Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/620 E. 2019/758 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/921 Esas
KARAR NO : 2019/736
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 02/08/2018
KARAR TARİHİ: 26/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın dava dışı ———– iki adet kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin sicilden terkin edildiğini, şirketin İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün ——-E ve İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün ——– E sayılı takip dosyaları ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin———- E sayılı dosyası ile derdest olan davalarının bulunduğunu, şirketin tasfiyesinin gerektiği gibi tamamlanmadığını, bu nedenle ticaret sicilden terkin edilen—————– müvekkili arasında alacağın tahsili amacıyla derdst icra takibi ve dava mevcut olduğundan ——- tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilen ————– ihyası ile şirkete tasfiye memurunun atanmasını, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———- TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava;———- resen silinen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Asıl davada sicil müdürülğüne aleyhine ihya davası ikame edilmiş; birleşen davada(Anadolu 5 ATM ———- K) ise aynı taleple resen terkin edilen şirketin sicildeki son yetkilisine dava yöneltilmiştir.
6102 Sayılı TTK. Geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar kanunda sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Kanunda yapılan düzenleme uyarınca Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı açıkca kabul edilmiştir. Kanun koyucu aynı maddenin 15. fıkrasında yapılan düzenleme ile ticaret sicilinden bu kanun hükümlerine göre kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Yüksek Yargıtay yerleşik uygulaması da bu yöndedir.————— 6102 sayılı TTK. Geçici 7. madde uyarınca açılacak ihya davalarında davanın sadece ilgili ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmesi zorunlu ve yeterlidir. İhyası istenen şirket TTK. da öngörülen olağan tasfiye usulüne göre tasfiye edilmemiş olduğundan ve tasfiye memuru bulunmadığından ayrıca başkaca herhangi bir kişiye yönelik dava açılması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, ————sicil numaralı ———– tarihinde TTK.nun geçici 7. maddesine göre resen ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Resen terkin edilen şirketin ihyası talep edilirken davanın sadece sicil müdürlüğüne yöneltilmiş olması yeterlidir.
Terkin edilen şirketin İstanbul 10. icra müdürlüğünün—— E ve 13. icra müdürlüğünün ————- E sayılı takip dosyalarında borçlunu olduğu ileri sürüldüğüne göre, bu iddanın doğruluğu teyit edildiğinde TTK. Geçici madde 7 nedeniyle terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararının olduğu açıktır. Yine davacı, terkin olan şirkete karşı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, ———- E sayılı dava dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği ileri sürmektedir.
Dayanak gösterilen İstanbul 10. icra müdürlüğünün——— E ve 13. icra müdürlüğünün —– E sayılı sayılı dosya celp edilerek incelendiğinde, alacaklının —— olduğu, 10. icra müdürülğünün dosyasında iki borçludan birinin; 13. icra müdürlüğünün takip dosyasında ise üç borçludan birinin terkin olunan şirket olduğu anlaşılmıştır.
Yine davacının dayandığı, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— E sayılı dosyası celp edilerek incelendiğinde davacının ——– olduğu, terkin edilen şirketin üç davalıdan biri olduğu, davanın menfi tespit talepli olduğu, dava tarihinin ——olduğu, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Özetle,TTK’ nin Geçici 7. maddesine göre münfesih sayıldığından resen sicilden terk olunduğu, davalı —- tarafından yapılan işlemlerde Usul ve Yasa’ ya aykırılığın söz konusu olmadığı, derdest olan takip dosyalarında ve dava dosyasında yargılamaya devam edilebilmesi için taraf teşkilinin sağlanması bakımından söz konusu şirketin ihyasının gerektiği, TTK’ nın Geçici 7. Maddesi hükmü doğrultusunda davacının şirketin ihyasını talep edebilmesi için haklı sebebinin ve hukuki yararının mevcut olduğu, davalı ticaret sicil memurluğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple ticaret sicil memurluğu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceği, Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere belirtilen şekilde terkin olan şirketin ihya olunması durumunda tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, asıl davada davanın kabulüne; birleşen davada ise son yetkilinin, resen terkin olan şirketin ihyasında taraf gösterilmesine gerek olmadığı anlaşılarak pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Resen terkin olan şirketin ihyasına karar verildiğinden tasfiye memuru atanmasına gerek olmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A)ASIL DAVADA,
1-Davanın KABULÜ ile, ——– sicil numaralı —————– İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün ——– E ve İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün ———- E sayılı takip dosyaları ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- E sayılı dava dosyası yönünden geçerli olmak üzere, bu takipler ve dava sonuçlanıp kesinleşme ve infazına kadar geçerli olmak üzere İHYASINA,
2-Tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına;
3-İhya kararının ——- Gazetesinde ilanına, masrafın davacı tarafından karşılanmasına,
B)BİRLEŞEN DAVADA;
1-Birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— K sayılı dosyasında, ———– aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine;
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuyla bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2- Davacının yaptığı giderlerin davanın mahiyeti itibarı ile kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Tarafların yatırdığı gider avansında artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
B)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuyla bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2- Davacının yaptığı giderlerin davanın mahiyeti itibarı ile kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Tarafların yatırdığı gider avansında artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/06/2019