığını, 27/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında şirket sermayesinin azaltılarak faaliyetine devam edilmesine karar verildiğini, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle TTK.nun 376/2 maddesine göre sermayesini kaybeden davalı şirketin feshine karar verilmesi taleplidir.
Davacı vekilinin 12/06/2019 tarihli duruşmada beyanında karşı tarafla görüştüğünü davadan bu aşamada feragat ettiğini beyan etmiş, imzasının alındığı görülmüş olup, HMK.307.ve 309 ile 311.maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olup, hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmayıp, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde de davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/06/2019