Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/649 E. 2023/87 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/649 Esas
KARAR NO : 2023/87

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı-borçlu şirket—–arasında kurulan ticari iş ilişkisinden doğan fatura borcunun tahsil edilememesi üzerine —- İcra Müdürlüğünün —–. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine borçlu şirketin alacağın tamamı, işlemiş faiz ve tüm ferilerine itirazı ile takibin durduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin güneş paneli kurulumu sözleşmesine dayandığını, davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesinde, davacı şirket ile imzalamış olduğu güneş paneli kurulum sözleşmesi gereği teslim etmesi gereken 25.000,00 USD bedelli teminat senedini bugüne kadar teslim etmediği gerekçesiyle 25.000,00 USD’yi uhdesinde tuttuğunu belirttiğini, ancak müvekkilince —–Noterliğinin 20.12.2017 tarih ve—— yevmiye no’lu ihtarname ile teminat senedinirn davalıya iade edildiğini, davalının da—–Noterliğinin 26.12.2017 tarih ve—–yevmiye no’lu ihtarnamesi ile teminat senedini kabul etmeyerek davacıya iade ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme BK 97.maddesi gereği önce kendi edimini ifa ile yükümlü olan davacının bu edimini ifa etmeden evvel müvekkili şirketin edimini yerine getirmesini talep hakkının söz konusu olmadığını, davacının sözleşme gereği teslim etmesi gereken 25.000,00 USD bedelli teminat senetlerini zamanında ve usulüne uygun düzenleyip müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilinin bakiye 25.000,00USD bedeli teminat olarak haklı sebeple uhdesinde tutmakta olduğunu karşı yanın aksi yöndeki iddialarının hukuki dayanağı bulunmadığını, —- İli, —İlçesi, —— Mevkiinde 3800 adet güneş panelinin toplamda 931.000,00USD bedelle inşa ve kurulumu için karşı yanla 24.11.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme bedelini müvekkilinin karşı tarafa ödediğini bakiye 25.000,00USD bedelin kaldığını ve bunun haklı sebeple davalı uhdesinde tutulduğunu, sözleşmenin 7.maddesi gereğince kesin kabulden itibaren 3 gün içinde 25.000,00USD bedelli teminat senetlerini müvekkiline teslim ve taahhüt altına girdiğini, ancak teminat senetlerini süresi geçmesine rağmen düzenleyip müvekkiline teslim etmediğini, bunun üzerine kaşı yana keşide olan —-. Noterliğinin —— yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yapılan ödemelere dair düzenlenmeyen faturaların düzenlenerek müvekkiline gönderilmesi ve 25.000,00USD bedelli teminat senetlerinin düzenlenerek müvekkiline teslimi hususunda karşı yana ihtar gönderildiğini, karşı tarafça verilen cevabi ihtar ve ekinde düzenlenmeyen fatura ve teminat senetlerinin müvekkiline bildirildiğini ancak teminat senetlerinin 24.11.2016 tarihli sözleşme şartlarına ve usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından karşı yana —– Noterliğinin 26.12.2017 tarihli ve——yevmiye no’lu ihtarnamesi ile iade edildiğini, davacının taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle böyle bir durum oluştuğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava;——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. —–Asliye Hukuk Mahkemesinin ——Talimat sayılı dosyasında bilirkişiler Makine Mühendisi—— tarafından düzenlenen 07.02.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; “…dava konusu,——Esas sayı: dosyasında, takip tarihi olan 16.04.2018 tarihi itibariyle; talep edilen asıl alacağın 29.894,87$ olduğu, talep edilebilir miktarın 24.996,5394 olduğu, ffazla talep edilen kısmın 4.898,34$ olduğu, talep edilen 49,75 işlemiş faiz miktarının 979,68$ olduğu, talep edilebilir miktarın 819,16$ olduğu, fazla talep edilen kısmın 160,52$ olduğu, talep edilen toplam takip miktarının 29.894,87$ olduğu, talep edilebilir toplam takip miktarının 24.996,53$ olduğu, fazla talep edilen kısmın 4.898,34$ olduğu hesaplanmıştır, netice itibariyle, dava konusu icra dosyasında