Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/632 E. 2021/1411 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/632 Esas
KARAR NO: 2021/1411
DAVA :İtirazın İptali (Banka kredi alacağı)
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-yılında akdedilen — istinaden söz konusu şirkete kredi açılmış ve kullandırıldığını, Diğer davalı —- müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla imzalamışlardır. İcra dosyası kapsamında yer alan —– düzenlenmiş olup, Borçlar kanunu gereğince müteselsil kefilin sorumluluğunun hukuki sonuçları sözleşmede belirtildiğini, aynı sözleşmenin — davalının — bedel ile —— imzaladığını, bu nedenle davalı—— kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirtilen söz konusu — gereğince verilen kredinin ödenmemesi üzerine borçlulara —– yevmiye keşide edildiğini, söz konusu ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu- davalılar hakkında —— dosyası ile ilamsız icra yoluyla icra takibi başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından —–nolu ihtarnamesi ile hesap kat ihtarnamesi tarafımıza tebliğ edildiğini, söz konusu ihtarnameye olan itirazlarımız—-Yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı tarafa bildirildiğini, —–ilamsız takip başlatıldığını müvekkili tarafından süresi içinde gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak, davacı kat ihtarnamesi ile gönderilen hesap doğru olmayıp, bu kat ihtarnamesine dayalı olarak açılan takipte doğru olmadığını, yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile de sabit olacağı üzere; müvekkilimin davacı tarafa borcu olmadığını, kabul etmemekle birlikte; bir an için müvekkilinin davacı tarafa böyle bir borcu olduğu kabul edilmiş olsa bile hesap kat ihtarnamesinde kat edilen işlemiş akdi faiz, işlemiş gecikme faizi, diğer —- sözleşmeye göre hesaplanmamış, fahiş bir hesaplama yapılarak olmayan bir borç yaratılarak haksız bir kazanç sağlanmaya çalışıldığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı banka tarafından, asıl borçlu şirket ve müşterek ve müteselsil kefil hakkında ödenmemiş kredi borcu nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf teşkili sağlandıktan ve deliller toplandıktan sonra işin esasına girilip gerekli inceleme yapılmıştır.
Davalı—– cevap dilekçesinde kat ihtarnamesi ile gönderilen hesabın doğru olmadığını, faiz oranlarının hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalı —- dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı druşmalara katılmamış, yazılı bir cevap dilekçesi de sunmamıştır.
Davaya konu olan—- icra takibi dosyası celp edilerek dosyamız arasına konmuştur.
Davaya konu —- takip dosyası incelendiğinde, bankanın —– alacak üzerinden icra takibine başladığı, ödeme emrinin, — tarihinde tebliğ edildiği, her iki borçlunun da — tarihinde borca, faize ——- ferilerine itiraz ettiği, borçlulardan — yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra dairesinin kendi muamele ———- icra daireleri olduğunu ileri sürdüğü, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde — tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Kredi kullandırılan—— bulunduğu yer —– olmakla, bankanın başlattığı icra takibinde yetki itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiş, esasa geçilmiştir.
Takibe ve davaya dayanak yapılan kredi sözleşme örneği, kredi kartı kayıtları ve hesabın katına dair ihtarname örnekleri dosyamıza sunulmuştur. —-tarihli kredi ——- göre banka kayıtlarının esas alınacağına dair delil sözleşmesi aktedilmiş olduğu görülmüştür.
Banka ile davalı—– limitle müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzalamıştır.
Davalı asıl borçlu—– tarihleri arasında muhtelif tarihlerde kredi kullandırıldığı anlaşılmıştır.
— tarihinde hesap kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edildiği,—-içinde ödenmesinin ihtar edildiği, bu ihtarnamenin her iki borçluya da —- tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı bankanın icra takip tarihi itibari ile kullandırılan kredilerden dolayı davalı borçludan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi —- tarihli raporunda özetle davacın bankanın ——-göre— temürrüt faizi, ticari kredili mevduat hesabı için —- maddelerine göre de seçenekli hesap yapımştır. Davacının itirazları doğrultusunda bankacı bilirkişiden ek rapor alınmışsa da, bilirkişinin —-ek raporuna gelen kimi itirazların karşılanması gerekitğinden davacı bankanın talebi doğrultusunda üç kişilik bankacı bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Üç kişilik bankacılık alanında uzmandan oluşturulan bilirkişi heyeti —- akdi faiz oranının uygulanacağını, temerrüt ile takip tarihi arasında da — oranında temerrüt faizi uygulanacağını, davacı bankanın toplamda ———— alacak üzerinden talebi devam edebileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin raporuna karşı davalılar itiraz dilekçeleri sunarak sadece banka kayıtlarının esasa alınmış olmasına, ticari defterlerinin incelenmemiş olmasına, faiz oranlarının fahiş olmasına itiraz etmişlerse de bu itirazlar esasa etkili değildir. Davacı banka da rapora itirazlarının olmadığını beyan etmiştir.
