Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/607 E. 2020/200 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/607 Esas
KARAR NO : 2020/200 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, borçlu davalıya sattığı mallara ilişkin düzenlediği ———— seri numaralı —— bedelli ödenmeyen fatura tutarının faiziyle birlikte toplam ———tahsili amacıyla—— İcra Müdürlüğünün ———-Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, kötü niyetle yapıldığını beyanla itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini, başlangıç tarihine ilişkin talepleri kabul edilmezse dava tarihinden itibaren alacağa ticari faiz işletilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükrnedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasını vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalıya tebligat yapılmış, ancak davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle,——- İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasının içinde bulunan——————- İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası incelendiğinde; —- aleyhine … vekili tarafından;—— İşlemiş faiz olmak üzere —- Toplam alacağın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık ———– yasal faizi ile tahsilinin talep edildiği, davalı/takip borçlusuna —— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalının ——– tarihli Dilekçe ile, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her iki tarafın da tacir olması ve TTK 64. madde uyarınca defter tutma yükümlülüğünün bulunması sebebiyle TTK 83. madde ve HMK 222. madde uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalıya ait ilgili döneme ilişkin ba-bs formları getirtilerek ve dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. ——- tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacıya ait ———- senesi yevmiye kebir ve envanter defterleri noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdikleri süresinde yerine getirildiği, sunulan defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı taraf ticari defter ve kayıt sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtları, fatura üzerindeki kayıtlar, davalıya ait Ba-Bs formları değerlendirildiğinde, davacının davalıdan cari hesap bakiyesi olarak —— alacaklı olduğu, yani davacının ——— alacak talebinin yerinde olduğu, davacının icra takibindeki işlemiş faiz talebi ve yasal faiz oranı ————– hususunda, takdirin mahkemeye ait olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalardan kaynaklanan alacak nedeni ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali hususundadır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Yapılan incelenmede, takip konusu fatura davalı tarafça bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmiştir. Ayrıca faturada davalı şirketin kaşe ve imzası bulunmaktadır. Davacı tarafça düzenlenen faturayı, davalı taraf kayıtlarına işlemekle ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmekle fatura içeriği kabul etmiş bulunmaktadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere————————— fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu tutarın ödendiğine ilişkin davalı tarafça bir delil getirilmemiştir.
Davacı tarafın ticari defterleri kendi lehine delil vasfına haiz bulunmaktadır. Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Anılan yasa hükmü gereği davacı tarafça usulüne uygun olarak tutulan ve davacı taraf lehine delil vasfına haiz bulunan davacı ticari defterleri, davalının vergi dairesi kayıtları ile uyumlu bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle ———–alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı alacağı takip öncesi belirli bulunduğundan kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte ise de davacı taraf takip talebinde yasal faiz işletilmesi talebinde bulunduğundan ve bu talebi ile bağlı olduğundan, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Buna karşılık takip öncesinde davacı tarafça davalının temerrüte düşürülmesi söz konusu olmadığından takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davasının kısmen kabulü ile; Davalının ——İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ——-TL asıl alacak ve takipteki taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin ve asıl alacağa ticari faiz yürütülmesi talebinin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarının % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli — harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan — peşin harcın mahsubu ile bakiye ——- davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı,182,64-TL peşin harcın toplamı olan 218,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 870,05-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 867,06-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne , davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..25/02/2020