takibe devam edilecek miktarın 25.815,69$ olduğu, devam edilmesi gerekmeyen kısmın ise 4.898,34$ olduğu sonucuna ulaşılmıştır” tespitinde bulunmuştur.Dosya konusunda uzman Mali Müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2017 seneleri yevmiye kebir envanter defterleri incelenmiştir. Defterlerden yevmiye ve kebir e-defter yöntemi ile tutulmuş olup, envanter defteri noter açılış tasdiki süresinde yerine getirilmiştir. Mali yönden taraf lehine delil niteliğine haizdir. Talimat yolu ile inceletilmiş olup, 2015, 2016, 2017, 2018 seneleri yevmiye defteri noter açılış ve kapanış tasdikleri süresinde yerine getirilmiştir. Kebir ve envanter defteri hakkında bir beyanda bulunulmamıştır. Davacı kayıtlarında davalıdan 29.894,87 USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Talimat yolu ile incelettirilen davalı kayıtlarında davacıya 24.,996,53 USD borç tespit edilmiştir. Arada davalı lehine 4.898,34 USD fark mevcuttur. Mutabakat farkı, davalı kayıtlarının 2016 ve 2017 senelerine ilişkin bölümünün bilirkişi raporuna eklenmemesi sebebiyle, incelenememiştir. Davacı yan icra takibinde 974,25 İşlemiş faiz talep etmiştir. Asıl alacağa 949,75 Avans faizi istemiştir. Ayrıca 15/12/2017 tarihli alacağın ödeme tarihindeki kur değeri karşılığının ödenmesi talepli olduğu, tespitinde bulunmuştur.Mahkememiz 28/9/2021 tarihli duruşmasında, heyete sözleşme uzmanı bilirkişi eklenmesine, heyet tarafından faiz yönünden değerlendirme ve hesap yapılmasına karar verilmiş olup işbu rapor bu kapsamda kaleme alınmıştır.24/12/2021 tarihli Bilirkişi heyeti raporunda; Davacı tarafın alacak iddiasını cari hesaba göre ispat etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacı alacağının hesabında davalının defterlerinde borçlu göründüğü bedelin nazara alınması gerektiği, davalı tarafın TBK m.97 anlamında ödemezlik def’i ileri sürmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın davalından 24.996,53 USD Asıl Alacak ve 570,47 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.567,00 USD talep edebileceği, tespitinde bulunmuştur. Mahkememizin 26.04.2022 tarihli ara kararı uyarınca; “Dosyanın mahkeme dosyasına rapor sunan bilirkişi heyetine tevdii ile dosya kapsamında eklenen kayıtlar ve davacı taraf itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına” karar verilmiştir.Bilirkişi heyeti ek raporunda ; Önceki raporumuzda: “Davacı tarafın 2017 seneleri yevmiye kebir envanter defterleri incelenmiştir. Defterlerden yevmiye ve kebir e-defter yöntemi ile tutulmuş olup, envanter defteri noter açılış tasdiki süresinde yerine getirilmiştir. Mali yönden taraf lehine delil niteliğine haizdir” denilmiştir. Talimat yolu ile inceletilmiş olup, 2015, 2016, 2017, 2018 seneleri yevmiye defteri noter açılış ve kapanış tasdikleri süresinde yerine getirilmiştir. Kebir ve envanter defteri hakkında bir beyanda bulunulmamıştır. Davacı kayıtlarında davalıdan 29.894,87 USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Talimat yolu ile incelettirilen davalı kayıtlarında davacıya 24.996,53 USD borç tespit edilmiştir. Arada davalı lehine 4.898,34 USD fark mevcuttur. Davalıya ilişkin inceleme Türk Lirası kayıtları üzerinden yapılmış olup, Yabancı Para birimine (USD) ilişkin bir döküm rapor içerisine veya dosyaya sunulmamıştır. Davalıya ilişkin hesaplama döviz tutarlarına ilişkin olmadığından dolayı, davacıya ilişkin kayıtlara itibar edilmesi gerekeceği mütalaa edilmiş olmaktadır. Davacı yan icra takibinde 974,25 İşlemiş faiz talep etmiştir. Asıl alacağa 969,75 Avans faizi istemiştir. Ayrıca 15/12/2017 tarihli alacağın ödeme tarihindeki kur değeri karşılığının ödenmesi talepli olduğunu, belirtmiştir, tespitinde bulunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalı ile aralarında güneş panel kurulumuna ilişkin sözleşme olduğunu, bu sözleşme nedeniyle davalıdan alacaklı olması nedeniyle itirazın iptalini talep ettiği, davalı taraf davacının sözleşmeye göre teslim etmesi gereken 25.000 USD bedelli teminat senetlerini zamanında teslim etmediğini, senedin iade edilmemesi nedeniyle bakiye 25.000 USD’nin ödenmediğini iddia ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf icra takibinde davalı taraftan cari hesap alacağı açıklaması 29.894,87 USD asıl alacak, 974,25 USD işlemiş faiz (avans faiz) talep etmiştir. 