Ancak bilirkişi heyetinin temerrüdün —- tarihinde oluştuğuna dair tespitleri hatalı görülmüştür. İlk bilirkişi raporunda bahsedildiği gibi kat ihtarının tebliğ edildiği — tarihinin — süre verilmiş olması göz önüne alındığında temerrüdün —-gün ekledikten sonra sanki hafta sonuna denk gelmiş gibi —— eklemiş —- tarihinde temerrüdün oluştuğunu kabul etmişlerdir. Her ne kadar davacı bankanın bu duruma itiraz etmediği görülmüşse de, bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bu kez, aynı üç kişilik bilirkişi heyeti,—— ek raporlarını sunmuştur.
Bu raporlara karşı da davalılar, kök rapora olduğu gibi sadece bankanın kayıtlarının incelenmiş olmasına, faiz oranlarının fahiş olmasına itiraz etmişlerdir. Bu itirazların, ticari faizlerde ——- uygulama alanı bulmaması sebebiyle ve banka kayıtlarının esas alınacağına dair delil sözleşmesi yapılmış olması sebebiyle, dinlenir tarafı yoktur. Davacı banka ise, ayrık rapora itiraz etmiş, çoğunlukla hazırlanan ek rapor doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiştir.
Gelinen aşama itibariyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor istenmişse de soyut itirazlar yeni bir heyeti gerektirmediğinden, mahkememizce davacının kendi aleyhine olan kabulleri de benimsenerek hüküm kurulabilmektedir.
Bilirkişilerin ———- raporunda da bankanın aleyhine temerrüt tarihi — Esasen— kredilerinde dosyada mübrez hesap özetlerinden bankanın borçluya —– kadar temerrüt faizi uygulanması gerektiği mahkememizce fark edilmiş ise de, bankanın temerrüt tarihi ile faiz oranına itiraz etmediği, aleyhine olan durumu hem bilirkişi heyetinin kök raporunda — hem de ek raporunda —- kabul ettiği görülmüştür. Bu durum davalılar yararına usuli kazanılmış hak yaratmıştır.
Mahkememizce denetlenen bilirkişilerin —— tarihli bu raporunun, diğer yönler bakımından denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, toplamda yapılan hesaplamaların ilk bankacı bilirkişinin tespit ettiği alacak miktarlarına da yakın olduğu, hesaplama yönteminin sözleşmeye ve yerleşik içtihatlara göre uygun olduğu görülmüş, bu bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek hüküm oluşturulmuştur. Bilirkişi raporunun ——-yazılmıştır. Ancak bu durum dört işlem hatası olup maddi hata mahiyetinde olduğundan resen giderilmiştir.
Üç kişilik bankacı bilirkişi heyetinden bilirkişi —– tarihli ayrık raporunun neden hükme esas alınmadığına da değinmek gerekir: ——- tarihli ayrık raporda iki seçenekli hesaplama yapılmış olup, birinci seçeneğin—— ticari kredilere uygulanması mümkün değildir. İkinci —– —— tutara temerrüt faizi uygulanması yöntemi — uygundur, nitekim bu hesaplar, bilirkişi heyetinin —–tarihli ek rapordaki tespitlere de yakındır. Ancak ikinci seçeneğe göre yapılan hesaplamalarda da bilirkişinin asıl alacak tespiti bankanın takip tarihinde belirttiği tutarları aşar şekilde olup, buna göre yaptığı temerrüt faizi hesabının da kabul edilmesi mümkün olmayacağından, ayrık raporun benimsenmesi mümkün değildir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
—- takip dosyasında davalılarca yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin, tahsilde tekerrüre yer vermemek kaydıyla,
a)—–
b)—-
c)—- olacak şekilde,
ÖZETLE toplamda; takibin,
—- asıl alacak,
—- işlemiş faiz,
—–
—- ihtarname masrafı olmak üzere toplamda —- üzerinden devamına; fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE;
— ait asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar —- oranında temerrüt faizi uygulanmasına;
—-kredilerde ise asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar —– oranında temerrüt faizi uygulanmasına;
Asıl alacağın —-icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine;
2- Alınması gerekli 101.749,11-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen toplam —- yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren —- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 84.933,20-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden davalılar vekili için takdir olunan 11.617,71- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/12/2021