4/9/2020 tarihli kök raporda, davacının kendi kayıtlarında davalıdan 29.894,87 USD alacaklı olduğu, talimat yoluyla alınan raporda davalının davacıya 24.996,53 USD borçlu olduğu tespit edilmiştir. Yine 1.2.2021 tarihli talimat yoluyla tanzim edilen ek raporda davalı kayıtlarına göre davalının davacıdan 24.996,53 USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından davacının bu sebeple alacaklı olduğu miktarı ispat etmiş olduğu sonucuna varılması mümkün değildir. Taraflar arasında karşılıklı bir sözleşme olmalıdır. Karşılıklı sözleşmeden doğan tüm borçlar için değil, ancak karşılıklı borçlar yani bir diğerinin karşılığı olan edimler için TBK m. 97 uygulanabilir. Karşılıklı her iki borç doğmuş ve sona ermemiş olmalıdır. Bu şartlardan anlaşıldığı üzere, aynı sözleşme içinde yer almasına rağmen, aralarında edim değişim ilişkisi olmayan edimler için veya yan borçlar için ödemezlik def’inin kullanılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, davalının bedel ödeme borcu ile davacının teminat senedi verme borcu arasında edim değişimi niteliğinde bir karşılıklık olmadığı görülmektedir. Yine teminat senedinin teslim edilmediği hallerde, davalının bedel ödemekten imtina edebileceği de sözleşmede düzenlenmiş değildir. Dolayısıyla davalı tarafın TBK m. 97 hükmünü ileri sürerek defterlerinde de yer alan bedeli ödemekten kaçınmasının mümkün olmadığına kanaat edilmiştir. Davacı tarafın alacak iddiasını cari hesaba göre ispat etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacı alacağının hesabında davalının defterlerinde borçlu göründüğü bedelin nazara alınması gerektiği, davalı tarafın borçlu olduğu, davacı tarafın davalından 24.996,53 USD Asıl Alacak, 570,47 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.567,00 USD talep edebileceği, diğer yandan davacının işlemiş faiz talebinin dosya kapsamında davalının temerrüde düşürüldüğüne dair delil bulunmayıp, sözleşmede belirli vade düzenlenmiş değildir. Yine davacı icra takibinden önce davalıya gönderdiği 20/12/2017 tarihli ihtarda teminat senedi göndermiş olup alacağını talep etmiş değildir. Diğer yandan davalı taraf 18/12/2017 tarihli ihtarda borçlu olduğunu kabul etmiş olduğundan, bu tarihten icra takip tarihi olan 16/04/2018 tarihine kadar davacının işlemiş faiz talep etmesinin mümkün olduğu kanaat edilerek davacının takip talebinde 24.996,53 USD asıl alacak ve 570,47 USD işlemiş faiz olmak üzere 25.567,00 USD talep edebileceğine kanaat edilmiş, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE; —-.İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 24.996,53 USD asıl alacak, 570,47 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.567,00 USD üzerinden devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine,
3- Alınması gerekli 7.856,02-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.454,63-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.401,39-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 1.454,63-TL peşin harcın toplamı olan 1.490,53‬- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.017,50-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.901,10-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan dava değeri (25.567,00 USD x4.4982 TL dava tarihindeki efektif satış kuru) üzerinden hesaplanan 18.250,82- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca (red olunan dava değeri 23.850,00 TL üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti tutarı) 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine, Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.